sadece fenerbahçe'nin men edilmesiyle sonuçlanacağından önemsiz bir gelişme olacaktır. zaten gittikleri gibi gelen arkadaşlar kendileri. maksat turistik seyahat. artık iç turizme yönelirler büyük olasılıkla. hatta ikinci lige düşselerdi daha evvel görmedikleri, memleketimizin güzizde kasabalarını da ziyaret ederlerdi. fakat kısmet değilmiş.
gelgelelim bu kuyt isimli arkadaşı kandırmışlar fena halde. birisinin bu arkadaşa fenerbahçenin önümüzdeki beş yıl avrupada olamayacağını söylemesi lazım. boşuna heveslenmesin garip.
pele de bir röportajında aslen diyarbakır'dan brezilya'ya göçen bir kürt aşiretine mensup olduğunu söylemişti. zaten dikkatli bakınca da andırmıyor değil. ismi de kürtçedeki "pelek"ten geliyormuş. her kaçırdığı golden sonra stadyumda "el kurdo" haykırışları yükselirdi. demek ki futbolun adaleti yok. evet ondan.
bazı gözüdoymazların haksız biçimde ele geçirdikten sonra borçlandırdığı, sonra da mahkeme kararıyla uzaklaştırılınca alacaklarını tahsil etmek için icra takibi başlattığı güzide ankara takımı. düşer de çıkar da; lakin bu zulüm unutulmaz.
stres eşiğinin düşük olmasından kaynaklanır bu durum.
genellikle gergin ve tedirgin olunan anlarda yaşanır. kişi içinde bulunduğu gerginliğe daha fazla tahammül edemez, anlamsızca ve hiç de uygun sayılmayacak bir anda koyuverir kahkahasını.
bir tür stres düzeyinin düşürülmesi mekanizması yani. *
dinin bilim olarak kabul edildiği bir yaklaşım mevcut değildir. ama dini olgu ve olayları kendine has bir metodolojiyle inceleyen bir bilimsel disiplin mevcuttur ki bunun adı teolojidir. biz ilahiyat diyoruz. ya da din bilimi.
örneğin tarih de deney ve gözlem gibi pozitif bilimlere özgü metodların uygulanabildiği bir saha olmamakla birlikte, bir sosyal bilim olarak kabul edilegelmiştir.
esasen metodoloji alanında da, sosyal bilimlerin klasik anlamda bilim olup olmadıkları hususu tartışmalıdır. fakat genel kabul, pozitif bilimler olarak sınıflandırılan fen bilimlerinden farklı yöntemler kullanan ayrı bir bilimsel saha olarak sosyal bilimleri tasnif etmek ve bilim kategorisinde bunlara da yer vermek şeklindedir.
deney ve gözlem yapılamayan her sahayı bilim dışına itmek yerinde bir yaklaşım olarak görülemez. bu değerlendirmeyle, matematik de, hukuk da ve diğer sosyal bilimler de bilim tanımımız dışında kalacaktır
2005 yılında Cannes'da aldığı Altın Palmiye'nin de aralarında bulunduğu, muhtelif festivallerde 11 ödül kazanan Belçika yapımı sinema filmi.
Bu kadar az sözle, meselesini bu kadar açık ve sade bir üslupla bu kadar güzel anlatabilen az film vardır. Aşırıya kaçmadan, duygu sömürüsü yapmadan, cinselliği kullanmadan, sıkmadan izleyiciye hikayesini anlatabilmek büyük bir maharettir. Bu filmde işte bunu başarmışlar.
bazı çok izlenen videoları ısrarla gözünüze sokan, izlemek istemeseniz de türlü yollarla sizi her defasında baştan çıkarmayı kendisine amaç edinmiş site.
o videoların çok izlenmesinin nedeni de bu zaten. dolayısıyla tuhaf bir kısır döngünün yaşandığı popüler video tuzağı. aynı nedenden ötürü videoların altında yazan izlenme sayıları gerçek bir izlenme ölçümünden uzaktır.
sabrinin uefa kupasında attığı golü izlemek isteyen birisi songül karlının memelerinde bulabiliyor kendini bu yüzden.
acılarım biraz dinsin diye sakin sakin "Bach - Cello Suite No.5 i-Prelude" dinleyeyim istiyorum ** zorla bana 5 yaşındaki piyano çalan suratsız veledin videosunu izletmek istiyor. tıklamayacağım kardeşim al işte no.6 yı da dinliyorum o veledi dinlemeyeceğim. deli etmeyin adamı.
üzüm tanesinin üzerindeki beyazımsı grimsi (buğulu) toz gibi görünen tabaka.
yemeden önce yıkandığında geçer; fakat bu tabakada yer alan mikro organizmalar üzüm suyunun fermante olarak şaraba dönüşmesini sağladığından şarap imalatında korunur.
ya bu çocuk arasıra komik ama umumiyetle de iğrenç. nasıl olacak bilmiyorum. iğrençlik dozunu biraz düşürürse daha çekilir bir hale gelebilir troller arasında.
pek çok densizlik gördüm fekat bu kadar yüreğimi burkup sinirimi zıplatan bir başka densizliği de daha önce bir arkadaşım yapmıştı. okulun kantininde otururken garson kıza asılmıştı.
canım kardeşim sen biliyor musun o kızlar, asgari ücretin yarısı kadar maaşla, günde onbeş saat hiç oturmadan, it gibi çalışıyorlar.
evet muhtemelen ağda yaptıracak paraları da vakitleri de yoktur. yaptırsalar da hergün burgerle beslenen zibidileri hiçbir zaman memnun edemeyeceklerinin ve boktan hayatlarının ağırlığında ezilmeye devam edeceklerinin farkındadırlar.
onu boşver de burgerking size salmonella ve listerialı etleri kaktırıyor ya bence biraz onu kafana tak. ayrıca hepsinin mutfağında da hamamböcekleri kol geziyor. bir sonraki menüyü sipariş ederken aklında bulunsun.