ne güzel birleştik, kolkolayız, türkü, kürdü, lazı, çerkezi heyoo diye ortalıkta gezinen saftorik yurdum aktivistinin hala uyanamadığı gerçek. bir iki tane kürt tandanslı facebook grubuna ve oradaki yorumlara bakın ve sonrasında , günaydın!
leyla ile mecnun tayfasının, metonya daki zaman yolculuğu kapısından girip, hareme çıkmaları ve karşılarında sultan süleyman ve tayfasını bulmalarıyla başlayıp devam edecek olan ve beklenilen ortak bölüm.
süleyman mı hanım??
erdal, erdal yaptırdığın heykelin kafası kopsun erdal!
tanım itibariyle bir çok evde bulunan klozet kapağının altındaki fonksiyonel ve genelde seramik nesne. alaturka olanları da mevcuttur. günün belirli saatlerinde ziyaret edilir, pasaport vize istenmez.
görüldüğü üzere evi caminin yanında tutan şakirt başlığına karşılık olarak açılmış olan başlıktır. mesele çok düşünmeden, beyni kullanmadan sadece dalga geçmekse, gerekirse sizin seviyenize dahi inebiliriz mesajı vermektedir. tabii alabilecek kapasitesi olana.
Tut elimi. Avuçlarında tut uzanamadığım uçurum çiçeklerimi. Geri ver uzak dal uçlarına terk ettiğim huzur meyvelerimi. Tut Ferhad’ımın elinden, şirin vuslatların köyüne taşı yüreğimi. Tut Züleyha’mın elini, önü/ardı yırtık gömleklerin kuyusuna zindanına düşürme nefsimi..
Hoş geldin ey ruh ikizim;
Tut, ardında tutulduğum aynalara tut yüzümü... Tut ki aynalarda avuntu bulamayan, bakışlarında kendini tanımayan, özlediğinde kendine varamayan, yüzünü yakmış bir hastayım. Gözbebeğinde tut beni. Ayıplamadan, tiksinmeden bakışının ışığından yüz ver bana. Tut ki resimli el ilanları asılmış bir kayıp çocuğum; duvar diplerine asılı umarsız bakışların kovduğu bir lüzumsuzum. Tut kolumdan, ardın sıra sürükle, yuvama götür. Tut ki mürekkebin hiç hatırını sormadığı yırtık bir kâğıt, kalemin hiç içmeyeceği unutulmuş bir sözüm. Aklında tut beni; diline dola, dudağına değdir, cümlede kullan, tut bir şiire kafiye eyle beni. Tut ki üzerindeki rakamları ciddiye alınmayan kalp parayım. Elinde tut, say beni, inci mercana sat beni. Işığa tut yüzümü; sahih kıl beni..
al birini vur ötekine partileri chp ve akp nin sidik yarışına dönen, anayasa değişikliği referandumunda, halkın verebileceği en güzel tepki olurdu bu. mealen, "biz türk milleti sizin yalanlarınızdan, seviyesizliğinizden, köseleye dönmüş suratlarınızdan bıktık, yeter alın anayasa tartışmalarınızı da gidin başımızdan. ey akp ne senin hazırladığın anayasayı istiyoruz ve ey chp ne de senin çıkmaz sokak bel altı muhalefetini" demiş olurduk. varsa bir iki tane aklı selim sahibi, şapkalarını önlerine alıp düşünürlerdi o zaman.
ankara ticaret odası (ato) tarafından yapılmış, Günlük gazete manşetlerinden oluşan bir tarih arşivi. 90 yıllık bir süreçte, genç türkiye cumhuriyetinin aştığı merhaleler, verilen ve unutulan sözler, yıkımlar, sevinçler, kaybettiklerimiz... hepsini bulmak mümkün. bugünü doğru analiz edebilmek için, geçmişin tozlu sayfalarında yapılması gereken kısa bir yolculuk. buyrun linki;
Ne yazık ki insanımız bu hastalığın önlemini alma konusunda pek başarılı olamadı. Tam tersine her gün bir unutkanlık hapı yutmuşcasına tarşhten ders alma refleksimiz köreldi. Bu nedenle toplum olarak hatalarımızı bir kısır döngü içinde tekrarlayarak bugünlere geldik.
Ve de Mustafa Kemal Atatürk ün işaret ettiği "çağdaş uygarlığa" bir türlü sıçrayamadık.
Ünlü yazar Bertolt Brecht'in şu sözleri tam da bu meseleyi ifade eder...
"Büyük sıçrayışları gerçekleştirmek isteyenler birkaç adım geri gitmek zorundadır. Bugün, yarına dünle beslenerek yol alır"
--spoiler--
inci sözlük yazarlarıyla yapılan bir mülakatta, "kendinizi 50 yıl sonra nerede görüyorsunuz" sorusuna, yazarların % 90 ının "iki arkadaşımla birlikte küvette" cevabı vermesinden mütevellit, nam ı diğer dedeler, inci nin ayrılmaz bir parçası olmuşlardır.
edit: kalan % 10 ise "ananın yanında zaaaaaaaaaa xdxd" şeklinde cevap vermiştir.
--spoiler--
Madde 35 - Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.
--spoiler--
türkiye de yaşanan darbelerin temel dayanağı olarak görülen ve son günlerde kaldırılması gündemde olan madde.
anlaşılan, gelen tepkiler sonucu muhabir, jerkoğlu ibaresini haberden kaldırmış. bu arada haberin yorumlarına bakınca inci sözlük ün buradan da kusur kalmadığını görmüş oluyoruz.
14 Temmuz 1942 tarihinde batan Türk hücum denizaltısı. 80 metre boyunda ve 52 mürettebat kapasiteli idi. Taşkızak Tersanesi nde inşa edilerek 1939 yılında hizmete girdi. Gövdesindeki 1,5 metre çapındaki delik nedeniyle, denizaltının, I. Dünya Savaşı ndan kalan bir mayına çarparak battığı görüşü hakimdir.
14 Temmuz 1942 günü, Donanma Komutanlığı ndan istenen gemi, yeni cihazların kontrolü maksadıyla saat 14:30 da Çanakkale Mortu Koyu nda, Binbaşı Sadi Gürcan komutasında dalmış ve bir daha su yüzüne çıkamamıştır. Geminin dönmeyişi üzerine deniz komutanı ile ihbar istasyonu komutanı tarafından 3 ve 5 no'lu motorlarla arama yapılmıştır.
Dalıştayken batan ve can kaybına neden olan ilk Türk denizaltısıdır. Denizcilik tarihine Atılay faciası olarak geçen bu olayda 38 denizci hayatını kaybetmiştir. Ölenler arasında, meşhur ses sanatçısı Hamiyet Yüceses in ilk eşi, astsubay Fethi Yüceses de bulunmaktadır. Kumanya almak üzere Nara Burnu ndan sahile çıkan Amasra lı Ahmet Bağdat adlı bir er, bu faciadan hayatta kalan tek kişi olmuştur.
Atılay la birlikte, benzer üç denizaltının isim babalığını Atatürk yapmıştı. Atatürk, zamanın başbakanı Celâl Bayar a 17 Ocak 1938 tarihli açıklama notunda şöyle diyordu:
"Yeni dört denizaltı gemimiz için bildirdiğimiz isimler şunlardır: Saldıray, Batıray, Atılay, Yıldıray. Bunların manalarını izaha bile hacet olmadığı kanaatındayım. Manaları; Türkçe olan bu kelimelerin kendisindedir."
Yollar seni gide gide usandım
Ayağıma diken battı gül sandım
Di yörü yörü de muhannet gelin
Ben de seni bir vefalı yar sandım
De gidinin kızı senden yar olmaz
Di yörü yörü de zalımın kızı
Esti acı poyraz ayırdı bizi
Di yörü yörü de muhannet gelin
Ok vurdun sineme yaram çok derin
Kırmızılar giymiş alınan oynar
Deste zülüflerin celinen oynar
Yar beni bırakmış el ilen oynar
Eliynen oynayan yari neyleyim
Di yörü yörü de zalımın kızı
Esti acı poyraz ayırdı bizi
Di yörü yörü de muhannet gelin
Ok vurdun sineme yaram çok derin