zaman gazetesi yazarlarının en güzel yaptığı iştir. zira kendileri için akp melek, chp bir şeytan misalidir. tamam biz demiyoruz ki chp yi eleştirmeyin, bizim dediğimiz chp nin eksiklerini nasıl görüyorsanız akp ninkileri de görün ama yok. akp dönemi demokrasi tavan yaptı, ekonomi tavan yaptı, ülke güllük gülistanlık. valla insan zaman gazetesini okusa sadece, ki bunu yapan, bu bakış açısıyla yetişen sayısız insan var, nerede yaşadığını unutacak.
ayrılık vaktinin yaklaştığını bilen için hazırlığı yapılmış bir dakikadır. dumansız sigaranın, köpüksüz biranın, sensiz bu hayatın taa... şarkısını dinleyerek ve söyleyerek geçmiştir.
polisi melek gösteren medya ile eşdeğer olan medyadır. ikiside bir tarafı haksız çıkarmak için uğraşırlar fakat ortada ülke adına hiçbir kazanç olmaz. çünkü objektif olmayan haberler yüzünden hem insanlar yanlış yönlendirilmiş olur hem de polisler ve eylemciler yıpranmış olur.
bizi halk seçiyordu ya diyerek kafalarında bir ampülün yanmasıyla başlayan, yalandan da olsa halkı hatırlama durumudur. seçim bittiği gün maalesef halk gene unutulur.
eğer gerçekten yaşanmışsa, iki tarafında hatalı olduğu olaydır. başörtüsünün yasak olduğunu bile bile okulda başörtüsüyle dolaşmak hangi akla sığar? bir öğretmen olarak, hatalı bir öğrecinin kafasını duvara vurmak hangi vicdana sığar?
ermeni toplumu hakkında insanı gerçekten bilgilendiren, zaman zaman gözünüzden yaşların akmasına sebep olan, okunduğunda insanların bakış açısını değiştirebilcek güzel bir kitap.
''ulus devletlerin iyi ve onurlu bir hayat sürme evrensel hakkının bekçisi olarak ulusal topluluk tasarımından saparak ve bunun yerine evrensel bir kendini zenginleştirme şansının yeterli güvencesi olarak piyasanın reklamını yapıp kendi geleneksel görevlerini ebediyen terk etmeleri, yeni yoksulların acılarını daha da derinleştirmektedir. üstelik onların yoksulluğu rezillik olarak görülmekte ve artık insanlıkla özdeşlenen tüketici özgürlüğünün inkarıyla açıklanarak aşağılanmaktadır.'' (bireyselleşmiş toplum)
seni sevdiğimi bile doğru dürüst söyleyemiyorum. sen, seni seviyorum oğlum diyorsun; bense susuyorum. niye böyle oldu anne? neden seni çok sevmeme rağmen sana eskisi gibi sarılamıyorum? biliyorum sen buna da ses çıkarmazsın. sen hep özlersin, bense hep vefasız anne. ben maalesef sana layık olamıyorum. biliyorum o kaçınılmaz gün geldikten sonra anlıycam yanımda olduğun zamanların değerini ve iş işten geçmiş olacak. seni özlemenin ne demek olduğunu gerçek manada o zaman anlıyacağım. ne yapayım bende böyleyim anne. bir anneler gününde sana bunları yazmak istemezdim ama bilmiyorum işte!
sevgilisine karşı hisleri körelmiş olan erkektir. bir süre daha karşı taraf buna katlanır fakat nihayetinde o meşhur birşeyler ters gidiyor konuşması yapılır. böyle bir durumda sonuç büyük olasılıkla ayrılıktır. ayrılık olmasada ertelenmiştir. uzuz lafın kısası erkek bir süre sonra put gibi durmaktan kurtulacaktır.
tam anlamıyla oy verebileceğin bir parti olmamasından dolayı üzerinde bulunulabilecek çizgidir. koyvermek durumuna geçmektense, iyi bir tahlil ile mantıklı bir karar verilip oy vermek durumuna geçmek daha hayırlıdır.