usta 4 sene sonra hesaba girdim eskileri yad ettim, 21 yaşındaki kendimi gördüm de.. ne olmuş lan bu sözlüğe ölmüş ağlayanı yok, kimse kalmamış herkes gitmiş yazan okuyan 100 kişi falan kaldı galiba..
ankara'da an itibariyle deli dehşet bir soğuk mevcut. şu anda kızılaya gidiyorum ben ki soğuğa dayanıklılık konusunda kendime güvenirim benim bile kemiklerim dondu. halk arasındaki ankara soğuğu goygoyu işte tam olarak bu.
spotify ın nimetiyle yeni keşfettiğim ve 2 albüm-10 single lık diskografisini şu anda uzun otobüs yolculuğunda sıradan dinlediğim newschool rapper. Sözlükte başlık açılmamış olması sanırım tr dinleyicisine henüz ulaşabilmiş olmamasından kaynaklı. olur da merak ederseniz (bkz: no one knows) adlı parçadan başlayabilirsiniz. Beatleri çok tatlı ve lyricleri yeraltı edebiyatı lezzetinde.
An itibariyle satın aldığım ve indirmesini beklediğim oyun. Kaç zamandır çıkmasını bekliyordum 1.sini bitirdikten sonra. Beta versiyonu yayınlandığında çok tatmin olmamıştım ancak güzel bir şeyler çıkacağa benziyor. Ayrıntıları bu entry altında paylaşacağım.
Edit: 23.01.2019 03:15 saati itibariyle oyunu bitirip direk sözlüğü açmış bulunmaktayım. Oyun harika. 1.oyundan aşina olduğumuz birçok şey bu oyunda da geçerli. Faturalarımızı ödeyemezsek, tepedekilerden gelen telefonları zamanında cevaplamazsak vs. götümüze tekmeyi yiyoruz. 1.oyunda, 1984 romanından esintilerle oluşturulmuş distopik ve aynı zamanda koyu diktatörlüğün olduğu, WISE LEADER dedikleri lidere adeta tapılan ve onun her şeyin en iyisini bildiği, kurtuluşun onun dediklerini harfiyen yapmak olarak düşünüldüğü, böyle düşünmediği tespit edilenlerin idam edildiği ve iktidarın her şekilde kusursuz-yüce olduğu ülkede yapılan müzikten yazılan gazetelere kadar yoğun bir şekilde empoze edildiği bir ülkenin içinde, o ülkedeki düzen bakanlığı adı verilen kurumun her apartmana 1 tane atadığı, görevi ise atandığı apartman içerisinde yaşayan insanları kontrol etmek, onların sorunlarıyla ilgilenmek ve yasadışı faaliyet yaptıkları tespit edilirse ihbar etmek olan bir apartman görevlisini oynuyorduk. (respect to Carl Stein reis) Şimdi farkettim de amma uzun cümle olmuş umarım okurken üşenmezsiniz.
2.oyunda ise bu distopik ülke aynı şekilde var ama formatımız bu sefer bir apartman görevlisinden devlet memuruna evriliyor. Devlet memuru olarak ofisimize gelen insanların taleplerini, şikayetlerini kayıt altına alıyoruz. Bilgisayarımız başında bu işi yapıyoruz ve ofisimize gelen insanın talebini tam doğru olarak yerine getirirsek para kazanıyoruz. Bu para da hayatımızı sürdürmemiz için elzem. Şimdi bu faaliyeti daha somutlaştırayım:
Bilgisayarımız başına geçtik ve ülkemizin aziz vatandaşlarından birisi bize herhangi bir şeyi bildirmek için geldi. Sorunun içeriğine göre ilk başta 4 farklı rapor türünden birini seçmemiz gerekiyor. Request(istek)-complaint(şikayet)-denunciation(ihbar)-information(bilgi). Yazacağımız raporun içeriğini hallettiğimize göre gideceği 6 bakanlıktan birini seçmemiz gerekiyor. 6 farklı bakanlığımız var, patriotism(vatanseverlik)-order(düzen)-social care(sosyal güvenlik)-labor(çalışma)-science and technology(bilim ve teknoloji)-culture and sports(kültür ve spor). ilgili bakanlığı seçtikten sonra raporun iletileceği ofisin numarasını seçmemiz gerekiyor. Bu ofisler de önümüzdeki dijital tahtada yazıyor. Hangi ofisi seçeceğimiz ise, o güne göre değişiyor. Yani 68 numaralı ofis pazartesi günleri iş yapıyorsa pazartesi gününde 68 numaralı ofise göndermeniz icap ediyor. Sonra raporumuzu gönderiyoruz ve 3 aşamamız da doğruysa 50 altınımız elimizde. Bu çalışmamız, para kasmamız için belkemiğimiz.
Şimdi gelelim insan tabiatına. iş arkadaşlarımızın istekleri oluyor, yardım talepleri oluyor veya ofisteki sorunları çözmemizi istiyorlar. Bu istekleri yerine getirince itibar puanı veya para kazanıyoruz. Aman diyim en azından faturalarınızı ödeyecek kadar parayı çalışarak kazanınız ki diğer faaliyetlerden para gelmediğinde göte gelmeyiniz. Bu oyunun ilk aşaması, diğer aşamalara geçmek için terfi etmemiz gerekiyor terfi etmemiz için de 15.000 itibar puanı edinmemiz gerekiyor. Bunu nasıl edineceğimizi de söylersem sürprizi kaçar en iyisi söylemiyim.
Daha birsürü ayrıntı var da girersem sabaha kadar yazarım gereksiz olur. Beholder, ömrünüzde oynayabileceğiniz en kaliteli oyunlardan bir tanesi. Gerçek hayattan enstantaneler bulabileceğiniz, vay amınakoyayım dünya bu kadar kirli mi ya diyebileceğiniz bir nevi alternatif hayat simülasyonu. Oynarken bir yerde takılan dostlarım bana özelden ulaşabilirler, yardımcı olurum.
sabah kalkar, şöyle bir gerindikten sonra odasının duvarındaki aptülamit fotoğrafına ve osmanlı tuğralı fiat doblosuna bakıp çomar mastürbasyonunu güzelce yapar. el-yüz yıkanıp kahvaltı hazırlarken,
acaba nasıl bir başlık açsam da sözlüğün iq ortalamasını diplere çeksem diye düşündükten sonra 5 dakika içerisinde aklına gelen başlıkları yazar. bu başlıklar genelde 20-70 iq aralıklarındaki beyinler tarafından üretilip ağır trollük barındırır. bunlardan birkaçı
-bir kemalistle tokalaşmak
-pis kokan kemalistler
-kemalistlerin çoğunluğunun puta tapması
ve varyantlarıdır. evet, böylelikle çomarusumuz güne başlarkenki ritüelini gerçekleştirir ve geri kalan gününde de şeriat-osmanlının dirilişi-çarşaflı kadınlar düşünceleriyle koşup oynar, akşam da diriliş ertuğrulun başına geçer. böylelikle çomarusumuz 1 gününü tamamlamıştır. bundan sonraki belgesellerimizde görüşmek üzere, hoşçakalın, esen kalın..
2 ihtimal var. ya başarılı olur, hayatın boyunca unutamayacağın bir ânı yaşarsın ve uzun sürecek bir ilişki baslar. 2.ihtimal ise ters teper, sapık konumuna düşersin. ikisini de dene, tarafını seç.
Maalesef ki artık bayramlar, sene içinde günde 10 saat çalışmaktan ciğeri sökülmüş insancıklarımızın haftasonuyla birlestirip 9 gün tatil yapmasına döndü. Ben yaş itibariyle çok eski bayramları göremedim, o şeker toplama olayını yakalayamadım ama ben 15 16 yaslarındayken bayramın ilk günü eller öpülür akrabalara gidilir harcliklar toplanir, 2 günü öglen 12 dedimmi sokağa çıkılır ve su balonu savaşları, futbol basketbol kola cekirdek derken aksam 8-9-10 a kadar eve dönülmezdi. babannem demişti ki, bir mahallenin sokaklarından çocuk sesleri yükselmiyorsa o mahalle ölmüştür. Bebeler sokağa mı çıkıyor artık, nasıl olsa skypedan konuşup online oyun oynuyorlar. ne gerek var değil mi sokağa çıkacan da deli danalar gibi koşturacan da yorulacan. Bir de eskiden tanıdık hemen hemen herkese ziyarete gidilirdi, şimdi en fazla 1.derece akrabalara(teyzedir dayidır dededir) gidiliyor o da racon yerini bulsun diye.
toplanın gençler size nasıl göt olduğumu anlatıcam. bilen bilir ankara'da çukurambar tarafını, eskinin varoş gecekondu mahallesi sonradan jet sosyetenin 1 numaralı yerlerinden biri oldu. gerçi ne jet sosyete olacak amk, altında babasının bmwsi cebindeki 100 lirayı marcopasha'da yiyince kendini lord zannediyor çoğu. herneyse işte bu gece sagopa kajmer çıkacakmış öküz bar'da. her ne kadar entrikavari olaylarıyla kendini biraz çizdirdiyse de o her zaman sagodur, belli zamanlarda şarkılarına ihtiyaç duyarsın. sago da küçüklüğümden beri hayatımın her aşamasında bir yerlerde yer almıştır, şarkıları soyut bir arkadaştır yani. 2 gün önce aradım sordum işte giriş ücreti almıyorlarmış ama şişe açtırma zorunluluğu varmış 3 kişi gitsen 35lik rakı 300 lira, yani kafa başı 100 lira. ben de dedim 2 gun once baba bu iş bizi aşar biz youtube-spotify devam. bu gece de işte halama gitmiştim akşam yemeğine halam da çiğdem mahallesinde oturuyor, ankaralıların bileceği üzere, çukurambarın biraz yukarısı, yakın yani. akşam 11 de halamlardan çıktım sonra cüzdana baktım 50 lira var, dedim ya bi şansımı deneyeyim belki 50 liraya içeri alır da kenara köşeye bir yere sallarlar beni diye. şuna güvendim, pub-bistro tarzı bir yerde rapçi çıkıyor herhalde o kadar da dolu olmaz diye düşündüm. bir gittim ki ne göreyim. ulan bir de rap i ergenler dinliyor diyorlar. mekanin icine göz gezdirdim de gördüğüm en genç kişi 25 26 yaşlarında falandı. amk hep 30 35 40 yaşlarında beyaz yakali adamlar gelmiş sago dinleyecez diye. bir de alkış kopmasın mı saagoo saagoo! diye.mekan full dolmuş kapı önünde de bir ahali var onları da yedek diye yazıyorlarmış. hani birinin işi çıkar falan filan kalkar da yedekten alırlar diye. amına koyayım bir de en düşük araba bmv bilmem kaç modeli, internetten baktim 200.000tl fiyatı. bende de 2004 model opel corsa var resmen kendimi çöplükte yemek ararken lüks arabada bakımlı kedi gören sokak kedisi gibi hissettim. valla gardaş hiç fakir edebiyatı yapmayacam, parası olan yaşıyor amınakoyayım. eskinin küfürbaz gizemli rapçisi de olmuş sosyetik öküz rapçisi. hadi eyvallah.
bugün youtubeda denk geldiğim ve adeta aşık oldugum şarkı. diğer hip-hop dinleyicisi olan kardeşlerimden özür dileyerek söylüyorum ki 2pac'ın yaptığı rapi yeni yeni anlamaya başladım. şuraya bırakayım dinleyen dinlesin. https://youtu.be/Fil5g9PjDuE
Bu gece Avlu adlı dizide çalan Sagopa Kajmer'in yeni şarkısı. Eve gidince ilk işim kulaklığı takıp dinlemek. Hadi bakalım nasıl bir şeyle karşılaşacağız.
Bugün yaşadığım enteresan bir olayı anlatmak istiyorum. Annem bir arkadaşıyla görüşecekmiş onu gideceği yere bıraktım. Sonra dedim az gezineyim Ankara'da yaşayanlar bilir Tunus Caddesi'nden Tunalı Hilmi'ye bağlanan bir ara sokağımsı yer vardır orada kırmızı ışık bekliyordum. Beklerken sol tarafta 25li yaşlarda palyaço kıyafeti giymiş genç bir ablamız el salladı dedim heralde otostop çekiyo camı açtım dedim buyrun? Dedi yanlış anlamayın tamamen kendi ihtiyaçlarım için şeker satıyorum yardım etmek ister misiniz?
O anda 2sn kadar bir zaman diliminde içimden bir seyler geçti. Dilencilere para vermeyi çok önce bıraktım çünkü haberlerden sağdan soldan az çok dinliyoruz yok dilencinin cebinden 2000 lira cikmis yok günde 80 90 100 lira kazaniyolarmis bunlar çeteymiş falan. O açıdan 10 kuruş bile vermem yani. Ama bu farklıydi aga ya, 25 li yaşlarda normal sen ben gibi bir insan palyaço kıyafeti giymiş akşamın 9'unda Tunalı'da şeker satıyor. Ne olabilir de bu ablamız bu duruma düşmüş olabilir yani?( 2 tane şekeri kalmıştı tanesi 75kurus dedi aldim 5 lira verdim teşekkür etti öyle arka tarafa doğru ilerledi)
