çağımızın en büyük hastalıklarından bir tanesidir.
yüzlerce cilt kitap yazmış, on binlerce mürit toplamış bir zatı ''cahil, sözde allame, şerefsiz, -küfür içerikli cümleler-'' gibi laflarla aşağılamaya çalışmak hangi okuduğunuz yoğun kültür içerikli kitapta yazmakta? senin bildiğin hangi yanıldığına yetiyor?diye sorarlar adama. kafanıza sokmuşlar iki kelam küfür, onunla önünüze gelen, fikrinizle uyuşmayan herkesi aşağılayabiliyorsunuz ya. inanın karakteriniz söz konusu olamayacak derecede kıvrak. insan önce bir kendine bakar eleştiri yaparken. ben bu zatı eleştirebilecek kadar ne biliyorum ki diye. gerçi size laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor ama yoruyorum işte kol kaslarımı. kaybolun amk.
alışkanlıktan ve sigarada bulunan maddelerin sindirim sistemine etkisinden mütevellit durumdur. alışkanlık derken, sürekli sıçarken sigara yakıyorsan, sigara yakınca da sıçasın gelir. bu iğrenç konuyu aydınlattırdınız ya...
yönetim sistemleri bilmeyen geri zekalıların çözene hakaret getirdiği çözümdür.
Her patatesin başına denetleyici yerleştirmekten bahsetmiş. Ulan dürzü. Bir tane insan tarla tarla gezip hasat zamanı boyunca denetleme yapamaz mı? Bu denetlemeyi ürün el değiştirince devam ettiremez mi? Siktir git!
evet saygı değer yazarlar, bu nâcizâne fikri size ve fikirlerinize sunuyorum.
Şimdi, tarım ürünlerinin mâliyetinden, üretenlerin, aracıların giderinden vb. bahsetmeyeceğim. Önemli olan fiyat artışının; giderler vb. Olağan durumlarlardaki eklemeler dışında arttığını hepimiz biliyoruz. Normal yollarla oluşan fiyat elbette ki alım gücümüze uymayabilir fakat bu kadar pahalı olmayacağından kimsenin şüphesi yokturdur heralde. bildiğiniz üzere bir ürün veyâ hizmet nâdirleştiğinde değerlenir. Fiyat artışlarındaki bilinen sebeplerden birisi de budur. çiftçiler, ziraatçiler her ne derseniz üretimi yapıp çoğunluğu işin; ürünün piyasaya sürülmesiyle ilgilenmezler. Bu durumda araya "aracılar" girer ve bu aracılar ürünü üreticiden satın alarak ve kendi payını fiyata ekleyerek bize sunarlar. Olay tam da burada başlıyor zaten. Bu "aracılar" dediğimiz herifler, "nâdirleşen ürün değerlenir" metoduyla aldıkları ürünleri soğuk depolarda saklayarak değerlenmesini bekliyorlar ve ürün değerlenince piyasaya sürerek büyük vurgunu yapıyorlar.
E hani çözüm amk?
çözüm: bu ürün topraktan çıktığı andan itibaren belgeleme ve denetleme yapılmalıdır. O kadar büyük devletiz sonuçta. Liderimiz desen dünya lideri. Hükümet ve liderimiz %50den fazla halk desteğiyle gelmiş. Elbette üretici kazanacak. Ne sandınız?
Üretici sattıklarını fiyat ve miktarıyla belgelemek zorunda olacak. Aracılar da aynı şekilde. Hadi bir problem çıksın sorumlusu benim. Bunu buraya yazdım. Hadi eyvAllah.