şöyle bir an için kendimizi bulunduğumuz ortamdan soyutlayıp tüm diğer insanlara baktığımızda "noluyo ki şimdi bunlara?" "nedir yani?" diye düşündüğümüzde ortaya çıkan evrensel sorudur.
ne güzel söylemiş emre aydın..
hele ki erkeksen ama adam gibi erkeksen cok şey söylenmiştir hakkında.erkeksin bi kere sen,ağlamak haramdır sana.üzüldüğün de hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğin de bile sen ağlayamamışsındır..delikanlılık yaaa sevdiğine bile anlatamamıssındır derdini istediğin gibi.. hep başka baharlara bırakmışsındır içindekileri..her şey senden bekelndiğin de hele ki sevgiliyse bekleyen susmuşsundur erkekliğe uyaraktan..ama bu değildir asıl içinde ki..silmişsindir herşeyi içinde barındırarak...
simdi mi kan revan icindedir kanamaz denen yerlerin ama delikanlılık işte ne yaparsın..
buysa erkeklik evet ben bunları yaptım...ama erkeklik delikanlılık bu değildir zannımca...
delikanlılık sevdiğine sevdiğini söylemektir..içten hem de öyle içten olmalıdır ki bu, sevmediklerin bile hayran kalmalırıdır sana sylediğin sözlerden sonra...
işte bunu yaparsan sen,sen olmuşsundur.
oyunu kime vereceğine en son karar veren seçmendir. fanatik değildir. kimin kendisine veya ülkesine en iyi hizmeti vereceğine bakar. ülkemizde hızları giderek artmaktadır.
efendim bilindiği üzere komünistlerin çoğu ateisttir. tanrıya inanmazlar onun bizi yarattığı fikrine katılmazlar. bu kişiler evrim teorisine inanırlar. aynı zamanda eşitlikçidirler. yani komünizme göre her insan eşittir. ama darwin in teorisine göre insan kendinden önceki birçok canlının evrimi sonucu bugünkü haline kavuşmuştur. buna göre şu an avrupada yaşayan insanlar afrikadaki zenci atalarının evrimleşmesi sonucu bugünkü hallerini almıştır. yani avrupalı bir insan afrikalı birinden evrim teorisine göre üstündür.
sonuç olarak, bütün insanların eşit olduğunu savunan komünizm tanrı inancı boşluğunu doldurmak için kendiyle çelişmektedir. ***
en belirgin özellikleri vitesin direksiyonun yanındaki bir koldan kontrol edilmesidir. genelde motorları büyük hacimlidir ve çok yakıt harcar. ayrıca karoserleri ve iç hacimleri de oldukça büyüktür.
sabah kalkarsın, kahvaltı yaparsın, işe gidersin, öğle yemeği yersin, işten gelirsin, akşam yemeği yersin, tv izlersin, yatar uyursun. her gün bir diğerinin aynıdır. haftasonları ya maça gidersin ya sinemaya. kimse böyle yaşamak istemez ama herkes böle yaşamak için çabalar. sonra böle bi hayatı olunca da şikayet eder.
sözlükte arama yaparken sayıları rakamlarla ifade etmek yerine kelime olarak yazmak daha doğru sonuç bulma olasılığını arttırır. örneğin arama yaparken "1. mehmet" yazmak yerine "birinci mehmet" yazmak sizi daha doğru bir sonuca yönlendirecektir.
ülkenin gündellik siyasi sorunları hakkında yorum yapmaktır. sozlugu kelime tanımlama amacı dışında kullanmaktır. gereksiz bir eylemdir. çünkü kimse başkalarının düşüncesini onaylama olgunluğuna erişmiş değildir bu ülkede. herkes birbirini eleştirir. yapılanları eleştirir. çözüm üretmez.
uludag sozluk yazarlarını aşağılamak maksadıyla mı yoksa kendini yüceltmek maksadıyla mı söylendiği anlaşılamasa da kişinin iki sozluk te birden yazar olmayı önemli bir şey olarak gördüğü hatta yazar olmayı çok önemli bir şey zannettiği kanısını uyandıran, okura hiçbir anlam ifade etmeyen boşa sarfedilmiş giriş (entry) cümleleridir.
hayatta yenebilecek en güzel dayak biçimlerinden biridir. öyle ki düşmanın (vestel manisa taraftarları) vurduğu yerde gül bitmektedir. böyle bir esnada bursasporlu olmanın farkı ise herşeye rağmen delikanlılığı elden bırakmamak tek başına da olsa vuruşmaya devam etmektir.
anlık ileti programlarında sevmediğiniz ama bir türlü de silemediğiniz bir insanın internete bağlanması sonucu o kişinin suratına haykırmak istediğiniz ama bi türlü söyleyemediğiniz cümledir.
girişim ruhuna sahip ancak bunu olumlu yönde kullanmayı tercih etmeyen canı sıkıldığı için sözlüğe üye olmuş yazarların geldikleri gibi gidiş biçmidir.
okuldan cıkılmıs ustu uste gelen 4 dersin arkasından yorgun ve virane bir halde dolmusa binilmiştir.bulduğun cam kenarında ki ilk bos koltuğa atılmıstır defter kitap sen oturmadan once.muhabbet edicek kımse olmadığından dolmus trafikte kucuk kucuk ilerlerken sen her zaman ki gibi büyük hayallerin pesine takılmıssındır..bir anda bi kız belirir gozunun onun de.dolmus tıklım tıklım olduğundan ayakta kalmıstır kız ve cok ta zor bi durumda olduğu oflayıp puflamalarından bellidir.ufak bi yardım babında "kitaplarını tutabilirim istersen" die bi sözcük öbeği cıkar ağzından.küçükte bi tebessum uzatılır sana kitaplarla beraber.herşey normal seyirinde devam ederken aklın karısır..sanki biri durtmektedir seni icerde bi yerlerden..kızın baska bisiyle ilgilendiği an da acarsın kıtabın ilk sayfasını..kızın ismini gorursun..yazmana gerek yoktur aklına kazımıssındır zaten o harfleri ama yinede garantici olmak istersin yazarsın bi yerlere kızın ismini..yanında oturan salakta saskındır idrak edememistir olayı ama sen pek aldırmazsın..sonunda gelinmistir inilecek durağa kucuk bi tebessumle beraber kitaplar da iade edilir gzl kıza..eve giderken adımların hızlanmıstır eski zamanlara gore..cunku bilmek istemektesindir neticeyi..acarsın su aralar cok kullanmadığın ama o aralarda her derdine deva olan facebook u..yazarsın kızın ismini arama bolumune.. bir cok sonuc vardır karsında sasırırsın hangisi acaba die ..hepsini eklemeye baslarsın aslında pek te gerceği yansıtmayan arkadas listene ve beklemekten baska bisi kalmamıstır sana ..
yarım saat sonra msj gelir eklediğin kızlardan birinden ve olaylar gelişmeye başlar...
sonuç hic de beklediğin gibi değildir husran yine mevcuttur her zaman ki gibi.kızın arkadas kalalım demesiyle hersey baslamadan bitmistir aslında...
anlamadığın tek konu ise burda cakallığı yapan senmisindir yoksa 10 gunde hayatının icine sıcarak seni biz kuzu ya donusturen kızmıdır cakallığın kendisi?....