Boris vian’ın yazdığı devlet tiyatrolarının şu sıralar gösterime sunduğu tiyatro oyunu.
Hikayesi; 6 Haziran 1944 günü Normandiya Çıkarması yapılırken, hemen yakınında bulunan Arromanches'daki bir at kasabında geçer.
Dışarıda savaş bütün şiddetiyle devam ederken, kasap, kızlarını evlendirmeye ve dünyan
ın çeşitli yerlerindeki çocuklarını toplayıp düğün yapmaya çalışmaktadır.
Bu akşam cevahir sahnede izledim, konu kurgu ve genel akışı itibarı ile izlediğim en kötü oyundu diyebilirim. Oyun kendi içerisinde savaşa dair bir takım mesajlar verse de aşırı yavan ve demode kalıyor. Oyunculuklar ortalama ama sahne dekoru tek kelime ile muhteşemdi. illa gidecekseniz sahneyi ortadan gören bir yerden bilet alın ve diyalogları duymadan sadece sahneyi izleyin.
Akla geldikçe düşünceleri çıkmaza sokan, insana kendini; ortasından büzüştürülmek suretiyle çöpe atılmış kutu kola üzerindeki damla misali hissettiren duygular bütünüdür. Kişiye varlık nedenini sorgulatır. Din, devlet, toplum , siyaset, maddi durum gibi birçok kavram, ayaz gecenin sabahındaki sis gibi karartır... geleceğe dair ön görülerini.
Kararlar aldırır sana; sigarayı bırakıp spora başlayacağım, boş harcamaları kesip hobi edineceğim, gereksiz arkadaşlıkları bitireceğim, namaza başlayacağım, yardımsever olacağım vs vs. Kendini değiştirmek zor gelecek, yaşadığın yeri değiştirmek kaçmak isteyeceksin.
Yurtdışında yaşama hayallerin oluşacak zihninin bir köşesinde ,her olayda bu köşeden bir sinyal alıp öyle yorumlayacaksın zihninde, daha çok hayal kuracak daha çok üzüleceksin sonunda...
hayata gelmeyi seçmesem de yaşadığım hayatı mahvetme hakkına sahibim ve bu hakkımı kullanıyorum.
izmitte bir halk otobüsünde önde etekli bayan oturduğu için şöförün kaza yapabileceğini düşünen ve bunun için otobüsü karakol önüne çektiren çomara ait cümledir. Etek giydiği için suçlanan(?) kadın ise tartışmalar devam ederken ağlayarak otobüsü terk ediyor. Biz nasıl bu hale geldik toplum olarak?
Her zaman böyleydik de kameralar mı bu kadar yaygın değildi acaba ?
Ölümlü dünya filmi genel olarak her ne kadar iyi olsa da serbest karakteri ayrı incelenmesi gereken müthiş bir karakter.
Karakter-tip uyumu muazzam replikler uzun yıllar konışulacak kadar güzel olmuş. Bir sorgu sahnesi var ki en dertli anımda izlesem duvara kafa atarak gülüyorum.
Özgüven ile ilgili genel bir sıralama yapılsa ilk üçteki yeri garanti olan özgüven türüdür.bu er kişi Karete kickboks tekvando gibi dövüş sporlarına yıllarını vermiştir ancak hala kendini tatmin edememiştir. Minder, ring etrafında toplaşmış heyecanlı öğrencilerden en az iki tanesini seçip birer hamlede yere serdikten sonra , içlerinden iri kıyım olanı seçer ve kendisine çekinmeden vurmasını ister. Daha bir dakika önce iki kişiyi birer hamlede yere seren şovmen bir adama kim çekinmeden vurabilir ki. Seçilmiş iri kıyım elemanın ilk ayağa kalktığındaki heyecanlı, istekli ruh hali yerini korku ve telaşa bırakır. Kuvvetle muhtemel atacağı yumruğu da ıskalar ve kalan hayatına ezik içe kapanık ruh haliyle devam eder. Kendi özgüvenini arttırmak için bu çocuğu itin gtüne sokan şempanze suratlı şovmen hoca sözüm sanadır:
Umarım bir gün tek yumruğu 80 kilo çeken eski bir boksöre denk gelirsin.
Geç kalınmış halı saha maçına yetişmek için koşarak gitme durumudur. Koşarken zaten sigaradan tükenmiş olan ciğeriniz ağzınıza gelir ancak o an düşünülenler bu durumdan daha kötüdür:
-lan koşuyoruz at gibi ama sahada nasıl koşacağız
-acaba fazla adam vardı da aldılar mı boşuna mı gidiyorum
-maç da başlamıştır kim bilir soyunma odası anahtarı kimde
-şimdi geç geldim diye kaleye geçirecek ipneler
-geri dönsem çok kızarlar mı
-tamam şampiyonlar ligi maçı değil de hiç mi önemim yok mk bensiz başlamışlardır kesin.
Her camide bulunan kanıksanmış tiplerdir.
-imam ile arası iyi olan, diğerlerine göre daha atılgan tahminen tek diploması olan arada müezzinlik yapan tip
-dini yönü pek kuvvetli olmasa da yaşıtları gittiğinden muhabbet edip oralet içmeye giden tip
-muhafazakar ailede yetişmiş çevresinden övgü almak için sadece ikindi ve akşamları giden tip
-bir sonraki muhtarlık seçimlerinde adaylığını koymayı düşündüğü için lobi yapmaya gelen tip
-huzur bulmak ve ve manevi duygularını güçlendirmek için ara sıra gelen, geldiğinde giyim tarzı ve tipiyle eleştirel bakışlara maruz kalan tip(ben olurum, künfeyeküncü kızlar eqlesin)
Not: bu entryde aşağılama hor görme gibi bir durum yoktur. Caminin gerçekten insana verdiği çok farklı bir huzuru ve tandansı vardır.
ilişkide yapılan en büyük hatalardan biridir. Koca haftada izinli olduğun tek gün pazardır ve o günü başka biriyle paylaşmak zorundasındır. Tamam görüşmeyelim demiyorum ama ben de insanım bazen bütün günü yataktan çıkmadan kitap oluyup film izleyerek geçirmek istiyorum kimi zaman mahalle kahvesinin önüne tabura çekip dayılarla sohbet etmek alnıma okey taşı yapıştırıp ıstaka devirmek istiyorum. Tam şu mevsimlerde sahilde bir banka oturup geleceğim ile ilgili kalkınma programı yapmak istiyorum. Kısaca bazen yalnız kalmak istersin ancak bunu kimse anlamaz ya bir sorunun ya da biriyle sorunun olduğunu düşünürler. Genç kardeşlerime tavsiyemdir ne kadar severseniz sevin arada yalnız kalmak isteyeceksiniz bu yüzden her hafta görüşme gibi bir alışkanlık edinmeyin.
Asıl başlık
Bakireliğiyle övünen kız vs seviştiği kız sayısı ile övünen erkek olacaktı yetmedi.
Bir kadın düşünün her cümlesinde bakire olduğunu belli ediyor.Cinsellikle ilgili her konuda hiç bilmem ki diyor.
(pornoyu da bir kere izlemiş midesi bulanıp kapatmış.)
Bir erkek düşünün çorap değiştirir gibi sevgili değiştirip aman sabahlar olmasın tadında hayat yaşıyor.
(Yunan tanrısı sanki mk palavracısı)
ikisinin ortak böleni seks biri yapmadığıyla övünüyor biri çok yaptığıyla. Hangisi daha itici ?
erkek kişisini sebepsiz yere hüzünlendiren durumdur. elinizi vicdanınıza koyup söyleyin hanginiz yaşamadınız bu manasız hayal kırıklığını hüznü.iş gereği banka işlemleri, gsm hattı işlemi, televizyon paketi üyeliği vs aramak zorunda olduğumuz çağrı merkezlerini ararken hep karşımızdakinin bayan olması dileğiyle bekleriz, hattın düşüp alo sesinin gelmesini. aslında amaç dur kadın çıksın da muhabbeti yapıp akşama yemeğe çıkarayım değildir maksimum 10 dakikalık hebele hübele konuşup anlaşmadır ama yine de
-alouoo merhaba ben şevket size nasıl yardımcı olabilirim
yerine insan bir gizem pelin ece hiç olmadı bir merve serpil filan bekliyor.
Türk dizi filmlerinin olmazsa olmazıdır. Genellikle seviştiği erkeğin sevdiği başka bir kadın vardır. Bu kadın da tam o günün sabahında erkeğin evine tüm masumiyetiyle gelir ve içerdeki üzerinde popo kısmını kapatacak şekilde giyilmiş gömlekli kadını görür ağlayarak evi terk eder. Dikkat ettiğimizde erkeğin boyu 170 seviştiği kadının ki 1,85 bile olsa o gömlek giyildiğinde popo kısmını kapatacak uzunluğa erişir. Eğer erkeğin gömleklerini annesi seneye de giyer ümidi ile alıyorsa mantıklı yok değilse sırlara gebe bir durumdur. Bunun bir de bornozlu olan kadını vardır. Ancak gömlek bir başka.
Kulaklığın icadından bir haber telefonundan video izleyen, kulaklığı takıp son ses vererek yanındakine de dinleten, kahvede bile yapılmayacak goygoyu yapıp yüksek sesle kahkaha atan, dedikoducu teyzeler tartışan çiftlerin yaptıkları gürültü sebebiyle bozulan sessizliktir.
Not: bu tanıma uygun davranış sergilenlere bulundukları aracın girmesini temenni ediyorum. Mecbur muyum lan seninle aynı şeyi dinlemeye mk dürzüsü skik kezbanı mağara kaçkını şeref yoksunu.
telefonumu sahibinden.com aracılığı ile satmak istediğimde karşılaştığım dolandırıcılardır. kendisine amerikan askeri süsü vermiş biri whatsapp tan size telefonunuzu almak istediğini söylüyor, sizden telefonu ptt ile kargolamanızı, kargo takip numarası ile birlikte hesabınıza parayı atacağını söylüyor lakin kargoyu gönderdiğiniz takdirde para filan göndermiyorlar. bana ilk yazdığında telefonun nereye ait olduğunu bulup nijerya dan yazdığını gördüm ve forumlardan okuduğum yorumlardan ve benimle konuşan şahsın konuşmasından anladım.
fotoğraflar eklenecektir.
Yaz ayında bunlardan aldığım gözlüğümün üçüncü gününde amblemi düştü o hafta içinde götürüp iade ettim. Yaz bitti gelin size kar gözlüğü verelim deseler şaşırmam. Bugün demirören avm deki şubesinde rezalet çıkaracağım gözlükçü markasıdır.
Beğendiğimiz kadar da beğenmediğimiz ama farklı etkenlerden dolayı duymaya dinlemeye mecbur kaldığımız şarkılar veritabanıdır.
Açılışı son dönem düğünlerin leş şarkılarından biri olan (bkz: erik dalı gevrektir) adlı çalışmayı(başka tabir bulamadım, yoksa çalışılmış bir şey olduğunu düşünmüyorum)buraya bırakıyorum
Düşünen sorgulayan her bireyin farkına varacağı gerçektir.
insanlığın başlancından günümüze kadarki süreçte cinselliğin tüm yaşamı nasıl etkilediğini düşündünüz mü hiç?
-güzel olan kız ile evlenebilmek için kabil’in habil’i öldürmesi
-en iyi avı getirenin kabilenin en güzel kızına kayacağı zamanları
-güzel prensesler için yapılan ülke imparatorluk savaşları vs vs bu örnekler uzar gider.meselenin özü en güzel kadını almak için güç,para,şan şöhret,vücut kullanan ve buna bir ömür adayan erkek, en güçlü erkeği almak için ;kıyafet,makyaj, entrika ve kariyere bir ömür adayan kadına evrilmeden bu döngüyü kırabilmektir.
Peşin edit:kimse gelip burada olur mu öyle aşk için , kariyer içindir o yapılanlar demesin.
geçen gün sinemaya tek gittiğimde aklıma gelendir.
taktık fularımızı (bkz: mother) filmine girip hayata dair iç burkan metaforları, kollarım dirsekten bükük çenemde birleşen üç parmağımla izleyecekken, koltuğun gıcırdaması ile geçmişteki adrenalin yüklü zamanlar düştü aklıma.
