Kişinin kendini kaybettiği, ruhunun yer değiştirdiği, gözünün döndüğü anlardır.
Saymakla bitmez.*
1-Bir kere yeni başlamışsanız parmaklardan feragat etmek*
2-Saatlerce oynadıktan sonra tarihi ve saati unutmak
3-Sevgilin aradığında 'evet christine' diyerek herşeyi bok etmek.*
4-Hayattan bir haber olmak.
-olum savaş çıktı lan hadi kalk toparlan
-lan joystick bozuldu a.q. nasıl kalkayım yaa
5-Doğru düşünme kabiliyetini yitirmek
-Ya patron bir kaç saat işim var yeni Play Station oyunları çıkmış da gidebilir miyim
-Tabi canım ne demek.*
6-Herşeyi play station'dan ibaret sanmak
-cankut gidelim artık antalya tarafına bu hafta
-gidelim abi,playstation'ı da götürürüz
7- Bunu bir meziyet olarak ortamlarda kullanarak komik durumlara düşmek
-Gitarı bıraktım,bateriye geçtim ben
-ya basketbol takımımın antermanı var benim bu hafta
-Tekken'de ultra hard'da story'i bitirebiliyorum ben *
Binilen dolmuşta rutin bir şekilde giderken, kırmızı ışıkta duran dolmuşun kapısını çalan müşteriye şoförün kapıyı açmaması sonucu, müşteri söylenerek uzaklaşır, şoför de ahaliye açıklamada bulunur.
-yani durmuşuz biz, kırmızı ışık zaten, olmaz alamamki seni teyze, kusura bakma yani, nasıl alayım (teyze "allah belanı versin"diyerek uzaklaşmıştır çoktan) *
aklındaki her cümle önceden tasarlanmış, hazır ve zahmet içermeyen bir replik içeren insan.
onunla konuşmak da anlaşmak da zordur. hazırdır cümleleri, yormaz kendini, zihnine yeni aydınlık bir düşünce girsin istemez. isterki dünya hep istediği * gibi kalsın. etliye de dokunmasın sütlüye de. hatta herşey donsun kalsın. söylediği şeylerin altı oyulursa şayet, savunacak gücü ve yetisi de olmaz bu kişinin. habire kendini tekrar eder ve mutlu zanneder.
iş, konu, ne olursa olsun, her durumda inatla yanlış yönlendirmeler yapıp, gereksiz yorumlarla can sıkan * ve hemen sonrasında göbeğini kaşıyıp sahte bir gülümsemeyle emek insanını çileden çıkaran kişi. *
Ne çok hüzün, ard arda gelen hekesin bakışlarında ne çok korku vardı. yürürken koşmak, dururken kaçmak ister gibiydi herkes. Bir iç çekiş mesafesi, gözlerini kapatıp her nefes alışı insanın. Aydınlıktan kaçan karanlık meraklısı insanlar, kestiler yaralarını. Aktıkça kanları değişti ruhları. Gözlerinde tutuk bir endişe, ellerinde yanlış yapma korkusu, ağızlarında yalandan bir kaç hikaye barındırdı düşenler. Tozlu ayaklarıyla durmadan daha berrak olmaya çalıştılar. Bitmeden hikaye bir kaç kurşun isabet etsin diye levhaya, ne varsa kin, ne varsa intikam ve ne varsa kızgınlık kustular.
üzerine düşünmeden ve belki de düşünemeden yorum yazmak yerine, etrafına bakmaktan aciz olan insanları eklemeyi unutmuşum.
Şu denebilir : Peki senin neden oy hakkın var?
Evet bence de neden benim oy hakkım var?Neye göre?
cevap şu:
Sorumsuz insanlarla sorumlu insanları ayırt edemedikleri için,
cahillerle, hayatına ve ülkesine her an değerli bir şeyler katma telaşında olan insanları ayıramadıkları için,
herşeyi dar çerçevelerden değerlendirip popülist yorum yapanlarla , gerçekten önemli olan bir konuya dikkat çekenleri ayıramadıkları için,
Hala bir oyun ne kadar değerli olduğunu anlayamayanlar olduğu için...
milletvekili olmak için yapılacak yığınla (gereksiz) masrafın neticede varılacak noktada yapılması gerekenlerle çelişmesidir.
bu ülkeye hizmet etmek isteyen herkesin milletvekili olmaya hakkı vardır.
Peki bir tüccarın sırf parası var diye milletvekili olmaya hakkı var mıdır?
Hizmet edeceğine olan inancı mıdır onu bu yola iten yoksa çevresinde itibar görme ve yahut
cebi doldurma sevdası mıdır tüm olan?
Bu ülkeyi seven çok kişi var elbette..ama çoğunun parası yok..
dürüst yaşamak için elinden geleni yapan, devleti kazıklamaktansa ölmeyi tercih edeceklerimiz de vardır..
ve onların çoğu hiç bir zaman milletvekili olamayacaklardır.
Bir sitem.
Bir kaçıştır komik olmak. Gerçekler kaldırılamayacak düzeye geldiğinde komik olunur.
Farkında değildir kişi belki ama savunma mekanizmaları had safhada devrededir.
Kötü birşey midir? Hep somurtulsun mudur? Hayır, komik olmak, en azından olmaya çalışmak bir parça enerji katabilir ruha ancak kişi hep esprili olarak dünyayı kurtaramayacaktır veya ideallerini gerçekleştiremeyecektir. Bazen durup düşünmek gerekir. Son söz kendimedir.
Hiç kimsenin pençesine düşmeden büyüyemediği ortak paylaşım konusu (bir nevi internet)istese hayatını verecektir aşk insanı onun için. Ama hep hezeyan yaşanır. Zordur zor. Onun için hediyeler mi hazırlamamıştır, planlar mı yapmamıştır, şiirler mi yazmamıştır. Sonuç, aşk adamın canını acıtır.
Bir çeşit kamufulaj.
Kişi yüzündeki sivilce görülmesin diye yaralanmış hissiyatı uyandırarak karizmasını az da olsa toparlamak ister.
Asıl sorunun sivilce burunda çıktığında yaşandığı rivayet edilir.
TEL CAMBAZININ TEL ÜSTÜNDEKi
DURUMUNU ANLATIR ŞiiRDiR
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Tanrınız büyük âmenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Bütün ağaçlarla uyumuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama ağaçlar şöyleymiş
Ama sokaklar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız
Bir şairin sözüdür.Hüzünlüdür, acıdır ama doğrudur.Bazen en iyisi vazgeçmektir.Akışına bırakıp rahat etmektir.Akarsu bizi götüreceği yeri bilir nasıl olsa.
ve düşünüyorum ilk kurşun kime diye
ve sonraki
ve bir sonraki
ama düşündükçe daha bir girdap
ve içtikçe daha kaypak bir hayat benimkisi
evet eminim onlar bana ait..
i.Y.: Değerli yolcularımız ben kaptan pilotunuz ilker yasin (hayıııır dediğinizi duyar gibiyim)..
3131 sefer sayılı uçuşumuz boyunca istanbul-ankara istikametinde yok yok ankara manavgat istikametinde o da değil nereye gidiyoruz hüseyin biz a.q...neyse devam edecektir..yok yok bitti..yok hayır yeni başlıyor..off ya atın beni uçaktan..
bel altı uzmanının kapısında sıra beklerken ıkınıp sıkılan,herkesin "galiba kuşta problem var" diye düşündüğünü düşünen hasta..üstelik sıkılmasına gerek yoktur..
çürümüş dişlerinin çekilmesi gerektiğini söyleyen dişçiye vampir görmüş gibi bakanlar.(bu arada vampir gören var mı?)
doktorlar için alışılmış bir durumdur.hasta inleyip durur..
markasız bir şey giymeleri mümkün olmayan, kendilerini başka türlü değerli gösteremeyeceklerinin farkında olan tayfa..onlar her yerdedir..diesel markası da en berbatıdır kanımca..
rutin bir şekilde devam eden hayatın olmazsa olmazlarından olan cümlecikler..
ebe:dersini yaptın mı evladım
çoc:şu film bitsin yapıcam
ebe:(film biter) evladım ödevini yapıcaktın hani
çoc:şu reklam bitsin yapıcam ebe ve veyn
ebe ve veyn hep birlikte: sana ps2 yok bora unut sen onu..
film kuramları dersinde defalarca kafamıza vurulan(mecaz anlamda şükür ki) filmlerde uzun sivri nesnelerin erkek cinsel organı yerine geçtiğini söyleyen kuramdır.
bu durumda herşey bir 'fallik nesnedir' diyenlere cevap..
bu sebepledir ki derste sınıfta kalem tutarak bu ders dinlenmez..adamın adı çıkar..
her şey dört dörtlüktür..biletler alınmıştır.. sevgililer en sevdikleri film için hazırdırlar.ama bir kola bardağıyla sırayla kola içerek arada bir de birbirlerini öperler..arkalarda oturan güruh filmden çok onları izlemektedir..
Birileri bizim eğitim sistemimizi köreltti..
Birileri bizim yolumuzu kesti..
Birileri çamur attı..
Birileri bize hakaret etti..
Bu dünya tarihinde hep olan ve hep olacak şeylerdendir..
O "birileri" hep olacaktır.
Soru şudur "ben de farkında olmadan o birileri içinde olabilir miyim?
Bu ülkeyi sevmek;
sokakta mendil satan çocuğu görmemek için başını çevirmek değildir,
herkes vergi kaçırıyorken buna ortak olup "herkes yapıyor" demek değildir,
yere çöp atıp uyaranlara saldırmak değildir,
çocuğunu sigara içerken yakalayıp dövdükten sonra bir sigara yakmak değildir,
okulda sınıftan çıkan son kişinin ışığı kapatmaması değildir,
otobüste henüz 18 yaşındaki bir kıza sarkıntılık etmek değildir,
haberler izlendikten sonra söylenip söylenip tüm bunlara ortak olmak değildir..
Bu ülkeyi sevmek insanı sevmekle başlar..
ve biz bu ülkeyi gerçekten sevmediğimiz sürece yarın olmayacaktır.