harlem shake akımının gidebileceği son noktadır. gangnam style gibi artık kustursa da sündürülmesi bitmeyen bi olgu haline gelecektir.
ha şuan komik mi? komik lan, şahsen çok gülüyorum. yurdum apaçilerinin eline düşme süresi tahminimce 2 ay. hayrettinin konuyla alakalı video çekmesi ise 2,5 ay.
curve'ün zaten mantığına felsefesine aykırı. adam gibi ders anlatsaymışın ya da adam gibi soru soraymışın da düzgün bi ortalama çıkaymış. hem beceriksizsin hem suçu öğrenciye atıyosun. 90 kişilik sınıf komple gerizekalı, bi sen mi akıllısın amına koyayım. sınıfın yarısı ff ile kalmış. %30'u dd almış.
ne yazık ki hala bulunuyo böyle hocalar. iddia ediyorum aynı sınava kendisi girse ortalamayı geçemeyeceklerdir. niye böyle yapıyorlar? amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar.
not: bc aldım lan, kuyruk acımdan değil. böyle karatersiz hocaları gördükçe biz burda ne öğreniyoruz, kimden ne alıyoruz gibi soruları soruyorum kendime.
zaten ilk 10 üniversiteden başka bi üniversitede iibf okumayı saymıyorum bile. ardahan'dır, niğde'dir buralar işletme ikinci öğretim okumuş bir adamın macerası ne yazık ki bim'de kasiyerlikle sonuçlanıyor.
bir ingilizce işletme öğrencisi olarak normal şartlar altında kendini ek olarak hiç geliştirmeden mezun olan bir iibf mezunun torpilsiz iş bulamayacağını iddia ediyorum. üstelik bu adamlar kendini geliştirmediği halde 3. sınıfa gelmiş olmasına rağmen ceo olmayı falan hedefliyor. ingilizce de değil ha, türkçe okuyo bölümü. ama var yani, içinde hala bi ceo olma isteği var.
zaten gördüğümüz dersler bi mühendislik derslerinin 10'da biri zorlukta olması ayrı bir gerçek. ama bu diğer anlamda da bir fırsat demek. ek olarak kendini geliştirmeyi kolaylaştırır.
iibf öğrencisi, ingilizce'yi anadili seviyesinde biliyo olması gerekiyo zaten. bunu avantaj olarak söylemiyorum, eksiğini kapatması için gerekir diyorum. buna ek olarak bir dili daha çok iyi biliyor olması gerekli.
4 yıl boyunca kantinden karı-kız düşürmek yerine, çeşitli girişimlerde bulunuyor olması gerekli. kendi imkanı varsa kendi girişimleri olabilir, yoksa da başka yerlerde karın tokluğuna çalışıp tecrübe edinmesi faydasına olacaktır.
ekonomiyi ve gündemi yakından takip ediyor olmalı. özellikle yurtdışını iyi mercek altına alabiliyo olması lazım. çok geniş bi vizyona sahip olması gerekir iibf öğrencisinin.
öğrencilik hayatı yaşarken iyi bir network oluşturması gerekir. etkinlikler, expo'lar bu tip yerlere gidip işadamlarına yalvararak başlayabilirsiniz.
yani kısaca iibf bölümleri sadece derslerden ve okul eğitiminden oluşmamakta. kendinizi ön plana atmanız gerekiyo. ha tabi ki niğde işletme ikinci öğretim öğrencisi de bu dediklerimi fazlasıyla yerine getiriyodur, ortalama bi metu öğrencisinden kat ve kat üst konumlara gelebilir.
not: liseliler, karı - kız eyvallah bol da, bu bölümlerden ceo olunmuyo. bunu biliyosanız gelin. ha bi de ne yazarsam yazayım seri eksileneceğimi biliyorum o problem değil de, az bi sorgulayın amk. bunu okuyup tekrar dota oynamaya dönmeyin.
ilk kez bi doğumgünümde üzülmüştüm heralde. resmen bi daha yaşımı yazarken ilk hanesine 1 yazamayacaktım. gözlerim dolu dolu oluyodu. hatta hala daha 17, 18, 19 yaşlarını yaşamamışım gibi geliyo.
şimdi next target oldu mu sana 22.
herkese olur da bana olmaz gibi geliyodu lan.
herkes yaşlanır ama ben yaşlanmam gibi.
çürüyüp gidiyoruz resmen lan, vay anasını.
neyse ben bi mandalina yiyip, uykuya dalayım. iyi geceler.
bu mal benim efenim. tamam kabul ediyorum, okula uğradığım yok ama insan yine de üzülüyor lan. sokayım accounting'e, calculus'e. nasıl olur da 3.00 yapamaz bir işletme öğrencisi? bunu anlamlandıramıyorum.
ha tabi 80 kişilik sınıf ortalamasının 09 çıkmasında hocaların da payı büyük. gelmiş 70 yaşına, hala 'tenks' diyo, bi sikim diyo. fındık kadar ömrü var, türlü türlü huyu var.
teker teker amlarına koyayım onların, çok ayıp ediyolar.
göztepe vs karşıyaka muhabbetlerine isyan eden insan cümleciği.
olm mal mısınız siz? göztepe'yi, karşıyakayı bi bok mu zannediyosunuz? onlar ne lan, haritanın neresinde kalıyo amk. bi de büyük bi olaymış gibi kavga edip duruyosunuz.
özet: hepiniz çekirdeğe çiğdem diyosunuz amk, bi siktirin gidin.**
ertesi günün muhtemel kıyamet günü olması nedeniyle gözlemlenecek artıştır.
iddia ediyorum, eğer yarın kıyamet kopmazsa grafikleri açsınlar incelesinler. bi kere kafadan milyonlarca türk erkeği bugün yatmadan gusül abdesti alıcak.
zira şöyle bir durum da var ki, kıyamet gününü kimse önceden bilemez deniyor kur'an-ı kerim'de. eğer gerçekten kıyamet günü olursa, e hepimiz de bunu daha önceden bildiğimize göre, islam'da bir tutarsızlık meydana gelecektir. yani eğer kıyamet varsa islam yok, islam varsa kıyamet yok. her iki türlü de gusül abdesti alıp devleti zarara uğratmanın lüzumu yok. yatın uyuyun paşa paşa.
ankara'da kgys kameraları aracılığı ile yediğim cezadır. 77 son sınırdır. 79 ile yemişim cezayı. ceza eve gelince, yaptığım hızdan mı utanayım, yediğim cezadan mı bilemedim.
ankara'da vakıf okulu okumak isteyip, insanı iki seçenek arasında kalmak zorunda bırakan savaş. sonucu hala belli olmamakla birlikte ikisinin de artı ve eksi yönleri oldukça fazla.
virgülüne bile dokunmadan wikipedia'da yellenmek konusundaki şu satırları huzurlarınıza sunuyorum:
[yellenmek]
türkçede gaz çıkarmak olarak da adlandırıldığı olur. mide ve bağırsaklarda biriken aşırı miktardaki gazın baskı yapması sonucunda oluşur. insanlar ortalama günde istem dışı en az 16 kez yellenir.
[/yellenmek]
yukardaki bilgilere göre ortamdan ortama farklılık gösterdiği için bu durumu büyük bir sorunsal olarak ele alabiliriz. hatta aramızda bazı arkadaşlar var*, onların istemli olarak yaptıklarıyla beraber 100'ü geçiyodur.
ama yok arkadaş, ben iyimser düşünmek istiyorum diyosanız; yeni ayrıldığınız sevgilinizi bu maddeye uyarlayın. eğer eski sevgiliniz bir insansa ortalama 16 kez garanti osuruyodur. bunu düşünerek kendinizi eski sevgilinizden soğutabilirsiniz.*
kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/yellenme