bir şehit annesinin, duyanların içini titretip gözlerinden yaşlar akıtan söylemi.
bildiği tek dil şiddet olan, asalak bir hücre yığınından ibaret kabul edilen, insan görünümlü hayvanın beğenmediği hücresinde kıç atarak şımarıklık yaparken, oğlunu en güzel çağında kara toprağa veren ananın feryadıdır.
7 şehit verdik, 7 ana kuzusunu ''vatan sağolsun'' diye toprağın altına gömdük.
bir arkadaşım tavsiyesi üzerine dinlediğim ve sonrasında ağladığım muthiş beste.
önüme gelen herkese ''delicesine'' dinlemeleri konusunda rahatlıkla baskı yapabileceğim ve hatta yaptığım eser.
eleştirmeyi öyle çok seviyoruz ki, bardağın boş kısmını ele alarak sadece olumsuz yükleniyoruz.
çünkü eleştirmek çok kolaydır ve bir sorumluluğu yoktur.
fakat eleştiri yapmak birikim, bilgi ve bakış açısı zenginliği gerektirir.
evet evet bakış açısı zenginliği.
yazınızı okumadan, yaptığınız işi incelemeden, ortaya çıkardığınız hede'nin nedenine niçinine bakmadan ( artık neyse o eleştirilen şey )hemen taarruza geçiyoruz, kişi kendini savaşta hissediyor sanki !
öyle bi saldırı mekanizması oluşturmuş ki siz ne yapmış olursanız olun, ne yazmış olursanız olun 'O' hep olumsuz yönünü ele alacaktır, hep sinir bozucu cümleler kuracak şevkinizi kıracak, hevesinizi bir güzel kursağınızda bırakacaktır.
hakikaten var böyle insanlar ! sırf eleştirmek için eleştirenlerimiz var.
yok mu? hadii yapmayın lütfen, ben varolduklarına inanıyorum.
eleştirmek ile eleştiri yapmak arasındaki ince çizgiye dikkat arkadaşlar.
herkes iyi yada kötü eleştirebilir, ama herkes eleştiri ya-pa-maaazz !
bu eleştiri yapamayanlar , çatlak ses gibidirler.
hemen kendilerini belli ederler, dikkate almazsınız ve rahatsız edici olduğunu gerçeğini de yok sayamazsınız.
bir örnek biliyorum konuyla ilişkili ;
Mesela, cerrah ile katilin ellerinde kesici aletler bulunur.Cerrah kesme işlemiyle hastaya hayat verirken katil insan hayatına son verir.Cerrah iyi , katil kötü bir iş yapmış olur.Biz de eleştirileri yaparken bu ayrıma dikkat edersek eleştirirken daha az hata yapmış oluruz.
Yalan; gerçek dışı gerçek olmayan, olamayan, aslından farklı, kimi zaman teselli, çoğu zaman hep varolan.
Öyle ki bazı anlar varlıgına ihtiyaç duydugumuz duymaktan hoşlandıgımız.
Her anımızın eksilmez bir parçası gibi tüm hayatımızı avuçlarına arasında tutuyor.
Farkında olanınız var mı?
Farkında olmak isteyen var mı?
Aşık olur yalan söylersiniz, arkadaşınız için yalan söylersiniz, üzülmesine kıyamaz yalan söylersiniz, anı kurtarmak için yalan söylersiniz, yalan söylememek için yine söylersiniz.
Mutlu etmek için yalan söylersiniz, bazen de mutlu olmak için sadece söylenen yalanları dinlersiniz...
Sonra gerçekler bir bir yüzümüze çarptıgında öncesinde öfke devamında mutsuz oldugumuz salıncakta sallanmaya başlar; keşke sözcüğünü dilimize dolayıp ''keşke yalan olarak kalsaydı'' diye sızlanırsınız.
Dinlediğiniz yalanlar yasadığınız gerçeklerin kıyısından geçip hayatınızın tam ortasından size el sallarken, yapabildiğiniz tek şey ana tanık olmakla sınırlı kalır.
Herşeyde biraz sen varsın dedirtse de gerçeklerle bir araya gelmek zaman almıyor.
Gördüğünüz herşeyden süphe duyar bir haldeyken duyduklarınızın bir süre sonra gerçeğe dönüşeceği korkusuyla beklersiniz.
Çünkü gerçekler acıdır !
Herşeyde biraz sen varsın tatlısın ama vadesi dolmuş yiyecek gibi damarlarımda dolaşan zehirden çok farksızsın.
Gerçek nerde gizli?
Sorunun cevabı kalbimin bilinmeyen bahçelerinde saklı...gerçekler kimin umrunda ki?
hayatı tv'de gördüklerinden ibaret olduğunu düşünen hırslı ama gerizekalı kızımızdır.
zira her şeyin bedeli olduğunu henüz saptayamamıştır.
bu kızlarımızın geneli ünlü değil orospu oluyorlar daha çok afedersiniz.
sonra hem ünlü hem orospu oluyorlar.
çok fonksiyonlu hatun bunlar.*
öyle bir yaş yoktur ki.
evliliği yaşam standardı olarak görmeyin derim.
bir zorunluluk bir gereklilik, olması gereken değildir evlilik.
olması muhtemel olandır.birini hayatınıza alıyorsunuz, sorumluluk alıp hayatınızın geri kalan kısmını tümüyle etkileyecek bir karar veriyorsunuz.
herkes evlenmek zorunda değil, kişi nasıl mutlu ise o şekilde yön vermeli hayatına etraftakilere kulak asmadan.
dost acı söyler demi$ atalarımız.
bende bir bayan olarak evet, türk kızlarının genelinin kısa olduğu görüşündeyim.
her 5 bayandan biri 1,70 ve üzeri olabilir bile diyemiyorum.
1,60 genel boy ortalamamız.
lakin bunu hakaret olarak algılayıp ,bende bir bayan olduğum halde evet kısayız diyebiliyorken diğer yazar arkada$ların seri eksilemesine bir anlam veremedim efendim.
zira hakaret yok, suçlama yok, a$ağılama yada ele$tiri yok.
bu bir istatistik, genelleme.
a benim canim, a benim kompleksli cinsda$ım kısasın i$te. bu senin asla ve kat-a deği$tiremeyeceğin acı bir gerçek.
sendeki 1,60 boy selvi boylum mu deseydim !
bunu idrak edememi$ arkada$lara ithaf ediyorum bu ba$lığı.
körü körüne savunduğunuz hedeleri her yönüyle ele alın.
öyle yok ben bayanım ben feministim, yanlı$ta olsa her boku savunurum mantığı ile zerre ilerleyemezsiniz haberiniz ola.
not: sizin gibi özgüven sorunu ya$ayan hatunlar yüzünden hepimizin adı sayenizde kompleksliye çıkıyor.
bir tela$la kocanızı yada karınızı üstünüzden itmenize sebebiyet veren zaman dilimi.
eğer baskını düzenleyen çocuk, arsızca sırıtıyorsa ne yaparsanız yapın durumu asla ve kat-a kurtaramayacağınızın i$aretidir.
kapıyı vurmadan içeri girdiği için pardon pardon daldığı için ağzının tam ortasına yapıştırılasıdır.
sigara, aklımıza hayalimize gelemeyecek kadar birçok hastalığın davetçisidir.
sigara kullanan kişiler her nefeste kendilerini biraz daha ölüme yaklaştırırlar, kanser olma ihtimallerinden bahsetmiyorum bile.
sigara içenlerin salak olma ihtimali bence % milyonun üstünde seyrediyor, insan kendini bile bile ölüme iteler mi aklım almıyor !
şeker değil o elindeki canim benim, zehir.
bildiğin zehir yav! her içişinde daha hastalıklı biri haline getiriyor seni sen farkedemiyor musun bunu,anlayamıyor musun annesinin kuzusu !??
uçurumun kenarında olsan bile sırf hayat gıcıklık olsun diye gülümse.
bu söz benim çok hoşuma gidiyor, zaten kötü olay yoktur, 'herşeyi kötüye yoran kişiler vardır' mantığını savunan garip bir insanım.
bir düşünün.
kimseyi tanımadığınız bir kalabalığın içinde size gülümseyerek bakan bir çift göz sizi tüm sıcaklığıyla sarıverir.
tebessümünün sıcaklığı içinizi ısıtır.bir anda kendisinin melek olduğunu düşündürtür gülümseyerek sizi saran bakışların sahibi.
gülümsemek bulaşıcıdır, ama yok değil siz gülümseyince başını çeviren tipler de.
aman onlara zaten bulaşmasın virüs,virüsü de üzer bu tipler!
göz kapaklarınızın yavaş yavaş aşağı dogru inen bir perde misali,süzülmesiyle biriikte esnemenize sebep olabilecek dürtü.
uykuda düzeni esas alıyorsanız,hergun aynı saatte buluşup yatağa gömülmeniz kuvvetle ihtimal.
son zamanlarda sol framedeki konu başlıklarına bakıldıgı takdirde bana hak vereceğinize emin oldugum bir hede.
keza senin anan da,koynundaki sevgilin de nihayetinde türk!
türk kızlarını begenmiyorsun anladıkta,bu kadar yerip aşağılamanın manası ne bre edepsiz.
bir türk erkeği olarak ancak bu kadar mal olunabilir.
şimdi mal dedim ya,savunmaya geçersiniz siz şimdi ee kimse yogurduna ekşi demez azizim !
eminim yoldan çevirme yapsak her 5 kişiden 1'i bu gerizekalıları temsil ediyordur.
etrafındaki herkes tarafından kıskanıldığını sanan ve kendince triplere giren çok rastladıgımız vakadır.