iTÜde bu sene öğrencilere hakaret eden, özgürlüklerini elinden almaya çalışan ilginç hoca. yaptığı sınavlardan birinde bir öğrenciye bağırarak kopya çekip çekmediğini sorgularken sessiz olmasını rica eden başka bir kız öğrenciye elini kaldırarak tokat atmakla tehdit etmiş kız öğrenci de mahkemeye vermiştir. inşallah adalet yerini bulur.
okulun ve öğrencilerin üstünde oynanan tüm oyunlara karşı büyük bi eylem düzenleyip seslerini dünya basınına duyurmak, ha bide böyle olunca justinin konseri iptal olur çok ta iyi olur.
roaccutane/zoretanin tarzı sivilce ilacı kullanmana rağmen sol elmacık kemiğinin üstünde tam da yeni tanışılan kız arkadaşla buluşmadan önceki gece çıkan sivilceyi bile kurutabiliyorsa esaslı yöntemdir.
ders kaydından önceki gece, önşartlı derslerden kaldığını farkedip madem okul uzayacak son sınıftan bitane seçmeli ders alayım mantığıyla girişilen iştir.
küçükken korktuğunda, ebeveynler çocuklarını sakinleştirmek için bu yöntemi kullanırlar üstüne bir bardak ta su içirirler. örnek olarak : köpek kovaladıktan sonra eve gelip damağını atarsın ve suyunu içer rahatlarsın.
hemen giriyorum konuya. geçen spor salonuna gittim basıyorum kartı çalışmıyor sonra satış danışmanım geldi. Dediki ödeme de açık var, meğersem indirim amacıyla aile hesabı yaptığım arkadaşım ödememiş kendi payını. Lakin taa yazın başında kayıt olduktan 1 ay sonra ödedim demişti. Benim de beynime kan sıçradı bi gün bekledim. Sonraki gün sabah aradım dersi varmış okulda telefonda da kızdım niye yalan söylüyosun diye. Tabi beyfendi ne yalanı falan diyerekten ayak yapıyor. Ödememişsin spor salonunu dedim ödedim dedi. Olaya gelirmisiniz güzel kardeşlerim, sizce salon neden yalan söylesinki kaliteli de biyer. Sonra okulun girişinde metronun orda salon sözleşmesini ona vermem amacıyla buluştuk. Tabi kızgınım ya ben hiç selamlaşmadık verdim çantadan çıkarıp niye yalan söylüyosun dedim. nickimisick zaten sinirliyim bide sen germe beni, ararım seni akşam tarzı nidalarda bulundu. Tabi akşam dayanamayıp ben aradım bunu. Ne açan var ne cevap veren. Sonra o günden beri çeşitli ortak arkadaşlarıma arattım falan hiç cevap yok arada telefonu da kapıyo zaten. Geçen hafta bana ulaşmak zorunda kalsın diye face ve twitter şifrelerini değiştirdim tık yok. Bugün salona gittim sordum ödememiş bende acil durum için babasının numarasını sözleşmeye yazdığını ve ordan ulaşmayı denemelerini tavsiye ettim sonunda. Canlar, az buz bi para değil bu 1800 civarı bi olay kişi başı ve kontrat onun üstüne ve bu durumdayken aile hesabı olduğu için bende kullanamıyorum salonu. Bakalım yarın ortak bi arkadaşımızla buluşacakmış bende orayı basıp sakince konuşup halletmek istiyorum çünkü başıma ağrılar girmeye başladı. Annem hala taksitlerini öderken bunu ona söylesem kimbilir bana ne kadar kızar haklı olarak ? sizden öneri bekliyorum ciddi şekilde bilinç altım bununla doldu. eğer milli piyango çıkmazsa bana net bi kurtuluş yolumda yok. haydin pratik zekalı sözlükçüler sıkılmadan okuduysanız helal size şimdi bide çözüm önerisi sunarsanız beni bi nebze rahatlatmış olursunuz.
edit: geldi konuştuk sorunu çözdük salonu da ödedi herşey yoluna girdi bende rahatıma kavuştum geri. demekki neymiş her işe herkes ile girilmezmiş.
diğer bir tür sıkıntı çeşidi olarak sayılabilir. yolda yürürken boşluğa bakarsın, kimseyi siklemez tavırlar takınırsın. hemen düzelsin diye beklersin bazende dayanamazsın bu saçma duruma, umutsuzca geçmesini beklersin.
ankarada bestekar caddesinde bulunan mekan. gayet hoş müzikleri ve ortamı ile en iyi mekanlarından denebilir. müşteri kitlesi üniversite öğrencilerinden oluşuyor ve de yoğunluklu olarak bilkentliler takılıyor. mekanın akıllı iş taktiği dikkatimi çekti. adamlar hesap açmıyor, herşey parayı ver-içkiyi al hesabı, bakkal gibi ama mantıklı..
fark ettiniz mi nerdeyse klavye kullanırken ona basmamaya dikkat ediyoruz. halbuki bi bassan ne kaybedersin. gerçi ne kazanacağında şüpheli. sadece sağ tuş etkisi yarattığına inandığım tuş.
(edit: onun bir adı var context menu tuşu)
(bkz: benim ayaklarım bal kokar) cümlesine ithaf edilmiştir. bal kokar mı, koksa da ne kadar kokar herşeyi geçtim ayağın bal kokması güzel birşey midir ?
kapsamlı olarak katı atık yönetimi içeren derstir. her çevre mühendisi adayın aldığı alacağı mutlak derslerden biridir. bir diğer adı da introduction to environmental engineering tir. alternatif olarak global environment diye de okutturulabilir.
final haftasındaki öğrencinin kalmamak için senenin başından bu yana not almış kıza veya erkeğe ettiği iltifattır ki bi nevi de haketmiştir o insan bunu. Böyle bir iyiliği esirgeyenlerde bulunmaktadır aramızda hatta böyle numaraları yemeyip defterini vermeye burun kıvıran tiplerdir bunlar. (bkz: zaten sevmezdim gözümde değerin kalmadı artık)
çeşitleri olan bir başarısızlık türüdür. insanlar arasında gerçekleşen böyle olaylar çeşitli ukteler, söylenememiş sözler filan içerir. sevdiğin bir kıza açılamamışsındır ve nedense unutmazsın. sanki birgün gelecek tüm özgüvenini kazanıp ona açılacakmışsın gibi gelir. başka bir örnek ise saçma küslüklerle bitmiş arkadaşlıklardır. belki kankanın, dostunun vs. nin sevdiği kızı başkasına söylemişsindir bazende manasız bir küfrün cezasını vicdanın çekmiştir. bunlar başarısız ilişki örnekleridir. sorun hangi kişidedir bilinmez. eğer vicdanı sızlayıp tüm hatanın kendinde olduğunu düşünürse kişi yanılır çünkü nadiren böyle olaylar başına gelmiştir. karşısındaki acımasız insanlar ise fark bile etmezler çünkü ne gerek vardır onlara hayat hala güzel tesadüflerle devam etmektedir falan filan işte.
bir süre kadıköy anadoluda çalışmış, itüde eskiden test başkanlığı yapmış, 6 dil bilen, iskoç asıllı kanadalı ingilizce hocası. halen itüde ingilizce derslerine giren hoca. kendisi süper mario kıvamındadır ama açık bir ingilizceye de sahiptir. notunuda hakedene verdiği söylentileri vardır.
daha yeni popüler olma yolunda giden erkek reyonu. H.E. yani Homini Emerito markasını pazarlamaktadır. Nişantaşı City's avm mağazasındaki Mangoda bulunmaktadır da. ayrıca t-shirtler de gayet uygun fiyatta adeta bir öğrenci pazarı.