evde kalan son makarnayı da pişirmek üzere yeltendim. paketi açmaya çalışırken, bir anda makarna paketinin %46.2 sinin yere göğe saçılmasıyla artık düşünme vakti gelmişti. beynimi buzluktan aldım, yerine monte ettim ve düşünmeye başladım.
makarna üreten firmalar bunu bilerek yapıyorlar abi. evet evet öyle olmalı. yoksa bunun başka bir izahı olamaz. paketi açmak için uğraşan kişi açamasın, açarken de her yere döksün ve bir dahaki sefere yine alsın, yine alsın diye. bir taktik yani: amaç ürünün tüketimini arttırmak. nedir lan o janjanlı ambalajın bu kadar sağlam yapılmasının sebebi? paketten kaçmaya mı teşebbüs ediyor makarnalar? heba oldu lan sizin yüzünüzden bir ton makarna, oldu mu şimdi bu yaptığınız?
bu arada, makarnanın hacmi kadar su taşıracağını göz önünde bulundurup su ilave edin. %46.2 si gitmiş makarnanın %23.86'sından da mahrum olmayın bi de durduk yere.
türkiye'nin güneydoğusunda dicle nehri kıyısında tarihi bir kent olan hasankeyf, en azından 10 bin yıllık geçmişiyle bugün de yaşamaya devam ediyor. dicle vadisi, hasankeyf ve onu çevreleyen 300'den fazla arkeolojik alanla, tarihöncesi zamanlardan günümüze uzanan insanlık birikimine ayna tutuyor.
dicle vadisi, fırat kaplumbağası gibi birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türüne ev sahipliği yaparak el değmemiş doğasını hâlâ koruyor.
ne var ki ılısu baraj projesi, dicle nehri ve kollarından oluşan 400 kilometrelik doğal nehir yatağını ve hasankeyf başta olmak üzere vadiyle iç içe geçmiş everensel değer taşıyan doğa ve kültür mirasını yok edecek.
* tarihi kent hasankeyf ve dicle vadisi'nin el değmemiş doğasıyla birlikte, dünya ölçeğinde eşsiz bir örnek olup unesco'nun 10 dünya mirası kriterinden 9'unu sağladığını göz önünde bulundurarak,
* dicle nehri ve kollarının oluşturduğu benzersiz nehir ekosisteminin doğal açıdan uluslararası öneme sahip olduğunu hatırlatarak,
* en azından 20 farklı kültürün izini barındıran hasankeyf'in, insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğunu dikkate alarak,
* doğal ve kültürel mirasımızı gelecek nesiller için korumanın ortak sorumluluğumuz olduğuna inanarak,
* hasankeyf'i ve dicle vadisi'ni olduğu gibi korumak suretiyle türkiye'nin kalkınması için daha iyi ve daha fazla seçenekler yaratabileceğimizi dikkate alarak,
aşağıda imzası olan ben, türkiye cumhuriyeti adına başbakan sayın recep tayyip erdoğan'dan;
1. hasankeyf ve dicle vadisi'nin unesco dünya mirası alanı olarak koruma altına almasını,
2. ılısu barajı projesi'nin iptal etmesini
yine bir zaman terlik giymeye yeltendikten sonra terliğin o muhteşem kavis yerinin ayagıma batmasını böyle yorumlamıştım. o an sinirimden terlige bi tekme atışım, her ne kadar ayagımın o acısını unutturmamışsa da inanılmaz zevkli bir olaydı. sora aldım beynimi elime ve uzun uzun düşündüm.
dedim ki, terlik dedigin olay insanın ayagını rahatsız etmemeli abi. deyim yerinde olmasa da ayağa tecavüz etmemeli. ama bir yanılgı vardı bu işte. geçenlerde isviçreli bir dostumla yemek yerken bunu ona çıtlattım, bana hak verdi. "en yakın zamanda bunun üstüne deneyler yaparız kanka, sen rahat ol" dedi ve bir nebze olsun rahatladım.
artık çıkmıyorum istiklale, sabah Fatma hanım uyandırıyor beni.. amma ve lakin bir konuda çok profesyonelleştim, evet. bütün konsantremi terliğimi giyerken ayağıma tecavüz etmek isteyen bu nesneye yogunlaştırıyorum. dikkatli ve nazik bir modda yavaşça ayagımı kaydırıyorum bu ırz düşmanının üstünde. bilirim, artık kuduruyor o. zarar veremiyor ayagıma.
tamam o halde tesbitimi yaptım ve artık beynimi tekrar eski yerine koyup hayatıma devam ediyorum.
rize'nin çayeli ilçesine bağlı madenli köy'de bulunan bakır üretim ve zenginleştirme tesisidir. şirketin daha önce %50 sine sahip olan ülkemiz sanırım 2004 yılında hissesini çok cüzi bir miktara inmet isimli avusturya-kanada ortalıklı bir firmaya satmıştır. şu an türkiyede en fazla bakır üretimi yapan ve son teknoloji ekipmanlarla çalışan tesiste 500'e yakın çalışan bulunmaktadır.
Don juan karakterini johnny depp oynuyor filmde.. aslında oynamak hatalı bir kelime oldu burada.. adam resmen yaşıyor o rolü.. sanki kendisi gerçek don juan..
Peki kimdir filmde anlatılan bu don juan de marco?
Kendisini şöyle betimler bu karakter: dünyanın en büyük aşığı.. evet, bu kadar iddialıdır işte aşk konusunda.. ki filmi izledikçe, ondan bir şeyler öğrenmeye başladıkça hak vereceksiniz kendisine..
Ve sonunda anlaşılacak ki böylesi aşk dolu bir adamın hayallerini öldürmek yerine onunla beraber o hayalleri yaşamak gerçeklere atılacak en büyük çelme olacaktır..
don juan:
There are only four questions of value in life, Don Octavio.
What is sacred?
Of what is the spirit made?
What is worth living for,
and what is worth dying for?