1 saatime bedel olan, kötü başlayınca doğal haliyle diğerlerine geçene kadar morali sıfırlayan sorulardır. soruyu okuyorsun sonuna gelince unutuyorsun hadi baştan.
son kullanma tarihlerine acayip takıntılı olması. babamın aldığı bütün yiyecek içecekler son kullanma tarihi kontrolünden tekrar tekrar geçer ilk önce sorguya çeker "alırken tarihine baktın değil mi? ön raflardan almadın inşallah." neyse sorgu bittikten sonra emin olamayıp makarna paketiyle benim odama gelir(yakını net göremediğinden) ben de az değilim annemin bu takıntısını biliyorum ya "yok anne geçmiş bunun tarihi" diyorum her seferinde de inanıyor tabii 2 dakika sonra söylüyorum daha çok var diyorum ama nafile bi kere geçti demeyecektim. makarna paketiyle tekrar babamın yanına gider her ne kadar sinirlense "ya kadın geçmemiş baktım." dese de ısrarlara dayanamaz tekrar bakmak zorunda kalır. annem yine aynı cevabı duymuş olmasına rağmen inanmaz en sonunda ilk yapması gerekeni yapar ve yakın gözlüklerini takar(baştan yapsana şunu be annem). ve 5 dakika da kendi incelikten sonra makarna paketi onaylanır. ev nüfusu az allahtanda onaylanması o kadar uzun sürmüyor.
bi de şunu okuyalım bari. ahah ne salak bu yazar ya vereyim eksiyi de görsün. aa bu benim 1 yıl önce yazdığım entrymiş ya lan. şeklinde gerçekleşme olasılığı nadir bir durumdur.
" canımm şu fotoğrafımı beğenir misin?, durumumu beğensene, beğendin bari yorumda yapıver be eline yapışmaz ya. " gibi saçma cümlelerle karşılaşma derdi olmayan kafası rahat insan.
her konuyu aynı yere bağlayabilirler.
-anne tuzluğu uzatır mısın?
-sen üniversiteye başka şehire gitsen ne yapacaksın tuzluğu vermem için beni mi çağıracaksın yine.
-senin çok yakınında tuzluk o yüzden dedim ben ya.
-annee yarın yazılım var edebiyat notlarımı bulamıyorum. odamı düzeltiyorum diye düzenimi bozuyosun bulmama yardım ett.
-üniversiteye başka şehire gitsen ne yapacaksın bir şey bulamayınca beni mi çağıracaksın habire.
-....
-bu kağıdı şu dolaba koyuyorum. bak ben unuturum sen unutmazsın orda olduğunu, arayınca söylersin tamam mı?
-sen üniversiteye başka şehire gitsen ne yapacaksın. nereye ne koyduğunu ben mi hatırlatacağım hep.
-...
vs. bu liste dahada uzatılabilir tabii.
vee intikam almak bugüne nasipmiş sevgili sözlük.
-kaç saattir bilgisayar başındasın kalk bakalım ben yelek modellerine, oya örneklerine falan bakacağım.
-tamam anne buyur.
-ben şimdi harfleri falan bulamıyorum iki saat sen yaz bakalım tığ işi yelek modelleri diye.
-ahh annem ah ben üniversiteye başka bir şehire gitsem her tığ işi yelek modellerine bakmak istediğinde beni mi çağıracaksın?
-benim yakın gözlüklerim burda bir yerlerde olmalıydı.
insan sarrafıdırlar. örneğin bir insan dükkanın kapısından girdiği zaman sağcı mı solcu mu nurcu mu şucu mu bucu mu hemen anlar ve hamlesini yaparlar eğer dükkana gelen nurcu tipli bi vatandaşımız ise hemen masanın üstüne zaman gazetesi konur, gelen solcu tipli bi vatandaşımız ise hemen devreye cumhuriyet gazetesi girer..el çabukluğu çok önemli tabii birde her zaman dış görünüşe aldanmamak gerek aman dikkat.
ayakkabılarla tuvalete girilir, sokaklarda yürünür, her türlü pisliğe basılmış olma ihtimali vardır bu yüzden çoraptan daha anti-hijyenik olduğunu düşündüğüm durum. islamda temizlik şart olduğunu bilen insan pis bir çoraplada gelinmemesi gerektiğini düşünmeli zaten.
bu zamana kadar matematiğe karşı hiç sevgi temalı duygular beslememişimdir. ama beslemişsem bile bu en fazla yazılı kağıdıyla karşılaşana kadar sürebilmiş durumdur.