rahat rahat pencereden at sokması için üzerine bir rent a horse şirketi kuracağım yazar. müdavimimiz olacağı kesin. bir de pimapenci ile anlaşıp at soktuğu pencereleri yaptırdık mı geriye bir derdimiz kalmayacak *
Duygulu sesi ile eseri size yaşatan sanatçı. ''Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın'' isimli eseri öyle güzel söyler ki, sanırsın merdiveni insanlık tarihinden silmişler muhsin. Hadi dinleyelim de merdivene olan hasretimiz dinsin muhsin.
Murathan Mungan'ın bir röportajı sırasında "yalnızlık bir insanlık halidir ve bizde genellikle kimsesizlikle karıştırılır." şeklinde tanımladığı haldir.
Muhsin, düşününce gerçekten bizde yalnızlık, kimsesizlik gibi acınası bir hal olarak görülüyor. Halbuki yalınlıktan gelen bir halin acınası bulunması çok tuhaf. Galiba bu da bizim mülkiyet sevdamızın bir sonucu. Sahip olmak ya da sahip olunmak gibi haller yanlızlığı kimsesizlik ile karıştırmamıza neden oluyor. Neyse burada da karıştı galiba muhsin bu konu. Şurada otur da yalnız ama kimseli hissedeyim.
içinizi iyisiyle kötüsüyle döktüğünüz ve döktüğünüz içinizin dökülen noktada kaldığını bildiğiniz ilişkidir. Bir de belirli aralıklarla "olduğunuzu sanmanızla" yıkan yanı vardır.
Her ilişkide normal olan ilişkinin güven temelinde yükselmesidir. Yani hiçbir insan ilişkisi güvensizlik üzerine başlamamalıdır. işte bu noktada zaman geçtikçe o güven eksilmiyorsa arkadaş, pekişip artıyorsa dost oluyorsunuz. Artık pekişmiş güven, organik bir besin gibi nadir bulunuyor ama çoğu kişi bu organik güvenlere aldanarak dostluk kurduğunu düşünüyor ve devamında ise eğimin kendisinin üstüne olduğu bir yıkımla karşı karşıya kalıyor. Size dostlarınızın kazıklarından bahsetmeyeceğim. Altından kalkamayacağınız "dostluklar" kurmayın yeter. Hadi muhsin arkadaş gidelim.
The clock isimli eserleri ile dinginleşmenizi sağlayan müzik grubu. Tınılar genellikle doğu batı sentezi şeklinde. Oluşturdukları sentezin çok hoş bir dengesi var ve bazen sizi o tınıların içinde arafta bırakıyorlar. Ama bir araf ancak bu kadar güzel olabilir.
Pek çok farklı yöntem ile gerçekleştirilebilecek olan engellemedir. Ama benim duyduğum en etkili engelleme ramazanda erkeğe de oruç tutturmak şeklinde olandır. Malum olayda oruç tutmayan ve dahi oruç kurallarına da pek hakim olmayan bir arkadaşım, hoşlandığı bir hanım arkadaşını akşam takılması sonrası evine davet eder. Tabi hanım kızımızın bu davetlere karnı tok. Gelir ama gelmeden arkadaşı da oruç tutma konusunda ikna eder. Hanım kızımız güzelce sahur sofrasını hazırlar beyzademizin karnını doyurur ve niyet ettirir. Bizim beyzade, sahur sonrası hadi uyuyalım moduna girip sırnaşmaya başlayınca bekaret kemeri ile takas edilmiş iman kemeri şakkk diye yapışır ağzının ortasına "ama niyet ettik.". Bunu duyan delikanlı, put yemiş gibi küser oruca ama olsun. Bu da bir ders. Kıssadan hisse " sahuru o hanımla yaparsın ama iftara biz geliriz muhsin".
ilk mesajı sözlük kızından almayan erkek yazar sorunsalı. Hayır, sorunu da anlamadım. Bu kızlar ibranice mi konuşuyorlar da konu bu kadar girift bir hal alıyor. Dışarıda nasıl konuşuyorsan burada da öyle konuş. Ama tabi yine de önce bi dışarıda nasıl konuştuğunu düşün.
Bilinemeyecek durumdur. Şahsen ben erkeklerin sendeletmeye yönelik mesajlarından fırsat buldukça dm'de bilimsel tartışmalar yaptıklarını biliyorum. Zira hiçbir sözlük erkeği ile bilimsel bir tartışmaya giremediğim için özelden kadın taklidi yapıp bu tip tartışmaların tarafı oldum. Ama baktım en son tartışmada 85acup üzerinden görelilik teorisi tartışıyoruz, t cetvelimi alıp sohbeti kestim. işte muhsin ben de böyle bir delikanlıyım.
Riyakar bir topluma yapılacak haykırış. Ama yine de dikkatli olmak lazım. Zira toplum çok riyakarsa o kopça yüzyıllar boyunca öyle takılı kalabilir. Ha bu sevişmeleri kesintiye uğratmaz ama greta'nın leş memesini gül kılabilir. And kopça goessss toooo...
Umutları yerle bir olmuş, yıkıklık dervişi ettiğiniz bir kişiden duyacağınız bedduadır. Artık seksi olabilirsiniz ama bebeksi değilsinizdir. Mezar taşınıza da şöyle yazdırabilirsiniz,
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular,
Bir bez jartiyerde çoktan boğuldular.
Kurt kanı taşıdığınızı gösterir meme uçlarıdır. Dolunay vakti geldiğinde üzerini kapatan sütyen/gömlek vb ne varsa parçalar atar. Sonrasında ise başlar haykırmaya:
Ani bir sevişme sırasında hazırlıksızlık nedeniyle meme ucunun baş vermemesi halidir. Sizi stres altına sokar. Ateş edip sütyen delen meme ucunun tüm çabalara rağmen tık edip baş vermediğini gördükçe gerilirsiniz. O sırada yüzünüze doğru yaklaşan partnerinizin nefesi sizi daha da boğar. Ve tam göz göze geldiğiniz anda pıt diye baş veren memenin rahatlığı paha biçilemez. Rahat bir nefes alıp meme ucunuzu partnerinizin gıdısına dayayabilirsiniz. Kolay gelsin.
ihtiyaç hali için saklanan memedir. Ben şahsen kışlık montun cebindeki kanyak matarama bol miktarda yazdan kalma memeler koyuyorum. Böyle kışın soğuk ve kulak memesi donduran anlarında çıkartıp yuvarlıyorum ağzıma birkaç tanesini. Sonrası bebeksi bir mutluluk.
Memnuniyetsizliğe ya da kullanıma bağlı aşınmalara karşı olması gereken meme ucudur. Arkadaş Nereden baksak 60-70 yıl yaşıyoruz. Pürüzlü pürüzsüz diller değip geçiyor meme uçlarımıza. E haliyle belirli aşınmalar ve yeni gelen dillere rahatsızlık verecek pürüzler oluyor. Bu nedenle kanımca her kulun yaratılış paketine bu opsiyon eklenmeli. Ya da en azından pakete iki meme ucu daha eklense fena olmaz. Böyle partnerle rutine binince hooopp çekeceksin iki tane gold platinum meme ucunu, sonrasında her yer Teksas. Hadi muhsin şuradan iki klips kap gel de şeklimiz olsun.
Karaköy'de haliç kıyısı yakınında bulunan mekan. Mekan, tam bir meyhane gibi. Kışın çok soğuk olduğu için masa altlarına konulan mangala köz atarak ısınmanızı sağlıyorlar ki gayet etkili oluyor. Farklı bir çay bardağı ile rakı servisi yapılıyor. Servis hayatımda gördüğüm en hızlı servis diyebilirim. Kalamar, istedikten 30 saniye sonra filan kalamar geldi ve çok lezzetliydi. Çalan müzikler de çok güzel. Mekanın belirli bir müzik profili var ve bunun dışına çıkacak hiçbir müziği isterseniz de çaldıramıyorsunuz. Ha kalamar çok güzel olsa da mezeler çok da matah değil. Ama içerideki hava için bile gidilir. Herkesin aynı anda şarkıya eşlik etmesi bazen tribünde gibi hissetmenizi sağlıyor *
Genelde tekno müziklerin çalındığı eğlence mekanı. Adındaki "müzikhol" ifadesi zihinlerde şirinevler'de ya da aksaray'da merdiven altı bir mekanı canlandırsa da, mekan, cihangir'de. Direk dansı yapılan kırmızı bir odası var. Ama öyle seksli bi oda beklemeyin gençler. Burası daha çok eğlence amaçlı yapılmış bir oda. Yani gidip kendiniz dans ediyorsunuz. Şimdiden uyarayım hanımlar, o direğe deri pantolonla çıkmayın. Sonra direğe koala gibi yapışıp, ertesi gün de "dün gece ne oldu bacaklarım morarmış * " diye sormayın. Mekana damsız girilmiyor onu da diyeyim.
Muhsin, bir insan onursuz, namussuz, ahlaksız, şerefsiz doğmaz. Sen hiç ahlaksız bir bebek gördün mü muhsin? Görmedin tabi. Ama insan yaşadıkça yoksunlaşır muhsin, ahlaktan, onurdan, namustan, şereften.
-suz/-sız'laşıyor da insan sızlamıyor vicdanı muhsin. Vicdanımızdan da yoksun kalıyoruz. insan olmak tecrübesini bir bebek kadar bilemiyoruz muhsin. Zamanımız tersine akıyor galiba.
"Piç erkeklerin kendilerini kızlara sevdirmesi" şeklinde değiştirilmesi gereken tespit. Efendi olacağım diye medrese öğrencisi gibi başınız önünüzde dolaşırsanız "Piç" diye adlandırdığınız eğlenceli, zamanı güzel kılan erkekler de o kızlara kendilerini sevdirirler. Haksız mıyım muhsin, haksızsam söyle kendime geleyim, yoksa bi kıza gideceğim.
Herkese mavi boncuk dağıtmak ya da yavşamak anlamına gelmeyen durumdur. Hayır muhsin, bu flörtözlüğe neden bu kadar tepki veriliyor bunu da anlamıyorum. Enerjin yüksektir, güzel sözler söylersin, karşındaki mutlu olur filan. Yani karşımdaki hanıma yavşak görünmemek için 1946 yılı istanbul mebusu gibi davranmam mı gerekiyor? Yavşaklık en azından ilişkinin bir tarafı için kalitesiz bir zaman geçirilmesine neden olur. Halbuki flörtözlük karşılıklı güzel ve kaliteli zaman getirir. Ama şunu söyleyeyim sen flörtöz değil, yavşaksın muhsin.
interaktif bir sunum sonrası yanıma gelip teşekkür edenlerden biriyle konuştuktan sonra onun "hoşça kalın" demesine "merhaba" demiştim. O an sunumla birlikte ben de bittim. ışınla beni scotty diye bağırasım geldi. Bazen ezbere yaşıyorum gibime geliyor.
Bir hocanın 800 kişiye beyanı:
-Bir şey bilmediğinizi anlamamız için 10 sayfa yazmanıza gerek yok.
-Hoca saçmalarsa doktrin olur, öğrenci saçmalarsa sınıfta kalır.
Sentetik zamanlara kangren ayaklar bastım,
izi kaldı ömrümün,
Kara çaldılar yüzüme bütün kara parçalarında,
Elbette Afrika dahil,
Parça başı çalışan kiralık katildi zaman,
Gülüşüm Sivas yangını,
Ağlarsam kızma,
Ölmek bile yakışıyor bazı adama.
Günlük abur cubur istihkakım yeterli olmadığı için bakkaldan düzenli bir şekilde cino çalıyordum. Bu sırada 5 yaşında filandım. Annem bir gün bakkala gönderdi yine. Gittim, şu kadarlık kaşar dedim, adam dolaptan kaşarı alırken ben küçük ve tombik parmaklarımı adeta bir sihirbaz gibi kullandığımı düşünüp büyük bir keyifle cinoları cebe indirdim. Meğersem bakkal beni izliyormuş dolap arkasından. Geldi ayıp değil mi filan diye ağzıma sıçtı, cinoları da aldı. Kaşarı verip gönderdi beni. Ulan bir utandım bir utandım. Hayır o değil kafamda "artık bu bakkala gitmem aşağıdaki bakkala giderim." düşüncesi varken annemin "oğlum ben kaşar değil salam istemiştim, git değiştir." demesiyle beynimden vurulmuşa döndüm. O gözü dönmüşlükle bakkala neden hep benim gittiğim üzerine çığlıklar eşliğinde bir nutuk patlatıp yerlere attım kendimi de hemen kardeş yaptılar, ben de günü kurtardım. Ama şu an param olmasa o cinoyu yine gördüğüm yerde çalarım. Pişman değilim.