''napıcam la ben şimdi nereye, kime gitsem bu saatte.''
''geri dönüp hemen özür dilesem acaba, yok be sittiri yedik, özürü mü kaldı?''
''lan biz hiç kimseyi kovamadık böle, basıp gideni de hep evine kadar bıraktık hep ya hep.''
''kapının eşiğinde duriyim iki dakka düşüniyim, hem belki gelir beni yukarı çağarır tekrar.''
''la ben mal gibi niye kapının dibinde bekliyom kapıcısı, komşusu görücek zaten rezalet çıktı gece gece.''
'' en iyisi ben hemen kaçayım böle şimdi peşimden gelse yakalasa beni eve gir der, sora yine sinirlenip dellenip tekrar kovar, gene arada kalırım.''
''gitsem gidemem, kalsam kalamam, şaştım bu işe
hayır mı şer mi bilmem ama ateşteyim ben ateşte *''
''arkamdan bişey fırlatmadı ilginç; terlik, traş bıcağı, havlu pijama hepsini çantayla birlikte suratıma bi hamlede çaktı. Ben genede merdivenleri bir kontrol ediyim.''
'' ne geçmez 5 dakikaymış yahu sabah oldu be hocu! gidiyim müzik dinleyip arabada uyuyim kafam açılana kadar''
istanbuldan nefret ederek hayatına küsen,
sevdiceginden meram bulamayıp kendinden sıkılan,
tutunamayıp, heyecansızca tutuşan,
anladıklarını, anlayanları, anlayamayan,
bir tek sen değilsin be adam.
''aman adamım sen yazma böle şeyler, daşşağından da geçsek o daşşak bizim daşşağımız'' dedim
''aman hocu darlama beni'' dedi
''aman abi rezil bir kış daha geçti daraldım zaten'' dedim
''amansızca hayata abanmanın vakti geliyor o zaman'' dedi
''aman adamım; aman, aman...'' dedim
ulemayım ben hattat yazan hocayım, zokalandıkça havalanan bir marabayım,
sıkıldıkça yaşadıklarımı yazarım,
ben seks bağımlısı bir hastayım,
gündüzlerimi satar, gecelerimi anlatır,
düşlerimi unutur, geleceğimi sorgularım.
''uyuycanda büyüycenmi lan?'' dedi
''he la, ne uyucam ki ne'' dedim
''ne uyuycan layyn'' diyerek sesini yükselti
tanım: sızana veya bayılana kadar ayakta kalarak acı çekmenin rüyalar ile süslenmiş uykuların yerine geçtiğini bildiğimiz anlar neticesinde oluşan kişisel inatlaşma ile geçirilen zaman dilimi.
zihninimizi ve vucudumuzu sınırlara kadar zorlama neticesinde içine girdiğimiz mallaşma süreci.
sürdüremediğimiz anılarımızı gerçeklikler dışına atma süreçlerini, gerçekleştirmeye çalıştığımız bocalama anları.
black metal icra eden ve/veya dinleyen ülkemiz grupları ve müzik severleri; ülkücülükleri ile harmanladıkları iskandinav mitolojisi içeren ucuk zihniyetlerini dandik ve dengesiz tavırları ile halka sergilemişlerdir. Death metalci tayfa ise genelde iyi porno arşıvi ile yetiştirdikleri ahlaksız düşünce yapıları ile; güncel ve sosyal konular ile ilgili genel geçerli tabuları yıkmaya çalışırlar.
Karıştırmayalım.
lakin bir metalci tatilde güneye değil kuzeye gidiyorsa, düzenli bir porno arşivi sahibi ise, bozuk ingilizce ile uydurma mitolojik epik öğeler içeren şarkılar besteliyorsa, porno izleyip beste yapıyor ise; ülkücü olmasında da şaşılacak bir şey yoktur.
+ niye beraber tangoya, salsaya, modern dansa gitmiyoruz biz?
- olur. ama ilk önce ben arabayı şöyle şehre hakim bi tepeye çeksem, üstüne çıkıp sevişsek ne dersin?
+ ay ne saçmalıyosun ne alakası var?
- aynı şey işte özgürlük hissi, şehvet, heyecan birazda çılgınlık
+ aklın hep böyle şeylere çalışıyo
- evet
sigara yasağını uygulamayan yerlere girdiğimde inadına anasonlu püro içiyorum, uygulayan yerlerde ise tütün çiğneyip boş bardağa tükürüyorum. her iki şekilde de garson gelip uyarıyor ve bir sonuç alamadan geri dönüyor. *
türkiye'de ''eee ağacıı büyüttük meyvasını yemeyecek miyiz?'' diyerek kendini savunan insanımsı yaratıktır.
daha medeni toplumlarda ''hangi baba kızına bunu yapmak ister ki? ben hastayım istemeden yaptım, tedavi olmak istiyorum'' diyerek kendini savunan insanımsı yaratıktır.
her insanın taşıdığı genler neticesinde; tipten (bkz: fenotip) ziyade, davranışsal ve içğüdüsel anlamda birbirine benzemesi olayıdır.
''evrilipte marilyn manson'a benzeyecek halin yoktuya adamım'' dedim.
''yok hocu ben artık traş falan da olmuyacam, saçıda uzatacam tekrardan iyice'' dedi.
''aman abi sosyal statü, saygı, sevgi, sex'' dedim.
''pelüş pandası olacağıma doğal boz ayı olurum'' dedi.
''ayısın zaten koçum merak etme'' dedim.
''arada bi haklı çıkman sinirlerimi bozuyo'' dedi.
''evet''dedim.
izlediğimiz örnekte RTE'den aldığı gazı; Bulgaristan'dan Türkiye'ye satılan doğalgaza çeviren
TRT muhabirinin, iş disiplinini ve ciddiyetini hayretle izliyoruz. Başbakanların mimiklerine özellikle dikkat edelim.
ofisinde penceresi olmayan, cep telefonunun çekmediği odasında * çalışan, dünyaya açılan tek penceresi bilgisayarının ekranı olan ve eve araç ile gidip gelen insandır.
bir hafta internete girmeyince çok canım sıkıldı, sürekli hayatımı sorguladım ve aldığım cevaplar beni çok daralttı; sonunda bunalıma girdim. Bağımlı olmuşuz resmen. Yüksek kafeinli içecekler, two and a half men ve maxim üçlüsü ile kendime gelip 2 günde bunalımı atlattım.