null set
244 (ilaç gibi)
yedinci nesil yazar 0 takipçi 58.92 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    kaosa alışmak

    1.
  1. geride bıraktığımız 2016 ile birlikte ülkece gerçekleştirdiğimiz durumdur. haberleri rastgele açıp anlık olarak baktığımızda düzgün, pozitif bir şey göremiyoruz. dışarı çıkarken, kalabalık yerlere giderken hiç rahat duramıyor, diken üstünde yaşıyoruz. insanların hepsi, kendi işlerini halledip bir an önce rahat olduğu ortama(ailesinin, arkadaşlarının yanı vb.) ulaşma çabasında. bu durum birbirini tanımayan insanların birbirine hayvan muamelesi yapmasını ve sonuç olarak gerçekten akla hayale gelemeyecek derecede saçma olayların(kaosun) ortaya çıkmasına neden oluyor. işin ilginç yanı, bu duruma gerçekten alıştık. yaşam kalitemiz düştü, alıştık. hep mutsuz olduk, alıştık.

    insan, psikolojisi gereği alışmaya programlıdır zaten. mutsuz oldukça beklentilerimiz düşer, daha kalitesiz şeylerle mutlu olabilmeye başlarız. sıkıntı yok gibi duruyor değil mi? hayır. sıkıntı var. hem de büyük bir sıkıntı. yaşam kalitemiz düşmeye devam ettikçe biz buna alışacağız. nereye kadar? ölme eşiğine gelene kadar. işte o zaman hayatta kalma içgüdümüz devreye giricek bu içgüdü bütün toplum düzenini bozma eşiğine gelicek. işte o zaman bireyler daha da bireyleşecek. kaos daha da güçlenicek ve insanlar birbirine daha çok zarar vermeye başlayacak.

    sonuç olarak ne gerçekleşti peki? ölme ihtimalimiz arttı. bunu engellemek için ne yapmalıyız? hayata genel bakabilmeli ve zihinsel eylemsizlikten (comfort zone) çıkmalıyız, harekete geçmeliyiz.

    bunları kime anlattım? türk insanına. niye anlattım? belki bir şeyleri dürterim diye. bir şeyler dürtüldü mü?(ya da dürtülecek mi?) hayır tabiki. çözüm nedir? kendi açımdan düşünürsem, kaçıp gitmek. ben de bunu yapacağım.
    1 ...
  2. yılbaşı akşamı gelen varoluşsal sancı

    1.
  3. Yalnız kalmakla birlikte hunharca sorgulamalara sebep olan sancıdır. Dayanamayıp elime kalemi aldım ama buraya yazması zor geldi. Foto çekeyim bari, yazım çok kötü biliyorum ama umrumda değil ki *
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1291347/+
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1291348/+
    0 ...
  4. 26 temmuz 2013 iron maiden istanbul konseri

    1.
  5. facebook sayfasından 26 temmuzda inönü stadyumuna geleceklerini açıklamışlardır. uçtum lan resmen görünce bunu. yakında biletix'ten de açıklama gelir diye düşünüyorum. hele şükür organizatörler akıllanmışlar da stadyum konseri organize etmişler. 2011 de piç olmuştuk resmen. bak hatırlayınca yine sinirlendim. neyse geçti şimdi 26 temmuzu düşününce. *

    http://www.ironmaiden.com/tourdates.php
    https://apps.facebook.com...+Maiden&came_from=123
    4 ...
  6. susuzluktan ağlayamamak

    1.
  7. duygulandım bak yine. zaman 19 haziran 2011... yer istanbul maçka küçük çiftlik park. gece 1 de bandırma'dan yola çıkıp saat 7 civarında istanbul'a vardım. gözlerim yeni uyandığım ve lenslerimi taktığım için yanıyor. yanımda arkadaşım var o da balıkesirli. ama bandırma'ya gelmişti birlikte yola çıkmıştık. biletimiz sahne önüydü ama biz sahne önünün de en önünde olmak istediğimiz için sabahtan istanbul'a varacak şekilde yolculuğumuzu ayarlamıştık. istanbul'u bilmiyorduk ama haritadan filan planlamıştık nereye gideceğimizi. sabah 8 de konser alanını bulmaya çalışıyoruz. çok da zor olmadı siyah t-shirt lü insan topluluğunu görünce doğru yerin orası olduğunu anladık. ve sıraya girdik. yok beklenecek gibi değil. kapılar 12.30 da açılacak. gezelim, tuvalete filan gireriz dedik çünkü biliyoruz ki içerisi çok kalabalık olacak. olduğumuz yerden ayrılamayacağız. taksim'e filan gidip gezdik. demirören alışveriş merkezinin tuvaletlerini kullandık filan. 11.45 gibi orda olacak şekilde kararlaştırdık ve 11.45 te konser alanındaydık, suyumuzu aldık. içeri yiyecek içecek sokmak yasak. saat oldu 1 biz hala bekliyoruz. 17000 kişi sırada "aç, aç, aç!" diye bağırıyor. tabi biz geç geldiğimiz için son sıralara doğru kalmıştık. saat 2 gibi biz içeri girebildik. hava çok sıcak. yaklaşık 30 derece. güneşte hissedilen 35 filan vardır. bir de o konser alanındaki 17000 insan güneş enerjisi sistemlerindeki soğurucular gibi hepsi siyah giymiş. yanıyoruz. ben arkadaşıma soruyorum nasıl dayanıcaz diye. en sonunda kararlaştırıyoruz sırayla gidip su alıcaz. ama nasıl kalabalık ortalık. bu arada konser başlamıştı ve mastadon kıçını yırtarcasına böğürüyordu. konser heyecanına ilk şarkısını insanlar beğendi ama sonraki şarkıda kolunu kaldırıp metalci işareti yapan insan bulmak çok zordu. mastodon bitti, kimse memnun kalmadı, zaten mastodon da sadece teşekkür edip sahneden ayrıldı. hani diyordum ya iğne atsan düşmez diye. mastodon bateristi bagetini fırlattı ve önümdeki elemanlara baget yüksekten geldi, ellerinden kaçtı ve bana geldi. nasıl bir şanstır bilmem ama o an piyango vurmuş gibi hissettim. herkes elimdeki bagete bakıyordu ve bakabilir miyim diyordu. ben de veriyordum çünkü benim için çok büyük bir önemi yoktu. bagete bişi olmadı sonunda bakıp geri verdiler. ve biz öğrendik ki gruplar arasında 45 dk aralık varmış. toplam 5 grup çıkacaktı o gün. ve her grup yaklaşık 1 saat sahnede kalıyordu. o zaman gece 11-12 civarında konser tamamlanmış olacaktı. gerçekten bir insanın orada sahne önünde sıkış tepiş şekilde o saate kadar dayanması imkansızdı. mastodondan sonra in flames çıktı. o zamanlar in flames dinlemiyordum ama sahneye çıkınca müzikleri ve hareketlilikleriyle takdirimi aldılar. gerçekten güzeldi. dedim kendime "işte şimdi konser başlıyor" diye. in flames bitince arkadaşım ben su filan almaya gidiyorum dedi. "tamam" dedim "bana da al". gitti ve ancak 1 saat sonra gelebildi zaten. suyu alınca zaten zombi gibi olmuştum. hemen bitirdim suyu.(1.5 su bardağı filandı). in flames ten sonra alice cooper çıktı. müzik tarzımdan olsa gerek gerçekten sıkıcı geldi ve metal konserinde esneyen nadir kişilerden olmuştum o an. ama kalabalık alice cooper ı gerçekten sevmişti. bense bitmesine dua ediyordum. tabi sahne şovları iyiydi hakkını yememek lazım. alice cooper bittikten sonra slipknot çıktı ve ben slipknot ı severdim. oks ye hazırlanırken bi ara sadece slipknot dinlerdim ve gerçekten iyilerdi. gruptaki elemanlardan biri sahneden inip konser alanının vip bölümüne çıktı ve 3-3.5 metre yükseklikteydi. oradan seyircilerin üstüne atladı. slipknot da bitti. ve artık yıllardır hayalini kurduğum iron maidena sadece 1 saat vardı. arkadaşlarıma ve aileme 3-4 yıl önce iron maiden gelsin türkiye'ye ne pahasına olursa olsun konsere gideceğim diyordum. hatta dance of death çalarken maiden gelsin bu şarkıyı çalsın yemin ederim ağlarım demiştim. ve maiden geliyordu. maiden ı dinleyip sevdiğimden beri her akşam yatmadan önce türkiye'ye gelsinler diye dua ediyordum. ama sadece gelsinler diye dua ediyordum. gelip konser vermeleri benim için yeterliydi. her türlü gidecektim çünkü. ve maiden... introlarındaki kırmızı ışıklar çıkmaya başladı. daha ortada canlı bir müzik yoktu. ama ben maiden psikolojisine girmiştim bir kere ve o konser alanındaki stresin de etkisiyle hıçkırıklı bir şekilde ağlamaya başladım. evet, mutluluktan ilk defa ağlıyorum hayatımda. ve maiden sahneye çıktığında öyle bir his yaşadım anlatamam. gerçekten anlatamam.

    bu linki vereyim ama o an orada bulunmak bunun milyon katını yaşatıyordu bana. ben ilk 3 şarkı boyunca aralıklarla ağlıyordum. arkadaşım kopmuş bir şekilde hoplayıp zıplarken omzuma dokundu ve "neden zıplamıyorsun?" dedi. hiçbişi demedim. ve 5. şarkı o bahsettiğim şarkı dance of death... maiden ı ilk o şarkıyla tanımıştım. yoğun duygu yüklemiştim o şarkıya. artık sadece hıçkırıyordum. gözyaşı diye bir şey yoktu. nedenini düşündüm. aynı zamanda terleyemiyordum da. üzerimdeki nemlilik yanımdaki insanların teriydi. evet... o zaman anlamıştım susuzluktan ağlayamamanın ne olduğunu... okumayacağınızı bilsem de içimden geldi.
    0 ...
  8. tchaikovsky nin metalci olması

    1.
  9. bir metalci olarak adamın zamanının metalcisi olduğunu düşünüyorum. bateriye benzer aletlerle gürültülü müzikleri boldur.

    (bkz: 1812 overture)
    (bkz: marche slave)
    (bkz: polonaise)
    1 ...
  10. ülkeyi satan tayyip vs söke söke kurtaran atatürk

    1.
  11. iki insanı yaptığı en önemli işlerle karşılaştırmaktır. bu karşılaştırma daha sağlıklı sonuç verecektir. *
    5 ...
  12. cennette şaraptan ırmak olması

    1.
  13. başlık tanımın ta kendisidir. fakat bu ırmaklar duyduklarıma göre dünyadaki gibi insanı sarhoş yapan içkiler değillerdir. aksine insanı rahatlatan içkiler vardır. dört deniz varmış süt, bal, şarap ve su. diğer nehirlerin kaynağı bu denizler olacakmış.

    edit: eksileyen arkadaşım beğenmedi cenneti sanırım. ama alternatif olarak cehennemimiz var elimizde.
    1 ...
  14. burnun tıkalı olduğu halde çeşme gibi akması

    1.
  15. her nezle olduğumda oluşan sinir bozucu durum. aynı durum sinüzit olduğumda da gerçekleşir. ders çalışıyorumdur ve otururken çok fena bir kütlenin burnumun iç kesimine baskı yaptığını hissederim ve heyecanla lavaboya koşarım. ama sonuç hüsrandır. baskı yapan kütle ne kadar zorlansa da o lanet kapalı duvarın arkasında kalmıştır.

    bir de benim bu durumda kullandığım bir yöntem var. bir gün burnum yine tıkandı ve lavaboda aklıma çok parlak bir fikir geldi. burnumun tıkalı olduğu zamanlar dışarı çıkıp koştuğumda ya da heyecanlandığımda burnum hep açık oluyordu. ben de bunu kullanaraktan açık olan burnumu parmağımla tıkadım ve kapalı burnumdan nefes almaya çalıştım. alamadım tabi. ama zorlamaya devam ettim. havasız kalınca kalp atışlarım sıklaştı. * ve bir baktım burnum açıldı. sonra bu yöntemi bulmadan önceki 17 yılın acısını çıkartırcasına sümkürdüm olanca hırsımla. sonuçta lavaboda servet çetinin maçlarda yapamadığı icraatı gerçekleştirdim.

    yöntem büyük ihtimalle biliniyordur benden önce fakat araştırması zor geldi ve eğer bilinmiyorsa bir katkım olsun istedim bütün bağışıklık sistemi zayıf insanlara.

    (bkz: iğrenç entryler)
    2 ...
  16. whiskeyi kola sanmak

    ?.
  17. ölüm haberinin sözlükte 2 gün sonra unutulması

    1.
  18. sadece ölüm değil, bütün önemli olayların unutulması olayıdır. ve sadece sözlükte değil türkiye mde gerçekleşiyor bu olaylar. milletimizin en uzun gündeminde kalan olay tahminimce 17 ağustos tur. çünkü büyük bir zarar ve bu zararın etkileri uzun süre devam etmektedir. benim gördüğüm ve halkı etkilemeyen olayların en uzun süre gündemde kalanı wikileaks di. yaklaşık 2 ay gündemde kaldı. sonra ne oldu? hiç... kurucusu tutuklandı. o haber de 5 gün gündemde kaldı. sonra? yine hiç. şimdi 17 ağustos gibi önemli olayları yılda bir kez hatırlıyoruz. 16 ağustos günü lay lay lom tatilin keyfini çıkaran kişi 17 ağustos günü akşam haberlerinde 17 ağustos la ilgili bir anma programı çıktığında "aa bugün 17 ağustos" diyip yemeğine devam edebiliyor.

    en kötüsü ise olaylara bakıp sadece "vah, tüh, yazık olmuş" gibi ifadeler kullanıp hiç ders çıkarmamaktır. marmara depremi: 7.7 şiddetinde olması bekleniyor. soruyorum 17 ağustos sonrası kaç kişi bina güçlendirdi? kaç kişi evindeki eşyaları duvara sabitledi? allah korusun ama olası bir depremde sözlüktekilerin dörtte biri "aa deprem oldu!" "vah kötü olmuş" diye entry giremeyebilir.

    bunu niye yazıyorum? dikkat ettiyseniz yazımın başında türkiyem ifadesini kullandım. türkiyemin içinde sevmediğim insanlar da var. gerçekten nefret ettiklerim malzemeden çalan müteahhitler.

    yer: konya
    tarih: 2 şubat 2004

    zümrüt apartmanı... malzemeden çalındığı için apartman hiç bir etki olmadan çöktü. kendi cebini doldurmak için kendi başına ayakta duramayan bir apartman yaptı. 92 kişi öldü. müteahhitler şimdi hapiste. ne yaparsanız yapın 92 kişi geri gelir mi? 17 ağustos gibi bir felaketten çok değil 5 yıl sonra ayakta duramayan bina yaptılar. kim bilir kaç bina daha var böyle? korkarım ki kaç bina olduğunu marmara depreminden sonra anlayacağız.

    okumak istemeyenler için de özet: kötü olaylarda birlik olalım, ders çıkaralım.
    yazar düşüncesi: kendi çıkarları için başkasına nasıl olursa olsun zarar verenlere lanet okuyorum.

    hadi ordan diyenler içinse: dostum bu gerçek. inanmak istemiyorsan görüşürüz enkaz altında. olmadı mahşerde.
    2 ...
  19. bayramda hatır sorma kaosu

    1.
  20. null set bayramda ailesiyle büyüklerini ziyarete gider. ortamda yaklaşık 14 kişi vardır. 4 kişi bizim aileden zaten, 2 si de küçük çocuk olsa hal hatır sormayacak 6 kişi var. kaldı 8 kişi. bu 8 kişi sırasıyla babam, annem, ablam ve ailenin küçüğü olarak en son bana hal hatır sorarlar. ziyaretin 15 dakikası zaten bu hal hatır sormayla geçer. gelin hesaplayalım. ziyaret edilen kişilerin toplam 4 kişi olduğunu düşünelim. 10 kişi ziyarete geldi. 2 si çocuk. soruyu sorabilecek 8 kişi var yani. şimdi bu 8 kişi ortamdaki herkese aynı soruyu soruyor. her soru soran kişi ziyarete yanında 2 kişiyle gelse. soru soran 8 kişinin soracağı 11 kişi var demektir. 8x11=88 bir de bu soruların cevabı olarak "iyiyim sen nasılsın?" sorusu da var. 88x2=176

    bayramda toplam 4 eve ziyarete gidilse ve aynı durum oluşması göz önüne alınırsa 4x176=704.
    bence bu durum için konferans sistemi geliştirmek lazım. evet işte sistem:

    - hoşgeldiniz.
    + hoşbulduk.
    - buyrun geçin içeri.
    + teşekkürler.
    (koltuklara oturulur, hal hatır sormaya başlanır)
    - eee k nasılsın bakalım.
    + iyiyim siz nasılsınız?
    - ben de iyiyim sağol.

    - eee l nasılsın bakalım.
    + iyiyim siz nasılsınız?
    - ben de iyiyim sağol.

    - eee m nasılsın bakalım.
    + iyiyim siz nasılsınız?
    - ben de iyiyim sağol.
    .
    .
    .
    sıra null sete gelir.

    -- eee null set nasılsın bakalım.
    + yeteerrrr! duymak istemiyorum! şimdi herkes beni dinlesin!
    (sessizlik sağlanır.)
    + kötü olanlar elini kaldırsın.
    (kimse elini kaldırmaz.)
    + ziyaret bitmiştir. şimdi dağılabilirsiniz.

    evet ben aynştaynım...
    1 ...
  21. o tuz bir süre sonra çekilir

    1.
  22. kimya hocamızın söylediği sözdür.

    edit: hocamız kadın ve kasıtsız olarak söylemiştir bu lafı efenim.
    1 ...
  23. şarap kadehinde şalgam suyu içmek

    1.
  24. içki içmeyen insanların nezih içkili ortamlarda yaptığı kamufledir. acılı olursa oto kontrol sağlanabilir. acısız insanı kesmez ve dışarıdan bakışlar "yuh ayı ne biçim içiyo şarabı" anlamındadır. kişi bilir ki uzun vadede acılı şalgam suyu yararlı değildir. *
    0 ...
  25. ekşi sözlük te yazar olup da yazmamak

    1.
  26. uludağ sözlüğü benimsemiş bağrına basmış yazar söylemidir. ekşi gibi kalabalık bir ortama geçmek istememektedir bir de:

    şu anda çaylak onay listesinde 49251. sıradasınız. bu sıra ilk defa onay bekliyor olmanıza ve 10 entry'yi ne zaman doldurduğunuza göre belirlenmektedir.

    azıcık etkisi var tabi. *
    1 ...
  27. x eşiği

    ?.
  28. eşik tanımlarının toplanmasını istediğim eşik.
    1 ...
  29. daha da tt arena ya gelmem

    ?.
  30. yuhlanan başbakanın söylemesi muhtemel cümlesidir. *
    3 ...
  31. entry nin yazıldıkdan 10 sn sonra silik olması

    1.
  32. an itibariyle gerçekleşen durumdur. format dışı entry girmişim. ekle ye bastıktan 10 sn geçti geçmedi, başka bir başlığa tıkladım ve silik butonunun yandığını gördüm. vay amk dedim içimden. bence bana özel yetkili tutmuşlar.*
    2 ...
  33. basket potasının kale direği olarak kullanılması

    ?.
  34. ülkemiz okullarında baskete gösterilen önemi gösterir. "şunun yanına bi tane daha dikseler de taştan direk yapmak zor oluyo" demeye kadar gelmiştir.
    2 ...
  35. otobüste tel le müzik dinlerken kulaklığın çıkması

    1.
  36. sıkı bir metalcisinizdir.* ve son ses death metal dinliyorsunuzdur. tam brutal vokalın orgazm noktasında coşuyorken coşkunun sonucuyla el kulaklığa çarpar ve kulaklık çıkar. coşkunun da etkisiyle kulaklığın çıktığı farkedilmez ve müziğe devam edilir. tabi otobüstekiler devam etmezler. onlar sizi rencide etmekle uğraşıyorlardır. topyekün size bakıyorlardır. o kadar kötü hissettirir ki yoldan geçen diğer arabalar da size korna öttürüyormuş, inekler size mö leyip eşekler size anırıyormuş gibidir. bakışlar farkedildiği anda telefon kapatılmaya çalışılır. ama şansa bak telefon donar ve telefonun arka kapağını açılmaya çalışılır. heyecandan, süpermarkette alışveriş poşetini açmaya çalışan yaşlı teyzelere dönersiniz. elleriniz titrer ve 15 sn gibi insanlık için küçük ama otobüstekiler için çok büyük bir zaman dilimi içerisinde batarya çıkarılır. otobüstekilerden laf gelmezse oturup bütün rezilliğinizi içinize atabilirsiniz. ama laf gelirse karşıdakine atar yapmak suretiyle savunma için bahaneler uydurarak suçunuzu hafifletebilirsiniz.
    3 ...
  37. başarının formülü

    1.
  38. başarı = k.[zeka].[çalışma]^4.[tecrübe].[moral].[sabır].[düzen] *
    9 ...
  39. renklerdeki inanılmaz mantık hatası

    1.
  40. evet... öncelikle bu yazıda düşüncelerimi doğru anlatabilecek miyim bilemiyorum. gerçekten anlamak isteyenler yazıyı tekrar okusunlar.

    renk: insanın kendi beynindeki görüşlerde cisimleri ayırt edebilmesi için insanların kurguladığı kavram. bilimsel olarak ele alırsak her ışının bir frekansı ve dalga boyu vardır. dalga boyu değiştikçe ışığın rengi de değişir. şu an bizim bu konuyla alakamız yok.

    şimdi asıl konuya girelim. benim savunduğum şey şu: aslında insanların bütün renk tonlarını birbirinden farklı görmesi. hatta renk tonu olmayabilir bile. renk kavramı insanlar için tamamen farklı olabilir.

    şimdi... ben kırmızı üzerinden gidiyorum. insanların akıllarındaki "kırmızı" kavramının değişken olacağını düşünürsek doğru olan bir referans rengi almamız gerekir. buna ben "doğru kırmızı" diyorum. bir insanın beyninde oluşan kırmızı olgusu başka bir insanda "doğru mavi" olarak oluşabilir. bu şekilde kimse kimsenin yanlış görüp göremediğini anlayamaz çünkü insana doğuştan itibaren kalıp olarak renk isimleri öğretilir. "bu yeşildir" dersin karşıdakine... ama senin beyninde oluşan "yeşil" başka bir insanda yine senin beynindeki mavi olgusunu yansıtabilir.

    yani insanlarda beyne bağlanan aletlerle insanın dış dünyayı nasıl gördüğünü görmediğimiz sürece bu olayı açıklayamayız. çünkü belki de biz "doğru mavi" ye "kahverengi" diyoruz... bir de şöyle düşünelim renklere ilk olarak isim veren şahıs ya renk körüyse? ya dış dünyayı bizden tamamen farklı görüyorsa?

    ya ben tamamen haksızım. herkes dünyayı "doğru renk" lerle görüyor. ya da herkesin dış dünyayı görüşü birbirinden farklı.

    umarım anlatabilmişimdir. anlayamayanlar ya da okumaya üşenenler lütfen "zevkler ve renkler tartışılmaz" gibisinden saçma bkz lar vermesin.

    hepsini okuyanlara şimdiden teşekkür ediyorum.

    edit: eksileyenin problemi renk körlüğüyse geçmiş olsun diyorum ama geçmiş olsun demekle geçmiyor o hastalık. malum doğuştan gelen bir hastalık ve tedavisi yok.
    25 ...
  41. obsesifkompulsif

    1.
  42. 7. nesil bir yazar.
    hoşgelmiş efenim.
    0 ...
  43. satanist şarkıları

    1.
  44. genelde metalcilerin dinlediği düşünülen şarkılardır. ama her genelleme gibi bu da yanlıştır. bu genellemeyi yapanlara gelsin...



    belgelerle çürütülmüş bir görüş. *
    0 ...
  45. tanrı inancı zayıf mümin

    0.
  46. daha fazla kur an okuması gereken müminimsidir.
    0 ...
  47. geçmiş gelecek ve şimdi arasındaki bağlantı

    1.
  48. geçmiş: insanın sadece düşünebildiği, en fazla ders alabileceği zaman dilimi.
    gelecek: insanın sadece hayal kurabileceği zaman dilimi.

    şimdi: geçmiş ve geleceği okuyan kişinin bunu okumadan anlayabileceği kavram.
    0 ...
  49. delilmek

    ?.
  50. olmayan bir kelimedir. klavye sürçmesinden kaynaklanan ve (#10354198) no lu entry de ortaya çıkmış anlamsız harf topluluğudur.
    0 ...
  51. flac uzantılı müzik dinlemek

    1.
  52. kayıpsız frekansın verdiği hazzın vücut ile rezonansa girmesidir. hele dance of death gibi bir şarkı çalıyorsa. bateriyi sanki kulağımın dibinde çalıyormuşçasına gerçekçi bir şekilde dinlemek... elektronun bir masal kadar açık ve melodik gelmesi...

    tanım2: mp3 ün bok gibi olduğunu büyük bir hazinle farkederek doğru yola giden ışığı görmek.

    ben şarkıya şarkı demem .flac uzantısı olmadıkça...
    3 ...
  53. bir şeyleri sevmek zorunda olmayı bırakmak

    1.
  54. sol frame de "x şahsını sevmek zorunda mıyım?" başlıklarının gözü aşırı rahatsız etmesi yüzünden gerçekleşmesini istediğim eylemdir.

    edit: başlıklarım başıma kalıo lan.
    2 ...
  55. siyasi entry nin hem eksilenip hem iyilenmesi

    1.
  56. çeşitli siyasi görüşlerin mouse un sol tuşuna yansıması.
    0 ...
  57. entry üretememek

    ?.
  58. yorgunluk, uykusuzluk gibi durumlarda ortaya çıkan beynin çalışmasının yavaşlamasıyla oluşan kötü şeydir. yazmak istersin aklına bir şey gelmez. okursun anlamazsın. yatıp uyunması gerekir.
    1 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük