nobrankisi
256 (çağından bir adım önde)
dördüncü nesil yazar 5 takipçi 25.08 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    lgbt onur yürüyüşü

    214.
  1. serbest çağrışıma lgbti kelimesinden başlarsak, çoğumuz yol kenarında müşteri bekleyen trans seks işçilerine kadar gidecektir. kazanmasa orada olmaz. demek ki işi dolayısıyla toplumun içinde. ama işi toplumca hoş karşılanmıyor, demek ki dışında. çelişki, ve enteresan.

    ey, olmamalı, diyen insan; biliyor musun 30 senelik hayatımda sadece iki lgbti olduğu kesin kişiyi düzgün bir iş yaparken gördüm. biri bir avm de kumpir satıyor, biri kozmetik markette satış elemanı. izmir bornova sokagindan bisikletle geçerken kadın halimle laf da yedim kendilerinden, istanbul emek ten sonraki, köşedeki pembe binaya giden aşırı yeşil ve mini etekli kişinin beni döveceği korkusunu da yaşadım. canları sağ olsun.

    Geçen sene öğretmenlik yaparken bir öğrencim eşcinsel olduğunu söylediğinde, profesyonel öğretmen olmadığım için, "oğlum, siz çok küçüksünüz, aşkı sevgiyi ne zaman öğrendiniz?" diyebildim ancak. şimdi bu çocuk yarın öbür gün hayatını idame ettirmek için uğraş verdiğinde sırf cinsel yönelimi yüzünden kenara mı ayrılacak? teknik liseye başlamıştı oysa, tekniker, teknisyen, kafasını kullanırsa belki mühendis olabilir. eğilimi yüzünden ehliyetini mi alalım elinden?

    ya da hapsedildiğini düşündüğü bedeninden kurtulmak isteyen kişi ancak ünlü biriyse mi kabul görecek? haksızlık olmuyor mu bu sizce de?

    ortada dönen ve inanılmaz saçma fotoğrafı ben de gördüm. gerçekten anlamsız, gerçekten aptalca, ama her eylemde, her harekette eylemin ruhuna ters davranışta bulunan kişileri görmedik mi zaten? isid in gerçek ıslam fantazyasinin müslümanlık anlayışından uzak olmasından tutun, örgütlü/ örgütsüz sol protestonun içindeki ne olduğu belirsize değin örnek var. bu yüzden bir dolu lgbti bireyi düşününce 3-5 kişilik örneklemi ciddiye almıyorum.

    görmezden gelmesek ya bu insanları? insan olmak temelinde bakarsak sizlerden bir farkları yok açıkçası. bir eşcinsel şairle aynı okuldan mezunuz, atılmadan diplomayı hak edecek kadar tutunabildigimize göre benzer zeka seviyesindeyiz. kadın ve erkekten oluşan ailenin çocuklarına vereceği sevgi ile aynı cinsiyette ebeveyenlerin vereceği sevgi de aynı olacaktır herhalde. ebeveynlik bunu gerektirir. trans kadın, doktoruna bağlı olarak, benim organik kadın halimden daha göz alıcı, ve ayrıca uğraşarak kazandığı bir kimlik olduğu için benden daha alımlı olacaktır. bu yüzden kıskançlık yapabilirim. ama dibimizde biri sara krizi geçirse benim gibi yardımcı olmaya çalışacaktır. yani bir farkımız yok aslında, sadece sevdiğimiz insanlar farklı. e o da farklı olsun bir zahmet!

    polyannacilik mi oynuyorum bilmiyorum; ama ırk, din, dil yüzünden ayırmaya benziyor bu ötekilestirme. bu yüzden çok manasız. insanları insan olarak kabul etmemiz gerektiğine inanıyor, senede bir defa yapılan abartı hareketleri de, çok da şey yapmamak lazım, diye geçiştirmek gerektiğini düşünüyorum.

    dünya halkları olarak hayatlarımız zaten berbat, daha da zorlaştırmaya gerek yok.

    hamiş: yalnız aranızda cidden iğrenç kıyafetler giyenler var, drag queenlerden tüyo alın lütfen!
    1 ...
  2. oy ve ötesi

    36.
  3. 7 haziran 2015 genel seçimlerinde gösterdikleri çaba ve dayanışma sebebiyle tanıdık/ tanımadık her bir bireyine yürekten teşekkür ettiğim organizasyon.
    2 ...
  4. 5 haziran 2015 hdp diyarbakır mitingi patlaması

    42.
  5. tam da neslimden beklenildiği gibi apolitik bir birey olmama karşın kafamdaki seslere engel olamadığım patlama. pek çok kişinin diline pelesenk olan pkk, apo, öldürüyorlar vb argümanların hepsine sükunetle cevap vermiş, yahut susmuşumdur. son dönemde iyice ivmelenmiş saldırılarda bile aklımı korumaya çalıştım. fakat elastiklik sınırının geçilmesiyle her maddenin kırılması gerçeğini yaşıyorum sanırım. nasıl olur da bir mitingde patlama olur, toma çalışmaya başlar ve ardından gerek miting yapan parti başkanı gerek hükümet başkanı destekçilerini ve halkı provakasyona gelmemeye davet eder? kim kimi provake ediyor? trafo patlamamış, dışarıdan etki edilmiş. Bu insanlar miting için orada, niye bomba patlatsınlar? devlet, tam da kendinden beklendiği gibi, ben yapmadım diyor. yossi kohen in işi mi, kim yaptı bunu? kimin yaptığı bulunacak mı? ceza yaptırımı olacak mı? meydandaki kişilerin bir şüphe üzerine katil olarak haykırdıkları bir isim var, o isim hakikaten dünya üzerindeki herhangi bir ölümden sorumlu mu? ve bu işte bir parmağı var mı? bir coğrafyada yaşayan insanların fıtratında mı var sürekli silah altında yaşamak? halkın büyük kısmı neyin sevdasıyla kör olmuş ki gözleri görmez, kulakları duymaz?
    ben, istanbul şehrinde, güvenli evimde oturup boş boş kendimi oyalarken öğrendim patlamayı ve nasibimi aldığım insanlık adına utandım. Bu ve benzer emirleri verenler nasıl bir katrana bulamışlar ki kendilerini hala bu kadar kötüler, aklım almıyor...
    5 ...
  6. oy ve ötesi

    27.
  7. çok az zaman kaldı ve hala açığı olan yerler var. herkes kadıköyde, beşiktaşta oturuyor olamaz değil mi? Hadi bir destek at be iki gözümün çiçeği.
    1 ...
  8. oy ve ötesi

    18.
  9. tanım: web adresi oyveotesi.org olan sivil hareket. sandıklardan çalınacak üçer oyun dahi büyük farklara yol açacağı düşünülürse, bu haksızlığı engellemek adına atılabilecek adımlardan biri olan oluşum.

    bugün rehberimde kayıtlı kişileri gözden geçirip bu gönüllü harekete dahil olabilecek kimselere ulaşmaya çalıştım. tabii ki öncelik 2013 haziranında tanıştığım kişilerdeydi. pek çoğunun kendilerince haklı sebepleriyle karşılaştım. haklılardır, üsteleyemem. Zaten gönüllülük esasına da ters düşer. fakat bir garip geldi be sözlük. bilfiil iki senedir hak-hukuk-adalet derken bir günlerini ayırmaya çekinmeleri kalbimi kırdı sanırım.

    sevgili yazar arkadaşım, bu saatlerde gündemin çok farklı oluyor biliyorum, ama belki o üç oyu kazanmak fikri aklına gelir diye yazıyorum.

    sayın okuyucu, belki sen de sosyal medyada karşılığı var mı diye bakıp kendini gaza getirmeye çalışıyorsundur. Bu gaz esas olarak senin için zaten.

    bir bakın derim ben. bir iki dakikada üye olup direkt semtinizdeki okula kadar tercih yapabilir, yahut haksızlık olabileceğini düşündüğünüz bir başka yerden görev talebinde bulunabilirsiniz.
    1 ...
  10. hatırlanan en eski reklam sloganı

    131.
  11. kamu spotu olan perran kutmanlı önce alışveriş, sonra fiş sloganı.
    1 ...
  12. parkta güzel bir gün

    2.
  13. 19-24 mayıs tarihlerinde istanbul cevahir sahne de oynanacak trabzon devlet tiyatrosu oyunu. sıradan bir günde bir anda ortaya çıkan devlet sınırıyla birlikte gündelik hayatta her yerde karşılaştığımız sınırların ve bireylerin kendi etraflarında ördükleri sınırların güzel bir dille anlatıldığı oyun.
    1 ...
  14. çöl fırtınaları

    3.
  15. bahsedildiği gibi aslan yürekli richard ve selahaddin eyyubi'nin haçlı seferi ile karşı karşıya gelmelerini anlatan oyun. geçenlerde direklerarasi seyirci ödülleri en iyi koreografi ödülünü aldı. izlediğinizde kesinlikle hakları olduğunu hissedeceksiniz. oyunun her şeyi çok güzel, giriş çok güzel, savaş sahneleri şahane, final süper, ne diyebilirim bilmiyorum. sezon bitiyor, ama seneye tekrar verilirse lütfen bunu da görün.
    Oyundan vurucu detay; "tanrıları böyleyse şeytanları kim bilir nasıldır"
    1 ...
  16. 31 mart 2015 savcı mehmet kiraz ın rehin alınması

    34.
  17. her açıdan saçma ve tutarsız eylem. savcı kiraz'la beraber dosyada ilerleme kaydedilmişse savcının kafasına silah dayamak niye? ellerini kollarını sallayarak girmişler, aslında bu mümkün. heyet teklifi, öldürme tehdidi, son dakikada çıkan yayın yasağı.. bayağı tiyatro izler gibi takip ediyoruz sosyal medyadan.
    1 ...
  18. 31 mart 2015 büyük elektrik kesintisi

    45.
  19. %47 olan telefon şarjımla korkuyla takip ettiğim kesintidir. aha, %46!
    3 ...
  20. beş kardeş

    189.
  21. tanım: son reklam arasında, nasılsa bitmiştir, diyerek final sahnesini izlemeyen kişilerin, ertesi sabah dizinin hazirana ertelenmesi haberini okuyarak şaşkınlığa uğramalarına sebep olmuş dizi. ekranda töreleri, ağaları, ultra lüks yaşamları, muhtelif kumpasları, öldürülen veya küçük yaşta evlendirilen kadınları izlemek istemeyen kimselerin sığındığı; içinde, yok artık, dedirten absürdlüklerin bulunduğu, izleyicinin dizi karakterleriyle arasında sıcak bir bağ kurabildiği az sayıdaki yapımlardan biri.
    öfkeli falan değil, direkt olarak kırgın hissediyorum kendimi. mutlu musun kanal d? başın göğe erdi mi?
    2 ...
  22. 02 03 2015 kenan evren in ölmesi

    3.
  23. dedikoduların doğruluğunun merak edildiği hadise.
    0 ...
  24. istanbul efendisi

    24.
  25. makyajları, kostümleri, hele ki şarkıları inanılmaz güzel, müzikal oyun! ıstanbul efendisi, kızını nasıl bir damada vermesi gerektiğini bulmaya çalışırken üstüste gelen olaylar devrin şehir yaşamının içine serpiştirilerek anlatılmış. oyun iki perde, üç saate yakın sürüyor. eğer benim gibi mali müşavir buluşmasını mesajla ayarlamaya çalışan kadının yanına denk gelmezseniz, yahut çaprazinizda haykırarak gülen, sahneye tespih fırlatan, ve oyuncuların dahi konsantrasyonunu bozan biri olmazsa, ayrıca beşiktaş liverpool maçını akıllı telefonundan izleyen kelin arkasına denk gelmezseniz inanılmaz keyif alacağınıza eminim! gitsem mi demeyin, cidden görün!

    peşin edit: kostüm derken bir şark dişçisi görseli beklemeyin, kendi hikayesi içinde inanılmaz güzel yedirilmiş kostümleri var sadece. iyi seyirler!
    1 ...
  26. hüsne aslan

    5.
  27. en fenası da hüsne'nin de son olmadığını bilmek.
    0 ...
  28. paşa paşa tiyatro yahut ahmet vefik paşa

    2.
  29. gidilesi, görülesi oyunlardan biri. dekor değişimi bile bu kadar eğlenceli olur mu bir oyunda? izleyicinin oyundan kopacağı bir sahnesi dahi yok. tavsiye edilirken şüpheye düşülmeyecek bir oyun.
    0 ...
  30. bir yaz gecesi rüyası

    7.
  31. tanım: şehir tiyatroları 2014- 2015 sezonu yeni oyunlarından biri.
    --spoiler--
    bir heyecanla, beklentiyle gidilen fakat rahatsızlık hissiyle dönülen oyunlardan biri oldu benim için. bu kadar sade ve bu kadar fonksiyonel bir dekor bulmak zor hakikaten. ben çok sevdim. keza periler, o da enfesti. gel gör ki ulu insan serdar ortaçın da dediği gibi kafamda deli sorular var.
    1) neden takım elbise?
    2) porselen makyaj akar mı?
    3) o ayakkabı hep mi sahnedeydi, bana mı öyle geldi? dikkatimden kaçmış olabilir.
    4) birden fazla şey denenmiş/ harmanlanmış gibi geldi bana. ki aslında anlamam da bu işlerden. gerçek/orman yanılgısı değil, tekniği böyledir belki de. bende oturmadı, cehaletimden olsa gerek.
    --spoiler--
    emeğinize sağlık, fakat yerimden alkışladım. sana gelince sevgili okur, görmeli misin? eeehh işte...
    2 ...
  32. yaşamak denen bu zahmetli iş

    2.
  33. istanbul devlet tiyatrosu 2014-2015 sezonu oyunlarından biri. hayaller, beklentiler, evlilik, zamanın daralması, kapana kısılmışlık hissi üzerine bir karar alma anıyla karşılaşıyoruz oyunda. medeni halimizin önemi yok, tam olarak hayatın ta kendisi olduğu için aşina olduğumuz korkularla karşılaşıyoruz sahnede. pek çoğunun başına gelmiş olan, ve geri kalanı bekleyen sorular, ikilemler, karar ve kararsızlık hallerini güvenli koltuklarımızda oturarak, belki biraz vicdan muhasebesi yaparak izliyoruz.
    benim dikkatimi çeken, salondaki erkek seyircilerin kahkahaları oldu açıkçası. yona'nın karısı leviva'ya iğnelemelerindeki erkek izleyici kitlesinin kahkahalar eşliğinde onaylamalarını leviva'nın yona'ya sitemlerinde yahut çıkarıp masaya şak diye konan gerçek durumu açıklaması sırasında duyamadım ne yazık ki. sanırım bu oyunu bir defa sahneyi, bir defa da izleyicileri izlemek için iki defa görmek lazım. Güzel oyun, oyunculuklar leziz, dekor sahneyi etkilemeyecek şekilde sade, metin ebeveynlerinizin sizden gizli yaptıkları bir konuşma kadar tahmin edilebilir veya edilemez şekilde. mutlaka görülmeli oyunlarından biri değil belki; ama hepimizin birer gunkel, leviva veya yona olduğumuzu düşünürsek bu kara komediden payımıza düşecek rahatsızlık hissini yaşamak adına izlenebilir bir oyun. tüm ekibin eline sağlık.
    1 ...
  34. il pendolo di foucault

    7.
  35. başı beni sarmayan, sonrası bir şekilde kendini okutan, fakat kitabın bitmek bilmemesi sebebiyle insanı canından bezdiren, sonlara doğru heyecanı katlanan, sonunda ise sadece size özel hisler yaratan umberto eco kitabı.

    sen ki altı üstü bir fanisin, bunca araştırmayı, bunca kurguyu nasıl yaptın ey eco? kredi kartına dört taksitle aldığım kitaptan senin payına düşen kısmı helal olsun. ne diyeyim.
    çeviri ile ilgili sıkıntım var benim. Tabii ki böyle bir kütüğü çevirmek her babayiğidin harcı değildir, kaynakça kısmına bakınca bile şadan karadenizin verdiği emeği görüyoruz. ama öz türkçeyi türkçeye çevirmek zorunda kalıyor insan.. kaç kelimeye manasız gözlerle baktım, en ufak bir fikrim yok.
    0 ...
  36. eylül cansın

    47.
  37. belki daha 23 senesini bile yaşamamış bir genci el birliği ile ölüme sürükledik ya; onu hor gördük, rencide ettik, öteledik ya; kimse benim vicdanım rahat diye uyumasın. çatışmada ölmedi bu çocuk, kazaya da kurban gitmedi. hatta sıkıntıdan veya şımarıklıktan da ölmedi. tahmin edebileceğimiz ve belki bir şekilde parmağımızın da olduğu yalnızlığa, hor görülmeye dayanamadı belli ki. ben, tanışıklığım bile olmamasına rağmen, kendi adıma utanıyorum. sen de utanabilirsin. utanmalıyız da.
    1 ...
  38. the grand budapest hotel

    59.
  39. enfes sahnelere, muhteşem görüntülere sahip, yer yer kahkahalar attıracak film.
    2 ...
  40. şevketi bostan

    10.
  41. adı garip, görüntüsü iç açıcı olmayan, hayli pahalı, fakat enfes bir tada sahip ege otudur kendisi. Bu güzelliğin tadına bakmadan yaşayan insan hayattan aldığı zevkten bahsetmemelidir.
    0 ...
  42. facebook

    5699.
  43. yüksek düzeyde bağımlılık yaratan internet sitesi. kişilerin kendi reklamlarını yaptıkları sosyal mecra. ölüm haberlerinin altında likelarin havada uçuştuğu, baş sağlığı dileklerinin bir post olarak girildiği, iki dakika sonra kedili videoların paylaşıldığı bir garip umman. açık konuşmak gerekirse büyük depresyon sebebi, en azından bende yarattığı bu. aynı okullardan mezun olduğum, aynı yerlerde oturup kalktığım, yani bir şekilde tanıdığım insanların asla tarhana çorbası içmezmiş gibi yapmaları, kirayı ödemek için kendilerini paraladıkları halde mali açıdan koçlarla yarışır imaj çizmeleri, bok gibi evliliklerini ciciş hallerde lanse etmeleri, saçma vatan kurtarma söylemleri gibi garipliklere maruz kalmak zorunda olduğum, ama sırf merak duygusu yüzünden zırt pırt göz attığım web sitesi.
    ömrüm boyunca görmeyeceğim okul arkadaşımın bebeğinin tüm aşı ve hastalık bilgerine sahibim şu an. bir arkadaş artık eşiyle ilgili post girmemeye başladı, sanırım boşanma yakın. eski sevgilim yine ne kadar hassas ve duyarlı bir erkek olduğunu anlatmaya çalışıyor müstakbellerine. çıkıp da diyemiyorsun ama bana niye bu kadar detaylı bilgi yüklüyorsunuz diye. handikap ise şu, herkes aşırı muhteşemliğini göstermeye çalışırken gerçekten muhteşem olan arkadaşlara bakıyorum, bir iki normal ileti var sadece. enteresan.
    akıl ve ruh sağlığı açısından kişinin kendisini çok kaptırmaması gereken, bir internet izi olarak özel bilgileri çok paylaşmamanın mantıklı olacağı, ve hatta mümkünse toptan kapatıp gerçek kişilerle beşeri münasebetlere dönülmesi gereken sanal oyun alanı.
    5 ...
  44. cibali karakolu

    10.
  45. şehir tiyatroları 2014-2015 sezonunda sahnelenen eski-yeni oyun. kimseye "mutlaka gitmelisin" diyemem, ben zihni göktay için gittim, seninkisi hür iraden olsun. kağıdımla kalemimle gidip not tuttum, belgelerle konuşuyorum. oyunu sadabad sahnesinde izledim. öncelikle oyuna veya zihni göktaya ilgi hayli yoğun. iki hafta önceden bilet aldım, ama pek de matah bir koltuk bulamadım. erken davranman işine yarar. zihni göktay daha sahneye çıkmadan, henüz sadece sesi duyulduğunda salonda bir alkış kıyamet koptu. mikrofonlar sağolsun sesle ilgili bir problem yok, şarkılar için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama. pek anlaşılmıyordu sözler. 3 perde diye bildiğim gösteri 2 perdeye göre düzenlenmişti. toplam 3 dekor var oyunda, son dekor ikinci perde içinde değişiyor. 1-2 dakikalık süre için orkestra oyalıyor seyirciyi. o iki dakikanın olduğu gibi akıllı telefonlarla nasıl aydınlatıldığına sen de şahit olacaksın müstakbel seyirci... çünkü bizim tiyatro izleyicimiz de aslında tam anlamıyla öküz... dekorlarda, kostümlerde, makyajlarda öyle efsanevi bir şey yok zaten. muhtemelen olması gerektiği kadardır. işin ehli değilim, hatta hiç anlamam, ve hatta yıllarını bu mesleğe vermiş insanlara saygısızlık etmek istemem, ama ezberlerde göze çarpacak şekilde aksaklık vardı, oturur zamanla. şu seyirciye arka dönmek konusuna biraz daha dikkat etseler daha iyi olacak sanırım. ayrıca sevgili ayfer *, şarkı söylerken hareketlerin çok mu keskindi sanki hayatım? hani vamp olman lazım ya, bıçakla keser gibi bitirmesen ya hareketini bebişim? sanki daha etkileyici olur?

    her akşam söylemezsem çatlarım dediği bir şey vardı zihni beyin, onu aktarayım not aldığım kadarıyla. "siteler, kentler yapılıyor, içlerine avmler, fitness centerlar konuluyor, ama bir tiyatro salonu yapılmıyor. yap oraya bir oda tiyatrosu, veya 300 kişilik bir salon, bırak genç tiyatrocular oyunlarını oynasınlar, 3-5 kuruş kazansınlar" bunun dışında çok hoşuma giden bir öz eleştiri vardı, "bizim seyircimiz boktan bir şey bile izlese ayakta alkışlar. batıda adam beğenmedi mi domates atar. bizimkiler hep içine atar"
    2 ...
  46. kitap okuyamamak

    3.
  47. belki depresyon, belki başka bir sebep; ama bir noktada da teknolojinin ilerlemesiyle değişen alışkanlıklara bağlı, kağıtla araya giren soğukluk. gerçi burada da e-kitap alternatifi çıkıyor okuyucunun karşısına. Ama olmuyor, bir türlü başlanan metin bitmiyor. göz alelacele şekilde özet görsel aramaya, zihin "neden bitmiyorsun" diye isyan etmeye başlıyor.
    1 ...
  48. eski sevgili

    2307.
  49. Çok da anlam yüklememek lazım kendisine. Gerçekten de bitmesi gerektiği için bitmiş bir ilişki kahramanı, uykusuz gecelerin sebebi, metreküplerce gözyaşının müsebbibi, nefes almanın zorlaştığı vakitlerin yegane sorumlusu, alkol sonrası boşluk hissinin mimarı, yıllar sonra karşılaşılan güzel insanların en yakın dostu, muhtelif anıların ortağı da olsa çok büyütülmemesi gereken kişi aslında. Biraz kanırtarak olsa da imkansız gerçekleşiyor ve kendisi tamamiyle unutuluyor zaten. Kaldı ki bu mübareklerden bir iki tane de olmuyor. Hangi birini özlemle anacaksın? Hiçbirini büyütme kafanda, senin yarattığın bir imge, o ise gerçek ve kafanda kurduğun gibi değil.
    1 ...
  50. oniki öfkeli adam

    6.
  51. şehir tiyatrolarının 2014-2015 sezonu yeni oyunlarından biri. cidden çok güzel oyun, tavsiye edilir.
    0 ...
  52. kerbela

    61.
  53. şehir tiyatrolarının sergilediği müzikal oyunlardan biri. kadrosu, beklendiği gibi, hayli kalabalık. oyun çok uzun evet, ama izleyiciyi oyundan koparmıyor. ışıklar, gölgeler çok güzel kullanılmış. muaviyenin rüyası, kufedeki zülfikar, son sahneler benim için hayli etkileyiciydi. en katı yürekli kişinin bile oyunun sonlarına doğru yüreğinin bir cız edeceği gerçek... hepinizin eline emeğine sağlık.
    1 ...
  54. kpss 2014

    236.
  55. hangi küfür, hangi çığlık anlatabilir halimi bilemiyorum. her denemesini 20 dakika erken bitiren insan nasıl olur da kültür kısmına son yarım saatte ancak ulaşır arkadaşım? demek ki bu sınav bundan önce yapılan denemelere göre daha oyalayıcı bir sınav. tamam, illa ki kimsenin bilmediği bir sürpriz tarih sorusu soracaksın ve ertesi seneden itibaren dersane müfredatına girecek, ama fantezi dünyanı niye benim üzerimde gerçekleştiriyorsun? Ben dahil pek çok aday "ya o güncel kısmını olduğu gibi atlarım. mümkün değil yapamam" derken nasıl oluyor da hepimizin yapabildiği tek kısım yalnız ve ancak bu kısım oluyor?
    tanım: 2014 senesi temmuz ayında yapılan, adayların kamuda bir memuriyet kazanabilmek için girdikleri ösym sınavıdır. edinilen bilgiye göre pek çok aday hakkını helal etmemekle kalmayıp, sınavda dağıtılan kalem üzerindeki "emeğiniz emanetimizdir" notuna bakıp "dalga geçiyor galiba bu teletabiler" demiştir.
    4 ...
  56. i melih gökçek e sorulacak alternatif sorular

    9.
  57. diyelim ki memlekette internet ağı çöktü, ne yaparsınız?
    2 ...
  58. kyk yurdunda ilk gün

    2.
  59. kyk yurdu ile ilişiğini seneler evvel kesen kişilerin yüzünde pis bir tebessüm oluşmasına sebep olan başlık.
    2 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük