"sonra benim uçagım kalktı atmosferin ortasında düşündüm: her şey nasıl bitiyor? nasıl yabancılaşı yor insanlar? hiçbir şey olmamış gibi. birlikte yemek yer miydik? nerelere giderdik? şakalarımız nasıl şakalardı? kavgalarımız? sesi nasıldı sesi? unutmak degil, başka bir şey bu."
- kemal kılıçdaroğlu nun tek sorunu çıkarıp 168 euroluk bir fatura gösterememesi olmuştur. sayın ve pek muhterem gökçek kılıçdaroğlu nda fatura olmadığı çaktığı için sürekli o konunun üzerine gitmiş, köşeye sıkışınca ya bu konuya dönmüş ya da konuyu saçma sapan mevzulara vurmuştur.
- melih gökçek kılıçdaroğlu nun sorularını not alıp toptan cevap vermek yerine sık sık söz kesmiştir, uğur dündar ın da tepkisini almıştır. hal böyle olunca uğur dündar ın adı taraf tuttuya çıkmıştır.
- kemal kılıçdaroğlu nun ne olursa olsun ortaya serdiği sakin tavır melih gökçe i çileden çıkarmış bir nevi tahrik etmiştir.
- melih gökçek mahalle ağzıyla tartışma nasıl yapılır pardon tartışamama nasıl yapılır onu bize çok çok güzel öğretmeye çalışmıştır.
- melih gökçek bir ülkenin başkentinin belediye başkanı nasıl olmamalıdır sorusunun cevabını da çok güzel bir şekilde vermiştir bize.
* melih gökçek 300 dolara satılan doğalgaz sayacının 150 doları yatrım için alınmıştır dedi kendi kendini yaktı. bir yolsuzluk bu kadar açık şekilde açıklanabilirdi, bravo diyoruz kendisine.
** melih gökçek köşeye sıkıştıkça ankara chp belediye başkan adayı murat karayalçın a bok atmaya çalışmıştır, yanlış yapmıştır, konudan sapmıştır.
*** murat karayalçın zamanında doğalgaz sayaçlarının çok pahalı alındığını söyledi sayın gökçek ve arkasından ekledi ' teknoloji geliştikçe bu tarz cihazların fiyatı düşer '. murat karayalçın ne zaman başkandı sen ne zaman başkansın. teknoloji senin zamanında daha gelişmiş olduğuna göre senin daha ucuza alman normal değil mi sayın gökçek?
en basit hatlarla tartışılmaya çalışılmış ancak becerilememiştir. melih gökçek belkide çok çok üstün bitirebileceği bir tatırşmayı kendi kendine kaybetmiştir.
muhakkak uğur dündar a sorulup cevap alınması gerekir, buna en iyi cevabı verecek olan kişi o olsa gerek..gerçi susmayan, her an patlamaya hazır olan birine nasıl laf anlatılabilir orası apayrı bir muamma zaten.
yerini yavaş yavaş pazarlamanın 4c sine bırakmaya başlayan 4p dir. şöyleki :
product yerini; customer value - müşteri için değer ya da fayda
price yerini; cost to the customer - müşteriye olan maliyet
place yerini; convenience - kolaylık,uygunluk,elverişlilik
promotion yerini; communication - iletişim e bırakmaktadır.
sadece bir açıdan daha iyi olabilir. hem baştan hem de sondan eklemeli bir dil olduğu için ingilizce daha zengin kelime hazinesine sahiptir. türkçemiz ise sadece sondan eklemeli bir dil olduğu için daha kısır bir kelime hazinesine sahiptir.
uyku bozukluğu, iştahsızlık, değersizlik ve umutsuzluk duygusu, konsantrasyon bozukluğu ve olmazsa olmaz ölüm duygusu ve ölme isteği gibi belirtileri vardır. yalnız bu belirtilerin yaklaşık olarak iki haftadır devam ediyor olması gerekmektedir. her insanın başan gelebilir fazla abartılmamalıdırancak yine de bir psikolağa görünmekte fayda vardır . her ne kadar literatürde ağır depresyon olarak boy gösterse de atlatılmayacak bir şey değildir. sakin olmalısınız, bi yerine iki düşünmelisiniz. depresyonda olduğunuzu ilk öğrendiğinizde bunu kabullenmek çok çok zor oluyor ama hayat işte insana neleri öğretmiyor onunla yaşamayı da öğrenmek zorundayız başa geldiğinde ki öğrendim de. bir kaç insanı mutlu eden ilaç bi kaç güzel söz yetiyor çoğu zaman. verilen ilaçlar hep depresyonu öteliyor sadece o anı kurtarıyor zannederdim ama bir uzman kontrolünde ve dozunda alınırsa gerçekten işe yaramakta. bulunduğumuz dönemde çoğu insanın başına gelebilecek bir hastalık. söylemek istediğim en önemli şey artık aklı başında insalarız çevrenizdeki baskıdan kurtulup lütfen ama lütfen bir uzmana başvurun bırakın ne düşünürlerse düşünsünler, sizden önemli değil ya..