altın, kimyada au (latince aurum dan (ışıldayan-parlayan)) sembolü ile gösterilen yumuşak, parlak sarı renkte kimyasal bir element. altının parlak sarı rengi, asitlere karşı dayanıklılığı, doğada serbest halde bulunabilmesi ve kolay işlenebilmesi gibi özellikleri, insanların ilkçağlardan beri ilgisini çekmiştir.
altın, parlak sarı rengi ve ışıltısıyla göz alan çok ağır bir metaldir. üstelik kolay kolay tepkimeye girmeyen çok kararlı bir element olduğu için havadan ve sudan etkilenmez. bu yüzden hiçbir zaman paslanmaz, kararmaz ve donuklaşmaz. bir başka özelliği de saf haldeyken çok yumuşak olmasıdır; bu nedenle kolayca dövülerek biçimlendirilebilir.
platon'a göre atlantis, "herkül sütunları'nın ötesinde" yer alan, batı avrupa ve afrika'nın birçok kısmını fetheden ve solon'un zamanından 9000 yıl önce (yaklaşık mö 9500) atina'yı fethetmeye çalışan, ancak başarılı olamayıp bir gecede okyanusa batan bir uygarlıktır.
platon'un diyaloglarında gömülü bir hikâye halinde olan atlantis, genellikle platon tarafından kendi politik teorilerini anlatmak için yaratılmış bir efsane olarak görülür.
izmir şehrinin adının nereden geldiği konusunda kanıtlanmış bir bilgi yoktur. ancak, bir dönem bugünkü izmir yöresinde yaşamış erektidlerin amazonlarla savaşıp galip geldiği; önderleri these'nin de, amazon kadını smyrna ile evlenip yöresine onun adını verdiği ve izmir'in adının da smyrna'dan geldiği en çok kabul edilen görüştür.
ayrıca bölgede uzun yıllar hakimiyet kuran iyonların lehçesinde kentin adı smurne, atina lehçesinde ise smryna diye yazılırdı. helenler bu kentin adını smirni biçiminde telaffuz etmekteydiler. ancak smyrna sözcüğü yunanca değil, ege bölgesi'ndeki birçok yerleşim adı gibi anadolu kökenlidir. mö 2000 başlarına ait kayseri kültepe yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerinde tismurna adına rastlanmaktadır. tismurna'daki 'ti' bir ön ek olup bir kişi ya da bir yer adını belirtir. bundan da helenler ya da bayraklı höyüğünü mesken tutanların bu ön eki atıp kente smurna demişlerdir. kentin adı olasılıkla mö 3000 ile mö 1800 yılları arasında da smurnu olarak anılıyordu.
klasik ve yunan mitolojisinde tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihi bir ulus. herodotos, diodorus, apollonius, justinus, pliny, virgil, aeschylus, stephanos, hesiod, lysias, pausanias gibi önemli tarihçiler, temiskira’yı (terme) amazonların anayurdu olarak işaret eder. amazonların, sarmatya'nın scythia ile sınır bölgesinde yaşadıkları ile ilgili verilerde doğruluk payı olsa da bunlar anadolu amazonlarının devamı olan sarmatyanlardır. amazonların öne çıkan kraliçeleri arasında truva savaşında yer alan penthesilea ve kardeşi hippolyta, atlantislileri yenen ve izmir'i kuran myrina sayılabilir. amazon savaşçılar genellikle yunan savaşçılarla savaşırken resmedilmiştir. helenistik ve roma çağı tarihte ön asya'ya birçok amazon saldırısından bahsedilir. antik çağda amazonlar birçok tarihi kavimle ilişkilendirilmiştir. günümüzde amazon ismi genel olarak kadın savaşçı ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır.
yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar. gorgon kardeşlerden tek ölümlü olandır. bu yüzden insanların kahramanı perseus tarafından öldürülebilmiştir. perseus, graeae'nin ona verdiği ayna ile medusa'ya bakabilmiş ve böylece kafasını taşa dönüşmeden kesebilmiştir. bazı kaynaklar ise hermes'in (merkür) ona verdiği orak ve athena'nın verdiği ayna ya da kalkan ile onu öldürdüğünü söyler. sağ taraftaki kanı zehirlidir sol tarafında panzehiri vardır. kafasını kestikten sonra medusa’nın boynundan denize sıçrayan iki damla kandan chrisaor ve pegasus doğmuştur. bazı kaynaklarda kafası kesildiğinde medusa'nın hamile olduğu yazar. iki çocuğun da babası "deniz tanrısı poseidon"dur.
poseidon yerleri sarsan veya kara saçlı tanrı olarak da çağrılır. en önemli silahı trident denen üç dişli bir yabadır ve bu yabayı yere vurduğunda depremler meydana gelir. poseidon hırs ve gücü temsil eder. poseidon'un hırsı atlantis'in yok olmasına sebep olmuştur.