neysene
305 (vizyon sahibi)
sekizinci nesil yazar 1 takipçi 58.04 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    poyraz karayel

    621.
  1. Öncelikle ben çok spoiler veririm farkında olmadan, bu da benim serseri tarzım.

    ilker kaleliNin dizide olmaya devam edeceği ancak poyraz olmayacağına dair bir şeyler görmüştüm bir yerlerde, kimsenin hayali arkadaşı olarak gelmese bari.

    Gelecek sezonda poyraz'ın hem sevgili deli kardeşlerim sahnesinde hem de ikinci sezonun son bölümünde uzun uzun anlattığı bir kurtarıcı bekliyorum ben. Buradaki tutunamayanlar Atfı da çok hoşuma gitti, orada gelmedi beklenen kurtarıcı belki burada düzelir işler. Ama lütfen daha fazla mafyacılık oynamayalım, bu konsept poyraz karayel gibi dinamik bir dizi için oyunlara çok müsait olan bir konsept olsa da monoton olanın dışına çıkmayı zorlaştırıyor. Hazır diziyi sürekli durağanlaştıran ve ne yapacağı çok tahmin edilebilir olan sema ve sefer de gitmişken daha sürükleyici oyunlar olsa keşke. Tehlikeli olmasınlar artık, üzülüyoruz.
    1 ...
  2. iphone da google chrome kullanan insan

    3.
  3. Epey gereksiz bir durum içindedir çünkü chrome uygulaması iphone'da asla pratik olmuyor. Dün bir siteyi düzgün görüntüleyemediğim için bu durumu safariNin beceriksizliğine verdim ve chrome indirdim ancak hiç bu kadar kullanışsız bir tarayıcı yüklememişim. Sayfada geri gitmek istiyorsun ne parmakla çekiliyor ne de aşağıda geri gitme butonu. En tepeye koymuşlar. Yeni sekme açsan ilk tıklayacağım buton bir yanda ikinci tıklaman gereken buton bir yanda. Linklere girmeden üstüne tıklayıp önizleme de yapamıyorsun. Chrome neden var ki iphone için? Telefonun özelliklerinin hiçbir avantajından faydalanmana müsade etmiyor tarayıcı.

    (bkz: first world problems)
    0 ...
  4. bittimse bittim

    3.
  5. her şey bittikten sonra ara ara geçmişe göz atıp artılar eksiler yapıyorsun kafanda. ama tükene tükene sevmişsin, geleceğe hiçbir şeyin kalmadan sevmişsin. üstünden uzun zaman geçse de toparlamamışsın hayatını, bile isteye öylece bırakıvermişsin. bazen esmiş öyle bir şeyler denemişsin, yeni yollar denemişsin. anlatmak istediğin biri de olmamış tüm bunları yaşarken. belki konusu açılmışsa bir iki laf etmişsin üstüne; yok artık bitti, özlemiyorum vs. vs. derinine inmemişsin. nasıl yorgun hissettiğini, nasıl bittiğini susmuşsun. senin geleceğine senden daha hevesle bakan insanları görüyorsun, telefonun çaldığında yanlarında açmazsan gözlerindeki o tatlı imayı görüyorsun. yok öyle bir şey değil diyorsun, öyle bir şey değilin altında bilmedikleri ne çok hissin var. ne çok umutsuzluğun var, bazı bazı ne çok pişmanlığın var. tüm bunların ağırlığı sarmaya başlayınca kendine hesap soruyorsun. niye yaptım? bu kadar neden gittim peşinden? neden bu yolda böyle devam ettim ısrarla, sonu böyle belliyken? niye böyle canımı taktım dişime oldurmak için ısrar ettim, bıraksana işte be bırak. bittin, tükendin. kendi düşünceleri de yoruyor insanı, hatta insana en azılı düşman kendi aklı kendi vicdanı. kendi kendini ezerken böyle böyle içinden de bir incecik isyan güçleniyor, bu şarkıyla dile geliyor işte. yaptığı her şeyin arkasında durup mahvolan şimdiyi de geleceği de bağrına basan bir şarkı, harika bir şarkı. bazen sonunu bile bile, nasıl tükeneceğini göre göre gidiyorsun ya. onun şarkısı işte. bu ısrar kimse için de değil, onun için hiç değil. kendin için gidiyorsun ve pişman olmamalısın, her şeyi bağrına basabilmelisin. kucaklayıp yaşamaya devam edebilmelisin. iyi ki varsın nazan.

    neyse ne boşver
    bittimse bittim
    dert benim derdim
    kalp benim kalbim
    başka canım yok
    verdimse verdim
    0 ...
  6. eski montun içinden çıkan 50 lira

    12.
  7. 50 lirası olup koyduğu yerde unutacak kadar o paraya ihtiyacı olmayan lükse sahip insanların yaşayabileceği mutluluktur vallahi güzel mutluluk keşke benim de olsa inşallah olur.
    0 ...
  8. gelecekteki eşe not

    486.
  9. Mrb umarım birbirimize uygun eş adayları olduğumuz için değil de birbirimize aşık olduğumuz için evlenmişizdir. Hatta epey eğlenceli bir şekilde tanışmış, bütün çirkin evlilik ritüellerinin de keyifli bir alternatifini bulup mutlu mutlu evlenmişizdir ve hatta umarım bu evlilik ikimizden birinin ayakları üşüdüğünde diğerinin üşüyenin ayaklarını karnına koyarak ısıtmayı akledebileceği kadar mutlu mesut ilerliyordur öptüm çok.
    1 ...
  10. dünya turu için ayrılan parayla toki ye yazılmak

    25.
  11. sözlük yazarlarının itirafları

    141896.
  12. Şu an ruhum helva kıvamında ve dünyanın bütün acı çeken insanlarına acılarıyla birlikte sarılmak istiyorum. Ne çok acı var ulan, canı yanmasa keşke kimsenin.
    6 ...
  13. keşke şimdi mesaj atsa

    44.
  14. Herkesin mesaj beklediği birileri olduğunu gösteren başlık, valla çok tatlısınız. Ben de epeyce bekledim hatta belki hala bekliyorum ufaktan. Üstelik konuşacak hiçbir şey bırakmaksızın bitirdiğimiz bir ilişkinin ardından hala mesaj atsın diye bir iki tweet bile çakıyorum okuduğunu az çok bilerek. Bir kere işe yaradı ve attı mesaj ama bok gibi bir şey oldu. Cevap vermedim, vermemek için direndim. Sonrasındaki o direniş mesaj beklemekten daha zor geliyor bana, böyle güzel her şey.

    Atması ihtimali varken atmaması zor geliyorsa ulaşma ihtimali olan yolları kapatmak en azından beklememeyi sağlıyor, iyi geliyor.
    0 ...
  15. hayata eklenmesi gereken özellikler

    28.
  16. kulağa kendinden istenmeyen ses yalıtımı. misophoniadan muzdaripseniz hayatı normal bir insanın yüzde yirmisi kadar kaliteli yaşayabiliyorsunuz çünkü. sokaktan gelen her sesle, toplu taşımada birinizin yanında bir şey yapıvermesiyle işitmek nimeti bir anda işkence kaynağına dönüşebiliyor. keşke istemediğimiz seslere kapatsak kulağı otomatik.
    1 ...
  17. zekiler aşık olamıyor

    23.
  18. inşallah o yüzden olamıyoruzdur be valla dedirtendir. Ben kalbimin kuruyup içimin çürümüş olmasından şüpheliyim daha ziyade.
    0 ...
  19. seninle konuşmak istemiyorumun kibarcası

    8.
  20. -bla bla bla
    +hee evet *
    -bla bla bla
    +bilmem olabilir
    -bla bla bla
    +öyle miymiş hmm
    -bla bla bla
    +aynen
    -bla bla bla
    +evet
    -görüşürüz
    +görüşürüz

    mission completed
    0 ...
  21. yazarların şu an dinlediği şarkılar

    31869.
  22. bir şarkı tut
    ilk defa dinlediğime üzülerek dinlediğim. Nazan biliyor musun bence de yalnızlık yalnızlıktır ulan.
    2 ...
  23. yazarların bu yıl elde ettiği başarılar

    16777215.
  24. Bi tane tweetim 4 fv 2 rt almıştı hey gidi be.
    3 ...
  25. tost içine domates koyan fakir

    37.
  26. Sadece domates gerekli lezzeti vermez ketçap da sıkılmalıdır diye öğütler vereceğim canım ekonomik sınıfdaşım.
    1 ...
  27. düz çizgiyi sanat diye kakalamak

    4.
  28. (bkz: democratization of art)
    Modern sanat sanatın herkese ulaşılabilirliğidir. otoritelerin neyin sanat diye kakalanıp neyin sanat olamayacağına karar vermesine bir tepki olarak doğmuştur, iyi ki de yapmıştır öperim gözlerinden mondrian.

    Edit: modern sanat kavrayışlı entel takılmakta acele edip anlatım bozukluğunun kingosunu yapmışım özür dilerim herkest.
    2 ...
  29. kavala kurabiyesi

    31.
  30. şok'ta satılanı pudra şekeri serpiştirilmiş herhangi bir kurabiyedir, paranıza yazık. istanbul için paraya kıyarsanız kovan fırın'dan baya güzel olanı alınabilir.
    0 ...
  31. üzüm ve diğer şeyler

    7.
  32. sanki kedileri önce çekip sonra yorumlamıyor da kedilere ne yazacağını anlatıyor onlar da duruma uygun pozu veriyorlar gibi.
    5 ...
  33. yeni doğan bebeğin kokusu

    14.
  34. giden sevgiliye söylenecek son söz

    293.
  35. çaresizlik kıskıvrak yakalayıvermişse dil düğümlenir sanki, 'git' oluverir son söz. konuşmuştuk, beraber karar vermiştik, tek olur yol ayrılıktı. sonra gidecek olduk, son bir kez sarılmak istedi o. ben ağlarım diye korktum, istemedim. sarıldı sonra. ağlamaya başladı. gözünden bir iki damla yaş da gelmedi öyle, hıçkırarak ağlamaya başladı. şaşırdım kaldım, bakakaldım yüzüne. gözyaşlarını sildi. 'şşt yapma' diyebildim sadece yanağına dokunup. halbuki yapmak istediğim yüzünü tutmaktı ellerimin arasında, gözlerinden öpmekti üç kere beş kere yüz kere sonsuz kere. gözyaşlarından öpmekti hatta. sadece dokundum yanağına, 'git' dedim. git. gitti o da. arkasına bir kez olsun dönüp bakar mı diye köşeyi dönene kadar bekledim, bakmadı. adımları bile biraz tereddüt edip yavaşlamadı. gidiş o gidiş işte.
    2 ...
  36. sabah uyanıldığında ilk görmek istenilen şey

    197.
  37. duygusal çöküntüde olunan şu günlerde aşık olunan kişiden gelecek sevgi, özlem içerikli bir mesaj olabilir fakat öyle bir ümitsizlik ki bendeki geceden telefonumu salonda şarjı bitik bırakıp yatıyorum ne bileyim.
    0 ...
  38. şaka maka bütün arkadaşların evlenmeye başlaması

    3.
  39. şaka maka evlenmeyenlerin de düğünlere çift olarak katılmaya başlaması gerçeğiyle birleşince iki katı etki eden durumdur.
    3 ...
  40. ahmet kaya denince akla gelenler

    108.
  41. hitler gibi ortaya çıksam oy alırmıyım

    3.
  42. temel bir imlâ hatasından anlaşılacağı üzere cahil insan sorusudur. cahil insan her zaman iş yapar kardeşim bu ülkede, go for it. nasılsak öyle yönetiliyoruz nasılsa.
    1 ...
  43. akrabalardan nefret etme sebepleri

    248.
  44. durduk yerde hayatınızı sorgulamanıza sebep olur mis gibi unutup mutlu mutlu yaşamınıza devam ettiğiniz dertleri böyle ellerinde tomar yapıp soru sorma adı altında pat pat pat yüzünüze vururlar; ee senin okul noldu? ne zaman bitiriyorsun? mezun olunca ne yapacaksın? evlilik yok mu yav yaşın da geldi ehe ehe...
    1 ...
  45. toplu taşıma araçlarında bayanlara yer vermek

    28.
  46. aldatılmak

    460.
  47. hayatımda biri vardı, bazen vardı bazen yoktu ama gönül rahatlığıyla çocuklar büyütebilecek kadar yıllık bir ilişkimiz vardı. Çok zaman hayatında başkası olduğuna şahit oldum, ilişkilerinden çok zaman haberdar oldum. O da benim hayatımda olan biteni hep bildi. Başkalarına rağmen bi şekilde devam edebildik, çünkü birbirimize her zaman tertemiz etmiştik ortalığı. Birbirimizi hiç başkasının pisliği üstüne koymadık kalbimizde, bedenimizde yahut ben öyle sandım. Çünkü ben en sevilesi insanları dahi bu ağır aksak ne idüğü belirsiz ilişki için her defasında bitirmiştim içimde, kafamda, zaten zar zor yer edinen kalbimde. Sonra bi gün gene başladı her şey, çok zor olaylar yaşadıktan sonra. Aslında ben nasıl affedildiğimin şaşkınlığındaydım, hep kendimi içimden bu kez beni gerçekten sevdiğini anladığına, artık olgunlaştığına, sevmeyi öğrendiğine vs. düşüncelere ikna ediyordum. Yaklaşık iki üç hafta geçirdik beraber, birbirimize hiç olmadığımız kadar saygılı, ben hiç hissetmediğim kadar değerli hissediyorum falan. Ama bi terslik var, normalde dikkatimi hiç çekmeyen şeyler dikkatimi çekmeye başlıyor, huzursuzlanıyorum. Bana eski fotoğrafları yolluyor, yanında eski sevgilileri olan. Silmemiş o fotoğrafları da, iyice huzursuzlanıyorum. Ki çok kotu günler yaşadığım oldu bu ‘ilişkiler’ yüzünden. Her neyse bir şekilde hallediyoruz problemi. Ben kendimi sakinleştiriyorum çünkü onun böyle durumlarda durumu körüklemek dışında becerebildiği bir teskin yöntemi yok. Kusura bakma diyorum, ben eskiden çok kotu günler yaşadım senin yüzünden hatta muhtemelen aldattın da beni diyorum. Görmediğim fotoğraflar da vardi, muhtemelen bizim kısa dönemli ayrılıklarımızda çekildi onlar diyorum. Hala ayrılıklarımızda çekildiğini düşünerek en iyi niyetlerimi kullanıyorum. Biliyorum suiistimal edilecek ama aksiyle yüzleşemem, geçmiş dahi olsa. Neyse bir şekilde üstesinden geliyoruz hadisenin. Ben normalde hiç bakmadığım bir şeylere bakıyorum onun profilinde, normalde hiç girmediğim bir yere giriyorum, normalde hiç dikkatimi çekmeyen yorumlar dikkatimi çekiyor. Susuyorum. Sabah söyledi daha, ben seni hiç aldatmadım dedi; böyle düşünecek kadar da haksızlık edemezsin ona ve sevgisine saçmalama diyorum. Sonra bu kez benim yanlış anlamama ihtimal vermeyecek kadar az göreceli bir fotoğrafa denk geliyorum. Gene de soruyorum; bu ne? Tek beklediğim yanlış anladın cevabi, ne söylese inanırım. Doğru ya da değil ne söylese inanırım çünkü ihtiyacım var çünkü aksine gücüm yok çünkü yüzleşmek istemiyorum bu durumla bir daha. Aldığım tek cevap oflamalar oluyor. Yapılabilen hiçbir açıklama yok. Tek cevap oflamalar. Sabırla bekliyorum; yahu bana bir şey söyle! Offfffffff. Onu değil başka bir şey söyle. Ooooffffffff. Sonra saldırmalar başlıyor, ne anladıysan o gibi. Ama ben bunu güvensizliğime kızgın oluşuna bağlıyorum, hala biraz başka ihtimalleri göz önünde bulundurup bekliyorum. Soruyorum, gerçekten mi? Zorlaştırma istersen cevabini aldığım an kaybol diyorum kendime, kaybol burdan yoksa darmadağın olursun sen. Susuyorum sonra. Hala biraz umudum var, bu kotu cevapların bu duymak istemediğim şeylerin sebebine dair hala kendimi kandıracak açıklamalarım var neyse ki. Kızdı tabii ki, daha sabah ne konuştuk. Sonra gitmeye karar veriyorum, gitmem gerekiyor. Sana inanmıyorum çünkü bu kadar aşağılık bir insan olduğunu bilirsem güçlü kalmam çok zor oluyor diyorum, gidiyorum ama böyle bir şeyin olmadığını varsayacağım diyorum. Sonra hiç istemediğim bir anda konuşmak durumunda kalıyorum yeniden onunla, o başlatıyor bu kez. Gereksiz kelamlar edilen bir müddetten sonra konu gene oraya geliyor, benim gene denk geldiğim bir yorumla. Uzunca bir mesaj atıyorum, şimdiye dek inanmamıştım onu görene kadar inanmamıştım diyorum. Defalarca soruyorum ona, neden nasıl? Cevap versin hiç istemiyorum ki. Hiç ama. Asla dayanamam. Nasıl yüzleşirim? Ben asla hayatında olduğumda başkasını düşünebileceğine ihtimal vermemişim, kendisi söylemiş bunu defalarca. Kendisi inandırmış beni böylesine, suçum ne? Her şeyimi vermişim, her şeyi yapmışım. Suçum ne? Hiçbirinin önemi yok, neden ve nasıl. Hiçbirinin. Sen mi yaptın bunu diyorum, aklım almıyor çünkü. Sen bunu bana mi yaptın? Bunu bana sen mi yaptın? Gerçekten sen mi yaptın bunu yahu bana? Sen mi? Bütün gecelik sessizlik. Sonra sabah o Allah in belası mesajı atıyor, her şeyi doğrulayan. Son kez hoşçakal diyişini bana, biliyor buna rağmen bok gibi bitiriyor sonunu. Bitiremiyor. Mesajı bile bitirmekten aciz birinden yılların ilişkisini güzel bitirmesini beklemek? Ağlayarak uyuyorum o gün, ağlayarak uyandığım sıralardan birinde okuyorum mesajını sabah karşı. Ağlayarak uyuyorum tekrar. Ağlayarak uyanıyorum. Faydası yok ki, içime koyduğu bu zehri atmanın ondan kurtulmanın bir yolu yok. Varsa da o ağlamak değil. Kendime geliyorum biraz, okula gidiyorum. Arkadaşlarım var çok şükür, okulum, bölümüm, ailem. Geri kalan her şey o kadar yolunda ki haksızlık edemiyorum hayatıma böyle bir insanın acısıyla mahvedecek kadar. Gene de gün içinde derste dahi apansız aklıma geliyor, gözlerim doluyor. Ağlamak istemiyorum, kalkıp gitmiyorum dersten. Sınıfta ağlamanın beni düşüreceği salaklığı bildiğim için susuyorum sadece, yoksa koridora çıkar bağırırım herkese çünkü öyle biraz yardımı olurmuş gibi geliyor. Hayır. Zar zor akşamı ediyorum, normalde yapmayacağım şeyler yapıyorum aksama kadar oyalanmak için. Düşünmeye bir başlasam beynimi durduramam biliyorum. Bütün güzel anları hatırlarım, bana bu sefer olduk biz be diye keyifle arkama yaslanmama sebep olan bütün anları. Eve dönüş yolundan sapıyorum. Yokuş yukarı bir yol var, iki sene onca gene yaşatmıştı bana hemen hemen aynı şeyi. Onu öğrendiğimde de ben aynı bu yoldan yürümüştüm. Ondan beri de ilk kez bu yoldan yürüyorum. Biraz şaşırıyorum kendime ama sonradan tabii. O an düşünecek durumda değilim. Radyoda kötü şarkılar çalıyor, değiştiriyorum. Neredeyse seni bana getirecek olan o şarkı çalıyor. Yürüyorum. Yol ayrımlarında düşünüyorum, rotam yok. Sadece içimdeki zehri atmak planım var. Devam ediyorum. 3 senedir bu semtteyim, hiç görmediğim yollar görüyorum sayende. Yine kötü şarkılar, ayarıyla oynuyorum radyonun. Yine o şarkı. Allah belasını versin böyle şansın diyorum ama her seferinde de dinliyorum. Ağlamıyorum hiç. Ara ara gözlerim doluyor, sakinleşiyorum. Yere bakıyorum, gökyüzüne bakıyorum. Aklıma tek tük kelimeler geliyor. Masumsun, bağımlıyım, son kez, evet yaptım. Kendimi düşünmekten alıkoymam lazım, ne yapıp edip. Yoksa dayanamam. Sana artık tek kelime etmemem lazım, senden duyacağım hiçbir şeye gücüm yetmez. Eve geliyorum iki saate yakın yürüdükten sonra. iliklerime kadar buz kesmişim, akşamın soğuğuna uygun giyinmemiştim. Boğazım, başım ağrımaya başlıyor o zaman fark ediyorum soğuğu da. Eve geliyorum, odamda karanlıkta gene açık radyo ve açık pencere de. Öylece bulutları izlemeye başlıyorum. Ay vardı ve güzeldi yürürken, penceremden görünse diye dua ediyordum. Tek bir yıldız dahi gözükmüyor, bulutlar her yerde. Üflesem dağılır mıydı bulutlar? içimden seninle konuşuyorum. Nasıl yaptın, nasıl yaptın? Sen mi yaptın? Peki ben, seni bunu bana yapmaktan alıkoyabilecek hiç mi bir şey yapamadım senin için bunca senedir? Tek bir anımız yok mu, hayır yapamam dedirten sana bunca seneden? Delirmek işten değil. Frekans geçiyorum, gene o şarkı. Allah belasını versin. Artık ağlıyorum, daha fazla tutamam kendimi. Bir yandan da seninle konuşuyorum, içimden değil bu kez artık sesli konuşuyorum. işte bütün bunları sana hiç anlatamayacakken anlatabilirmişim gibi konuşuyorum. Biliyor musun sen kötü birisin, senin kalbin çok kötü. Aldatmak sadece pisliğin içinde yaşıyorum, bağımlıyım demekle meşrulaştırılamaz. Sen kötü birisin, ben buna ilk defa yürekten inanıyorum ve bunu ilk defa düşünüyorum. Senin kalbin çok kötü.
    2 ...
  48. yaran sevgili diyalogları

    321.
  49. entrylerinde erkek olduğunu anlayabildiğimiz yazarların, sevgililerinden küfür duymak ve yarılmak gibi bir zevkleri olduğunu bize gösteren ama aslında hiç yarmayan ve gerçek sevgililik bu değil diyerek sevgililiği idealize etmeye kadar götürülebilecek kötü sonuçlara yol açan diyaloglardır.
    3 ...
  50. izlenen en kötü film

    180.
  51. good bye lenin
    çok kötü bir film olmayabilir ama 'ooo sosyalizm, siyaset felan alırım bi dal' maksatlı izleyince mal gibi bıraktığı için çok kötü bir film. gereksiz uzunluk da cabası.
    0 ...
  52. chp nin iktidar olmasının yolu

    12.
  53. evvela artık kendisine bir net çizgi seçmesi gerekli olduğunu düşünüyorum. hedeflediği tabanı bir belirlesin, ona göre parti içi değişikliklere gidilsin de sonra bir muhalefet yolu yordamı belirlensin insanlara artık güven aşılayabilecek kadar sağlam. chp diğer türlü kendisi için çabalayacak kadar destek veren bir halk tabanı bulamayacak. çünkü şu durumda ne ulusalcılar benimseyebiliyor partiyi ne diğerleri. önce bir ne olduklarını bilelim yahu.
    0 ...
  54. üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler

    1876.
  55. bilgisel olarak full donanımlı olmaktan çok zihniyet olarak epey gelişmeye bakın. bu tabularınızı yıkın, şimdiye kadar sahip olduğunuz tüm fikirleri çöpe atın demek değil fakat insanlara en az zararsız, toplumca en mutlu olunabilecek bir yolda revize edin. üniversite bunun için en iyi fırsat.
    0 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük