Pek çok farklı yöntem ile gerçekleştirilebilecek olan engellemedir. Ama benim duyduğum en etkili engelleme ramazanda erkeğe de oruç tutturmak şeklinde olandır. Malum olayda oruç tutmayan ve dahi oruç kurallarına da pek hakim olmayan bir arkadaşım, hoşlandığı bir hanım arkadaşını akşam takılması sonrası evine davet eder. Tabi hanım kızımızın bu davetlere karnı tok. Gelir ama gelmeden arkadaşı da oruç tutma konusunda ikna eder. Hanım kızımız güzelce sahur sofrasını hazırlar beyzademizin karnını doyurur ve niyet ettirir. Bizim beyzade, sahur sonrası hadi uyuyalım moduna girip sırnaşmaya başlayınca bekaret kemeri ile takas edilmiş iman kemeri şakkk diye yapışır ağzının ortasına "ama niyet ettik.". Bunu duyan delikanlı, put yemiş gibi küser oruca ama olsun. Bu da bir ders. Kıssadan hisse " sahuru o hanımla yaparsın ama iftara biz geliriz muhsin".
Riyakar bir topluma yapılacak haykırış. Ama yine de dikkatli olmak lazım. Zira toplum çok riyakarsa o kopça yüzyıllar boyunca öyle takılı kalabilir. Ha bu sevişmeleri kesintiye uğratmaz ama greta'nın leş memesini gül kılabilir. And kopça goessss toooo...
Umutları yerle bir olmuş, yıkıklık dervişi ettiğiniz bir kişiden duyacağınız bedduadır. Artık seksi olabilirsiniz ama bebeksi değilsinizdir. Mezar taşınıza da şöyle yazdırabilirsiniz,
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular,
Bir bez jartiyerde çoktan boğuldular.
Kurt kanı taşıdığınızı gösterir meme uçlarıdır. Dolunay vakti geldiğinde üzerini kapatan sütyen/gömlek vb ne varsa parçalar atar. Sonrasında ise başlar haykırmaya:
Ani bir sevişme sırasında hazırlıksızlık nedeniyle meme ucunun baş vermemesi halidir. Sizi stres altına sokar. Ateş edip sütyen delen meme ucunun tüm çabalara rağmen tık edip baş vermediğini gördükçe gerilirsiniz. O sırada yüzünüze doğru yaklaşan partnerinizin nefesi sizi daha da boğar. Ve tam göz göze geldiğiniz anda pıt diye baş veren memenin rahatlığı paha biçilemez. Rahat bir nefes alıp meme ucunuzu partnerinizin gıdısına dayayabilirsiniz. Kolay gelsin.
ihtiyaç hali için saklanan memedir. Ben şahsen kışlık montun cebindeki kanyak matarama bol miktarda yazdan kalma memeler koyuyorum. Böyle kışın soğuk ve kulak memesi donduran anlarında çıkartıp yuvarlıyorum ağzıma birkaç tanesini. Sonrası bebeksi bir mutluluk.
Memnuniyetsizliğe ya da kullanıma bağlı aşınmalara karşı olması gereken meme ucudur. Arkadaş Nereden baksak 60-70 yıl yaşıyoruz. Pürüzlü pürüzsüz diller değip geçiyor meme uçlarımıza. E haliyle belirli aşınmalar ve yeni gelen dillere rahatsızlık verecek pürüzler oluyor. Bu nedenle kanımca her kulun yaratılış paketine bu opsiyon eklenmeli. Ya da en azından pakete iki meme ucu daha eklense fena olmaz. Böyle partnerle rutine binince hooopp çekeceksin iki tane gold platinum meme ucunu, sonrasında her yer Teksas. Hadi muhsin şuradan iki klips kap gel de şeklimiz olsun.
Bir pırasa aşığı. Sabahları pırasalı simitle güne başlayıp, öğle yemeğinden hemen sonra Kolombiya kahve çekirdekleri ile birlikte öğütülmüş kuru pırasadan yapılan kahvesini içip kendisini yeniler. Sakallarının gür olmasını pırasa bakımına borçlu olduğunu da her fırsatta söyler. iyi kavrayan elleri vardır, pırasayı.
ihtiyaçlar piramidinin değer verilen kişilere yönelik versiyonu olan piramittir, daha doğrusu olması gereken piramittir. Malum gün geçtikçe kalabalıklaşan bir yaşantımız oluyor. Bu da bizim kime ne kadar değer vermemiz noktasında aklımızı bulandırıyor. Ya da salaklaştığımız için kime ne kadar değer vermemiz gerektiğini kestiremiyoruz. O yüzden herkesin böyle bir piramit yapıp, aylık değer dağıtım gününde piramide göz atmasında fayda var. Değil mi muhsin? Bak muhsin, benim piramitte sen yukarılardasın. Al bakalım şu çeyrekliği, aylık değerin bu. Önümüzdeki ay artıp artmayacağını görürüz. Hadi yavrum, hadi canım.
Herhangi bir şeyi çözemediğimde ya da tamamlayamadığımda yaşadığım durum. Böyle sırtınız kaşınır da ulaşamazsınız ya işte bu onun bin katı. Sinirlenir, gerilirim, tamamlarsam çözersem rahatlarım. Yapamazsam bir süre sonra geçiyor. Ama o ana kadar o yumuşak organın kaşıntısı kafamı kırma hissi yaratıyor. Benim de böyle dertlerim var muhsin, ya senin?
Cevabını cidden merak ettiğim sorudur. Hayır felek çakmağını üstüme çakarken sigarayı uzatacak bir delikanlı da değilim. ikiz yatakta sevişiyor olsaydım hatırlardım. Herhalde bir tellakla keseleşiyordum. Başka türlü o anın hafızamda olmama ihtimali yok muhsin.
Neden yapıldığını anlamadığım meslek. Ulan hem yerli hem yabancı filmlerde sürekli olarak mekanı dağıtıp, hancının eşine çocuğuna sulanıyorlar. Bu adamların para da ödemediği net. E filmlerden görüldüğü üzere, bu hancıların arkası filan da sağlam değil. Bu mesleği edinmek ne çeşit bir intihar yöntemi anlayamadım be muhsin.
Kişilerin afedersiniz seks yapacağı kişiyi seçebileceği refah düzeyidir. Bu refah düzeyine erişebilmek için belirli bir doymuşluk lazım. Yani nasıl antik yunanda adamlar zeytine doyup düşünmeye vakit ayırabilmişlerse bizim halkımız da bir gün bu açlıklarını belirli düzeyde doyurup seçme haklarını kullanacaklardır.
Önlisans ve lisans programlarında YÖK dersi olarak okutulması gereken ders. Hayır madem bu şekilde yaşayacak bu çocuklar, bari eğitimini almış olsunlar da sağda solda etiketleri olsun. Öyle havadan vizyonsuzluk olmaz.
Benim sık sık yaptığım eylemdir. lord Marcus amoralist primses'in dmsinde de böyle beklemiştim. Sonra o papatyalara soktuğu heybetli sakalı görünce tüm iştahım kaçtı tabi. Hayır madem bay bir beyefendisin o zaman en azından sakalı kes ki travmamız sekteye uğrasın be dayıcım.
dört nala gelip uzak asya'dan
akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim
diyen; memleketimi seviyorum şiirinde,
Memleketimi seviyorum:
Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım.
Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı
memleketimin şarkıları ve tütünü gibi.
Memleketim:
Bedreddin, Sinan, Yunus Emre ve Sakarya,
kurşun kubbeler ve fabrika bacaları
benim o kendi kendimden bile gizleyerek
sarkık bıyıkları altından gülen halkımın eseridir.
Memleketim
Memleketim ne kadar geniş:
dolaşmakla bitmez tükenmez gibi geliyor insana.
Edirne, izmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum.
Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum
ve güneye
pamuk işleyenlere gitmek için
Toroslardan bir kere olsun geçemedim diye
utanıyorum.
Memleketim:
develer, tiren, Ford arabaları ve hasta eşekler,
kavak , söğüt ve kırmızı toprak.
Memleketim.
Çam ormanlarını, en tatlı suları ve
dağ başı göllerini seven alabalık
ve onun yarım kiloluğu
pulsuz gümüş derisinde kızıltılarla
Bolu'nun Abant gölünde yüzer.
Memleketim:
Ankara ovasında keçiler:
kumral, ipekli, uzun kürklerin parıldaması.
Yağlı, ağır fındığı Giresun'un
Al yanakları mis gibi kokan Amasya Elması,
zeytin, incir, kavun ve renk renk salkım salkım üzümler
ve sonra kara saban
ve sonra kara sığır:
ve sonra: ileri, güzel, iyi
her şeyi
hayran bir çocuk sevinci ile kabule hazır
çalışkan, namuslu, yiğit insanlarım
yarı aç, yarı tok
yarı esir...
diyen şairimize vakti zamanında hak ettiği değeri vermemiş olmak toplum olarak bizim eksiğimizdir. Ama onu bir başka topluma vakfetmek ise ona yapılacak bir ihanettir. Unutmayalım, Nazım Hikmet memleket, memleket Nazım Hikmet.
Hem mecaz hem gerçek anlamıyla ben olan adamdır. Bu sütyenin askısı benim yaşam sevincim. Böyle omzu kavramasından, yavaşça omuzdan indirilmesinden filan bahsetmiyorum bile. Ne demiş şair:
-beni bir bu havalar, bir de straplez sütyenler mahvetti.