odeon
0 (düz adam)
sekizinci nesil silik 1 takipçi 3.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    caffe florian

    1.
  1. venedik'te san marco meydanı'nda bulunan café'lerin en ünlüsü ve en iyisidir.
    içeriye girdiğinizde buram buram nostalji kokar, dışarıda ise her akşam canlı müzik vardır. vivaldi'nin de zamanında bu café'nin müdavimi olduğu düşünülürse orkestranın çaldığı vivaldi eserleri son derece keyif verir.
    Tiramisu ve meyveli tart oldukça iyidir, espresso ise kahvenin kalitesinden dolayı harikadir.

    ufak bir tavsiye olarak saat 19:45 dolaylarında, müzik henüz başlamamışken gitmenizi öneririm. müzik dinleme ücreti hesabınıza yansıtılmayacaktır. yine de siz aynı tutarı bahşiş olarak bırakın.
    1 ...
  2. caffe quadri

    1.
  3. venedik'te san marco meydanı'nda bulunan café'lerin ikincilikle yetinenidir.
    avusturyalılar'ın daha sevdiği, dolayısıyla yaş pastaları ön planda olan mekandır. akşamları diğer san marco café'leri gibi canlı müzik olur. menüsünde kahvenin hikayesi anlatılırken "khavè" olarak bizden bahsedilir.

    açık ara bir numara olan için: (bkz: Caffe Florian)
    2 ...
  4. yaşanmışlık

    1.
  5. yaşanmış ile unutulmuş arasındaki olaylar silsilesidir.
    2 ...
  6. geçmişten utanmak

    1.
  7. ...üzerimize atılmış en büyük lanet, ölüverip kurtulsak mi ne?
    1 ...
  8. ıssızlığına koşulmak

    1.
  9. attila ilhan'ın türkçemize kazandırdığı bir sözdür.
    sanıyorum ki yalnızlığın kadere dönüşmesi bu kadar güzel anlatılamazdı, anlıyorum ki yanlışlığın kedere dönüşmesi bu kadar hüzünlü anlatılamazdı.
    0 ...
  10. aşka dair pişmanlıklar

    1.
  11. ah, o suya mürekkep hiç değmeyecekti.
    biz çocuk olacaktık, çocuklarımız olacaktı.
    ah, biz kirlenmeyecektik.
    inge*'yi sevmeyecektik.
    gece yarıya yakın, "ışıkları söndür suna su".
    0 ...
  12. küba bar

    1.
  13. aydınlık dünyanın şen insanları olarak karanlıkta yol arıyoruz, ufak bir ışık görüyormuş gibi umutlu.
    gece ilerledikçe beyaz evlere yanılmışlık neşesi vuruyor, "tekno tekrar ediyor" ve murathan* bir dize fısıldıyor:

    haftasonları kulüp ağzına kadar dolu
    ama bu kalabalık ne çok yalnızlığa benziyor
    herkes şefkat arıyor aslında
    ama kibir izin vermiyor
    durdukları yerde iki yana salınabiliyorlar ancak
    kurtlarla dans edemiyor kimse
    adımlar yetmiyor, kalpler yetmiyor
    0 ...
  14. yanlış yaşamak

    4.
  15. yine mi aşık olduk? eyvah, karşımızdaki inge bruckhart.
    yalnızlığımız yanlış yaşamaktan, yanlışlığımız yalnız yaşamaktan; tek tutar yanımız "yaşamak".
    ne tuhaf.

    Cafe Le Depart'da değil, Au Chien Qui Fume'de hiç değil; insanın kaderinde inge bruckhart.
    1 ...
  16. inge bruckhart

    1.
  17. paris öyledir işte attila*, sen cafe le depart'da oturup saint-michel kalabalığı içinde yine inge bruckhart'ı bekliyorsan çoktan öldün demektir. bir kere sen istanbul'un yollarının haydutusun, bu şehrin yolları senden büyük. bu şehrin yolları gare du nord'a çıkıyor. Leipzig'te inge, marne'de karlı ıhlamur ağaçları, istanbul'da attila. kalp kırıklıklarını yazıyor istanbul'da, divan pastanesi'ndeki masasında.

    bu şehir inge "broken heart"larla dolu; öğleden sonra bir cafe'de soluklanmayıver, yorulursun.
    insan kendini yoracak şeylere daha bir bağlı oluyor, hem de ne bağlılık: körü körüne
    insan sonunu bile bile yola çıkarken mutlu oluyor, hem de ne mutluluk: Pont des Arts'ta aşk
    ve ansızın yoruluyor insan, hem de ne ayrılık: châtelet'de kalp kırıklığı

    belki de bunlar hep yanlış yaşamaktır.
    3 ...
  18. les deux magots

    1.
  19. Boulevard Saint-Germain'de bulunan, zamanında Ernest Hemingway gibi yazarların uğrak mekanı olmuş cafe'dir. özellikle sıcak çikolatası iyidir, beş çayı için giderseniz yer bulma sıkıntısı çekebilirsiniz.
    hemen yanında bulunan café de flore'a göre daha iyidir.
    1 ...
  20. © 2025 uludağ sözlük