yeni filtreli donlar ile artık tarih olmuştur. uzun otobüs yolculuklarında misafirlikte sınavda heryerde ekşi ekşi osurabilirsiniz. lüküs hayat oh ne rahat.
güzel ve hoş bir kız gelir ve kibarca size bişey sorar, kızı görmenizle birlikte kısmı bi heyecan oluşur ama eliniz ayağınız dolaşmaz, kem küm hık mık felan değildir bu, gayri ihtiyarı oluşan minicik bi adrenalin artışıdır. ulan kız efendi efendi geldi güzel güzel sordu bende adam gibi düzgünce anlatayım dersiniz içinizden tam başlarsınız konuşmaya ve ikinci bilemedin üçüncü kelimede boğazınızda, hani tam yutkunduğunuz yerde, lokmalar geçerken azcık zorlanırya aha tam orada bi miktar (balgammı diyeyim sümüksü bi sıvımı diyeyim artık ne diyeyim bilmiyorum allah belasını versin onun) sıvı beliriverir ve söylediğiniz kelime birden bulanık bi hal alıverir, "şurdan dönüyoğğrğsunuz öhü öhü felan" ufak bi öksürme aksırmayla hemen düzelir tekrar toplarlarsınız ama olmuştur bi kere amk. birden adamı ateş basar dışardan belli olmaz ama tuvalette ıkınıyormuşcasına bi his oluşur bünyede kendi kendine kızarsın; ulan sabahtan beri yanındaki arkadaşla konuşuyon bi defa olmadı şimdi niye oluyo a.q . inşallah bi daha olmaz, yoksa kız beni abazan falanmı sandı lan rezil olduk amk.
yıllardır aralıklarda yaptığım gözlemlerle yazısı güzel olan kişilerin veya güzel yazmaya çalışan kişilerin bazı konularda takıntılı, bazılarının kronik depresyon hali olduğunu ve buna benzer psikolojik olumusuzluklar sergilediklerini gözlemledim. sağlamasını yaptığımda %70 in üzerinde tuttu hiç fena değil.
erkeklerin yeni ergenliğe girdikleri dönemde sürekli yaşadıkları hadisedir. yeni alınan bir elbisenin sürekli giyilmesi yeni alınan bir oyuncağın ilk günlerde sürekli oynanması gibi, takım taklavatın işemek dışındaki yeni ve zevkli bir fonksiyonunu keşfeden ergenimizde bunu fütursuzca kullanır ilk zamanlarda, uygun ortam bulunur bulunmaz hemen osbir çekilir, günde 5-6 allah ne verdiyse, buda bozulurmu yıpranırmı aşınırmı hissiyatı gidermi gibi endişeler yoktur o zamanlarda tek amaç kasıklarda o ince zevkli sızıyı hissetmek aletin zonklamasıyla kendinden geçmektir. bu zamanlarda cenabet gezmek olasıdır, günde 5-6 kere duş almakta olacak iş değildir zaten. ebevenylerde bu konularda genellikle zamanında çocukla konuşmazlar.
vakti zamanında anadolunun bağrından ufak sayılabilecek bir ilçeden gelip istanbulun hengamesine düşmüş biri olarak deneyimlerimden birisi; 30 dakika boyunca dolmuş bekleme deneyimimdi. kaldırıma dizilmiş 3 tane tek sıra insan topluluğu, elinde düdük olan bir vatandaş, belediyeyemi çalışıyo dolmuşçularla ortakmı, gönüllü halk hizmeti adamımı kestiremedim o zaman, dolmuşun gelmesiyle birlikte bi düdük sesi; "sen sen sen bin bin bin bin hadi abla çabuk olalım trafik tıkanıyo" felan, noluyoz amk inşaata amelemi toplanıyo burda durumu. yanımdaki arkadaşla birbirimizi dürtüp noluyoz lan amk nereye düştük lan biz diye geçen otuz dakika.
yalnız bekar yaşayan erkek olabilir. ütü yapmaktan hiç hazzetmez, işi gücüde uygunsa geçirir tişörtü üstüne arkasına bile bakmaz, hatta siyah tişört giyerki kırışık bile olsa belli olmaz.
dekolte giyildiğinde ayna karşısında dekoltenin duruşu çekiciliği ve makul miktarda açık-kapalı oluşu kontrol edilir bayanlar tarafından, ancak dekolteler herzaman yukarıdan daha net ve güzel görünür, bu durumda gözü takılmayacak muavinin alnından öperim. yerinde çay kahve servisini bile yaparım.
çok zayıf olan halk arasında kurugöt diye adlandırılan zamanında benimde içinde bulunduğum kişiler için daha fena durumdur. anlatılmaz yaşanır adeta. şimdi kocagöt olduk düştüğümüz yok a.q