Bakın şimdi.
-böyle bir ablaya sahip olduğun için çok şanslıSın. (kardeşime deniyor bu.)
-ojelerin silinmiş ama yakışmış.
-kolyendeki ne melek mi? Çok güzelmiş.(bu iltifat bana bile değil.)
bu ilk ikisini sinemanın büfesinde duran kişilerden alıyorum, iltifat derseniz.
-nsoc güzel oluksun ha bugün!
Lan ahsnsnd çok kötü ya, iltifat faciaları yemin ederim!
saçmalığın dibidir. Erkekler ağlar, canları çok yanınca.
Benim ağlarken gördüğüm iki erkek oldu şu ana kadaR.
Biri abim, kız arkadaşını bir sebepten ötürü bırakmak zorundaydı ve bunun için gözleri dolmuştu. "Ben onu nasıl bırakırım? Şerefsizlik değil mi bu?" Demişti.
Diğeri de bizim bir arkadaş. Diğer bir arkadaş kafasını sıraya vurunca kaşı patlamıştı da ağlamıştı, nasıl acı çektiyse artık. Yüzü kana bulanmıştı zaten.
Erkekler de ağlıyor yani, ya duygusal ya da fiziksel acıdan. Sonuçta erkekler de acı çekiyorlar.
Kızlara olan her tavrınızın, söylediğiniz her sözün öncesinde "aynısını anama, bacıma yapsalar, söyleseler ne olurdu?" Diye düşünün. empati hayat kurtarır.
Bir kere komşunun biriyle fena tartışmıştı.
"Ulan pezevenk, sekiz ay hapis yattım lan ben! Avradını diktiğim!" Diye bağırmıştı. Çok mübarek adamdır bizim ihtiyar, hacca falan gitti böyle.
Yalnız Her boka kezban. Hoşunuza gitmeyen herkese kezban deyin. Özel mesajı kapatan Kezban, 1.60 boyundaki kezban, nefes alan kezban. Farklı ihtimaller gelmiyor mu aklınıza, mesela kızın gerçekten mesajlaşmak istemediğine dair ihtimaller? Ama yok kezban damgası yapıştırmak varken neden düşüneyim ki?
Bu davranışı önemsenmemesi gereken yazardır. Çoğu yazar gün içerisinde kullanamadığı kelimeleri yazı dilinde kullanıyor çünkü. Ben de kullanırım amk ama normalde demiyorum mesela. Size ne amk, var mı amk, kullanırız amk!
bizim bir abimiz vardı yavşağın tekiydi bir arkadaşımıza yavşardı, hala da yavşak neyse konumuz bu değil. Bu abi bir yaz boyu neredeyse her gün yedi yüz soru çözmüştü şimdi akdeniz tıp'ta. Eğer bu günde 1000 soru çözen arkadaş verimli çözüyorsa cerrahpaşa'ya falan gidebilir mesela.
Peki ya şu anda günde yaklaşık 70-80 soru çözen ben nereye giderim? Allah benim belamı versin. lütfen sözlük, toplanın da ders çalışabilmem için dua etme zirvesi falan yapın. Ya da büyü müyü yapın, siz bilirsiniz orasını. Hadi size güveniyorum.
Hiçbir zaman çalışmayan wifilerdir.
Not:canını seven süha'yla gitmesin gideceği yere. Koduğumun hosteslerinin suratları beş karış, wifi sıkıntılı, televizyonları çalışmıyor, Flash disk girişi varmış güya, broşürde öyle söyleniyordu, öyle bir şey yok. Kısacası saatlerinizi sıkıntıdan patlayarak geçirmek istemiyorsanız süha'dan uzak durun.
-Saniye
-Şehriye
-Kezban(bazı aptalların kızlara yaptığı yakıştırmalardan ötürü değil, ismin anlamından dolayı. yalancı demek lan, insan çocuğuna neden yalancı ismini koyar ki?)
Özellikle genç kesimin kitap okumamayı bir bok sanmasından dolayıdır. Ben ne zamandır doğru dürüst kitap okuyamıyorum diye ağlayacağım, adam "en son okuduğum kitap cin ali'ydi." Diyerek gülüyor ve hatta bununla övünür gibi davranıyor. gülüyoruz ağlanacak halimize dedikleri bu olsa gerek.
Bir sosyal deneydir. Evet, erkeğin kadına olan şiddetine tepki göstermeleri çok hoş ama aynı tepkiyi kız erkeğe şiddet uyguladığında göstermemeleri doğru değil. Burada karşı olunan şiddet mi, kadına şiddet mi? Kadının toplumdaki konumuna bakılırsa adaletsizlik var, bu kesin ve düzeltilmesi gerek. Ama adalet derken böyle davranılması samimiyetsizliktir.
Not: bir kızım ve asıl eşitliğin bu şekilde sağlanacağına inanıyorum. Eğer bir kadınla erkek arasında fırsat eşitliği sağlanacaksa adil davranılması gerekir. insanların bu davranışının altında yatan sebep "kadın bu zaten en fazla ne kadar vurabilir?" Düşüncesidir. bu zihniyetle bir yere varılamaz.
Bizde olan durumdur. Kardeşim tabletinde çılgınlar gibi minecraft videoları izlerken, babam ve annem farm heroes saga kasmakta, abimse laptoptan supernatural izlerken televizyon "beni izleyin lan!" Dercesine bağırmaktadır. Oysa kimse dönüp ona bakmamaktadır.
Şaka maka az önce bir çılgınlık yapıp "yeter ya, hepimiz almışız telefonları falan! Bırakın da az sohbet edelim." diye bağırdım. annem bakıp tövbe bismillah çekti. Kimse de dönüp bakmadı. ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar diye boşuna dememişler sözlük. Bu da böyle bir anımdır.
-ben farklı düşünebilirim, ailem ne düşünüyorsa onu düşünmek zorunda mıyım?
+bu konuda böyle düşünmek zorundasın!
...
-herkes senin gibi düşünmek zorunda değil, ben senin gibi düşünmüyorum.
+herkes benim gibi düşünmek zorunda, kimse farklı düşünemez.
...
-anne, kızlar dışarı çık-
+gidemezsin. Gereği yok.
...
-onlar artık bizim düşmanımız.
+anne sizin düşmanınız, ben kimseyle düşman olmak istemiyorum.
-bizim ailemiz onlara düşman, sen de düşman olacaksın.
...
işte bu kadar özgürüm sözlük, düşüncelerime müdahele edebileceklerine inanmaları bile benim özgürlüğümü kısıtlamaz mı? Ben farklı düşündüğüm halde bunu ifade edemiyorsam, hem de ailem dediğim insanlar arasında, ölsem daha iyi değil mi?
işte bu yüzden ortamlarda sürekli özgürlük diye yırtınıyorum ben, birilerinin özgürlüğü için savunma yapıyorum kendimce. Çünkü ben hiç özgür değilim.
Bazı hödüklerin davalar azalsın da biz de yata yata para kazanalım diyerek böyle bir travma yaşayan kadını, kendisine bu travmayı yaşatan oçla evlendirmenin uygun olduğunu belirten cümlesidir.
Hödük değil hatta, yaz dizileri sayesinde bu hödük kelimesi sevimli bir hal aldı.
her türlü hakaret hak bunlara. Bir türk atasözü der ki, "aynısını anana bacına yapsalar ne hissedersin?". Artık bir espri haline gelse de aslında empati yapılmasını sağlayan güzel bir cümle bu. Düşünsene hakim bey, kızını tecavüzcüsüyle evlendirdiğini. o adamın evine gidebilecek misin sen şimdi? Yahu utanıyorum bunları yazmaya, teklifi bile korkunç. Şakaysa komik değil, gerçekse hiç komik değil var ya cuk oturmuş buraya. Halimiz harap ülke olarak.