Uzak mesafeyse bir hayli zor olacak ilişkidir. Gün içinde, aile terbiyesi görmemiş şebeklerle psikolojisi bozulup bunu ilişkisine yansıtacaktır. Yakınsa veya beraber yaşanıyorsa olabilir.
Danışıklı dövüştür, pek samimi değil. Ailelerin seçimi gibi olur bir nevi. Sevgi ikinci planda ve sonradan gelen bir şeydir ki sonradan zamanla sevmeye inanmıyorum. Gönlünde kim varsa aklına kim geliyorsa ona aitsin demektir.
Felsefe kitabı okuyorsanız gerçek bir felsefi yaklaşımınız yoktur. Başkalarının felsefesini benimseyen insanlar da zaten sıkıcıdır, kitabın sıkıcılığı değildir o. Gerçek bir felsefeci koltukla konuşan, sandalyeye karnın aç mı aşkım diye soran insandır.
Hepsine Corona bulaştı şimdi.
iyi de neden Nutella?
Ben olsam herkes bir yere toplanmışken diğer reyonlarda ne var ne yok alırdım. Nutella da eksik olsun canım.
Şu hayatta en nefret ettiğim şey. Keşke insanlar bu kadar tez canlı olmak yerine karşısındakini dinlese, anlamaya çalışsa.
Yine her şey sarpa sardı ağzımızı açtık diye. Ah bir dinleyin.
Vücuduna zarar veren her şey günahtır. israf, aşırılık haramdır.
Mastürbasyon vücudun doğal ihtiyacını karşılamaktır. Ama siz buna bağımlı ve doyumsuz hale gelirseniz evet günah işliyor olabilirsiniz. Çünkü hem vücudunuza hem zihin sağlığınıza zarar veriyorsunuz.
Kendimi eksik hissetmeme sebep olan şeydir kitap okumamak. Canım sıkıldığında, canım sıkkın olduğunda en azından kafamı dağıtmak, kendimi geliştirmek adına her defasında kitap okumam lazım desem de mutsuz olduğum hiçbir dönemimde açıp kitap okuyamıyorum. Ancak sevdiğim birisi hediye ederse veya kitap oku derse okudum bu zamana kadar.
Binlerce yıldır her sabah güneş doğuyor. Bir çiçeğin tacına arı, ağacın yapraklarına çiğ damlaları, çimenlere gün ışığı teşrif ediyor. Bir kuş günaydın mesajı veriyor, bir yırtıcı geriniyor, bir böcek yuvasından çıkıp güneşi selamlıyor.
Binlerce yıldır devam eden bu döngünün geldiği son noktada insanlar kapital sisteme kurban olmuş, işlerine gitmek için uyanıyorlar.
Binlerce yıldır devam eden bu döngüde insanlar dünyayı mahvetmek adına bir sabaha daha kalkıyor. Acaba bugün hangi savaşı çıkarsak, hangi hastalıklara ve doğal afetlere sebep olsak diye bilinçsiz veya bilinçli bir adım daha atıyor.
Binlerce yıldır devam eden bu uyanış öyküsünde insanlar artık pek de mutlu sayılmaz.
Herkes kendi mutluluğunun derdine düşmüş. Neden düşmesin ki? Neden bunca kötülük varken ben, sen gülmeyelim ki?
Mutlu sabahlar. Her şeyin daha güzel olması dileğiyle...
2 kaldırım taşı arasına sıkışmış çakıl taşı gibi hissediyorum. Bu hallerden çıkmak istiyorum ama kendi başıma yapamayacağımı, hayatın doğal akışı olan rüzgarın buna yetmeyeceğini biliyorum. Bir kuvvetin beni buradan çıkarması gerekli. Ya birinin ayakkabısının altına yapışıp ona bir süre zulüm olacağım ya da bir vicdanlı beni elleriyle alıp sakin, ayak altı olmayan bir yere koyacak.
Kimsesiz hissetmekten de olabilir. Çevresinden memnun olmayabilir ve kafa yapısının uyuştuğu tek insanı mutlu etmek, onunla mutlu olmak istiyor olabilir. Bunlar sevmeye yol açar ama aşık olmak derseniz bunun bir izahı yoktur.
Aşık olunca sümüklü burnunu çekişi bile çekici gelir size. Herkeste var olan basit bir yara, hastalık durumunda sanki kendi canınız yanıyor gibi hissederseniz. Sevgi ve aşk birbirine çok yakın kavramlardır ama sabah uyandığınızda aklınıza anında onun gelmesi ile tüyleriniz diken diken olmuyorsa sadece seviyorsunuz aşık değilsiniz demektir.
Aşık olmanın izahını çözemedim ben henüz.
Düzenli bir hayat istiyorum artık. Hayatımı tek kişilik yaşamak istemiyorum. evimde sevdiğim insan olsun, her adımımız beraber olsun istiyorum. Para pul istemiyorum, statü ve kariyer istemiyorum. Sadece rahat yaşam sürmek, kendi yağında kavrulan bir ailem olsun istiyorum.
Bu isteklerimin gerçekleşmesi için birkaç zaman daha sabretmem gerekiyor. Bu süreçte sabrı taşanlar, umudunu kaybedenlerden olmak istemiyorum.
Yalnızlık ve kimsesizlik insanı yoruyor. Ama hayallerimin gerçekleşmesine az kaldığını da hissediyorum.
Hepimiz yanlış bir devirde doğmuşuz aslında. Bunda en büyük suç güzel zamanlarda yaşayan insanlarındır.
Ne hale geldi dünya? Ne bu ülkenin hali? Nedir bu insanlığın gidişatı?