genel olarak 22.00'da seyyar dükkanını dikimevi ankaray çıkışında açan ve gece 3.00'e kadar açık olan enfes ekmek arası köfte yapan dayımızdır. öğrenciler gecenin 2 sinde dahi sıraya girerler ve sıcacık mis gibi köfte ekmeklerini, tavuk ekmeklerini yerler. karışık + ayran üç buçuk ytl'dir. fiyatlarda o dolu dolu ekmeklere karşın gayet uygundur.
genellemeleri sevmiyorum ama bu böyle. altıncı nesil yazarlar yine chat-forum tarzı entrylerle, salak saçma başlıklarla arzı endam etmekteler.
altıncı nesil altıncı nesil olarak kalacak galiba.
düzenleme: sakin olun gençler aman diyim. düzenleme 2: anlaşılmamış entrylerimde 1 numarayı kaptınız hınzır çocuklar sizii. haftanın en kötü entrylerine sokmazsanız darılırım. :)
genelde sarhoşların sabahın erken saatlerinde eve gelip, evin kapısında huzursuzluk çıkardığında ve komşuların bakışmalarına karşılık söylediği cümle. sarhoş deyip geçmek gerek.
garip bir durum. oysa biz kendisini bizden biri, eleştirilerden ders çıkaran biri olarak bilirdik. burda bahsi geçen yalnızca ekşi ya da uludağ değildir. hani olayı özele indirgemeye gerek yok. "internetteki sözlüklerde sizin için hiç iyi şeyler yazmıyorlar, bunu biliyor musunuz?" sorusuna karşılık "Biliyorum... Ben reytingimi oraya yazı yazan bazı zavallıların yazdıklarıyla ölçüyorum. Ne kadar entry olursa, ben o gece programın reytingini iyi-kötü anlarım." cevabını vermiştir. soruda da bir yanlışlık var fakat cevap acun ılıcalı'dan beklenen şekilde değil. kendisi hakkında olumsuz entry girenler zavallı öyle mi? gerçekten talihsiz bir açıklama. ne kadar entry olursa o geceki reytingi anlarmış. yani izleyenlere, programı hakkında entry girenlere (özellikle olumsuz eleştiriler olsa gerek) direk olarak zavallı yaftalaması yapıyor acun bey. ama programı hakkında yorum yapmazsanız sorun yok.
radyoculuğunun yanı sıra, aldığı ödüller ve katıldığı etkinliklerle de adından söz ettiren şimdinin radyo a dj'i yarın hangi mevkiye gelir, adından hangi şekilde söz ettirir tahmin etmek zor. sadece bu sene içerisinde;
2009 yılının başlarında Regal'in bi yarışması vardı hatırladınız mı? hatta sözlükte reklamı vardı "Öğrenci Ne Yapsa Yeridir" diye. işte o yarışmaya katıldı ve kendisi "en uçuk icat ödülü" ile ikinci oldu.
yine bu sene içinde Sony Ericsson'un düzenlediği fanwalk to the mtv ema's'a türkiye'den katılan 8 kişi arasına girmeye hak kazandı ve 2009 mtv avrupa müzik ödüllerine katıldı.
daha önceleri Tübitak Bilim Teknik Dergisi Sanal Fotoğraf Sergisi'nde fotoğrafları da yayınlandı bildiğim kadarıyla. anlayacağınız radyo a'da her cumartesi 16.00-18.00 arası hotlist'i sunan bu adam gibi adamın, bu dostun kariyeriyle adını ön plana çıkarması işin güzel yanı. bir de insanlık tarafı vardır ki orasını bilen bilir zaten, yakın çevresinde de bu özellikleriyle değil de adam gibi adamlığıyla tanınmıştır. *
unutmadan, kendisi uzun zamandan beri sözlük'te yazarlık yapmaktadır, nickini yazacaktım ama kendisi istemedi. kim bilir belki bir gün 'anaaa bu adam bizim sözlükte yazarmış ya' dersiniz.
+ sigara parasıyla kitap alsan kütüphanem olurdu
- ben sigara paramla kitap alacağım ama senin kütüphanen olacak doğru mu?
+ evet sigara parasıyla kitap alsan kütüphanem olurdu..
- insan değilsin lan..
yalana bak ulan! 'ehehh canım çok hoş çıkmışsın' 'ehieih teşekkür ederim canım o senin gözlerinin güzelliği'. gördük bunları, hepimiz yaşadık. gözlerim mi güzel? yoksa gördüklerim mi? yoksa güzel gördüğüm için mi ortada bir güzellik olgusu var. gece gece beynin ırzına geçmek için birebir bu sözü incelemek. hani anlam olarak ben aslında güzel değilim o senin bakışlarındaki güzellik deyip geçelim.
ilginç ve takip edilesi bir site. sloganı 'her şeyden biraz' şeklinde ve siteyi özetler nitelikte. internette son olup bitenlerden, yeniliklerden, favori videolara, güncel haberlerden, farklı bilgilere geniş bir seçenek sunuyor. boş zamanlarda takılıp vakit doldurmak için güzel bir site gibi duruyor.
aslında yalnızca sürü psikolojisi kavramıyla sınırlandırılmaması gerekendir. zira olayı kısa bir şekilde açmak da fayda var. bahsi geçen sürü psikolojisine örnek olarak verilen 22.11.2009 tarihli olaylar silsilesinde herkesin tek bir yöne odaklandığı göze çarpmakta. bahsi geçen sürü psikolojisi zirvedeki yazarların takındıkları tavır, zirvedeki yazarların aslında çok iyi bir iş çıkardığı ya da hangi sikim grubu dinlediği, ilah yaptığı değil, sözlükteki yazarların takındığı tavır ve toplu linç girişimi ile alakalıdır. bahis mevzu olan zirve yazarları değildir, bahis mevzu olan ve sözün gitmesi gereken yer bizzat sözlük içinde bulunan klavyede döktüren kişileredir. tekrar söylemekte yarar var, zirvede bulunan yazarların açıklamaları ya da konuşmalarıyla alakalı bir durum değil bu olayın etkisinin sözlükte vuku bulmasıyla alakalı bir durumdur.
--spoiler--
haddi aşma noktasına, daha 50 entry girmeden 'asfasdakdşsa kodumun salaklarını gördüğüz mü laa' şeklinde salya akıtan yazarlara ve karşı tarafın insan olduğunu unutan kişilere
--spoiler--
bilinenin aksine olan şeylerdir. normalde bir şeyin yapılması zordur ve yıkılması, bozulması daha kolaydır. fakat bu durum tam tersi olabilir mi? gerçekten var mıdır merak konusu?
aslında başlık 'halk otobüsüne binip, hapşıran olursa sikerim demek' olacakdı ama gerek terbiyeli insanlar olmamızdan, gerekse 50 karakter sınırından dolayı böyle oldu.
ankara'da domuz gribi yayılıyor, istanbul aldı başını gidiyor. sokağa çıkmaya korkar olduk. evin içinde maskeyle geziyorum amk. nerde hapşıran biri görsek koşarak uzaklaşıyoruz 'laaayynnn nabııyorsuuunnn' diyerekten. bir arkadaşımız grip olduysa ondan daha bir uzak duruyoruz 'ya sen yine bi doktora git abi sonra domuz gribi fln olmasın' diyoruz. korkuyoruz lan bildiğin. işte bu da içinde bulunduğumuz duruma ufak bir örnek. yarın bir gün halk otobüsüne bindiğinizde etrafı süzerekten 'olm hapşıran olursa piserim ağzına vallahi yakarım' diyen birini görürseniz garip garip bakmayın..
faydalı bir site. sağlık sorunlarınız hakkında bilgi bulabileceğiniz, uzman doktorlara sorular sorabileceğiniz, genel hastalıklar ya da sağlık sorunları hakkında merak edilen genel konuları videolu anlatımla bulabileceğiniz bir site.
başlık 'national geographic ekibini taksisine konuk eden taksici' olacaktı ama 50 karakter sınırına takıldı.
türkiye'ye gelen National Geographic ekibinin bindiği takside traditional turkish joke kavramını bir kez daha gözler önüne sermiş abimizdir. ankaralı mıdır bilinmez ama kendi deyimiyle 'ankara dansı'nı National Geographic ekibine sergilemiştir, türlü şakalar komiklikler de cabası. fazla söze gerek yok izleyelim;
genel olarak uludağ sözlük yazarlarının durumunu belirten bir cümle. kimseyi okumayız, kimseyi oylamayız ama sürekli olarak yazarız. herkes yazar ve kendince en iyisini yazar. ne yazdığımız ya da nasıl yazdığımız önemli değildir. biz kendimizi ifade edelim de, gerisinin önemi var mı...
entry sonuna bakireyim yazmak bir 'abazansavar'görevi görüyormuş ve bu yüzden yazılıyormuş. hani sözlükte çok abazan var ben de bakireyim yazarak onlardan korunuyorum düşüncesinin ürünü. entry sonuna bakire yazmaktan daha vahim bir durum. düşünceye bak. sözüm ona abazan yazarlardan rahatsız olmamak için yazıyorsun, ama böyle daha çok dikkat çekiyorsun aybalam. entryi gören demez mi 'anaaaa bakireyim yazmış karıya bah laaa' diye. sen eline kırmızı bayrak almış sallıyorsun, sonra da diyorsun ki ben şey için dedim. şeyi filan yok bu işin. sonra da kendine laf söylenmesin diye ayrıca moronlar için yazdım ehehh komiklikleri.
in the tabela, var 4 çekirdekli makina. test ediyor acaba 0-100'ü kaç bu sözlüğün. söz veriyor geri gelecek butonlar. ortada büyütülecek bir şey yok. o yess.
genelde sevgililerin ya da sevgili adayı olması muhtemel kişilerin karşılıklı olarak oynadıkları ve el ele tutuşarak karşıdakinin parmağını yakalamaya, kendi parmağının altında bırakmaya çalıştığı bir tür oyun.
milli maçta dahi milli'yetçi olamayacaksa bir toplum, milli maçta dahi taraf olamayacaksa başka nerede bu hislerini yaşayacak merak edilendir. korkulacak bir şey yok. öcü milliyetçilik, hortlayan milliyetçilik ay çok kötü triplerine girmeye v.s hiç gerek yok. o milliyetçilik duygusu değil mi milyonları ekrana kitliyor, maç izlerken kendinden geçiriyor, gol olduğunda tanımadığın adamı kucaklayıp havaya kaldırmanı sağlıyor. ne yapalım amk kuzu gibi maç mı izleyelim her boka tüy diktik, tüy dikilmedik bir bu kaldı amk.
Allah'ın belası, sinir olunan, oyuna gerekli özeni göstermeyip hem oyunun, hem muhabbetin içine eden kişidir. hayır oturmuşsun güzelce batak atıyorsun eleman tıkıtıkıtıkı mesaj yazar, ordan birini arar, 'tamam abi bi saniye' deyip yine mesaj yazar filan. ne lan bu. genelde sevgilisi olan kişilerde gözlemlenen bir durumdur ve oyuncuları deli eder. yapmayınız, yapanları uyarınız.
02-03 ağustos 2009 tarihinde fenerbahçeli yazarların yaptığı eylemdir. sol frame'de 'nasıl koyduk ama' 'alex bizi diskoya götür' 'heyoo heyoo heyooo kupayı aldık' tarzında başlıklar görülmekte. durun yavrucum durun türkiye kupasını almadınız, 4 senelik bir mazisi olan türkiye süper kupasını aldınız. hayır görüyorum bazıları sevinçten ne yaptığını bilmiyor. hoş değil!
