istanbul sınırları içerisinde olanı, pek şirin olmayan semttir. bir üst geçitle ataköy' e bağlanır. bu üst geçit istanbul' un iki ayrı yüzünü yaklaşık 10 dakika içerisinde görebilmenize vesile olur. gidip görmek gerekir...
tek bölümlük karakterleri özenle seçilen dizidir. özellikle sürekli ''allah belamı versin amirim'' diyen kahvehaneci dayı ile 42. bölümdeki bilardo salonu işletmecisi ''reis'' karakteri unutulmazlar arasındadır.
inci sözlük sayesinde bir ergen takısı haline gelmiş maskedir. eskiden bir karizması vardı, şimdi ise liseli tosuncuklar bu maskeleri takıp blogtv' de yayın yapıyor.
her boka müdahale etmezse ölecek hastalıgına yakalanmış teyzedir. ev arkadasınızla kavga ettiginizde kapıyı yumruklayan versiyonu vardır. kavgayı falan bırakıp, teyzeyi nasıl savuşturacağınızın derdine düşersiniz...
zamanla bir tutku haline gelen oyundur. başta eğlencesine oynarsınız, oyununuzu geliştirdikçe profesyonel odalarda boy göstermeye başlarsınız, son safhada ise bilgisayar başında haxball oynayarak sabahlarsınız. halısaha maçlarına benzer, iyi savunma yapan kazanır.
dennis bergkamp, jimmy floyd hasselbaink, tore andre flo, gianfranco zola gibi ustaları izleyerek büyümüş bir nesil için sıradan sayılabilecek bir goldür. yine de bir alex değil...
kendini fotoğrafçı sanan ergenlerden, facebook holiganlarından ve bordo klavyelilerden bıkanlar için çölde bir vahadır. yine de çoğu zaman, kapatılan facebook hesabı diğer gün belli bir sebeple yeniden açılır. sigarayı bırakmak gibidir, zordur.