aç anacım aç biraz daha aç. bu mahalleden öteki mahalleye kadar açıp orta yerinden çatla ki sen de rahatla biz de rahatlayalım.
tanım: bacak arasındakinin rahatlığını hakimiyet alanıyla karıştırmış olması muhtemel, adap terbiye bilmeyen erkek.
eşcinsel çiftlerin ilişkilerinden aldığı doyum ve ilişki kalitesinin heteroseksüel çiftlerinkinden daha fazla olduğu çeşitli araştırmalarca da saptanmaktayken ancak "ayy slk demesene öyle * 9:)" şeklinde cevap verilebilecek ifade.
brooklyn'li birkaç yirmilik kişinin hayatını gerçekçi şekilde anlatan bağımsız, gay temalı internet dizisi. esas oğlanı oynayan adam goldman aynı zamanda dizinin senaristi, yönetmeni vb her şeyidir. looking'den önce the outs vardı efenim.
Fifty shades of grey'de Christian Grey'i oynayacak olmasıyla bizleri üzen, aynı zamanda yüzü sagda solda göründüğünde tütütütü maşallah demekten de kendimizi alamadığımız yakışıklı genç. hakkaten maşallahı var.
edit: bugünkü sekiz yüzüncü imla hatası
Asıl adı Un Bel Di Vedremo olup Giacomo Puccini tarafından Madame Butterfly operası için bestelenmiş güzide arialardandır efenim, kendinizi alıkoymayınız sabah akşam dinleyiniz.
edit: imla
Serenity'nin dümencibaşısıdır. Mürettebatın tümü evladım, hepsini aynı seviyorum ama bunu daha bir ayrı seviyorum. Nick'i Wash olup aktörü pek sevgili Alan Tudyk'ten başkası değildir.
--spoiler--
"I'm a leaf on the wind. Watch how I soar."
--spoiler--
(bkz: Kafa) isimli şarkısında arabesk-egeli arası bir bohem hava aldığım şarkıcıdır. mevzubahis şarkı an itibariyle havadan mıdır bilmem, balkonda çekirdek çıtlarken çok iyi gitmektedir.
Dün (26 mart 2013) homofobi karşıtı yerel buluşmalar etkinliğiyle uludağ üniversitesine hoş gelmiş zatı muhterem. kendisi hakkında edindiğim fikir buluşma sonrası caddeüstünde yaptığımız çay-sohbet sırasında katmerlendi. her eve lazım cinsten muhteşem bir şey.
oyun dünyasının baya bi gideri olan karakteri. kendisiyle re4'da tanışmak şerefine nail oldum, ada'yı bırakıp beni alsın. (bkz: koca istiyom gel beni al lan)
hayatımın on yılını geçirmiş olsam da alışamadığım, zamanında gasplandığım, trafik kazasının ortasında kaldığım, eski meydan parkı bombalanmış olan istanbul ilçesi.
hiç zannetmiyorum ama çok değişti, çok iyi oldu, çok da güzel iyi oldu diyorlar hakkında ama bakalım, göreceğiz haftaya gidince.
merkezinden ziyade köyleri güzeldir.kemiklialan civarı denizin dibindedir adeta, yazları gün batımı tam karşıdan olduğundan bütün turuncu huzmeler evinizin içine dolar. akşam karanlığı çöktükten sonra anayoldan gelen araç sesleri hala yaşadığınızı hatırlatır size. çünkü aslında "dış hayatla" olan tek bağınızdır. çünkü orada zaman geçer, ama ayrı bir tarifeyle, ayrı hızda bağımsız olarak geçer.
akşam üstleri yol dibine inilip çekirdek çıtlanır, boğazdaki balıkçılar sayılır, geçen dev yolcu gemilerine hayran hayran bakılır. Geceleri yıldızları seyretmekten sarhoş olur insan. bin kere söylense de bir kere yol ışıkları onarıldığından etraf zifiri karanlıktır, demirlerle kaplı balkonda otururken böyle zamanlarda birinin yoldan geçtiğini görürseniz bir ürperirsiniz bir şehirli, çok fazla korku filmi izlemiş biri olarak. halbuki bir köyden diğerine yürüyen amcalardan, gençlerden başkası değildir.
cumartesileri pazarı olur lapsekinin. mutlaka gidilip o kalabalık görülmeli, o mis sebze meyve kokusu ciğerlere çekilmelidir. dönmeden limandaki aile çay bahesinde bir gazoz, çay içerken boğaz ve gidip gelen feribotlar seyredilmeli, parkın yanındaki roma dondurmacısından dondurma yenilmelidir.
esasında güzel yerdir, benim gibi emekli ruhu olanlar için yani.
bülent ersoy'un 1994 tarihli Benim Dünya Güzellerim albümünden bir parça. Oldukça eğlencelidir, çocukluğumuzda elimize bir mendil alıp dokuz sekizlik göbek atmamızı da sağlamıştır.
her mevsim içimden gelip geçersin
sen vefasız yolcu kalbim viran edersin
merhaba demeden elveda dersin
sen vefasız yolcu kalbim viran edersin http://fizy.com/#s/1ahh9v