büyüsünü de karşılığını da siktiğim aşktır. masumsundur sen. saf aşıksındır. karşılıksız dediğin siklemez, üstüne sana acıyomuş gibi yapar. acımasını geçtim acıyomuş gibi yapması daha çok koyar. sorarsın nerde hata yaptım diye, ama sen masumsundur. sıçarım lan böyle aşkın içine ben.
Bazen kutlayamazsın doğum gününü. sen sadece geçip giden zamana küfrettiğinle kalırsın.
Bazen doğum günü kutlanır. içilir beraber karşılıklı onun sende kalan yanılsamasıyla.
Aslında sende gerçek olan tek varlık artık odur.
bunu örnek gösterip işte din bu demek nasıl oluyor anlayamadığım hadise. din senin vicdanın lan. dini yorumla önce. inanmayı yorumla ya da. sonra hukukuna bakarsın. din dediğin şeyi eleştirirsin.
Budizmin bütün hayatın kutsal olduğunu öğrettiği japonyadaki bilim adamları tarafından icat edilen gaz odalarına konulan isim.
böyle demiş japon orospu çocukları..
--spoiler--
Sunday Mirror gazetesinde çıkan bir haberde her yıl Japonya;da 250,000 kedi ve köpeğin rüya kutusu ; adı verilen gaz odalarında öldürüldüğü ortaya çıktı.Rüya kutusuna kapatılan hayvanların havlamaları 10 dakika kadar sürüyor, hayvanların tam anlamıyla ölmesi içinse 20 dakika yetiyor. Her yıl Japonya;da bu kadar çok hayvanın gaz odalarında öldürülmesinin sebebi ise pet endüstrisi. Pet endüstrisi yılda 20 milyar $ kazanıyor. Şu anda ülkede 23 milyon kedi ve köpek var. Ülkedeki çocuk sayısından fazla bir rakam söz konusu. Pet endüstrisi sürekli en çok revaçta olan ırkları üretip satıyor. Yaşlananlar ya da pet shoplarda satılamayanlarsa rüya kutusuna götürülüyor.
Japonyada 108 adet rüya kutusu var. Rüya kutularında her gün yaklaşık 550 hayvan öldürülüyor.
--spoiler--
93
benim için dünya binlerce ile dolu..
dürüst bir insanım milena. esaretin izin verdiği kadar dürüst. bir şeklimle herkese benzemeyen farklı bir yön var bende. huzur içinde bir dakika bile çok görülmüştür bana. herşeyi savaşarak kazanmak mecburiyetindeyim. sadece geleceğimi değil geçmişimi de kendim yaratmak zorundayım. dünya sağa dönüyorsa bu ritme uymak için benim sola dönmem gerekiyor. palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben?.
Somut varlığın zihnimdeki fark ettiğim boşluğu doldurmama yardım ediyor. Ve onu bir kere yakaladığım zaman kendimi ona bağımlı kılıyorum. Emin değilim, daha önce böyle hissetmemiştim.
Olmayan senle yaşayıp giderken birden gerçekliğin her şeyi alt üst etti. Kalan bütün bu bulanık bilinçten sıyrılabilmenin tek yolu seni görebilmek ya da sesini duyabilmek. Keşfedebildiğim bu. Bir çeşit sarhoşluk hali. Bilinçsizlik. Ve zamandan soyutlanma. Mükemmellik.
aylarca unutamamak demektir aynı zamanda. iliklerine kadar işlemiştir malum kişi. ütopik sevgili olma yolundadır. aylarca yaşıyormuyum diye kendimi kontrol etmeme sebep olmuştur.
Evcilleşme özgürlüğün bittiği tarihe de denk gelen 12,000 yıl kadar önce ; ilk olarak -Yakın Doğudaki Bereketli islam Aleminde- başladı. Fakat bu süreç birkaç bin yıl sürdü ve mülkiyet ve iktidar askeri savunmayı ve uygarlığın sosyal kontrol strajesini zorunlu kıldı, bu moderniteye öncülük eden sıradaki ilk hataydı.
Evcilleşme insan türünün diğer yaşam biçimlerini evcilleştirdiği, kontrol ettiği, yetiştirdiği ve genetik olarak değişime uğrattığı bir işlemdir. Ayrıca evvelce göçebe olan insan popülasyonlarının yerleşik bir yaşam tarzına yönlendiren bir işlemdir. Evcilleşmenin ilk şekli, insanının yaşamı kontrol etmesinin hem toprakla hem bitkilerle hem de hayvanlarla totaliter bir ilişkiyi zorunlu kıldı. Oysa gerçek vahşilik halinde, bütün yaşam kaynaklar için sınırlı bir biçimde yarışır evcilleşme bu dengeyi ortadan kaldırdı. Evcilleşmiş kırlar pastoral topraklar/tarım alanları, ve bazı boyutlara kadaryine de daha az bir dereceye kadar bahçecilik) kırlar üzerinde varolan veya eskiden var olmuş olan kaynakların açık paylaşımının sonunu zorunlu kılmıştır. Evcilleşmiş kırlar bir zamanlar bunlar herkesindi, ama şimdi benim söyleminin kullanıldığı yerlerdir. Tartışılabilir bir şekilde bu sahiplik inancı mülkiyet ve gücün meydana çıktığı gibi sosyal hiyerarşinin kurulmasını hazırlamıştır. Evcilleşme sadece kırların ekolojisini özgürden totalitere değiştirmemiştir, evcilleştirilmiş türleri de esir etmiştir. Buğday, mısır, domuzlar ve atlar bir zamanlar doğanın kaosunda özgürce dans ederlerken, iradeleri dışında genlerini harfi harfine çarpıtan insan tutsaklığının kontrolü altına girmişlerdi. Genelde birden fazla çevre, daha az hayatta kalabilme kontrol altına alındı: yaşamdaki en ayakta kalabilir tipteki evcilleştirme doğal dönüşümlü ve daha küçük derecede çalışan bahçecilik uygulamalarıdır.
ikinci tür evcilleştirme insanların kendilerine yaptıkları göçebe bir biçimde toplayıcılığa oranla insanın kendinden bir çok şey vermesini içerir. Burada, göçebe toplayıcılıktan evcilleşmeye yapılan çoğu değişmelerin otonomik olarak yapılmadığını, kılıç ve silah vuruşlarıyla yapıldığı değerli bir bilgidir. Oysa sadece 2000 yıl önce avcı/toplayıcıların dünya nüfusunun çoğunluğunu oluştursa da, şimdi budir. Bu gerçek, son vahşi ve özgür insanın kölelik ve yıkıma doğru gittiği hükmünü veren bir kolektifin sonucu değildir.
Evcilleşme yolu, gezegenin her tarafına bir zamanlar özgür olan popülasyonların köleliğinden daha fazlasını istemiştir. Bu popülasyonu ve uygulamanın yaratıcılarını zapt etmek için sayısız patolojiler anlamına gelmektedir. Birkaç örnek çeşitli olmaya beslenmeye fazla günemekten besinsel sağlıkta bir düşüşü içerir, evcilleştirilmiş hayvan başına hemen hemen 40-60 hastalık insan popülasyonlarına (grip, yaygın nezle, tüberkiloz, etc.), kayıtsız şartsız paylaşıma bir son veren ve mülkiyeti değişmeyerek gerektiren ve popülasyonun dengesiz bir şekilde besleyebilmek için kullanılabilen üretim fazlasının kalması, parazitler için ideal ev sahibi çevrenin yükselişi, imhadan kaynaklanan ilk problemler ve bununla ilgili dışkıya yakınlık ve hastalıkların yapay çevre tamponları doğal seçimi gibi nesilden nesile taşınması kapasitesini katar.