never say never
57 (self sufficient)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 0.90 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    zazalar

    24.
  1. Haksızlığa karşı duran onurlu halk. 82 anayasasına hayır demeyi bilen halk.
    1 ...
  2. zazalar kürt müdür sorunsalı

    20.
  3. Zazalar kürt değil olamaz da. Tarihleri farklı, kültürleri farklı, dilleri farklı, giyim kuşamları farklı.
    1 ...
  4. bir kıza güzel değilsin diyebilmek

    51.
  5. Kızın sizinle ancak bir daha görüşmesini istemiyorsanız yapacağınız şeydir.
    1 ...
  6. teknikhavaci

    16.
  7. "Boş teneke çok ses verir" sözünü doğrularcasına yazılar yazan yazar.
    2 ...
  8. yedinci nesil yazarların hafif saf olması

    18.
  9. "Bizim cemaatten olsun başka cemaatten olsun" sözüyle kendini ele veren bilmem kimin uşağı insanların açtığı başlık. Kendi de vaktiyle 5. nesil yazar olunca daha tecrübeli yazarlar tarafından küçük görülerek girdiği aşşağılık kompleksinden kurtulma çabası sonucu yazılan yazı.
    3 ...
  10. beyonce poposu

    13.
  11. Aynı popo bizim Türk kadınlarının yüzde yetmişinde mevcuttur. Lakin beyonce'un farkı onu iyi sallamasıdır.
    0 ...
  12. bir köy olarak istanbul

    5.
  13. Nevşehir'linin biri istanbul'a bir arkadaşını görmeye gider. Arkadaşına der ki ula şu karşı neresidir diye, orası bakırköy der arkadaşı. Peki şu ilerisi? orası da kadıköy. Ula demiş bizim nevşehir şehir oldu da koca istanbul hala köy.
    0 ...
  14. sollanırken gaza basan sürücü

    12.
  15. Kişilik sorunları yaşayan, kendini kanıtlayamamış insan tipidir. Sollandığında yenildiğini hisseder. Bunun teknik direktör versiyonu da "tavla bile oynasan yeneceksin" diyen Fatih Terim'dir.
    0 ...
  16. kendini prenses sanan kız

    46.
  17. Gerçeği, bir karış havada olan aklı başına gelince anlayacaktır. Ama o zaman da çok geç olacak ve atlar fareye, fayton da kabağa dönecektir.
    0 ...
  18. cep telefonlu ilk yıllar

    8.
  19. Kılıfındaki telefonu beline takanların düelloya çıkar gibi kollarını iki yana açıp yürüdüğü yıllar.
    1 ...
  20. tweety ye ulasamayan sylvester in cilesi

    19.
  21. Benzer durum Jerry'ye ulaşamayan Tom için de geçerlidir. Tom ve Sylvester yöntemleri farklı olmasına rağmen ikisi de amacına ulaşmak için türlü yollar denerler. Tom genelde diğer kedi arkadaşlarıyla işbirliği yapıp yardım alırken Sylvester Tweety'sine kavuşmak için türlü mekanizmalar icat eder. Ama ikisinin de kaderi Küçük Emrah'ınkinden farksızdır.
    0 ...
  22. imkansız aşk ve yasak aşk

    3.
  23. imkansız aşk diye birşey yoktur yasak aşk diye birşey vardır.
    0 ...
  24. kızıl saçlı beyaz tenli kız

    39.
  25. Sırf kızıl saçlı beyaz tenli olduğu için erkekleri kendine aşık eden kız tipi. Saçlar çakmaysa herkese yakışmayabilir.
    0 ...
  26. burger kingde ayın elemanı seçilmek

    1.
  27. Sabahtan akşama kadar hamburger kokusuna katlanmak zorunda olan çalışanlarını motive etmek için bedavadan dağıtılan başarı. Ayın elemanı yani en başarılısı kokuya en iyi dayanandır. Her ay başka bir eleman daha iyi dayanır o kokuya çünkü bir önceki ayın elemanı kokuya dayanacağım diye bitkin düşmüş ve bu ay muhtemelen son sıralardadır. Kendisini ayın elemanı seçildiği için çok başarılı gören bu zat muhtemelen ıv. Murat'ı da ilk üçe giremediği için başarısız bulmaktadır.
    1 ...
  28. değer verildiğinde götü kalkan insan tipi

    1.
  29. Önemsendiği zaman kendisini önemseyen insanı küçük görme eğiliminde olan insancık. Aslında toz kadar değersiz olmasına rağmen bir o kadar da hafif olduğundan azıcık üflediğinizde göğe doğru yükselir. Eğer bedeninden ayırma şansınız yoksa doğal olarak götü de onunla birlikte kalkacaktır. O artık o kadar yükseklerdedir ki siz bile ulaşamazsınız ona. Ama maalesef bu pirecik gün gelir yağan yağmura karışarak insanların üstünü kirletir.
    2 ...
  30. düğün

    44.
  31. Evlenen çiftler için unutulmayacak bir gece olmakla birlikte davetliler için aslında sıradan bir gecedir. Dışardan bakıldığında herkes eğlenir, gelinle damat çok mutludur. Ama gerçek bundan biraz farklıdır. Bunun en önemli sebeplerinden biri takı törenidir. insanlar daha düğüne gelmeden bunu düşünüp stres olurlar. Davetli davet edildiği için kendini gitmekle zorunlu hisseder ama aklında cebinden çıkacak paracıkların hesabını yapmaktadır. En kötü küçük altın alınır; daha aşağısı ayıp olur çünkü. Bir de düğünü yapılan kişinin yakınlık derecesi vardır tabi. Küçük mü taksak? yarım mı? yoksa büyük altın mı daha uygun olur soruları günler öncesinden kafaları kurcalamaya başlar. Karar vermek zor olmakla birlikte buna etki eden bazı etkenler vardır. Bunlar bir uçta cebin doluluğu diğer uçta düğün sahibinin yakınlığıdır. Bu iki uçtaki değişkenlerin etki derecesi alacağınız takının değerini belirler. Bu değerlendirme biraz subjektif olduğundan davetli ile düğün sahibinin vardığı sonuç doğal olarak farklı olabilir. Alacağınız takıya karar verdikten sonra şu soru kafanızı hep kurcalar. Acaba aldığım takı az mı geldi yoksa daha büyüğünü mü alsaydım? Bu sorular davetlinin kafasını meşgul ederken düğün sahibinin kafasından da şu muhtemel sorular geçer: acaba ne takacak? o kadar samimiyetimiz var. Bana vereceği değer ölçüsünde bişi takacak, ya da takacağı takının değeri bana verdiği önemin bir belirtisi olmalı.
    Derken o gece gelir ve takı takmak için o devlet dairesinde karşılaşacağınız türden uzun kuyruğa girersiniz. Bir yandan sıranızın yaklaşmasını beklemenin heyecanını yaşarken diğer yandan öteki davetlilerin neler taktığını hafif göz ucuyla takip edersiniz. Sizden az takanlar sizi mutlu ederken fazla takanlar moralinizi bozar, çünkü en değerlisini siz takmak istersiniz ( tabi kesenin çapı oranında). Ve o an gelir, önce gelin ve damatı tebrik edersiniz. Herkesin gözü üzerinizdedir ve fotocu fotografınızı çekmek üzere bekliyordur. işte herşeyin ortaya çıkacağı zaman, KÜÇÜK altını çıkarıp gelin veya damattan tanıdığınız kimse ona takarsınız. Diyelim damattır altını takacağınız kişi. Altını taktığınız o an vadır ya! gözgöze gelirsiniz bi an. Bakışlar herşeyi anlatmaya yeterdir aslında. Karşılıklı damatla aranızda sessiz bir konuşma geçmiştir bir tek sizin bildiğiniz başkalarının anlamadığı ve hiçbir zaman öğrenemeyeceği. Ve bu konuşma maalesef kelimelere de dökülmeyecektir hayatınızın hiçbir aşamasında. Kelimelere dökülmeyen bu konuşma eğer varsa sizin kendi düğününüzde nihayete erecektir. Bu sefer damat sizsinizdir. Ve intikam alma zamanı şu anki damat ve sizin düğününüzde davetli olacak arkadaşınızdadır. O KÜÇÜK altını göz ucuyla süzerken aklınızdan geçenleri arkadaşınız hiç merak etmeyin tahmin edecektir.
    1 ...
  32. babası yanlış bilinen ünlüler

    5.
  33. Nuri Alço aslında Emrah'ın gerçek babasıdır.
    9 ...
  34. mutfakta sevişmek

    8.
  35. Tüm yemekli fantezilerinizi yapmanın kolay bir çözümü. Akşam yatakta aklıma geldi bir bal dök yala fantezisi yapayım... Ohooo! hacı kim çıkacak şimdi yataktan, mutfağa gidecek, balı alıp gelecek. iyisi mi sereceksin yatağı mutfağın ortasına geceyarısı canın mı çekti uzat elini tereyağı, bal, reçel ne varsa herşey elinin altında hacı. Afiyetle yiyeceksin!!! Tadı da damağında kalır o gecenin...Yemek bitti ee sofrayı da kadın toplar artık di mi...
    0 ...
  36. ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler

    151.
  37. Şu an ne çalışsam kafam almıyor, biraz dinleneyim deyip uzanmak ve birtürlü ders çalışmak için uzandığı yerden tekrar doğrulamamak. Böylece akşamı p.ç etmek..
    0 ...
  38. 8 hafta yıkanmayan çorap

    11.
  39. Fırlattığında duvara yapışıp kalacak seviyede kirlenmiş çoraptır. Askerlerde çokça rastlanan bir durumdur. Ayrıca bayılan birine 8 hafta yıkanmamış bir çorabı birkaç saniye koklatın, şok etkisi yapıp hemen ayıltır. Bu faydasından dolayıdır ki ambulanslarda, ecza dolaplarında ve bilumum sağlık kuruluşlarında bulundurulması faydalı olacaktır.
    1 ...
  40. benim gördüğümü sen de gördün mü

    10.
  41. +Benim gördüğümü sen de gördün mü?
    -Evet gördüm.
    +Ne gördün peki?
    -Senin gördüğün şeyi işte.
    0 ...
  42. geldin mi sorusuna alternatif cevaplar

    35.
  43. Amaç karşıdakiyle iletişimi başlatmak olduğundan sorunun saçmalığına bakmadan her seferinde evet diye karşılık verdiğim bir sorudur. Bunun dışında verilecek tüm cevaplar espri gereği söylenmiş olup çok denenmiş cevaplar olduğundan kimsenin pek de tercih etmediği cevaplardır. Ama aşağıdaki karşılıklar belki denenebilir.

    1)
    A: Geldin mi?
    B: Geldim sayılır.
    A: Nası yani?
    B: Hala kapıdayım tam gelmiş sayılmam.

    2)
    A: Geldin mi?
    B: Geldim geldim. Ne yapıyorsun?
    A: Oturuyorum ben de. Televizyon izliyorum bi de.
    B: A ne var televizyonda?
    A: Reklamlar var işte?
    B: Ne yaptın bugün?
    A: Hiç ya. Senle yemek yedik. Bi de senle alışverişe gitmiştim. Peki sen nerden geliyorsun?
    B: Ben de senin istediğin ilaçları almaya gitmiştim.
    A: Aaaa! Ne aldın bakim?
    .
    .

    vb. bilumum saçma muhabbetler.
    0 ...
  44. toefl

    38.
  45. Test of English as a Foreign Language. Dünyanın her yerinde geçerliliği vardır. Eskiden paper based sonra computer based ve şu an sadece internet based olarak verilmektedir. Türkiye'de belli tarihlerde belli şehirlerde yapılan bir sınavdır. Internet based sınavı 120 puan üzerinden olup writing, reading, speaking ve listening konularını içererek ingilizcenin daha çok pratik yönünün öğrenilmesini amaçlamıştır.
    0 ...
  46. reddedildikten sonra kızla bütün bağları koparmak

    7.
  47. Reddedilmek bir anlamda giriştiğin bir mücadeleyi kaybetmektir. Ve kaybetmek tavlada bile olsa istenmeyen bir durumdur. Sen bir kere reddedilmiş ve maçı kaybetmişsindir, başarısız olmuşsundur ya da en azından sen öyle hissetmektesindir (kızın belki senden kaynaklanmayan başka nedenleri vardır???). Ama başarısızlığı kabullenemeyen insanoğlu bunu hep unutmaya ve başarılarını hatırlamaya meyillidir (Hiç size başarısızlıklarından bahseden birini gördünüz mü? gördüyseniz uzak durun zaten). Tabi bu kızı her seferinde görmek kaybettiğin o maçı hatırlatır her defasında. Unutmanın tek bir yolu vardır hatırlatıcı objeyi (bizim konumuzda söz konusu kız) görmemektir. Bu yüzdendir ki kızla tüm bağlar kopartılır, yaşanmışların üzerine kalın bir çizgi çekilir.
    2 ...
  48. postmodernizm

    51.
  49. "Postmodernizm" terimini ilk kez Federico de Onis modernizmin kendi içindeki muhafazakar bir gerileyişi ortaya koymak üzere ortaya atmıştır.
    Günümüzdeki anlamında ise tartışmayı başlatan Jean-François Lyotard'dır. Lyotard 1979 yılında çıkardığı Türkçe ismiyle "Postmodern Durum" isimli kitabında, ideolojilerin ve üst-yönetimlerin aslında sonuna gelindiğini iddia etmiştir. Marksizm, Hıristiyanlık ve Aydınlanma gibi insanlığın kurtuluşu üzerine kurulu olan söylemlerin meşruluk krizinden söz eden Lyotard, yeni bilgi çağıyla birlikte hem sosyal durumun hem de teknolojiyle birlikte üretim ilişkileri üzerine kurulu anlayışın sonuna gelindiğini savunmaktadır.
    1 ...
  50. rfid

    10.
  51. ingilizce "Radio Frequency Identification" kelimelerinin kısaltması olan RFID, radyo frekansı kullanılarak nesneleri takip etme sistemidir. RFID sisteminde ürün üzerine yerleştirilen bir etiket ve bu etiketi okumak için bir okuyucu bulunmaktadır. Ürün üzerine yerleştirilen etiketlerin okuyucu tarafından okunmasıyla tedarik zinciri yönetimi ile ilgili bilgiler otomatik olarak kaydedilebilir veya değiştirilebilir.
    0 ...
  52. oyun teorisi

    14.
  53. Von Neumann'ın 1928'deki makalesi ve daha sonra Norveçli iktisatçı Morgensten'le birlikte 1943'te yayımladıkları kitap, toplamı sıfır olan oyunlar meselesini büyük ölçüde çözüyor ama toplamı sıfır olmayan oyunları çözmüyordu. Bugün bildiğimiz anlamıyla oyun teorisi, aslında iki teoreme dayanır. Bunlar, von Neumann'ın 1928 tarihli minimum-maximum teoremi ile Nash'e Nobel kazandıran 1950 tarihli denge teoremi.
    0 ...
  54. adam smith

    46.
  55. Ekonomide liberalliği savunan kapitalizmin fikir babası olan iktisatçı. Adam Smith'e göre piyasada dengeler bozulunca "görünmez el" diye tabir ettiği mekanizma devreye girerek tekrar dengeleri kurar.
    Fikirlerini "Ulusların Zenginliği" (An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations) isimli eserinde açıklamıştır.
    Adam Smith fiyatı Reel fiyat ve Nominal fiyat olarak ikiye ayırmıştır. Ona göre reel fiyat malın elde edilmesinde yapılan masraflardır; emeğe bağlıdır; uzun dönemde tüm mallarda reel fiyat geçerlidir yani emeğe bağlıdır. Nominal fiyat ise kısa dönem içerisinde arz ile talep dengesinin değişmesinden veya piyasa koşullarının değişmesinden kaynalanan fiyattır.
    A.Smith parayı bir mübadele aracı olarak görmüştür. Üretim arttıkça mübadele edilecek daha fazla mal olacağından daha fazla paraya ihtiyaç duyulacaktır. Ona göre bir ülkenin fazla parasının olması servet artışı olduğunu göstermez; fazla para oluşu fiyatlar genel düzeyini arttırır.
    0 ...
  56. nizamülmülk

    28.
  57. Asıl adı, ibû Ali Hasan olan Nizamülmülk 1017 tarihinde Horasan’ın Tus şehrinde doğmuştur. Selçuklu devleti'nde başvezirlik yapan Nizamülmülk'ün en büyük eseri Siyasetname'dir. Nizamülmülk bu eserinde, hükümdarlara ve devlet adamlarına birçok örnekler vererek yol göstermekte ve devlet yönetiminin çeşitli yönlerini incelemektedir.
    Nizamülmülk, 1096 yılında Hasan Sabbah'ın fedaileri tarafından hançerlenerek öldürülmüştür. (bkz: Haşhaşiler)
    0 ...
  58. mata hari

    15.
  59. 1. Dünya Savaşı sırasında Almanlar adına casusluk yapan dansöz. H21 kod adıyla Paris'te uzun süre casusluk yapmıştır. Fransız, ingiliz, Rus subay ve devlet adamlarından topladığı çok gizli askerî bilgileri kızına yazılmış masum mektuplar halinde özel diplomatik kurye ile Paris'ten Almanlar'a ulaştırıyordu. Daha sonra Alman askeri merkezine gönderdiği telgraf yakalanır ve bunun gibi birkaç delil daha bulunarak idama mahkum edilir. 15 Ekim 1917'de infazı gerçekleştirilir.
    1 ...
  60. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük