Kızılay'ın neresinden tutarsanız elinizde kalır. En küçük şubesinden en tepeye kadar pisliğe batmış.
Kızılay'ın şubelerine o dönem hangi parti iktidarsa bütün adamlarını doldururlar yönetime. Mevcut yöneticilerden biliyorsunuz zaten.
En basitinden örnek vereyim. 4-5 sene öncesiydi bizzat şahit oldum, Ramazan kolisi hazırlanacak, Kızılay şube yönetiminde olan bir akpartili'nin marketinden tek tek ürünler alındı. Koli başına ortalama 200 liralık erzak alındı. (muhtemelen fiyatları şişirerek aldılar).
Dışarıdan koli alınarak bu erzaklar şube çalışanları tarafından kolilere dolduruldu. Sonra sanki hazır Ramazan kolisi almış gibi koli başına 500 TL olacak şekilde Kızılay merkeze fatura kestirildi.
Sonrasında Ak parti ilçe teşkilatından görevliler gelip o kolileri alarak mahallelere gidip dağıttı.
Halk kolilerin Ak parti tarafından dağıtıldığını zannederek onlara minnettar oldu.
Koli başına 300 TL de yönetimdekilerin cebine kaldı.
Bana baldızını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye bir laf mı var.. insanları eniştesine, baldızına, yengesine göre mi değerlendireceksiniz..
Öyle ise yüzlerce kötü akrabası olan ünlü ve siyasetçi buluruz.. birisinin yeğeni bir çuval esrar ile yakalanmıştı falan..arasak muhakkak bu başlığı açanın ailesinde de birileri çıkar..
isteyen dersim desin isteyen tunceli hiç önemli degil. bırakın olm yıl olmuş 2019 hala sehir isimlerine, milletin diline takılanlar var.. geliştirin lan biraz beyninizi
Amazon'da nasıl retail arbitrage yapılır eğitimini aylardır beklediğimiz, amazonda 2018 cirosu 65 milyon usd olan, özelden sorduğum her soruya yüksünmeden cevap veren, samimiyeti yapmacık olmayan koyu Galatasaray'lı mütevazi güzel insan.
An itibariylw twitterdan yürekli bir avukat gelmezse ve basın desteği alamazsa pasif direnişini gece 22:00 ‘da intihar ederek sonlandıracağını söyleyen doktor, hoca..
Konuya üsküdar üniversitesi dahilse bu noktaya gelmesi doğaldır! Ben öğrencileri olmaya çalışmıştım ama onlar eğitim vermeden para alarak buna mani oldular. Tam bir girdap gibi..
Umarım hoca derdine deva bulur da yaşamına son vermez..
sıkıldım artık bu aynı kadrolarla çeklien aynı tip komedi filmlerinden. reklamları bile irrite ediyor. absürt hareketler yapan karakter odaklı durum komedileri bitin artık. bıktım her sene selçuk aydemirin tüm dizi ve filmlerindeki aynı kadroyla film ve dizi yapmasından, bıktım şahan gökbakarın eski skeçlerinden gerizekalı bir karakter çıkarıp abuk sabuk hareketlerle komiklik yapmaya çalışmasından.
şu ülkede biraz da bizi şaşırtacak filmler çekilsin lütfen. çok mu zor oturup değişip bir konu bulup, değişik bir kurgu yaratmak. yok ama kolaya kaçıp, malum kitleye kalitesiz bişeyler satarak para kazanmak kolay. sanata dair hiç bir şey olmasın ceplerimiz dolsun kafası..
uşi antlaşmasıyla adalar geçici olarak italya'ya bırakılmış da sonra alınacakmış ama gitmiş kazanan devlet olarak lozanda vermişiz hepsini. Sanki komşuya çocuğu bırakıyor 1-2 saatliğine. Ama işte kesin italya falan kandırmıştır osmanlıyı. Bunların zihnyeti aynı, pelte olmuş beyinleri.. karakteri, ahlakı bozuk makarnacıların bir taraflarından tarih uydurmaları yeni değil, eski mesele..takılmışlar fesli bir delinin peşine.. hiç demiyor da uşi anlaşmasında neden Trablusgarp ve Bingazi'yi verdi acaba osmanlı.
En cok toprak kaybeden padisah kim diye sorunca da kekelerler, tarihi yanlış öğretiyolar derler.. işlerine gelmeyen tarih yanlış, işlerine gelen doğru.. sürekli bir dış mihrkalar edebiyatı.
Dolandırıcılığı bilinçli, sistematik ve kanunun açıklarını bilerek yapan yayın evidir. Kitapları beğenmezseniz gelip alıyoruz diyorlar fakat tüm aramalara rağmen gelmiyorlar. Cayma hakkını geçirmen için her şeyi yapıyorlar. Ben bizzat cayma hakkımı kullanmak istediğimi ve gelip kitapları almalarını istediğimi hem telefonda hem de mail ile ilettim. Buna rağmen gelen giden olmadı. Bunun üzerine tüketici hakem heyetine giderek dava açtım ve heyet kitaplar için ödeme yapılmamasını ve firmanın kitaları iade alması gerektiğine hükmetti. Bu karar kendilerine de iletilmiş olmasına rağmen, telefonda benim de kendilerine kararı söylemiş olmama rağmen ilamsız icra takibi başlatarak iş yerime maaş haczi gönderdiler. icra mahkemesinden daha açtım ancak mevcut feto süreci nedeniyle mahkemelerde hakim/savcı açığı olması, dosyaların birikmiş olması sebebiyle hakim dosyayı incelemeden reddetti. Şimdi tüketici mahkemesine dava açıyorum, sonuçlanması en az 1 yıl sürer.
Benim yaşadığım mağduriyet maddi ve karşılabilir bir tutar. insanların hayatlarını söndürüyorlar ve adalet maalesef sadece bir kadın ismi olarak kalmaya devam ediyor. insanları dolandır, haksız kazanç elde et nasıl olsa ceza falan almıyorsun. Kanunlar her zaman hırsızı, arsızı ve ahlaksızı koruyor bu ülkede. Bu ülkenin acil olarak reforma ihtiyacı var hem de her konuda. Sespa yayıncılık sahiplerinin bu kadar haram yemelerine rağmen halen güle oynaya ortalıkta geziyor olmaları ilahi adaletin de tecelli etmediğini gösteriyor.
yakılan 2 askerimizin haberinin yalan olduğunu söyleyerek suları bulandırmaya çalışıyorlar dün geceden beri. sizin laflarınıza ancak sizin gibiler inanır. ne güzel lan hayat size oh sorgulama hiç bişeyi, söylenen her şeyi kabul et.. rahatsınız
dün gece internet yavaşlayınca ve sosyal medyaya girilemez olunca kıllanıp yine bir bokları saklamaya çalışıyor bu namussuzlar diyerek vpn indirdim ve girdim yabancı haber sitelerine, sosyal medyaya.. ne var acaba ne saklıyorlar diye ararken buldum o haberi... neredeyse tüm dünya bu haberi konuşurken bizim kanallarda hiç bir şey yoktu. O askerlerimizi boyunlarunda zincir ateşin önünde görünce dayanamadım. Fotolar fotoshop olabilir diye videoyu aradım, her yerden kaldırılmıştı. Bir kaç yabancı haber portalını gezdikten sonra bir forumda videonun orjinal halini buldum. izlediğime izleyeceğime pişman oldun. O içler acısı görüntüler aklıma geldikçe içinde bir şeyler kopuyor. Günahsız gencecik insanlar bir kaç orospucocuğu siyasinin yüzünden diri diri yanarak ölüyor. Son 1 yılda verdiğimiz şehitler, bombalar ve üzerine bir de bu vahşet.. insanın aklını kaybetmesi işten bile değil. O çocukların aileleri o videoları izlerse, ya o cocukların yerinde biz olsakydık, ya bizim cocuklarımız olsalardı gibi binlerce düşünceler ile sabahı sabah ettim, uyku tutmadı. Analarının kuzuları yaban ellerde islamcı orospucocugu teröristlerce yakılırken bizim elimiz kolumuz bağlı. Basiretsiz hükümütimiz 10 aydır esir olarak tutulan Sefer Taş'ı yalnız bırakmış, dünya çapında dış siyasetimiz ile soytarı olmuşuz ve halen bir takım akepe aşığı beyinsiz çıkmış görüntü sahte, gerçek değil, haber yalan gibi uydurma bilgileriyle ortalığı sulandırmaya çalışıyor.
Hadi gemiciklere göz yumdunuz, hadi tapelere ve aykkabı kutularındaki paralara da göz yumdunuz, hadi diyemicem ama ensar vakfı tecavüzlerine de göz yumdunuz, fetö'yü develete soktuğunuzu kabul edip kandırıldık dediniz ona da göz yumdunuz ulan iki Türk askerinin cayır cayır yanmasına nasıl göz yumuyorsunuz be orospucocukları ! Bu nasıl bir karakterdir nasıl bir vicdandır ki halen o partiyi ve icraatlarını savunabiliyorsunuz.. Nasıl insanlarsınız lan siz.. tarih sizi vatan haini, alçak, namussuz, şerefsiz olarak yazacak.. kandırıldık diye kurtulamayacaksınız.. hepiniz alçaksınız, kendi yarattığınız bok çukurunda ölmenizi dilerim..
Pazarlama, nörobilim, psikoloji ve antropoloji arasında köprü kuran disiplinlerarası bir bilimdir. Özellikle tüketicilerin gerçek düşüncelerini, hislerini ve satın alma sürecindeki karar alma mekanizmalarının nasıl çalıştığını öğrenmeye çalışır ve bu yönde araştırmalar yapar.
Kelime, Latince aynı bilgilere sahip olduklarından dolayı kişiler arasında duyulan dayanışma anlamındaki "conscientia" kelimesi aracılığıyla Fransızca’ya conscience ( pyscologique) olarak geçer. En genel anlamıyla bilinç , insanın çevresini ve kendisini anlamasını sağlayan anlıksal süreçlerin toplamıdır.
Psikiyatr, bir uyku araştırmacısı ve de Nöro-psikoloji laboratuvarı yönetici olan J.Allan Hobson bilinç hakkında şöyle der ; Dış dünyadan ve vücutlarımızdan bize gelen verilerin çoğu, asla bilince girmezler. Pek çok girdiyi otomatik olarak işliyoruz ve saklanan veya atılan sayısız veri hakkında hiçbir bilinçli fikrimiz yok. Ancak bilinç, otomatikliğin ötesindedir ve bu konumu sayesinde, otomatikliği aşmamıza, bazen de olsa izin veren zihinsel niteliktir.
Bilinçlilik, bizlere bilinçaltı olayları anlama özgürlüğünü tanır. Edelman ve Tononi’nin ifadelerini dile getirmek gerekirse, “ hareket ve kavramaya ait alışkanlıklar gibi zihinsel aktivitenin bilinçaltı yönleri ve sözüm ona bilinçaltı anımsamalar, niyetler ve de beklentiler, bilinçli tecrübemizi biçimlendirmekte ve yönetmekte çok önemli bir rol oynarlar”
Nasıl bir kitapsa kac yüz yıldır bir türlü doğru anlaşılamamıştır. yüce bir yaratıcı nasıl olurda bu kadar karmaşık, bu kadar net olmayan bir kitap yazabilir. her şeye gücü yeten tanrının herkes tarafından aynı şekilde anlaşılabilecek, yoruma ve tartışmaya yermeyecek bir kitap yazmaya gücü ve bilgisi yetmemekte midir ?
Neden bütün kutsal kitaplar arap yarımadasına inmiş ? Neden kitaplardaki kıssalar ve hisseler birbirinin aynısı ? hiç oturup düşünmez mi insan bu kitapta neden hiç kutuplardan bahsetmez, neden dönemin en büyük sorunu olan köleliğe karşı hiç bir kural koymaz. Neden yüce yaratıcı kitapta devamlı insanları tehdit eder, bela okur ? bunlar insana özgü davranışlardır, tanrı nasıl olurda insan gibi sürekli hakaret eder, tehdit eder ve bela okur.
Azhab suresini okumaz mu çok bilmiş dinciler ? Azhab suresinde baştan sonra Muhammed'in ev hayatı ile ilgili konular mevcut. insanlığa gelmiş, evrensel bir kitap olan kuran-ı kerimde Muhammed'in ev hayatının işi ne ? Yok eve gelenlere erken kalkın, vakitlice kalkın peygamberiniz bunı söyleyemez ama allah razı olmaz, yok peygamberin eşleri ile perde arkasından görüşün.
Kuranda o kadar çok çelişki ve mantıksızlık var ki inanabilmek için gerçekten insanın aklını kullanamıyor olması gerekir.
Ateistlerin en büyük silahı Kuranın ta kendisidir. Kuranı okuyup anlayan ateist, anlamayan dindar olur..
müslüman algısına göre değişir.. müslümanlık hırsızlık, arsızlık, tecavüz, devleti soymak , devleti ele geçirip darbe yapmaya çalışmak ve buna yardım yataklık yapmaksa evet hepiniz müslümansınız.
