afedersiniz ama hiç kimsenin si*inde olmayan harekettir. her gün cenaze geliyor, yeni yeni ocaklara ateş düşüyor bunlar hala çömelme, dik durma gibi eften püften şeyleri tartışıyorlar. insanlar tedirgin bir şekilde çocuklarının yarınından endişe ediyor, acaba başına birşey gelecek mi diye kara kara düşünüyor bunlar hala o parti lideriyle görüşürüm, bu parti lideriyle görüşmem, o bana bunu dedi bu bana yan baktı açıklamaları yapıyorlar. siperde mi bulur artık nerde bulursa, allahlarından bulsunlar.
Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın.
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği
Kirpikleri hissetti yokluğunu
Büktü boynunu deprem bu
Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu.
Bir kenti boydan boya temizliyordu
Sokakta kimsecikler yoktu
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu
Kirliydi yaşamaktan utanıyordu
Tit tir titriyordu yüreği
Yaralı bir güvercin gibi
Oysa bu yürek bir zamanlar
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu,yorgundu konuşamıyordu.
Şu hayatı sırtından atamıyordu,
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı
Ne bir dost kaldı yanında
Ne de bir düşman aklında
Zor bir gün
Önünü göremiyordu
insanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı
Kirpiğinden yüreğine saplanan
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde.
Bir yalnızlık adılarıyla büyüyen
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde
Sırtında ayrılık dilinde küfür
Ben gidiyorum sen uyuyorsun.
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde,
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim.
Ben gidiyorum sen uyuyorsun
Ben gidiyorum sen susuyorsun.
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun
Siliyorum dudağında kalan yalanı
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun.
Ben geldiğim yoldan ;
Geldiğim gibi acılara bezenip
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum
Bir kapı kapandı
Bu gece benimde gözlerimin içine
Kirpiklerim hissetti yokluğunu
Büktüm boynumu deprem bu.
Tenime değdim kokun sinmiş mi diye
Sol elime baktım;bahar gibiydin
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar
Bir nehir oldun aktın gittin
Sağ elime baktım ;Cehennemdin ayrılıktın kordun
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu
Adaklar yüreğimden geçip gitti
Tutabilseydim birini
Korkmadan kesebilseydim eğer
Biliyorum gelecektin
Zoruma gidiyor zor bir gün
Biliyorum zorla güzellik olmaz
Oysa çirkin olmak vardı
Kovsanda kapından gitmemek vardı
Ama bir yüzün vardı;ellerimde kaybolan
Öyle bir küçüldümki;artık büyüme zamanı
Ey sevdalılar;eydostlar;
Var olan bütün güzellikler
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar
dağlar,taşlar elveda
Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar
Siz kalın sağlıcakla
Ben gidiyorum
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun
Bu bana yeter elveda yaralım elveda
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda..
Sen yaralı gülüm benim;dağ eteğinde açan;
Sen yaralı gülüm benim;dağ eteğinde açan;
Ben yaralı güvercinim;umuda kanat çırpan;
Ben garip bir güvercinim;umuda kanat çırpan...
telefonda günaydın dedikten sonra karşısındaki spikerin konuşmasına izin vermeden trafiğin durumunu aktarıp ardına bakmadan çekip giden uzman. onu da anlamak lazım; adam her kanala yetişmeye çalışıyor.
kitleleri dolaylı yoldan askeri darbenin arkasında saf tutmaya çağıran cümle. insanlar aş istiyor, iş istiyor, özgürlük istiyor, adalet istiyor ama siyasiler son derece keskin sözlerle üst perdeden atıp tutmaya devam ediyor dolayısıyla halkın gerçek sorunları ve talepler karşılanmıyor.
+bakın vodafone önemli bir şirket.
-bizim bu hususta yapabileceğimiz bir şey var mı?
+vodafone'un önemli bir şirket olduğunu bilebilirsiniz.
-hımm anladım bu çok önemli bir ayrıntı.
sağcıların "bu rejim gavur rejimi, okuyacaksın da ne olacak, kadın kısmı okumaz, şeytan düzeni" diyerek rejime sırtını çevirmesinden, küstüm oynamıyorum pozlarına girmesinden kaynaklanan olgu. solcuların büyük bir kısmı da okuyarak, sermaye ile uğraşarak köşe başlarını tuttu. şimdi bir dönüşüm yaşanıyor. sağcılar düzene entegre olarak alttan geliyor. 2000 yılından sonra bu değişim ve dönüşüm bariz bir şekilde görülmeye başlandı, sağcılık solculuk gibi kavramlar da artık aşınıp tarihe gönderildi, sadece sembolik olarak kaldı. bu manzaranın eski solculara rahatsızlık verdiği de unutulmamalı.
eşek yüküyle para alan kadınlar bunlar. sokakta o kadar rahat davransınlar da görelim bakalım neler olur. abazanların kulağına gitmesin bu konuşulanlar, orayı yıkarlar.
neye dayanarak konuştuğu önemlidir bu zihniyetin. eğer gerçekten elinde tarihi belgeler, kanıtlar, bu iddiasını doğrulayan "ıslak imzalı" evraklar varsa inanılır ama yok "ben söyledim oldu" diyorsa önemi yok ne dediğinin.
barzani'nin "benim annem de türk" demesine benzer bu açıklama. bu adam kürtlerin ve türklerin düşmanıysa -ki öyle-, hiçbir önemi yoktur annesinin hangi ırkın mensubu olduğunun.
bu yaklaşımların dincilere karşı olduğu yine bu "bazı" solcular tarafından iddia edilse de, gerçek bunun tam tersidir. sol bu yüzden sürekli cılız kalmıştır.