gerçektir. birdenbire ölebiliriz. ölümlüğümü aldım ben mesela. dolaba bakınca hangisi bilemiyorum ama herhalde almışımdır, herhalde siyahtır.
mümkün olsa seçmek isterdim. hatta diktirmek isterdim; yanları şöyle, kolları, önü, böyle bir ölümlük diye anlatırdım, ölürken giyeceğim derdim. boş yere kendimi önemsediğimden yani.
--spoiler--
Bana bak. Diyorum ki ağaçlara şiirler asalım. Yollara, duraklara, kapı zillerine, emlakçı vitrinlerine Sokaktan gelen şiiri sokaklara bırakalım. Yaşayan şairlerin isimlerini yaşarken analım. Dünya bizden bıkana kadar, yerçekimini yettttteeeeeer laaaan diyerek ayaklarımızdan bırakana kadar insanları şiire maruz bırakalım.
--spoiler--
"bir anıyı bir şehre bağlayan
hat üzerinde
kendine kıvrılmış, kendine kurumuş
yapraklar iyileşmez.
ömür boş yere çıkılan bir yolculuğu anlatır
yanlış bir yere uğramaktır sonbahar
hışırdayan rüzgârdır
yaprak hışırdamaz.
uzun bir yol gibidir gözleri insanın
gelip geçen bir şey iyileşmez
bu gece bu hat üzerinde
iyileşen şey zamandır,
insan iyileşmez.
hadi ömrüm, geriye doğru tara kendini
ilerde bir şey yok, gördün
yüzünü rüzgâra dön yeniden
iyileşen sen değilsin, zaman.
zayıf belleğim, sakar algılarla,
bir ömrü hatırlamak zordur kuşkusuz
ömrüm, hey ömrüm
seni hatırlamak için yolumu uzattım
daha fazla zaman verdim kendime
bu gece, bu orta yaş ovasında
bu hat üzerinde
bana bir tek söz söyle. "
gustave flaubert in cemal süreya çevirisi romanının türkçe adı. aynı çevirinin daha sonraki baskısı "gönül ki yetişmekte" adıyla adam yayınları tarafından yapılmıştır.
muhtar olmak istemeyen süreyya eryaşar ın zamanında varlık dergisinde yayınlanmış şiiri.
ayrıca şunu da belirtmek isterim ki sözlük formatının yine ezberimde olan seksen altıncı maddesi gereği direkt şiirin ismiyle açtığım bu başlığa tanım yapma zorunluluğum yoktur. tamamen gönlümden koptu da yaptım.
oturtacak nerem var konukları
şehre inecek hani param
balım peteğim yok yedirecek
fukara adamım ben aslanım
muhtar olamam
utanmak işime gelmez combam
yüz mü kalır dosta düşmana bakacak
çiftime çubuğuma kim bakar yalnızım
bilmişliğim yok ilmühaber yazacak
yok dede yok ben mührü alamam
sağ ol dayı öyle şeyde gözüm yok
dilemiş beğenmişin sözüm yok
bende varlık öte yandan karı yok
sürünür giderim böyle zararı yok
yazan yazmış bozarı yok
koru kesilmiş köprü yıkılmış kardaş
yollar bozuk dilerim ama
zengin olayım derken sefil olamam
emmim, koçum, hısımım, tosunum
vezir olayım derken rezil olamam
kusura kalma muhtar olamam.
çok yaklaşmıştır. haber vereyim de bir pazar öğleden sonrasına katlanmak için birkaç oyalayıcı bulun. ev hanımıysanız ahşap boyayın. ev babasıysanız bulmaca çözün, arabanız varsa onu yıkayın. yabancıysanız çim biçme makinasıynan oynayın bebe gibi.