bu vatana hayrı dokunan üç beş kişiden biridir. keşke toplumumuzda onu gibi elini taşın altına sokup yararı dokunabilecek daha çok kimse olsa. kendi adıma onun toplumumuza sağladığı katkıların bir çoğunu yeni öğrendiğim ve bu kadar az çaba gösterdiğim için utanıyorum. gerçekleri göremeyen gözler için allah'tan akıl, fikir nasip eylemesini istiyorum.
yaşı küçük bir kızdır. sobalı evde hiç büyümemiştir, bilmez o evleri.
bilmez soba üzerinde kızartılan ekmekleri, kış gecesi mis gibi kokan soba üzeri kestaneleri , devamlı sıcak su için soba üzerine konmuş güğümleri . çok şeyler kaçırmış kızdır , yazıktır. ayrıca zamanımıza görede akıllı kızdır.
maalesef bizim toplumumuzda da çok sık rastlanan pedofoli hastalığının en kötü sonuçlarından biridir.
yakın zamanda, cehenneme gitmesi gereken yaşlı bir zat 14 yaşındaki kıza tecavüz ederek tüm türkiye'nin gündemine oturmuştur. ne tuhaftır ki o adamı savunan medya yalakalarıda çıktı.
hatırlatmaktan ve hatırlamaktan hiç hoşlanmasamda 17 aylık bir bebeğede cinsel tacizlerde bulunuldu . şu anda kapalı kapılar ardında bir çok masum çocuk bu tarz tacizlere muhatap olmaktadır. bunların cezaları arttırılmalı, hatta benim gibi hümanist bir insana bile düşündürtülen idam cezası uygulanmalı.
kendini sikilebilir olarak kabul eden biri için , uygun olan önerme. halen kadın ve erkek arasındaki ilişkinin isimlendirmesini kavramamış bir toplum için böyle başlık açmakda şaşırtmıyor.
Duygusal (Mental-Astral) Aura; Yarıçapı yaklaşık 2.43 m .dir. Bu tabaka insanın, hislerini, duygularını ve karakterini taşır. Duygularda ki değişiklik bu tabaka aracılığı ile diğer katmanlara ulaşır.
Duygusal sağlığı yerinde olan bir insanda bu tabaka parlak ve canlı bir renkte görünür.
Duygusal beden, anlık tüm duyguları yönetir, dünya görüşümüzü ve gerçeklik algılarımızı şekillendirir. Duygulardaki her değişiklik astral beden tarafından auraya yayılır. Bu ilk önce çakralardan daha sonra gözeneklerden geçer. Duygusal aura sürekli hareket halindedir ve tüm anlık duyguları yansıtır. Korkuları, öfkeleri, yalnızlık ve terkedilmişlik duygularını bu beden biriktirip toplar, bir nevi bilinçaltı görevi görür. Dolayısıyla bu tabakadan yayılan titreşimler bilinçsiz mesajlarımızdır. Bu noktada karşılıklı çekim ortaya çıkar.
Çevremizdeki kendimize çektiğimiz insanlar bu tabaka ile çektiklerimizdir. Bu nedenle korktuğumuz olaylarla ve görüşmek istemediğimiz kişilerle karşılaşıyoruz. Kişi içinde karasız korkular taşıyorsa, bu korkuyu destekleyen korkuları kendine çekecektir, kişi içinde saldırganlık taşıyorsa, tekrar tekrar öfkelerini su üstüne çıkaracak olaylarla karılaşır. Bu bedenin görevi bize aynalık yaparak kim olduğumuzu bize göstermektir. Sonuç olara bir kişi bilinçli bir şekilde ne kadar çok sevgi ve başarı için çabalarsa çabalasın, bilinçsizce yarattığı öfke, nefret, kıskançlık duygularının yarattığı frekanslar yüzünden asla amacına ulaşamamaktadır. Bu sebeple kendimizi kurban gibi görmekten ve başımıza gelen olaylarda başkalarını suçlamaktan vaz geçmeliyiz. Bu şekilde düşündüğümüz ve davrandığımız sürece negatif enerji üretmeye ve istemediğimiz tür olayları kendimize çekmeye devam edeceğiz. Anlamalıyız ki kaderimiz büyük ölçüde kendi elimizde, kendimizi değiştirerek yaşantımızı değiştirebiliriz. Yüksek benlik yaşananları iyi ya da kötü diye adlandırmaz. Bizi ilahi kaynaktan ayıran ve acı çekmemize yol açan duygu ve eylemlerin hangileri olduğunu anlamak için, sırf bunun için bazı tecrübelerden geçtiğimizi bize gösterir. Doğal dengenin evrensel yasalarını kavramamıza yardım eder. Bu davranışla, yüksek benlik ;emirleri dinleyerek en yüksek enerji bedenlerindeki ruhsal enerjilerin tüm varlığımıza yayılmasını sağlar. Ruhsal bedenin titreşimleriyle astral bedeninkiler birleştiğinde, astral beden titreşerek düşük frekanslı olumsuz deneyimlerden kurtulur. Böylece bu deneyimlerle ilgili duygusal hafızayı ortadan kaldırarak kişi ve olayları çok rahatlıkla affetmemizi sağlar. Böylece bedendeki olumsuz kalıplar kırılarak yerini sevgi ve neşe dolu kalıplara bırakır. En yüksek frekans dereceleriyle titreşen atsal beden, arzu edilen her şeyin gerçekleşmesini sağlayan mucizevi bir yetenek kazanır.
Zihinsel(Etkin) Beden; Düşüncelerimizin, yorumlarımızın, akılcı ve sezgisel algılarımızın hepsini zihinsel beden doğurur. Titreşimleri eterik ve astral bedeninkinden daha yüksek ve yapısı daha az yoğundur. Şekli ovaldir ve kişi daha yüksek düzlemlere çıkınca hacmi, astral beden ve duygusal auranın birleşimi kadar yer kaplayan bir noktaya yükselebilir. Zihinsel bedenin aura yayılımı birkaç metreye kadar uzayabilir. Zihinsel olarak az gelişmiş bir insanın zihinsel bedeni sütlü beyaz bir görünümdedir. Belli belirsiz olan renkler ise mat ve geçirimsizdir. Bir insanın düşünceleri ne kadar canlıysa ve farkındalığı ne kadar yüksekse ışıyan renkleri de o kadar canlı ve yoğundur. Bilgiler fizik beden be duygularla zihinsel bedene aktarılır. Oradan da eterik beden yoluyla astral bedene iletilir. Astral beden alınan bilgileri duygulara çevirerek zihinsel bedene gönderir. Zihinsel bedende de bu duygular düşüncelere dönüşür. Astral beden ve çözümlenmemiş duygusal kalıplar, bilgiyi çarptırarak yanlı düşünceler oluşturur. Yani akılcı zihin aslında hiçbir zaman yansız ve nötr olamaz. Zihinsel bedenin asli görevi, ruhsal beden düzleminden çıkarak ve akılcı zihinle bütünleşerek evrensel gerçeği yakalamaktır. Üçüncü göz çakrası ve taç çakrası arasındaki bağlantı yoluya zihinsel bedenin yüksek derecelerine ulaşılabilir. Zihinsel beden bir kez geliştikten sonra, ruhsal bedenin aynası olur ve kişi yüksek benliğini idrak eder.
Ruhsal (Spiritüel) Aura; Yarıçapı ortalama 4.5- 5.5 m . genişliğindedir. En yüksek frekansa sahip bedendir.
Bu bedenin yayılım alanı geniştir. Enerjiyi insanın üst benliğinden alır, bu yüzden oradan gelen enerji saftır. Bu enerjiyi kullanabilmek de yeterince temizlenip düzelmiş çakralar sayesinde olur.
Ruhsal Alan; Tanrısal yanımızla bağlantımızı, ruhsal beden aracılığıyla yaparız.
Ruhsal Aura, Ki'nin en yüksek derecede frekanslarını içinde barındırmaktadır. Farklı enerjiler çok daha değişime uğrayarak eterik alan enerjisine dönüşür. Bu enerji ise fizik bedenden gelen enerjiye dahil olmak üzere eterik alan aurası sınırları dahilinde korunmaktadır. Fizik bedenin en uzağında yer alan auraya ruhsal aura denir. Var oluşumuzun kaynağını, hedefini ve yaşamamızın amacını yalnızla ruhsal beden yoluyla tanıyabiliriz. Kendimizi onun titreşimlerine açtığımızda, yaşamımız tamamen yeni bir nitelikle zenginleşecektir.
Şifacılar ilk önce eterik aura ile ilgilenerek işe başlarlar. Çünkü hastalıklar gerek eterik beden üzerinde, gerekse fiziksel beden üzerinde yer almış olsun, o süptil enerji sistemini bozarak; sağlıklı olan frekansları, sağlıksız olan frekanslara dönüştürmektedir. Frekans üzerinde gerçekleşen bu değişim, hasta olan kişinin eterik alan aurasında renk değişimi meydana getirmektedir. Bu renk şifacının görmek istediğidir. Gözlenen renkler neticesinde teşhisini gerçekleştirmektedir. Auranın renkleri, hastalığın oluşumunu, ağırlık derecesini fark ettirerek hasta olan kişinin sağlığını ve dengesini tekrardan kazanabilmesi için ihtiyacı olan enerjinin türünü saptamaktadır. Sonra da şifacı olan kişi, ihtiyaç duyulan şifa enerjisini hasta olan kişiye uygun olan renk kanalıyla projekte etmektedir.
insanın görebildiği aura eterik auradır. Bu değişik renklerde görülebilir. Renkler fiziksel ve mental duruma göre değişebilir. ingiliz renk topluluğu aura'da 4700'den fazla renk olduğunu saptamıştır. Aura ayrıca bitkilerde, hayvanlarda ve taşlarda da mevcuttur.
Bu enerji sisi, bulutu genelde üçüncü göz denilen duru görü yeteneği açık olan kişilerce görülebilmektedir. Semyon Kirlian adlı Rus deneycisi tarafından yapılan fotoğraf makinesi kanalıyla da bilimsel olarak gerçekliği kanıtlanmıştır. Sonraları bu sistemin ismi Kirlian fotoğraf tekniği olarak da literatürde kendine yer edinmeyi başarmıştır.
Reiki ile Aura direkt ilgilidir. Reiki aurayı düzene koyar. Her Reiki uygulamasından önce ve sonra aura düzeltme yapılır. Bu geleneksel Reiki'nin bir parçasıdır. Aura düzenleme, baştan başlayıp üç kez ayağa kadar bedenin 20 cm .üzerinden geçilerek yapılır. Hasta olan kişinin aurasını görmenin üç temel yolu mevcuttur; şifacı olan kişinin aura görme yeteneğini geliştirebilmesi yoluyla kazanılan aura görme, aurayı avuçlarında hissedebilme, aurayı duru görü yoluyla görme şeklindedir . Duygusal beden titreşimlerimizi ruhsal bedenimiz aracılığı ile aldığımız enerjiler ile birleştirebilir isek olumsuz duyguları temizlemede yardım alabiliriz. Reiki uyumlaması alarak duygusal bedeni arındırabiliriz, hissettiğimiz olumsuz duygular olumsuz olaylar yaşamamıza neden oluşturabilir. Temizlenmemiş duygular ve tıkanıklıklar zihinsel bedende değişmeyen kati yargılar oluşturabilir. Sağlıklı düşünce yapısından sapmamız ise yaşamımızı, zihinsel ve fiziksel etkinliklerimizi olumsuz etkileyebilir.
Fiziksel, zihinsel ve duygusal dengemizi sağlayarak olumlu bir yasam için adım atmış oluruz. Ruhsal beden, evrenden aldığı enerjiler ile beslenen ve bilincimiz arttıkça oval hali yuvarlaklaşarak daireye dönüşen bedenimizdir. Bazı insanların yanında huzurlu olmamız ve pozitif enerji hissetmemizin nedeni o kişilerin gelişmiş ruhsal bedenlerinden kaynaklanır. Çakralar bölümünde Çakralarımızın işleyişini incelerseniz bu bütünleşik sistem içerisinde sorunlarımızın başlangıç noktalarını tespit edebilir ve Reiki yardımı ile bütünsel şifa çalışmaları yapabilirsiniz.