ev gibisi yok. dışarıda iftar yapmak işkence. çoğu yer kalabalık bu nedenle müessese sahipleri özentisiz. sürümden kazanmak mantığı hakim. ortaköy polisevi bu konuda ilk sıralardadır.
kış dönemi daha ölümlü ve ağır kazalar olurken sıcaklıkların artmasıyla kaza sayısında bir artar ancak daha çok maddi hasarlı veya yaranma oranlarının arttığı gözlenmektedir. bu durumun sıcaktan beyin uyuşmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. gözleme dayalı bir entry dir.
girişte simone weil'in ''kaba kuvvetle ilişkiye maruz bıraklan her şey alçalır. darbeyi indiren de darbeyi yiyende aynı kirlenmeyi yaşar.'' sözü ne kadar da doğru.
araba ile gelirken gazı çıkmıştır rahatlamıştır. acemi anne baba savunmaya geçer sürekli ağlıyordu şimdi kapıdan girerken sustu diye. merak buyurmayınız çok sık karşılaşılan bir durumdur.
birçok insanın içinde bulunduğu durum. ama sonuçta adı üstünde iş yani asıl amaç para kazanmak biraz daha iyimser düşünceyle insanlığa faydalı olmakta eklenebilir buna.bir de daha kötüsü evinde mutlu olmamak. daha da kötüsünde evinde işinde kısaca hiç bir yerde mutlu olmamak var. işte onun adı depresyon.
çok daha kötü üzücü olaylar görülmüş olmasına rağmen düşünüyorumda görüntüsünü bu kadar net hatırladığım yok. önceki entrylere bakılırsa bir çok kişi için öyle. neden ama kadın yaşıyor o olaydan sonra kilo bile aldı. ee bize ne oluyor da biz bu kadar kötü etkilenmişiz.
ne kadar yoğun bir ay herkes bu ay doğmuş ya da bu ay sözleniyor,evleniyor vs. bence mayıs ayı tüm çalışanlara tatil edilmeli yoksa yetişmek mümkün değil.