şeytanla cebelleşir her daim. bazen sabahları kalkamaz, bazen yatsıda uyku ağır basar. ibne şeytan hepsi onun oyunu. ama bir gün o iblise karşı da galebe çalacaktır bu gencimiz.
bu araca her durakta "daha da yolcu binemez herhalde." denilmesine rağmen her durakta inen sayısından daha fazla sayıda yolcu binmektedir. bu araçlarda sınır yok. çok büyük teknolojidir. bunun da başka açıklaması yok.
ilginç ve üzerinde durulması gereken bir kampanya. destek de verilmesi gerekiyor. ayrıca ilgilenenler olursa diye;
"adim samuel, 25 yasim.ilginç, enteresan bi fizige sahibim..hemcinsime ilgim yok, karsi cinsime de ilgim yok, hiçbi cinsime benim ilgim yok..küba göçmeniyim.çok iyi salsa, latino, rumba, samba, cha cha yaparim..insaniyim, humanistim..benimlen iliski kuracak insani tanimak isterim.o yüzden mutlaka karsi karsiya gelmeliyiz..cinsel olarak zayif yaradilisliyim.önemli degil, hersey mi canim sex..benimle insani olarak muhattap olmayin.ben karsimdakiylen iletisim kurmam.gözlerimden anlamasini isterim.bakistimmi olay bitmistir benim için..anne baba çok önemli, bilgisayar sart.yabanci dil ilk tercihim..kalbimin çiçegini kübadan getirdim, almazmisin?? adim samuel 25 yasim."
kendilerine ait bir formatı olan internet sitesidir inci sözlük. amaç sadece bilgi olsaydı eğer, kullanıcıları bu tarz bilgi veren sitelere, sözlüklere girerlerdi. sadece küfür ediyorlar diye hor görmemek lazım. küfür mü ediyorlar? etsinler a.q ne olacak. ayrıca adamlar her yeni başlıkta küfürün ayrı bir tanımını da yapıyorlar, bu konuda çığır açıp bilgi veriyorlar. daha ne olsun...
resmi, yazılı bir belgeye de dayana bilir. buna da sevgili muvafakatnamesi denilir. şekil şartı aranmasa da hukuksal açıdan herhangi bir karışıklığa sebebiyet vermemesi için noterlikçe onaylı yazılı belge düzenlenmesinde fayda vardır. sonra yok ben duymadım, yok ben bilmiyordum diyenin vay haline...
her sabah işe giderkene alisamiyen'in önünden geçiyorum ve baktığım zaman türk telekom arena kombinesi almak için bekleyen 3-5 kişi görüyorum ve şaşırıyorum "ulan hala kombine kuyruğunda bekleyen adam var" diye. bense çoktan vazgeçmiştim o kombineyi almaktan. demekki aşk dedikleri şey böyle birşeymiş de bizde eksikmiş.
yahşi batı ile ejder kapanı arasında muallakta kalıp, son anda ejder kapanında karar kıldım. aslında sözlükte yapılan yorumlardan da etkilenmiştim bu tercihi yaparken ama filmin sonunda tercihin yanlış olmadığını anladım. çok da keyif aldım filmden. başarılı, güzel film olmuş. bu arada kenan imirzalıoğlu da her filminde, dizisinde ölüyor deli yürekten itibaren. sanırım ezel'de de ölecek. yapmayın kardeş...
şahsım adına dağ.komd.okl.ve eğt.mrk.k.liği eğirdir isparta şeklinde sonuçlanmış sınav. çok iyi şeyler söylenmiyor eğirdir hakkında ama bir şekilde bitecek. herkese şimdiden hayırlı teskereler.
ilk yarısında, 5-1 gibi bir skorla, st istanbulls olarak önde olduğumuz maçtı. nasıl oldu da maç bu şekilde bitti anlayamadım. başkanın acilen takıma kondisyon yüklemesi gerekiyor. bu lig böyle bitmez.
esbpl örnek alınarak free maçlar yapılıp henüz bir takımda kendisine yer edinememiş arkadaşlar, kadrolarında eksik bulunan takımlara yerleşebilirler. bunun için hali hazırda kurulan takımlara karşı karma maçlar düzenlenebilinir ve takım kurmaya niyetli kaptanların da bu maçları seyredip eksikliklerine göre transfer teklifleri yapabilirler. yani esbpl'de olay bu şekilde cereyan edilmekte. şartlar olgunlaşması ve de esbpl ile çakışmaması halinde ben de bu organizasyonun içinde bulunmak isterim açıkçası...
21 aralik 2008 galatasaray besiktas maci'nda kaç tane top kaptığını merak ettiğim futbolcudur. insanüstü bir gayret göstererek 3-5-2'nin sol açığında nasıl oynanılması gerekiyorsa onun kat be kat üzerinde oynamıştır.
ya gerçekten futbol cahiliyiz ya da fanatiklik gözleri karartıyor. galatasaray'ın ilk golünde topa hakim değildi rüştü ve servet'in atmış olduğu gol nizamiydi. arda turan'ın dar alanda iki kişiyi geçmesi ardından da holosko'nun çelmesiyle yere kalması da fauldü ve de hakem penaltıyı çaldı. dikkat edilirse holosko bu pozisyona itiraz dahi etmemiştir. son olarak lincoln'ün yere düşürülmesiyle- düşürülmesiyle diyorum dikkat et- kazanılan penaltıda da hakem haklıydı. çalımı yiyen uğur ellerini kollarını kullanarak lincoln'ü engelledi. topla alakası yoktu. ilk penaltıda olduğu gibi bu penaltıda da penaltıya sebebiyet veren futbolcu hakeme itiraz etmemiştir. delgado'nun pozisyonunda ise evet delgado kendisinin bir hareketiyle kartı yediğini belirtmiştir ama bunu yaparken de hakemin gözünün içine baka baka elini kaldırmış, hakemin otoritesini zedeleyecek hareketlerde bulunmuştur. ağlamaya gerek yoktur.
ilk yarıda görüldü ki arda turan'ın ebesi bu maçta çok iş görüyor. arda turan maçta kendini parçaladı. kah defansta kah ileride. ikinci yarının sonuna kadar bu performansla gitmesi imkansız gibi görünüyor. skibbe'nin ikinci yarıya sabri-nonda değişikliğiyle başlaması şart. çünkü beşiktaş sürekli olarak galatasaray'ın sağ kanadından hücum yapıyor. bu değişiklikle birlikte arda turan da bir nebze rahatlayabilir. daha çok hücum düşünebilir...
galatasaray'a transferi gerçekleşmesi halinde üstteki bakınızın çokça gündemi meşgul edeceği bir gerçek. juninho transferinin gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum. zaten bunu söylemek de öyle çok zor bir şey değil. öncelikle juninho çok büyük bir yıldız. yalnız bu sezon amiyane tabirle döktüren bir lincoln varken bu transfer çok gereksiz olurdu. galatasaray bu sezon gerçekten çok geniş ve iyi bir kadro kurdu. ara transfer döneminde transfer ihtiyacı en az olan takımdır galatasaray. alınacaksa bir tane oyuncu alınır; o da orta alana. hem hücum hem defans yapabilen 4-2-3-1 in 2'sinde mehmet topal'ın yanında oynayabilecek sol ayaklı bir oyuncu olur. yani olursa güzel olur. gerçi ayhan da barış da orada oynuyor ama bir nuri şahin de fena olmazdı. transfere ihtiyaç yok da hani yapacaksanız diyorum...
sabri'nin de takıma dönmesiyle, basında ve televizyonlarda da söylendiği gibi, galatasaray'ın son haftalarda uygulamış olduğu üçlü defanstan vazgeçip, dörtlü defansa döneceği derbi müsabakası olacaktır. kewell'ın sakat oluşu ve de ayhan'ın biten cezasından sonra galatasaray, orta alanı barış- mehmet topal- ayhan- arda dörtlüsünden kuracak ve mehmet topal'ın dönmesiyle birlikte galatasaray orta alanındaki gözle görülür mücadele artışı bu orta saha kurgusuyla en üst düzeyine ulaşacaktır. buna karşılık beşiktaş orta alanında galatasaray orta alanı kadar mücadele gücü yüksek oyuncular bulunmamakta ve de bununla birlikte formda lincoln ve baros gibi hücumcu oyuncular da beşiktaş'da mevcut bulunmamakta. tüm bunların yanında servet- meira ikilisinin uyumu beşiktaş'ın stoperleri arasında yok. son maçlardaki iki takımın form düzeyleri de karşılaştırılınca galatasaray'ın maçın favorisi olduğunu söylemek zor da olmasa gerek. tabi bunlarla birlikte bir klişe daha var ki o da;
çok pis göt olduk. orasını baştan yazıyım da rahatlayayım. maçtan önce çok rahattım. fenerbahçe'nin ligdeki, avrupa maçlarındaki kötü oyununa değil, galatasaray'a güveniyordum. bu noktada hem fenerbahçe, özellikle 3-1'den sonra, iyi oynadı, hem galatasaray kötüydü. sonuçta yine bize hüsran, yine bize hasret...
maç başlayacak, galatasaray kadrosuna bakıyorum birşeyler eksik. yıllarca ingiltere'de derbi maçlarında oynayan, bu sezon galatasaray'da çok iyi işler yapan kewell yedek. hem de baros'un sağ kanat oynaması için. baros benfica maçında da sağ kanatta oynadı ve de maç boyunca iyi değildi. buna rağmen baros'u sağ kanatta oyuna başlatmak hata idi. bir diğer hata ise meira tercihi. meira iyi topçu ama hiçbir zaman agresif, ısıran topçu değil. orta alanda oynadığı zaman stoperlerin arasına gömülüyor ve oyuna çok girmiyor. bu haliyle iyileşen bir mehmet topal galatasaray orta alanında oynamalıydı ki mehmet topal bundan önceki fenerbahçe maçlarında çok iyi performanslar ortaya koymuştu. benfica maçında alınan galibiyet galatasaray için bu açıdan hiç iyi olmadı. galip gelen kadroyu bozmak istemedi skibbe. bu noktada kendisine kızamıyoruz da. ama ikinci yarıya başlarken yapmış olduğu değişiklikler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. ümit'i çıkartıp nonda'yı tek forvet olarak sahaya sürmek akıl karı değil. nonda stoperlerle boğuşmuyor, kanatlara çıkıp top alıyor. haliyle de stoperler rahatlıyor ve galatasaray pozisyon bulmakta zorlanıyor.
hakem için bir şeyler demek istemezdim bu maçta ama hakikaten çok kötüydü. maça etkisi çoktu. öyle ya da böyle bir kadıköy mağlubiyetiyle daha son buldu pazar gecemiz. tebrik etmekten başka da birşey gelmiyor elimizden. tebriklerimizi sunar, yavaştan uzarız..
ancak futbolu bilmeyen hakemlerin yönettiği maçlarda olabilecek bir davranış. eğer orada futbolu bilen bir hakem olsaydı zaten endirek vuruş yerine, direk vuruş verilir, gol iptal edilmezdi ve de şaşkın şaşkın bakan taraftar olmazdı. şaşkınlık galatasaray taraftarının pozisyonu iyi çözümlemesinden kaynaklanıyor.
fenerbahçe'nin; Volkan-Gökhan, Edu, Lugano, R.Carlos, Selçuk, Josico, Semih, Emre, Uğur-Güiza, galatasaray'ın ise; Sanctis-Sabri, emre aşık,Servet, Hakan, Meira, Ayhan, Kewell, Lincoln, Arda-baros muhtemel ilk onbirleriyle sahaya çıkacağı müsabaka. sezon başından beri iki takımın da oynadığı futbolu göz önüne almadan bile sadece muhtemel kadrolara bakarak maçın favorisinin galatasaray olduğunu söyleyebiliriz. kaldı ki iki takımın da bu seneki performanslarına bakıldığında da favorinin galatasaray olduğu gerçeği ortaya çıkıyor. son zamanlarda kadıköy'de fenerbahçe karşısına bu kadar iddialı bir galatasaray çıkmamıştı ve bu geçen sene kadıköy'de kaçırılan galibiyeti telafi etmenin bir fırsatı. son 3 maçta rakibine yenilmeyen, hatta pozisyon bile vermeyen bir galatasaray bugün sahadan galibiyetle ayrılacaktır. maç berabere biterse bu, arsenal karşısında çok üstün bir performans sergileyen fenerbahçe'nin, bu üstün performansını tekrar etmesiyle olur...
sadece askerliği biraz daha ertelemek için yapılıyorsa gayet yararlı bir programdır. hem iett pasonu da almıyorlar. bir de burs da alabiliyorsun. tanım mı? süper birşey...
not: üniversite öğrencisiydim artık boştayım. ailem çok tepkili...
"ben gidiyor yuropa. burda hep küfür hep küfür" diyerek avrupa'ya kaçmış akabinde tutunamamış ve güzelim memleketime geri dönmüştür. geri dönerken de en iyi yaptığı şeyi yapmaya devam ettiği görülmüştür. anadolu takımlarının kontra atak topçusu olmaya devam ediyor ve çok canlar yakıyor. yapabileceğinin en iyisi de bu sanırım...
11 ekim 2008 turkiye bosna hersek maci'ndan sonra hakkında "fiorentina'ya transfer olacak", "sevilla sabri'yi istiyor" haberleri çıkması muhtemel futbolcu. kendisi hakkında çıkabilecek olan bu tarz haberler basın mensupları tarafından kendisine aktarıldığında ise muhtemelen şu cevabı verecek futbolcudur:
-ben galatasaray'ın malıyım.
altyapıdan çıktığından beri üzerine bir şeyler koyamamasının sebebinin ne olduğuna dair büyük bir göstergedir sabri'nin basın mensuplarına vermiş olduğu/olacağı bu ve bunun gibi demeçler. yetenekli futbolcu olduğunu her daim söylerim. her zaman da sabri'yi savunmuşumdur. kendisinin sorunu yıldız bir futbolcuda olması gereken kafa yapısına sahip olmaması. bu eksikliğini giderebilecek bir teknik direktörle çalışması halinde daha iyi bir futbolcu olabilir...
rıdvan dilmen maçlarda yorumcu olarak görev yaptığında bunun bir değişik versiyonunu kullanır. servet topla gidiyordur, kaleyi görür ve orta sahanın en olmadık yerinde şutu atar. rıdvar dilmen'in haklı tepkisi:
mehmet topal'ın iyileşip, yetişmesini umduğum maç. hele hele bursaspor karşısındaki orta sahanın milli yıldızımız yusuf şimşek'in extra oyununa çare üretememesinden sonra bunun gerekliliği giderek belirgin hale geldi. sakatların iyileşmesi durumunda favori kesinlikle galatasaray...
