öleceğini kim söyledi? o vakte dek ölümsüzlük bulunur, hiç olmadı zihin transferi sağlanır ve şahsı, bir robota aktarılır. ondan sonra robot olarak yönetir.
optimuslar yolda. 5 seneye zihnin de transfer edildiği ilk örnekleri çıkar.
robot haliyle seçime girer ve yine peşindeki o muazzam kitle %20-25 oy verir.
" en büyük savaşımız şimdi başlıyor. en büyük savaş, cehalete karşı yapılan savaştır. "
25 yıl cumhuriyeti yaşadık, 75 yıldır bu cehaletle savaşıyoruz. bekle hele, elbet ulaşacağız.
bu cehlin düzeni artık son buluyor ve bunu vatandaşın kendisi talep edecek. öpe öpe. yoksa daha çooook görür bu hukuksuzlukları, yolsuzlukları. seçim onun.
iktidarın ve trollerinin yegane yöntemi her şeyi reddetmek, suçu daima başkalarının üzerine atmak ve kendini sütten çıkmış ak kaşık olarak pazarlamak üzerinedir.
bunu unutmayın.
bu, görevini yapıyor. talimatlara uyuyor. başka bi şey değil.
tarikatlarda bunları böyle büyüttüler. ne öğrendiyse onu devam ettiriyor.
bu eleman belli ki bir kürtçü. yahut farklı bir etnik. derdi ülke değil, doğrudan türk'ün kendisi. gerekçesi de türk'ün geçmişte anasını, yedi sülalesini topyekün sikmiş olması. bariz.
yaranı, acını anlıyoruz. o yara ki seni buralardan kaldırıp oralara mülteci yapmış, vatandaşlık almaya kadar götürmüşsün işi. ona rağmen yine de buralarda ağlamaya, havlamaya devam ediyorsun.
türk budur işte. öyle bir siker ki o kadar ağlamana rağmen türk'ün çayırında otlamaya devam edersin yine.
sen pis ülkenin vatandaşısın ben gelişmiş ülkenin vatandaşıyım diyor.
dalyarak gören de gelişmesine oturup katkı sunmuş sanacak. sen orada sadece vasat bir sığıntısın oğlum. orayı geliştiren, o noktaya getirenlerin çocukları seni gördükçe midesi bulanıyor, bir an önce bu mülteci buradan siktir olup gitsin diye iç geçiriyordur.
aidiyetin yok. olmadığından ömrünü buralarda veya diğer türkçe platformlarda geçiriyorsun. çünkü var olduğun yerde istenmiyor, selam verilmiyor, aralarına dahil edilmiyorsun. aciz bir sığıntı olarak kendini tatmin edebileceğine inandığın yerlerde varlık gösterip üzerindeki eziklik baskısını bu şekilde atmaya çalışıyorsun.
bu ezik hallerle sağlıklı bir hayat sürmen zor. az büyü, yetiş, geliş. şu anlık toysun.
misal davutoğlu cehapeye geçse, gitsin ne işi var deriz ( 6 lı masa mevzusunda da çokça diyorduk, bunlar ise hüdapar savunmayla meşguldü o sıra). halihazırda cehapede olan sezgin gibilere de denmekte zaten.
ama bu sağcı elemanlar dün sayıp sövdüklerine bugün " hoşgelmiş ülküdaş " gibi sözlerle yıkama yağlama yapabiliyor.
harbiden bu sağcılar ülkenin kanser hücresi olabilir zira en ufak bir duruş, omurga yok elemanlarda. sıfır.
mustafa kemal atatürk'ün tarihi 10. yıl nutkunun kapanış cümlesi.
o büyük adam ki kurduğu yurdun 10. senesinde yaptığı konuşmasıyla hala her yerde anılıyor, hatırlanıyor. bu konuşmanın her kelamını birileri hafızasında kazımış halde.
bir başkasıysa geçtiğimiz senelerde dile kolay, 100. yılımızın konuşmasını yaptı.
5 dakika sonrasında, ne konuştuğunu hatırlayan 1 kişi kalmış mıdır acaba?
işte akepe'nin bu milletin tarihinden silindikten sonra unutulma hızının özeti o anlarda gizlidir.
erdoğan sonrası parti hızla çökecek, tamamen bittikten 5 gün sonra adını anan, hatırlayan, minnetle yad edeni kalmayacaktır. belki tarikat ve cemaatler hariç. onların da yad etme sebebi belli : ))
gerçekliğini düşündüren en temel deneylerden biri, çift yarık deneyidir.
bu deneyde, bir foton iki yarıktan geçirilerek yarığın arkasındaki levhada oluşan iz takip edilir.
gözlemci, yani bu deneyi takip eden birisi varsa (orada olması gerekmez, kameradan izlemesi de geçerli) foton yarıktan direkt arkaya geçer. düz bir hat halinde.
ancak gözlemciyi ortadan kaldırdığında, foton madde formundan dalga formuna geçiş yapar. bu defa arkada düz bir hat halinde değil dağınık halde bir iz oluşur.
deney aynı deneydir. tek fark, bu deneyi gözetleyen birinin olmayışıdır.
bu mantığı simülasyon teorisine uyarladığımızda, kaynakların verimli kullanılması/optimize edilmesi sonucu çıkarılabilir.
bir sistem, ne kadar çok işi ne kadar az kaynakla ortaya koyarsa o kadar verimli olur. hızlı çalışır, sorun yaratmaz.
optimizasyondan ne kadar uzak, ne kadar fazla kaynak gücü tüketirse o kadar hantallaşır, gelişime değişime sorunsuz çalışmaya o denli uzaktır.
bu teorinin gösterdiği yol incelendiğinde canlıların var olmadığı alanlarda tüm maddelerin dalga formuna dönüştüğü, bu sayede simülasyonu yaratanların sahip olduğu kaynakların olabildiğince az kullanıldığı haliyle dünyanın mümkün mertebe en verimli şekliyle var edildiği sonucu anlaşılabilir.
madde ise muhtemeldir ki çok daha fazla yer kaplayan, kaynak tüketen bir unsurdur.
bu sorunu çözmek için, gözlemcinin olmadığı her alan, her ortam dalgaya dönüştürülerek sistemde tutulur.
gözlemci (bir karınca bile olsa) ortaya çıktığı anda tüm bu dalga, yeniden maddeye dönüşür.
özdağ, ak partinin en büyük kozudur. bunu aklınızdan çıkarmayın.
meral akşener bile akp'nin oyuncağı çıkmış, seçim sonrası hemen erdoğan'ın yanına koşmuşken cumhurbaşkanı adayı diye çıkardığı adamın akepeye yanlamasına çıt çıkarmayan birisi elbette kontrollü muhaliftir, meral'in kopyasıdır.
akp'nin tek gayesi var. muhalif kanadın birleşmesini önlemek. bunun için de alternatif muhalefetlere ihtiyaç var.
özdağ'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerine etki edebilmiş olmasının arkasındaki en temel gerekçe, özdağ - soylu çekişmeleriydi.
milyonlarca insan bu çekişmeleri takip edip özdağ arkasında konuşlandı, destek verdi.
o naptı? seçime az bi zaman kala iktidarı unutup 7/24 muhalefete saldırmaya, kılıçdaroğlu kazanırsa iç savaş çıkar demeye başladı.
aday diye çıkardığı adam da erdoğanın koltuk altına girdi.
kimseye hesap vermedi, kusra bakmayın demedi. bizi bağlamaz diyip sıyrıldı, çünkü hesap verme gibi bi anlayışı da yok.
ne diyor? biz salağa, salak deriz.
salaksanız, adam size niye hesap verme ihtiyacı duysun. salak olmaya devam edin.
şu anda oynanan oyun da yine farksız.
üzerine mağduriyet binmeli, özellikle muhalif/öfkeli seçmen onun arkasında konuşlanmalı. çünkü akepe bunu çok sevdi. unutmayın, akepe tutan bir şeyin peşini cılkını çıkarana dek bırakmaz. sömürür.
bu mağduriyeti yaratıp chp üzerinde oluşan mağduriyeti unutturma, örtbas etme çabasına girdiler.
kitleler özdağ arkasında birleşecek, chp'ye asıl hedeflerine yaptıkları unutulacak, özdağ da kitleleri bi süre sonra tekrar chp'ye saldırtacak.
plan daima bu şekilde işliyor.
burada zp trollerine kanmayın. onlar da güdümlü, 7/24 chp chp saldırır dururlar aktroller gibi.
imamoğlu güven vermiyor diyen azılı bir akepetaparsa o zaman dibine kadar imamcıyız. imamogliiiiiiii geç başa imamogliiiiiii mümümühahahaha.... eved....
akepe iktidarı gücün parça parça değil bütün bütün elinden hızla kayıp gittiğini gördükçe elde kalan son gücünü - ki kendi gücü değil; devletin, milletin gücü - ortaya koyup siyasi yasaklar ve baskılarla bu adama zulmetmeye çalışıyor.
bu adama zulmedildikçe millet bu adamın arkasında daha güçlü, daha sıkı duruyor.
akepe iktidarını girdiği ilk seçimde iktidar yapan en büyük etken bu milletin mazlumdan yana oluşuydu.
akepe bunu unuttu ve bugün kendisi zulmeder hale geldi.
bu milleti koyun, kendini de milletin çobanı zannedenler günü geldiğinde bu milletin gerçekte nasıl bir millet olduğuyla muhakkak tanışacaklar.
ve bu millet; yolunda, pek çok zorlu sınavı aşmış bir biçimde yürümeye bir bütün halinde kararlılıkla devam edecek.