katma değer üretmeyen, aklı öne koymayan, birbirinin tekrarı bir düzeni takip eden herkes çok değil 10 seneye büyük sıkıntılarla yüzleşecek.
hiçbir şirket, 24 saat çalıştırabileceği; yorgunluğu, molası, ihtiyacı, yeme içmesi, sigortası, yol ve sağlık masrafı vb. şeyleri olmayan araçlar varken bu tür tiplere para gömmek istemez.
eleman atom karınca gibi ordan oraya koşturup duruyor.
80 yaşında bunağın twit atmak dışında bir sike yaramadığı dönemlerden ordan oraya vızır vızır koşturulan döneme ha.
vay amk.
meseleye bu yönüyle de bakıldığında akepenin korku ve endişesinin kaynağı daha net görülüyor.
akepe karşısında asla etkin bir muhalefet istemez. alışık da değil. gılicdarogli akepenin uyuşmasını sağlamış resmen. akepe karşısında daha atik, cevval bi tip görünce napacağını şaşırdı sağa sola saldırıyor anca. yetişmesi mümkün değil.
biz şu an fertler olarak bir koruma kalkanı altındayız. bu kalkanı binlerce yıllık köklü tarihimiz, şehitlerimiz, gazilerimiz ve son kertede ulu önderimiz mustafa kemal atatürk inşa etti. şu anda da hala başımızda tutuyor. bizi koruyup kolluyor.
bize düşen, bu kalkan hala oradayken çok geç olmadan kalkanı güçlendirmeye çalışmak ve savunmasız kalmamızı önlemek.
bunu nasıl yaparız?
elbette çok çalışarak.
üreterek.
ihracat yaparak. yurtdışından ülkeye döviz getirerek ve elde ettiğimiz kaynakları mantıklı kullanıp daha yüksek değerlere dönüştürerek.
bu sayede üzerimizdeki kalkanın gücü daha da artar.
filistin'e iyi bakın, çok iyi.
işte biz yarın o duruma düşmek istemiyorsak, bu kalkanın kat kat daha fazla güçlenmesi adına çalışmaya, çok çalışmaya mecburuz.
kendimiz ve sevdiklerimiz, sonrasında bütün milletimiz için.
insanları ittapar, köpektapar diye fişleyip hedef gösteren orospu evlatlarının altından çıkan bir katliam olduğu düşünülüyor, araştırılıyor.
eğer bu tescillenirse, hayvanseverleri " ittapar, köpektapar " sözleriyle fişleyip hedef gösteren her türlü orospu evladını TCK md. 216 uyarınca halkı kin ve nefrete sürüklemekten ötürü bildirmek bir vatandaşlık görevidir.
“Yahuda'da duyurun,
Yeruşalim'de ilan edin,
‘Ülkede boru çalın!’ deyin,
‘Toplanın’ diye haykırın,
‘Surlu kentlere kaçalım!’
Siyon'a giden yolu gösteren
Bir işaret koyun!
Güvenliğiniz için kaçın!
Durmayın!
Üzerinize kuzeyden felaket,
Büyük yıkım getirmek üzereyim.”
Aslan ininden çıktı,
Ulusları yok eden yola koyuldu.
Ülkenizi viran etmek için
Yerinden ayrıldı.
Kentleriniz yerle bir edilecek,
içlerinde yaşayan kalmayacak.
8Onun için çula sarının,
Dövünüp haykırın,
Çünkü RAB'bin kızgın öfkesi üzerimizden kalkmadı.
“O gün” diyor RAB,
“Kral da önderler de yılacak,
Kâhinler şaşkına dönecek,
Peygamberler donakalacak.”
insan evindeki eşyaları satmaya başlamışsa ona dışardan hangi gözle bakılır? koltuğu, masayı, sehpayı..
aa gariban, aa yazık ' di mi? zor durumda. falan filan.
ama aynı insan evini büyütürse, daha çok eşya alırsa, altındaki araba sayısı artmaya başlarsa ne denir?
vaay, güçlü. parayı bulmuş. zengin. saygın bla bla.
toplumda yerleşmiş böyle sikko bilinçaltı düşünceler var.
akepenin tasarruf yapmamasının arkasındaki en temel gerekçe de bu bilinçaltıdır.
eğer tasarrufa başlarlarsa, evindeki eşyaları satmaya başlayan gariban konumuna düşeceklerine inanıyorlar.
bu konuma düşen de itibar görmez, sözüne kıymet verilmez, onda artık güç yoktur ' şeklinde bakılır. evet, türk toplumunda gerçekten böyle bir bakış mevcuttur.
akepe bunu çok iyi bildiği için buna göre hareket eder.
hayatı kayıplardan ibaret kk, chp'nin yerel seçimlerde hezimete uğrayacağını, ardından hızla olağanüstü kurultaya gidilerek yeniden chp başına geçeceğini zannediyordu.
tutmadı.
şimdi ortaya şaibeli kurultay iddiaları atıldı, kendisi de bunun peşine takıldı ve sükut ikrardandır vb. sözlerle chp kurultayının şaibeli olduğunu iddia etmeye başladı.
kısacası, akepe bütün tuşlara aynı anda basarken kk da arkalarından ittirmeye devam ediyor.
bahçeli'nin " imralıyı vatan toprağından saymıyorlar mı " çıkışı olabilir.
" imralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı? Terörist başının TBMM DEM grubuna gelmesine itiraz ediyorlar da imralı'da kalmasına neden tepki göstermiyorlar? Bu ne yaman çelişkidir? "
adam bebek katili teröristbaşının gazi mecliste konuşma yapabilmesini desteklemek adına bu cümleyi kurmuştu. bence yer yüzünde bundan daha saçma bi argüman türetilmemiştir. yahut, türk milletini bu denli aptal yerine koyabilen bir bakış ' da denebilir. ha, ona rağmen oy oranları hala %6-9 arası değişiyor orası da ayrı bir tartışma konusu.
istanbul cumhuriyet başsavcılığı tarafından gerçekleştirilen hede.
gerekçesi ise " gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından " imüş.
erdoğan'ın ve imamoğlu'nun en önemli özellikleridir.
bu iki gücü var eden esas unsur bu.
teşkilatçılık.
yani koordine etme, yönetip yönlendirme konusunda maharetliler.
örneğin imamoğlu'nun etrafında pek çok sivil hesap geziyor. ekrem edit vb. hesaplar tiktok'ta, twitter'da ve daha pek çok platformda imamoğlu pr'ı için editler hazırlayıp paylaşıyor. yıllardır.
yine istanbul gönüllüleri diye bir proje başlatıp seçimlerde buraya kayıtlı olanlara ayrıca görevler veriliyor doğrudan imamoğlu tarafından.
bunların tümü teşkilatlanma bilincinin sonucu.
yarın chp olmasın imamoğlu yine bir şekilde teşkilatlanır, hareket alanı yaratır. mansur ise bir partiye muhtaç kalır. tek başına ilerleyemez, teşkilatlanma bilinci yok. kk chp'ye entegre etmemiş olsa çoktan siyasi kariyeri bitmişti muhtemelen.
bir de büyük bir teşkilatçı vardır.
mustafa kemal atatürk.
onu da döneminde herkesin önüne çıkaran esas yapısı, büyük teşkilatçı olmasıydı.
tabi bu adını saydıklarımızın, bu büyük adamın yanında esamesi okunmaz elbet.
lakin teşkilatçılık kavramının ne kadar mühim olduğunu anlatabilmek için güzel paşama değinmek de gerekiyordu bir yandan.