Özür diliyorum kendisinden. Açık oylayanların genelde profillerine bakarım kimdir, nasıl entryler girmiş falan diye. Tam o sırada yanlışlıkla donuza alınmıştır. Hemen donuzdan çıkarıp geri takipledim ama.
Mikrop birisi değilim yanlışlıkla oldu sorry.
Shoshanna ve Landa'nın Strudel yedikleri sahneyi aklımdan çıkaramıyorum. Garson nasıl koymuştu öyle kremayı milföyün üstüne. Ağzı sulanmayanın insanlığından şüphe duyarım. Uzaylı falandır.
Benim için sinema tarihinin en iyi yemek sahnesi.
Ah Tarantino ah, hep yapıyosun bunu ya hep...
Bu filmi bekliyorum bu ara. Amerika'nın en azılı seri katili olan Ted Bundy'nin hayatını anlatıyor. Baş rollerde Zac efron ve Lily Collins var. Bekliyoruz bakalım. Fragmanı yayınlandı.
Kesinlikle böyle zira kupkuru, çöl gibi kuru bir bisküvi. Güya krema dolgusu var. Peh! Sevilmez.
Bir paket Oreo denen gavur icadına verilecek para ile yerli ve milli 5 paket biskrem alınır. Biskrem candır, yanında çayla veya süt ile yenmesi evladır.
Bir Betty friedan kitabı. Yirminci yüzyılda kadınların neden bir türlü hayatlarından memnun olmadığı sorusuna cevap aramıştır. Friedan bu memnuniyetsizliğe "adı konmaya sorun" diyor. Ya da öyle bir şey. Kadın alışverişe gider, giyinir, süslenir, çocuklarını okula götürür ve gece eşinin yanına yattığında kendine "hepsi bu mu yani?" sorusunu sorar. Kadınlar bu memnuniyetsizliklerini dile getirince ya da belli davranışları ile gösterince de nevrotik bozukluk teşhisi konur genelde. Fakat ne alaka? Friedan buna şöyle bir cevap veriyor "kadınlık algısındaki geleneksel beklentiler kadının gerçek kimliğini maskeliyor". işte bu geleneksel nitelendirmeye "kadınlığın gizemi" diyor. Şöyle ki "kadınlığın gizemi" kadının entelektüel yeterliliği ve kimliği ile çatışabiliyor ve bu da kadınlarda kimlik krizlerine yol açabiliyor. Freud'a sorsanız buna penis kıskançlığı der. Bence alakası yok. Friedan'a göre de alakası yok zaten. Freud "erkek gibi davranan kadınların" masküleniteyi elde etmeye çalıştıklarını söyler fakat bana kalırsa bu tamamen kadını geleneksel kadınlık algısı ile algılayabilen bir görüştür. Friedan da tam aksine kadınların örneğin bir işe girerek kendilerini ev hanımı olarak gören geleneksel fikri redderek kendi kimliklerini aramakta olduklarını söyler.
Bana kalırsa da kadınlar entelektüel yeterlilikleri ve buna uygun işler ile kendilerini olabildiğince geliştirmelidir. Ki büyük ihtimal bu da ihtiyaçlar hiyerarşisinin son basamağı(kendini gerçekleştirme) olacaktır onlar için. Ben "kadınlığın gizemi"nin yol açtığı kimlik bunalımını tamamen bu ihtiyaçlar hiyerarşisine bağlıyorum. Sonuçta önceki basamakları kadın aşıyor, aşıyor fakat son bir basamak var ki -o da kendini gerçekleştirme- işte oraya geldiğinde toplumun ona biçtiği geleneksel roller ve tavırlar ile çakışıyor.
O yüzdennnn kadınlar, çalışın, okuyun! Bakmayın bu hırtlara!
Başrolümüzü canlandıran Jeff Bridges'ın attığı tweetine göre sadece birkaç ay sonra vizyonlarda olacak. Evet doğru duydunuz. En sevdiğim film diyebilirim ve bugün aldığım en iyi haber. Daha iyi bir haber alamazdım. Çok mutluyum sözlük!
Ayrıca Keşke dizisini yapsalar şunun da. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1798974/+
Bize ne sizin ne konuştuğunuzdan? Ya hu çok mu merak ediyoruz ilişkinizi? Kaldı ki özel hayatın gizliliği nerde kaldı? Ayrıca çok yapmacık, çok antipatik, çok çocukca. itici. Şaka değil gerçekten sosyal medyada bunu yapanlar var.
Sanıyorum içlerinde en sevdiğim bu. Bir tarafta zenginlik bir tarafta yoksulluk ve ölüm ikisine de eşit mesafeli duruyor. Anlamlı. Daha başka elbet yorumlanabilir hatta yanlış bile yorumlamış olabilirim ama benim gördüğüm bu. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1793214/+
Her canlının yavrusu çok tatlı oluyor. Köpekler de bunlara dahil. Ama onlar ayrı bir tatlı ya. Tombik tombik, tıknaz tıknaz masumcuklar. Havlamaları falan nasıl tatlı nasıl komik oluyor "ya şen büyüjen de köpek mi olcannn oyyy" hissi geliyor aniden.
Şüphesiz ki mecid mecidi. Nedenine gelecek olursam da ülkesinin renklerini çok güzel harmanlıyor diye düşünüyorum. Azeri, fars, Türkmen, Afgan mülteciler vs. mutlaka ama mutlaka iran'da yaşayan etnik grupların hepsini bir araya getiriyor filmlerinde. Üstelik çok da güzel yapıyor bunu. ince bir şekilde yapıyor ve her filminde "aman bunun da bu olayı sıktı ya" demiyorsunuz.
8 temel duygunun olduğunu ve diğer duyguların bu sekiz temel duygunun karışımından meydana geldiğini ileri sürmüştür. ben o duygu çemberini çok mantıklı buluyorum açıkcası.
kişinin bir tv programında yaşadığını düşündüğü bir psikiyatrik hastalık. filmi falan güzeldir ama izleyin. zaten jim carrey varsa...
(bkz: truman show)
kişinin bir tv programında yaşadığını düşündüğü bir psikiyatrik hastalık. filmi falan güzeldir ama izleyin. zaten jim carrey varsa...
(bkz: truman show)