başarılı bir orijin filmi olmuş. diğer mcu filmlerini bilmeyen bu filmi izlerken hiç sıkıntı yaşamaz. birkaç gönderme hariç gayet de aksiyon filmi olarak bile izlenir. hikaye güzel ve akıcıydı. görseller çok başarılıydı. dövüş sahneleri ise çok estetikti. koreografi öyle zarif uygulanmış ki dövüş sahnesi mi bale mi izliyorum anlamadım.
iki tane de post credit sahnesi var bu arada. birkaç hafta sonra tekrar izlerim ben bu filmi. şehrinizde sinemalar açıksa mutlaka büyük ekranda izleyin.
kasımda başlayacak mini dizi. black widow'un post credit sahnesinden konusu az çok ortaya çıktı. kate bishop rolünde de hailee steinfeld olacakmış. florence pugh da yelena olarak yine var tabii.
Allaaaaam, hangi bir ayrıntıya fangirllük yapsam bilemedim. JJJ'in sesine mi? dr. strange'e mi? green goblin'in bombasına mı yoksa dr. octopus'a mı? yoksa wandavision ile ilmek ilmek işlenen multiverse'ün açık açık başlamasına mı?
hala diğer spideyleri de görme umudumuz devam ediyor tabii. bu daha ilk fragman!
arkadaşlar lütfen suriyeli diyerek hedef göstermeyelim. ırkçılık oluyor bu. onlar bizim din kardeşimiz.
gereksiz duyar kasma işim bittiğine göre entry ye dönebilirim.
yakın zamanda benzerlerine daha çok rastlayacağımız çirkin olaylar silsilesinin halkalarından bir tanesi. lütfen afganları da alıp depolup gidebilirler mi artık? hatta mülteci aşıklarını yanlarında götürsünler. çiçek gibi ülke olur çıkarız.
Kore menşeili netflix dizisi. Canavarli, bol kanlı, yer yer de insanı geren bir yapım. Her bölümde imagine dragons- warriors çalması da cabası. Çok basariliydi. Devamini sabirsizlikla bekliyorum.
alttan alta siyaset işlenen, 5 dengesizin yer aldığı dizi. brooklyn nine-nine videoları izlerken bir sahnesine denk gelmiştim. bizim kızlar rahibe michael'ın odasındayken clare'in itiraf ettiği sahne. oradaki kısacık klipten bile bu dizinin harika olduğunu anladım. her bir karakter özenle seçilmiş cinslikte. rahibe michael ayrı bir cins. mimiklerinin ve laf sokmalarının hastasıyım. ama favorim michelle. zaten çoğu olay da michelle'in yüzünden oluyor. şimdilik altışar bölümden oluşan 2 sezonu bulunmakta. 2. sezon finalinde duygulandım.
kitaptan uyarlama netflix dizisi. üstelik en sevdiğim tarzda. içi bomboş, insanı yormayan tarzda ama kendini ilgiyle izlettiren. pretty little liars, elite, control z, biraz breakfast club bir de gossip girl... hepsi harmanlanmış ve get even çıkmış ortaya. dün 1. sezonu bir oturuşta bitirdim. zaten yaklaşık 30 dakikadan oluşan 10 bölüm. izlemesi ve hazmı da kolay olunca bitti gitti. tavsiye ederim.
2. sezonu gelmiş. klaus ve number 5 olmasa izlenmez. ölü olan ben bile diğerlerinin toplamından çok daha renkli ve ilginç bir karakter. klaus tam reyiz ya.
baş rolünde charlize theron'un olduğu netflix filmi. theron, bir grup ölümsüz savaşçıya liderlik etmekte. yeterince amerikan aksiyon filmi izlediyseniz birçok olay örgüsünü kolayca tahmin edebilirsiniz. yine de izlenebilir, güzel bir film olmuş. tavsiye olunur.
izlerim demiştim ama izleyemedim çünkü bokum gibi bir yapım olmuş. zaten baş rolde olan katherine langford denen hatunu hiç sevmem. kristin stewart seviyesinde bir oyunculuğu var. ama arthur efsanesi ile ilgili olduğu için şans verdim ta ki arthur'u görene kadar. hay sizin yapacağıız işe sıçayım ya. pc olacaklar diye güzelim efsanenin de içine sıçmışlar. tam bir hayal kırıklığı. vaktinize yazık.
baş roldeki iki kardeş o kadar sevimsiz karakterler ki ilk bölümü bile bitiremedim. her sahnede ikisini de tokatlama isteğimi bastıramıyorum. yavşaklar. gece gece gereksiz yere atar yaptım bu malaklar yüzünden. anaları yerine bu salaklar ölselerdi, bir kayıp olmazdı.
başlarda çok tipik gençlik dizisi gibi gözüken, yer yer klişe olan ama sonradan açılan doğa üstü kategorisinde değerlendirebileceğimiz netflix dizisi. 13 bölümlük ilk sezonu bir oturuşta bitirdim. çok heyecanlı bitti sezon finali de. yeni sezonu merakla bekliyorum.
mindy kaling'in kendi hayatından esinlenerek oluşturduğu netflix dizisi. konusu oldukça tahmin edilebilir olmasına rağmen izlettiriyor kendini. dün bir oturuşta 10 bölümü de izledim. tavsiye olunur.
2. sezonu 4 eylül'de çıkacakmış. daha çok var yani. ama bomba gibi bir trailer patlattılar geçenlerde. kimse link paylaşmamış, bu dev hizmeti ben yapayım.
netflix'in dizisini yaptığı çizgi roman serisi. konusu ise, dünyayı doğa üstü tehlikelerden korurken bir yandan da günlük yaşamlarına devam eden büyü gücüne sahip 5 ailenin üyelerinin birer birer öldürülmesini ve bu ailelerin katili bulmaya çabasını içermekte. henüz yayınlanma tarihi ve oyuncular hakkında pek bilgi yok. ama ben izlerim. severim fantastik yapımları.
niye hakkında pek yorum yapılmadığını anlamadığım dizi. bence gayet iyi. a discovery of witches tadında. hamish adamım. vera rolündeki hatunu nereden biliyorum diyordum, bizim ginger snaps çıktı.
2. sezonu çıksın bir an önce. bakalım olaylar nasıl gelişecek.
netflix dizisi. tam aradığım gibi bir şey. böyle elite gibi içi boş, ama sıkmayacak bir yapım arıyordum. tam zamanında yetişti. gossip girl'ün biraz daha karanlık versiyonu. baş roldeki hatun ise sherlock holmes + veronica mars karışımı bir şey.
karantinada çok sıkılanlara tavsiyem. hiç kafanı yormadan, izle geç işte.
konusu ilginç geldiği için başladım. ama ilk bölümü bile bitiremedim. dünyanın en sıkıcı karakterlerini toplamışlar, koymuşlar bir kasabaya. hiçbir karaktere karşı bir gram duygu hissetmiyorsunuz. ne sevgi, ne nefret, ne de en ufak bir sempati. izlemem de zaten devamını. ama bunca monoton karaktere katlanabilen varsa neden o kasabada kapalı kaldılar ve kasabanın devamı nerede bilgilendirirse sevinirim.
2. sezonu 31 temmuz'da gelecekmiş. soundtrackleri ve klaus için izliyorum desem yalan olmaz. umuyorum ki 2. sezonda ben'in ölümünü irdelerler. ölü olmasına rağmen baş rolde olan vanya'dan çok daha ilginç bir karakter.
keşke haberin ayrıntısını okumasaydım. yemin ederim okurken kanımın donduğunu hissettim. bir çocuk düşünün, 11 yaşında doğum yapıyor. sonra 13 yaşında 2. çocuğunu doğuruyor. ve bu pislik herif utanmadan kameraya bakıyor. ne sapkınlıktır bu böyle.
ülkede çocuk hakları ve aile bakanlığı diye kavramlar olsa bu çocuk ilk vakadan sonra koruma altına alınırdı. ama bizde bunlar sadece isim olarak var. icraat yok. orası ayrı.
suçladıkları kişi -ki soyadı onun da T ile başladığına göre ya abi ya da erkek tarafından bir akraba olduğunu düşünüyorum- bebeğin babası çıkmadıysa bu işi orada bırakanlar, olayın üstüne gitmeyenler de böyle bir pisliğin tekrarından sorumludurlar.
çok tiksindim. zavallı çocuğun psikolojisini düşünemiyorum. kim bilir nasıl korktu da gerçeği söyleyemedi yavrucak. kendisi daha çocukken 2 tane çocuğunun olması... üstesinden nasıl gelinir ki böyle bir trajedinin
oha dönmüşler. ocakta reckless paradise isimli bir single çıkarmışlar ve ben bunu yeni öğreniyorum. hem şaşkınım hem mutluyum. özlemişim. şarkı da aynı eskileri gibi. klasik billy talent şarkısı. sevdim.
millet filme övgüler yağdırmış. sanırım bi biz sevmedik. her tarafından klişe aktığı için olabilir belki de. ya da oyunculuk rezalet olduğu için de olabilir. hele ki saçma sapan aforizmalar vardı aşk ve ölüm üzerine söylenmiş. ekşicilik yapıp yarısına gelmeden kapattık.
sittiriboktan bi film işte. izlemeyin. çok daha iyileri var. karantinada bile çekemedik. düğün dernek filmlerine bayılan annem bile sevmedi. düşünün gerisini.
