çok var bunlardan. çek cumhuriyeti'ni falan seçiyorlar. hem ucuz hem de pornolarıyla meşhur diye. kaldıkları yurt-apart odasından ara sıra çıkıp bir bara gidiyorlar. biralarını içtikten sonra oynaşan çek güzelleri hafızalarına kazıyıp kaldıkları yere dönüyorlar. sonrasında hafızalarına kazıdıkları görüntülerle 31 çekiyorlar.
çayın demlenmesi için birinin çayı ve suyu çaydanlığa koyması gerek, o zaman edilgendir. ama bu haliyle demlenmiş olmuyor bekleyip tavını alması gerekiyor, o zaman etkendir. ama birinin bu işleri de yapması lazım, ama o birinin yaptığı işlemler yetersiz, çayın da kendini oluşturması gerek...
toplum tarafından,benimsenerek takdir edilme ihtiyacını gerçek hayatta gideremeyen kişilerin;sosyal paylaşım ağlarında,güçlü bir karakter ortaya koymak adına sergiledikleri tavırların bir neticesi olarak ortaya çıkan durum.
oğlum vallahi bunlar deli lan. yakalasam ol orta çarpacam sigortası falan da yoktur ibnenin. 1.4 yada 1.6 konserve kadar motordan horlama gibi çıkan sesi bastırmak için borozan gibi zımbırtı takmaya gerek var mı? neymiş efendim abaaaarrt egzoooooz. empati kur lan o kendini arabanın yerine koy. o egsozu senin götüne soksalar ki bunu hak ediyorsun, hoşuna gider mi?
işçi karıncaların ömrünün 45-60 gün, ağustos böceklerinin ömrünün ise 2-17 yıl olduğunu; bundan mütevellit yazın çalışan karıncanın, ağustos böceğine ders vermesinin imkansız olduğunu öğrendiğim an. bir de ömrünü saz çalarak geçirdiğini zannettiğim ağustos böceğinin yaşam mücadelesini öğrendiğim an var ki ne siz sorun ne de ben anlatayım.
her konuda tartışıp birbirimize muhalif olabiliriz.ölümüne eleştirebiliriz.ama bazı konuların sağcısı solcusu otu boku vs. olmamalı.böyle konulardır bunlar.şu sıralar en başta gelen konularımız :
- Çevrecilik
-Terör sorunu
herkesin çay istediği bir ortamda kendinizi sürünün dışında tutmamak için psikolojik mecburiyetten, istemediği halde çay istemek durumunda kalma hadisesi...
- ne alırdık arkadaşlar?
- çay, çay, çay, çay, çay, çay
- sen arkadaşım? (--çay isteyeceğin belli, ayak yapma! ucuzcu pezevenk seni!-- tarzı soruş şekli)
- eee ben de bi çay alayım ama açık olsun (çay istiyorum ama beğenilerim ve tercihlerim de var, diğerleri gibi mal değilim)
peygamberler hakkında ölü demek pek doğru değildir. çünkü kuran'da şehitler için bile onlara ölü denilmemesi zikredilmiştir. peygamberlik gibi şehitlikten daha yüksek bir mertebedeki insanlara da ölü demek doğru değildir. ayrıca "benim için yapılan her salavat bana ulaşır" gibi bir hadis vardır buna da dayanarak peygamberler hakkında ölü denmemesi gerektiği öngörülebilir. tabii bunlar iman edenler için geçerlidir.
fotoğrafın altında arkadaşlarınızla geyik yaparken bi anda araya ciddi bi şekilde girer ve soğuk duş etkisi yaratır. kelimelerin yazımına itina gösterilir, bi anda o içki içip sapıtan adam yok olur ve yerine küçüklerini seven büyüklerini sayan, her bayram mutlaka arayan, sempatik gülüşlü (ehiehi) adam gelir.
mahmut: olm bu ne amk koptum lan
tuncer: puahahah nerde çekildin olum bu fotoyu asdlkjasdkla
nereburalan: lan hatırlamıon mu rakı balık yaparken çektik ya bunu..
harun Yılmaz: nereburalancığım tebrik ediyorum mezun oluyormuşsun. başarılarının devamını dilerim. teyzenin de çok selamı var. seni çok seviyoruz.
nereburalan: çok teşekkür ederim harun amca. gelince size mutlaka uğrarım. teyzeme da selam söyleyin. ellerinizden öperim.
.
.
artık hiç bi yorum yapılamaz oraya. öldü, resmen öldü fotoğraf..
acıların en büyüğüdür. düşünün ki bi yere gideceksiniz, yarı yolda kalıyorsunuz hareketsiz, küt diye devriliyorsunuz.
aslında bu bir arkadaşımın hadi langırt oynayalım dediğimizde yok ben son enerjimi eve dönmek için kullanacam demesi ile ortaya çıktı. öncelikle bir ayı olmayı kabullenelim, çok da korkulacak birşey yok, sevimli hepsi. ama duracell ayısına bakarsanız onun daha bi parlak, işte ne bilim kaliteli çamaşır suyu ile yıkanmış, kendine güvenen, atletik falan olduğunu farkedebiliyoruz. aslında hepimiz duracell ayısı olmak istiyoruz. ama yok işte olmuyor, zaten sigara içen biri olarak diğer ayı olmaya mahkum olmuşum. hani tamam kendime çeki düzen vereyim, en azından enerjim o kadar olmasada görünüşüm duracell ayısı gibi olsun istiyorum, ama o da olmuyor.. nedeni de duracell ayısının objektiflerde olması. istediğin kadar onun gibi görün, o gözükecek ekranda, başarıya o ulaşacak, ipi o göğüsleyecek. amacımız duracell ayısı olmak ama pek çoğumuz ancak diğer ayılardan biri olabiliyoruz.
şu yarı yolda küt diye devrilme olayına çok gülüyorum ama. madem hepimiz diğer ayılarız dünyayı bu şekilde bi hayal edelim: sevişen bir çift geldi aklıma, tam tavşanlar gibi (duracell tavşanı da var ne ilginç) hoplaşırken, bi tanesinin enerjisi bitiyo, küt diye yana devriliyo, müjgan de böyle mi faydalansam acaba diye düşünüp allah cezanı versin tuncay burda bitmemeliydi derken yanına devriliveriyo. sonra içeri kızın babası devran bey giriyo, o da ne içerde kızı yerde hareketsiz, çıplak ve yan bi şekilde yerde, hemen yanında boş gözlerle hareketsiz ona bakan tuncay. devran usta (mesleği gereği usta dedim) hemen içeri gidip baba yadigarı emaneti kapacak yanlarına gidip tuncayın iki gözünün arasına nişan alırken küt diye yanlarına devrilecek, hadi bakalım size ilginç bir tablo oluştu, nagehan teyze de gelip görürse şenlik olacak iyice.
son olarakta güzel bi benzetme verilebilir aslında: avrasya maratonu. işte orda duracell ayısı olmak lazım. böle parlaya parlaya, kendine güvenerek, hep aynı ritimde en önde gitmek. binlerce kişi koşmaya başlıcak birisi en öne geçecek diğerleri sırayla küt küt diye devrilecek. köprü üstündeyken aşağı düşenler falan olucak. köprü trafiğe daha fazla kapanacak, köprü kapalı deyip vapura gideceksiniz tam kapıdan girerken küt, kaçtı vapur. ne saçma oldu be..
istanbul cinayet büro amirliğinde görevli iken Hendek-Barikat operasyonlarında görev almak için Şırnak iline gönüllü olarak giden Polis Memuru Mehdi Uzun; yine kendi isteği ile tayini Şırnak iline çıkartmış; istanbul a ilişik kesmeye gittiğinde bir arkadaşına misafir olmak için girdiği binada şüpheli bir şahsa kimlik sormasi üzerine bıçaklı saldırıya uğrayıp hayatını kaybetmiştir. Ve ne yazik ki böyle bir kahraman vatan evladı SGK tarafından şehit sayılmamıştır.
evde ya da sokakta yürürken yumuşak, canını acıtmayacak biçimde düşen 2-4 yaş arası çocuğun, ebeveyninin tepkisine bağlı olarak bir şey olmamış gibi davranma ya kıyameti koparma konusunda yaşadığı duraksama, kararsızlık.