bir metafor olarak kullanacak olursak,
sır olup giden ne varsa hepsini karşılar rakı sofraları.
anıları, özlemleri, gizi, açığa çıkmayan herşeyi.
karşılıklı susuşun en iyi paylaşıldığı yer, en mana kazandığı haldir. rakı sofrası hali.
rakıya duyulan saygıyla gelmek zorunda olan bir ağırbaşlılık, bir özen halidir.
02:24, daha bir saat olmuş uyuyalı.
03:25, bari tuvalete gideyim.
05:15, kötü bir rüya, ezanı duyma sendromu.
aynadaki karanlık siluete bakış: onlarca filmin aynı sahnesi: aşk acısıyla uykudan uyanmak.
09:01, şimdi, kalksam ne yapıcam? ruh gibi bi bedene sahip olduktan sonra..
eskiden de kalkamazdım, sırtüstü bir serinlikti o zaman.
kalktığım an dünyayı yönetecek gibi hisseden ben,
şimdi kalkarsam herkes üzerime basacakmış gibi.
beynimden geçenleri durduramıyorum. kafam sürekli ellerimin arasında.
tekrar yastıkla birleşme.
doğrulmak.
beyni patlatma isteği.
kıvrılmak.
beyni patlatma isteği.
uyuyakalmak.
beyni uykuda patlatma isteği.
12:00 kalan on iki saat için dua etmek.
çoğumuzun in the mood for love filminde duyup vurulduğu bu parça,
aslen seijun suzuki'nin 1991 yapımı filmi yumeji filminin müziğidir.
yumeji'yi bilmem ama,
in the mood for love için sanıyorum bir parça, bir filmi bu kadar iyi anlatabilirdi.
estetiği, aşkı, sırları
ya da bir görsel şölen için ne varsa herşeyi.
sevgili size kısa kısa cevaplar vermeye başladığında,
onu inandırma çabasına girdiyseniz,
inandırmaya yetebilecek sadece sevginiz varsa
ve bi inanç için sevginin yetmediğini hissetmeye başladıysanız.
yıllarca pervane olabilme isteğiyle hüzünlendiğim bu şarkı,
kemanı es geçip piyanoyu farkettiğimden beri,
yıllar sonra bu piyanoyu farkettiğim anın anısına,
pervane olabilmenin anısına,
yıllar öncesine ait, tersten bir hüzün yaşadığımı hissettirir.
"bir defasında birine aşık olmuştum. o bir süre sonra kayboldu. 2046'ya gittim, beni orada bekliyor olabileceğini düşünmüştüm, ama onu bulamadım. beni hala sevip sevmediğini düşünmeden duramıyorum, ama onu asla bulamadım. belki de onun cevabı bir sır gibiydi, hiç kimse bilemezdi.. bütün hatıralar gozyaşlarının izleridir."
gibi, insanın "neden böyle" diye sormayı akıl etmediği hallerinin cevaplarını duymak istemeseniz de veren bir yapıttır.
masalın sonuna çabuk çabuk gelmek isteyenler,
içinde hayatın sırlarının saklı olduğu bir kitabın sayfalarını hızlı hızlı çevirirken, her seferinde dillerinin ucuyla parmaklarını ıslatırlaroysa hayat sayfaların ucuna sürülmüş zehirli kimyayla ilerler.
her sayfa sahibini zehirler.
akın eldes gidince bitmiş gruptur. bas çalan bi kadın vardı, o gidince de bitmiş gruptur. bir de eskiden ben dinliyordum, ben gidince de bitmiş gruptur.
sınavda kitapların dağıtılmasında anlaşılır. ilk önce a kitapçıklarını, o bitince sırasıyla b, c, d kitapçıklarını dağıtacaklarına a, b, c, d kitapçıklarını karışık olarak dağıtıyorlar. bu ne sapkın hayat, bu ne bohem yaşam tarzı, anlamak mümkün değil.
şarkı yerine parça demekte sorun yoktur. fakat tersi sıkıntı yaratabilir. misal güzel bir kadının kaba etinden bahsederken "sağlam parçaymış" yerine "sağlam şarkıymış" diyemeyiz. bu da dilbilgisi dersimizin sonu. bir başka derste buluşmak üzere, esen kalın.
hakim'in vereceği cezaya etki edebilir.
"karısını düdükleyen adamı bıçaklayacağım diye çatallayan adam hakimi gülmekten öldürdü. bu suçtan ceza almayan adam, hakimi öldürmekten müebbet yedi. konuşmasında 'insan gibi bıçak kullansam, efendi gibi en fazla 15 yıl yerdim' diyerek suç işlemedeki olası alet kullanımları hakkında bilgi verdi."
tarihte susurluk'un yeri hiç değişiklik göstermemiş, hep balıkesir'in kuzeyinde bir yerleşim yeri olarak var olmuştur. önemi ise benim oradan geçmemle başlar. sonra yörsan filan açtılar oraya ben geçince. şimdi nasıl değerli biliyo musun.
manavı, kasabı, otobüs şoförünü alıp bir ekol halinde sunmaktır. misal manav zabıtayla ilişki deneyimini kullanarak takım kaptanı olur, hakemle ilgilenir. kasap rakip takım oyuncuların neresine vuracağını iyi bildiğinden defansta harikalar yaratır. otobüs şoförü de vites filan değiştirir işte ne biliim..
bu hapı içen kişiler "ben senin amcanım yavrum" nidalarıyla onun bunun gazozuna ilaç atarlar. tabi aksaklıklar da mümkün olabilir. misal nuri alço hapını kızın gazozuna atarsın, sonra kız kovalar seni. gerçi bu da iyiymiş ha.