Yazarın metali müzikten saymayarak, Justin Bieber'ın bir ''Hi'' bile demediği kişilerden biri olduğunu düşünmeme sebep olan başlıktır. Metal dinleyen insanlar da tüm altyapısı bilgisayar ortamında yapılan, şarkıcının sesinin bilgisayarda değiştirildiği, içinde 8-10 kelime içeren şarkının 4-5 kişi tarafından yazıldığı, insanı derin düşüncelere götürmeyen, her duyguyu hissettirmeyen, içinde bir çok farklı tür bulundurmayan pop müziğe bayılmıyor.
Bütün metal dinleyenler, şarkı sözlerindeki sistemin köleliği düzenini reddeden anlayışı, bilgisayarda efektlendirilmemiş, sanatçının gerçek sesiyle, gerçek enstrümanıyla yaptığı müziği seviyor(80'ler ağırlıklı). Metali sevmeyebilirsiniz ama ciddi ciddi metal ve türlerini yok saymak MTV'nin desteğini esirgemediği sözde dünya yıldızı kişileri cebinden çıkartabilecek onlarca önemli isme saygısızlık olur. A Headbangers Journey belgeselinin son cümleleri de metali reddedip hissedemeyelere gelsin o zaman.
''Metali ya hissedersiniz ya hissetmezsiniz. Metal size o her şeyi ele geçiren güç hissini vermiyorsa, saçlarınızı diken diken etmiyorsa, bunları hiç anlamayabilirsiniz. Öyle olsun anlamayın. Çünkü etraftaki 40000 metal hayranına bakıyorum da, sizsiz de idare ediyoruz.''
...12. - Red City -
13. - Black John -
14. - Sadist -
15. - Peckinpah -
16. - Stalemate -
17. - Gravesend -
18. - 82 -
19. - The Uncanny Valley -
20. - Blue Smoke -
21. - Do Me A Favor -
22. - The Conflagration -
23. - The House of Gold and Bones -
Söylenen kişiye Abdurrahim Albayrak'ın Bordeaux maçındaki gol sevincine benzer bir mutluluk patlaması yaşatabilecek durumdur. Kişi bu esnada tuhaf sesler çıkarabilir.
74261700027 Slipknot grubunun kendi adlarını taşıyan albümlerindeki introdur ve bu sayı grubun ilk albümünün bandrol numarasıdır. Kıyafetlerinde de bu bandrolü görmek mümkün. Konserlerinin büyük çoğunluğunda sahneye 74261700027 ile çıkmışlardır. intro boyunca sürekli ''the whole think, i think, it's sick'' gibi bir söz tekrarlanıyor.
En büyük korkumuz hala yetersiz olmamız değil. En büyük korkumuz sanılanın ötesinde güçlü olmamız. Bizi en çok korkutan karanlık değil kendi ışığımız. Küçük adamı oynaman dünyanın işine yaramaz. Etrafındaki diğer insanların kendilerini güvende hissetmesi için sana yeterince ışık vermez. Bizler parıldamak zorunda olan çocuklarız. Bunu sadece bir kaçımız değil hepimiz yapmalıyız. Kendi ışığımızla etrafı aydınlatırken diğerlerini de bilinçsizce aynı şeye zorluyoruz ve kendi korkularımızdan kurtuluyoruz. Bizim varlığımız diğerlerini de özgür kılıyor. Sadece teşekkür etmek istedim coach. Hayatımı kurtardınız.