verdikleri rahatsızlık bir gün yetmezmiş gibi 3 gün sürdürürler.neymiş efendim adetmiş.koyarlar oraya dandirik sesli bir şarkıcı, şarkıcı denebilirse tabi bütün sandalyeler boş olsa bile tek başına söylerler.hani paraları yok ya bunların, düğün salonu tutamıyorlar ya o yüzden böyle söyleyen adamları getirtiyorlar.artık çevresindekilere illallah dedirtmiştir.cenazesi mi vardır sınavı mı hiç düşünmezler.böyle komşu böyle tanıdık olmaz olsun dedirtirler.hiç de kusura bakmasınlar efendim.ben senin zımbırtını çekecek değilim.
her ne kadar beni sinirlendirse, her ne kadar bu giriyi 'köprüüüden geçtiiii geliiiiin' şarkısını dandirik sesli adamdan dinleyerek yazsam da çifte mutluluklar dilerim.
bu sene uygulaması için sınavına girdiğim ancak uygulamayı yaptığım maketin kolları ve bacakları olmadığı için hayrete düştüğüm ve yapmakta bir hayli zorlandığım, acil durumlarda yapılan hayat kurtarıcı ilk yardımdır.her insanın az da olsa bilmesi gereken bu olayı kısaca anlatayım:
ilk yardıma ihtiyacı olan yerde yatan bir hasta gördüğümüz zaman hemen oraya yöneliyoruz ve bu işi bildiğimiz için 'çekilin ben doktorum' narasıyla artistiğimizi yaptıktan sonra çevre güvenliğini sağlıyoruz.hastayı elektrik çarpmışsa kaynağından uzaklaştırıyoruz gibi.hastanın omzunu hafif sarsarak bilincinin yerinde olup olmadığına bakıyoruz.yanıt alınmadıysa hemen 112 yi arıyoruz.ancak hasta boğulmuş ya da travma geçirmişse 1 tur kpr uyguluyoruz.sonra 112 yi arıyoruz.telefonda nerde olduğunuzu ve durumu bildiriyorsunuz ve karşı taraf kapatmadan kapatmıyoruz.ambulans gelene kadar müdahaleye devam ediyoruz.sonra hastanın solunum yoluna bakıyoruz.eğer yabancı bir madde boğaza kaçmışsa elimize temiz bir bezi sararak sıyırarak ağızdan alıyoruz ve çıkartıyoruz.hastanın dili de geriye kaçmış olabilir.dili çıkartmak için de 2 yöntem kullanıyoruz.eğer hastada travma varsa hastanın baş tarafına geçerek baş parmaklarımız elmacık kemiklerine ve diğer parmaklarımızı çenesine koyuyoruz ve başı yukarı doğru kaldırıyoruz.eğer travma yoksa bir elimizin avcunu hastanın alnına dayıyoruz diğer elimizle de çeneyi yukarı kaldırıyoruz.daha sonra bak-dinle-hisset yöntemini uyguluyoruz.yani yüzümüzü hastanın göğsüne yaklaştırıyoruz.gözümüzle göğsünde bir hareketin olup olmadığını ağızından da nefesi hissedip hissetmediğimize bakıyoruz.eğer solunum yoksa geliyoruz en güzel kısma hayat öpücüğüne.hastaya 2 kez derin nefes veriyoruz.daha sonra dolaşımını kontrol etmek için boğazındaki şah damarına bakıyoruz.eğer nabız yoksa kalp masajı yapıyoruz.kalp masajını sternumun 1/2 sine iki elimizle yapıyoruz.bu hareketleri yani kpr yi yorulana kadar yapıyoruz.hasta kendine normale dönünce derleme pozisyonu aldırıyoruz.yani hasta sırt üstü yatarken sol elini sağ yanağına getiriyoruz, sağ bacağını büküyoruz ve bu halde sağ tarafa yatırıyoruz.30 dk sonra aynı şeyi sol tarafa yapıyoruz.ve sonuçta bu kadar basit yöntemle hayat kurtarıyorsunuz.ne mutlu size..
bu arada kpr demişken, kpr 30 kez kalp masajı ve 2 soluk verme işleminden oluşan döngüdür.
ilkokulda öğretmen, babamın işini ve ismini sorduğunda, herkesin bana güleceği kanaatinde olduğumdan kıvranarak söylediğim kelime.küçükken ökkeş isminin bana çok komik gelmesi ve babamdan başka kimsede bu ismi duyamamamdan kaynaklanıyor olmalı ki demeye utanmışım.daha sonra muzaffer izgü nün ökkeş serisiyle karşılaşmam, dizilerde ökkeş ismini sık sık duymam düşüncemi değiştirdi açıkcası.
bir de dizilerde nerede kötü ve gıcık bir adam var genelinin ismi ökkeş'tir.herhalde okunuşundan..