hiç soğumayacağınızı sandığınız kişiden tiksinirsiniz.
ben ihtimal vermezdim öyle bir şey olsun. insan sonra sonra fark ediyor. öğrendiğimde ilk ayılamadım gerçeğe. nefes alamadım. o tartışmalar boşuna değilmiş meğer. o bahanelerin ucunda biri varmış bilemediğim. ilgilenmeyişindeki bahaneler beni oyalamak içinmiş de bilememişim. o hissettiğim sinir boşuna değilmiş. allah büyük ya, insan bir şeylerin ters gittiğini hissediyor ama ispat edemiyor. haliyle bir sürü saçma sapan tartışma çıkıyor. karşıdakini sanki boğuyormuşsun gibi davranıyor. bir şeyler ters gidiyor ki tartışma bu derece çok oluyor. bir insan durduk yere niye sinirli olsun ya yoksa? her ilişkide tartışma olur ama sevgi aşar bunları. sevgisizlik o tartışmayı çoğaltır.
susmak her zaman için erdem değildir. susmak anlayışlı olmak da değildir. ilişkiyi akışına bırakmak onunla az ilgilenmek değildir. trip atıp bunu çok uzun süreye yaymak iyi değildir. * sevgi buna engel olur normalde. hiçbir şey aldatmak için bahane değildir. bahane sevgi ve onuru ayaklar altına alır. sevgisizlik başlığına yazmam gerekirdi sanırım. allah insanı temiz bir insanla karşılaştırsın. varsın adaletsizliğe uğramış olsun ama vicdansız olmasın.
bazen başka türlü oluru yoktur. kaybetmeden kıymet bilinmez derlerdi. ben bir dönem inandım buna. kaybedince insan daha bir anlıyor sevdiğinin kıymetini ama bunun sürekliliği yok. geri kazandığında ilk zamanlar çok güzel zamanlar geçiyor, çok büyük bir özlem. sonra yine aynı sorumsuzluklar. aynı ilgisizlik. aynı sorumsuzluk. değer vermeme.
bazı sevgililer sana değil de ardında kalan boşluğa aşıktır.yokluğunda sever seni. yokluğunda özler en çok. seni yokluğunda bulur. can acıtan bir şey bu. yanındayken önem vermiyor, yokluğunda özlüyor hep. birleşmenin oluru yok. sen onun ilgisizliğine üzülürken, o pek de göremiyor bunu. ne zaman bir şeyler bitti, o zaman farkına varmaya başlıyor.
allah'ım bu ne büyük bir acı. daha önceden de ayrılık oldu ve büyük bir özlem doğurdu. tarifi imkansız bir özlem. ve şimdi yine ayrılık. beraber olmamızın oluru yok. dilerim allah'tan ne yaptığını iyi görsün. allah öyle insanlarla karşılaştırsın ki bana ne yaptığını iyi anlasın. ah allah'ım.
cevaplarımı hep unuttum. bu kadar mı geç açıklanır! öss'de sınav bitince eve gelirdik bi bakardık tv'de cevapları açıklanıyor. peki kpss'ye gelince neden 1 haftayı buluyor bu?
sevgili ösym, seni hiç sevmiyoruz. babanı da sevmezdik zaten.
turuncu turuncu yanan ışığını özledim ben bunun. ses de çıkarırdı ama sesini kapatırdım genelde. çünkü annem her seferinde gelirdi noldu diye. anlatsam da anlamıyor. bu teknoloji nasıl bir şey yarebbim diyordu sadece. canım annem.
liseye giderken yeni yeni kullanmaya başlamıştım. sanki uyuşturucuya başlamıştım der gibi oldu. değil tabi. hiç uyuşturucu kullanmadım. sanki uyuşturucu bir hiçmiş gibi oldu böyle de. anlatımı bozdum. uyuşturucu gene de bir hiç.
msn'i açarken heyecanlanırdım. açılırken dönen o iki adama bakar dururdum. onlar adam mıydı sahi? sonra onun kadın versiyonu da yaptılar. hatta başı kapalıydı o kadının. oturum kapandı diye şakalar yapardık. ne biçim gülerdik.
onu beklerdim ben msn'de. msn'De birini beklemek başka bir heyecandı. şimdi öyle bir heyecan yok. ya da ben epeydir yalnızım. bilemedim. hüzünlü bir durum.
teknoloji nasıl da değişiyor. msn hiç eskimez sanırdım halbuki. şimdi o gitti başka başka şeyler geldi. o değil de, anı diye neleri anlatıyoruz baksana. eskiler iyiymiş aslında. mektubun özlemi bambaşka.
benzin. çocukluğumda motorların arkasından koşardım o kokuyu duymak için.
ve parlament diye bir parfüm vardı. muhteşem kokuyordu. böyle kokan birini az biraz takip etmiştim. kişiyi değil aslında, kokuyu.
temiz nevresim bir de. yatağa seriyorum böyle. atlayıp gömülüyorum sonra iki büklüm. muhteşem kokuyor. normal insan gibi koklayınca olmuyor. şu hareketi yapınca huzurlu oluyorum.
sorun bu değil. insanların hayatına karışılmaz. fakat bunu haber yapmak -açık konuşacağım- dingillik.
hayatınızda hiç mi fahişe görmediniz? duymadınız? bunun onlardan farkı ne? bu kadın daha az ücret alsaydı kimse konuşmayacaktı.
bu kadını pazarlayan birileri olsaydı haber olmayacaktı. çünkü bu bir sektör haline gelmiş. bu da sözde özgür.
bunun haber yapılması, şu kızın tanımadığı heriflerle cinsel ilişkiye girmesi ve bunu gurur duyulacak bir şey gibi göstermesini yayınlamak ahmaklık.
çirkinleşmeyin beyler. dilinize vurmasın bir şeyler. iğrenç görünüyorsunuz. önce hayatını bi kazan bakalım. neyine bu çene? sonrası allahtandır. sevmenin güzelliğini fark etmeyen bir erkek mutsuz olur. cinsellik deyince ağzının salyası akan bir kişi haline gelmek ne kadar acı ya. sorunlu gibi. yazık vallahi. almak, vermek kelimelerini duyunca salak salak gülümsemek, gözlerin fır dönmesi ve yersiz espriler.. tek kelime edilmez şu haldeyken.
he bir de, çok ''cool'' takılıp biz bunu konuşuyoruz ama öylesine yani he he diyenler var. ay, yazamayacağım daha fazla. yorucu ve manasız olacak belli ki. allah kendini bilen insanlarla karşılaştırsın.
ne demiş ünlü bir düşünür; al bunları koy çuvala, salla salla vur duvara. **
sobanın tavana vuran ışığı. tarifsiz bir sevinç ve hüzün bu.
battaniye.
yaz akşamlarının kokusu. *
yağmur. ve yere düştüğünde yıldız gibi bir şekil oluşturması.
cadde boyunca akan yağmur suları.
ve şu şarkı. hem mutlu ediyor hem öyle bir hüzünlendiriyor ki..
yolda karşıdan karşıya geçecektik. otobüsün geçmesini bekliyorduk. ben durakta duracak sandım ve yola atladım. meğerse geliyormuş. sevgili birden kendine çekti beni. küçüğüm zaten, dibinde bitiverdim birden. afalladım. korkmuştu. ''dikkat et'' dedi. ben de korkmuştum haliyle.
birden, ''seni seviyorum ve kaybetmek istemiyorum'' dedi. çok ciddiydi ve korku doluydu gözleri. iliklerime kadar hissetmiştim sevildiğimi.