bi kahvede maç izliyoruz galatasaray'ın avrupa maçı. tabii herkes olaylara adana ağzıyla tepki veriyor. mesela gol kaçınca; vay amuğagodomon bılızı seni topçu yapanı bilmem ne bilmem ne. neyse galatasaray ilk yarı kötü oynadı soyunma odasına mağlup gitti.
gerginlik hat safhada, millet takıma demediğini bırakmıyor. küfürler küfürler küfürler... ikinci yarı başladı değişen hiç bişey yok takım yine kötü oynuyor derken takım mağlup hemde bayağı bi mağlup. iyi mağlup yani. maç bitti ağabey herkes yine laflara başladı.
arka sırada bi dayı herkesin yüreğine su serpen müthiş bir laf söyledi:
gafanı yorma dezzoğlu biz istanbul'da bunların amına dıkarık dıkarık!
hangi mezhepten,tarikattan olursanız olun. insanın kulağını iki dörtlü dört dörtlü gibi ritmleriyle alıp götüren yeri geldiğinde coşturan yeri geldiğinde durduran -birçoğu- muhteşem eserlerdir. müziğin en sevdiğim yanlarından bir tanesi de bu işte kim olursan ol merak ettiriyor bu eser neden yazılmış kime yazılmış nasıl yazılmış öğretiyor. birleştiriyor. bu güzel coğrafya'da yaşanan aşkları, Allah aşkını, Muhammet aşkını Ali aşkını kutsal savaş adı verilerek değil müzikle anlatan, adının hakkını sonuna kadar veren deyişlerimizin öğrenilmesi ve öğretilmesi gereklidir efendim.
edebiyat kitaplarında bir cıllım değeri olmayan konular yerine pir sultan'lar, aşık daimiler, nesimiler'in(20.yy da yaşayan nesimi) öğretilmesi gereklidir. bunu öğrenmek için illa ki Bektaş-i, Alevi olmana gerek yok ben de böyle yapıyorum.
hele ki ustalarımız Arif Sağ, Erdal Erzincan, Erkan Oğur, Özlem Özdil, Cengiz Özkan gibi değerlerin mutlaka bilinmesi gerekir.
daha gün bitmeden gündemi değişen güzel ülkemin insanlarına seslenişimdir. uzun uzun olanları yazıp, yazının sonuna da beddua eklemeyi bende iyi bilirim ama bunu yapmak istemiyorum.
sabahında akşamında ölüm olan, yirmi dört saatin yirmi dördünde de siyasetçilerin birbirlerine ettikleri tehditleri izlediğimiz bir gündemimiz oldu.
Hangi sorunu çözüyoruz? Mesela siyasetçiler sürekli kendi iktidarlarını savunuyorlar ama kadına şiddet çözüldü mü? Asgari ücret diye yanım yanım yanan halkımın olanlar umrunda mı? Yeter ki maaşımız artsın bize hükumet fark etmez mantığınız bizi bu hallere düşürmedi mi? 1 ABD dolarının 3 lira olduğunu bilmem kaç yetişkin hatırlıyor. Yani zengin daha zengin fakir daha fakir demek oluyor bu. 1 ABD dolarının şu an ki enflasyona göre 1.2 olduğu yıllar da dönemin başbakanına gazeteler hakaretler savuruyordu, hadi şimdi yine yapsınlar yapabilirler mi? Bağımsız gazete kaldı mı gençler?
konuyu gazeteye getiriyorum ki bu sabah yapılanı da hatırlayasınız diye. yazıyı yarıda bırakıyorum geri kalanını siz tamamlarsınız zaten.
ama şunu çok içten soruyorum hacı şimdi ne olacak? Bilen varsa bize de söylesin.
kendimi bildim bileli hep borcun harcın içinde, nadiren birinci, ikinci. yıllardır üçüncü. hep b sınıfı oyuncular alıp taraftarları umutlandıran bir anlayış. Avrupa maçlarına iyi başlayıp aynı yerde tökezlemesi, başarısız olması vs. bu liste uzar gider.
olaya objektif bakmanın zamanıdır. galatasaray Allah var buralara gelmeyi hak etti ama sen git kümeye oynayan takımlarla berabere kal sonra 4. yıldızın peşinde koş, diktatör başkanımızın payıyla her yıl sona kadar gelip şampiyonluğu başkalarına veriyoruz.
Galatasaray'ı şimdiden tebrik ederim, 4. yıldızları hayırlı olsun.
cevabını mühendislerden beklediğim sorudur. bu bir merak mıdır? yoksa bir heves mi? mühendisliğe merak salmış kardeşinize ne gibi önerilerde bulunursunuz?
sadece tek bir örnek vereceğim. osmanlı stadında istiklal marşına kadar sadece karşı tribün kısmen doluydu. maçın 10. dakikasına kadar ne olduysa insanlar bir anda akın etti. hangi sistemde vardır lan 10 dakikada stad doldurmak. biletli sayısıyla maçı izleyen kişi sayısında ki uçuruma baksanıza. istediğiniz kadar adana demirsporun üzerine oynayın. bu takım bu sene süper lige çıkacak!
mega başkanımız recep bey'in bir çıkışı üzerine açtığım başlıktır.
"saray itibardır" demişti zamanında şair.
peki kardeşlerim, aramızda sarayda yaşayan var mı? yüzde doksan dokuz virgül yüzümüz sarayda yaşamıyoruz. o zaman başkanın tabirine göre Türkiye'de yaşayan herkes itibarsızdır. bir aylık elektrik faturası 1 milyon civarı olan saray prensine o parayı kim veriyor? nereden buluyor? cevap: bizim verdiğimiz vergiler. annemizin babamızın alın teriyle kazandıkları paradan alınan vergiler sevgili genç yazarlar. asgari ücretin açlık sınırdan az olduğu ülkenin cumhurbaşbakanı çıkıp bunu söyleyebiliyor.
Peygamberimiz, yaşadığı yerlerde bulunan yoksul insanların olduğunu bildiği için aşırılara kaçmamıştır. hatta insanlara aşırıya kaçmamalarını tavsiye etmiştir.
o zaman başkanın tabirine göre hazreti Muhammed'de itibarsızdır.
benimsedikleri değerler bakımından kısa sürede çarşı ile dostluk yapmış tribün grubudur. değil Türkiye'nin Dünya'nın bile takdiri kazanmış bir tribün grubudur. bu grubu tanımayan birisi çok çabuk "cahil" tespiti koyabilir. bu aslında kendisinin cahilliğidir.
süper ligde olmayı en çok hak eden taraftarlardır. bu övgüleri TRT den duymak ister iseniz: