üniversite de matematik hocasının asistanına inat,180 kişilik koca sınıfın en arka 3 sırasını dolduran 9 kişiden biri olduğumu hatırlatan, devrimci duruşun timsali bir davranıştır...
içinden çıkıldıktan sonra arkana bakıp "ulan ben neler yapmışım" gibi pişmanlık durumlarını içeren durumdur. ki bazen "hangover" olup, "hatırlamıyorum abi!" diyebileceğin göt olma durumlarını da içinde barındırır...
iskender: yavuz'u çıkarmak için profesyonel bir yardım alalım dedik.
sarı pis bıyık: bu size pahalıya patlar. bi yüzlüğünüzü alırım.
mecnun: yüz derken, bin mi?
iskender: dolar mı?
ismail:euro mu?
kamil:sterlin mi?
gözlüklü çocuk: altın mı?
erdal bakkal: ampul mü?
erdal bakkal: ne bakıyorsunuz ya! allah allah adam belki yüzlük ampulle çalışıyor.
anlatmadan geçemeyeceğim!
bugün mahallemize giden ana yoldan inerken , önünden geçtiğim sokakta elemanın biri hararetli bir tartışma içine girmiş " lan yarın yollucam paranı" tarzında bir diyalog duydum. Sokağı geçtiğimde arkadan çatırt diye bir ses duydum tam da o durum işte bu durum!
bir sorunlar yumağı olarak gördüğüm güzel ülkem hakkında , her zaman kapıldığım bir kuruntudur bu konu. ne zaman dank etse kafama , bir siktir çeker "sen de gidersen , kimler gitmek istemez" deyip götümün üstüne oturduğum bir hadise haline gelmiştir...
pansumana geldik almadınız diyenlerin aslında götlerinin yemediği bir durumdur. orhangazi'den öteye geçemediklerini cümle alem görmüş oldu. böylece alen'de göt olmuş oldu.