kendi kuyusunu yavaştan kazmaya başlayandır. ona yok buna yok. ay o olmaz.."ııy terbiyesiz ahlaksız...yok! a aaaa" triplerine girerek sizi zamanla kendinden soğutmayı başarı ile gerçekleştirecek olan partnerdir. genellemek gibi düşünülmesin %99 er kişi değildir. zira hiç ummadığı anda partnerinden beklenmeyecek bir fanteziye başta yadırgayıp hayır deme gafletine düşse dahi, bir iki olur da üç olmaz. her fanteziye hayır demez er kişi tabi kurbağa prens ol gibi abuk bir fantezi ile karşı karşıya kalmıyorsa*.
kendini kandırmaktır. doğasında var olanı inkar etmek, dolayısıyla daha da mutsuz günlere doğru yelken açmaktır. "öyle yaparsam şöyle olur, böyle yaparsam o olur, ya yanlış anlaşılırsam? ya yalnız kalırsam? yok yok öyle olmaz..sonu hüsran sonu mutsuzluk ıdı bıdı bık bık" şeklinde iç sesle kendini gösteren eylemdir. yapmak isteyip de bunları ertelemek belki de aksini icra etmektir ki bu da pişmanlık olarak geri dönecektir kişiye.
kişiler yaptıklarından çok yapmadıklarından dolayı pişman olurlar.
konuşması, oturup kalkması, duruşu, vizyonu, misyonu ile kendine özgü bir tarzı olan kadındır. nerde nasıl davranması gerektiği bilen...güzel olan kadından daha çok can alıcı olup tercih sebebidir. bebek gibi yüzü olup da iki çift laf edemedikten sonra ne işe yarar güzel kadın. tamam aklınızdan geçeni anlıyorum da nereye kadar diye sorarlar adama*.
evlenmeden önce herif ile cinsel ilişkiye girmemiş bayandır. hatta kendisi annem göster ama elletme dedi dahi diyebilecek niteliktedir. öpüşmenin ötesine geçmediği dahi düşünülebilir. bu saftır. el değmemiş çiçek misalidir. ha bir de her boku yiyen erkeği av gibi görüp de namuslu ayaklarına yatan bayanlar vardır. bulmuştur yağlı kazığı montelemeden önce düşüncelere dalar. paranın kokusu tatlı gelmiştir de dayanamaz sorar bu düşüncesini, paylaşır ki o zaman işte bu kapı işte bu da sapı denilesi dişidir.
delinin biri kuyuya bir taş atmış ahali çoşmuş misali ortaya çıkan önermedir. günlük hayatta ağızlardan dökülen pek çok genellemeden biri olmakla beraber değişkendir de kanımca. şöle ki kıro kime denir? nedir bu zat-ı muhteremler? kişiden kişiye değişecektir bu. kimi kılığına kıyafetine, kimi hal ve hareketlerine göre tanımlıcaktır kendisini. yere tüküren, tombala çeken(!), gayk kuyk püü ritimleri ile sanat icra eden kişilikler midir kıro? beyaz çorap, kısa paça pantolon bir de ele tespih yapıştıran mı? tipine baksan sıradan eli yüzü düzgün dediğimiz tiplemeler kıro olamaz mı? saçmış başmış..basma kalıplara sokma girişiminde kendini gösteren bir söylemdir kıronun saçından belli olması anlıcanız.
bak sen hele? beyaz çorap vs. giymeyen, tikkycan modeli ortalarda fink atıp, altımızda araba, üstbaş o biçim olup da kafamızı jöle kutusunu sokunca kıro olmuyoruz yani..bunu öğrendiğim iyi oldu. hmmm...
işin sırrı detaylarda modeli ağır hareket hadisesidir. yavaş çekimdir. matrix filmini düşünün...neo kurşunlar karşısında gerçekleştirdiği, artistlik, geriye yatış hareketini bir çırpıda soksaydı gözümüze ne manası kalacaktı?! "ahanda bak herife sıkı kaykıldı" der geçerdik; ammaaaa..slow motion denen teknoloji harikası ile hafızalarımıza kazındı bu hareket, "lan lan lan..zırtapoza bak hele..vuuuu""ne kıyaktı breh breh" şeklinde anılıyor. işte böyle bir şey..
daha fazla sinir harbi yaşamanıza sebebiyet verecek olan, işleri daha da bok eden, anlık patlamalar sonucu kendini gösteren celanlenme eylemidir. ses tonu giderek yükselir,yalnış anlaşılmalar katlanır. sonunda saygı dahi yitirilebilir, telefon duvardan duvara çarpılabilir ve bünyelerde oluşan kırıklarla beraber yeni tartışmalara gebe kalır. tüm bunlara rağmen gerek küfürlerle gerek göz yaşlarıyla telefonda kavga etmek herkesin yaşamının bir parçasıdır.
eli sıkı, oldukça tutumlu kimselerden oluşan gruptur. cimridirler evet. ortaokul-lise yıllarında "ben hiç çalışmadım oğlum ne bok yicem" triplerine yatıp da, aslında çalışarak, iyi notlar alıp bizi sinir edenler misali param yok diyip de zulalarında saklayan insan tiplemesidirler.
bahtsız bedevi modundaki bünyeler için ızdıraba start veren eylemdir. şöle ki unutulan faturalar nedeni ile iş yerindeki sistemlerde sorunlar baş gösterir ve grev yüzünden de yatırılamaz. bir it firması olarak yaşanan rezilliği gelin siz düşünün. buyrun burdan yakın!
en can yakıcı ana feryadıdır. ister 5 aylık ister 25 yaşında olsun kişi için biricik evladı bebeğidir ve ölümü ile yıkılır bünye. son günlerde sıkça şahit olduğumuz söylemdir bebeğim öldü aynı zamanda. teröre şehit düşen erlerimiz...
kabız zannedilerek haksızlığa uğrayan yazardır. bununla birlikte dışarıdan kendisine kıh kıh gülenlere gülümsemekte yeri gelince de el kol çıkarmaktadır. zira kendisi yazamayan değil, yazmamayı tercih edendir. tek entryde 3-5 anlam verip de diğer yazarlara yazacak bir şeyler bırakmayanlardan daha biliçnli davranan, takdir-e şayan kişilik.
