kadınların, erkekleri farklı bir manipüle etme tekniği vardır. Kadınlar erkekleri duygusal olarak manipüle ederler. Bu onların en etkin silahıdır. Er kişiyi kontrol altına alıp, onun kendileri için sadık bir köpek olduğuna karar verdikleri anda tasmasını çözerler ve onun tekrar geri gelip kapılarında masum bir şekilde havlamasından haz duyarlar. Erkeklerde kadınları genelde penisle manipüle ederler. Bu iktidar demektir. Zaten kadınlarda bu gücü kıskandığı için erkekleri bu şekilde mat etme yoluna başvururlar. Güzellik ve zeka sahibi bir kadın, güç ve yetki sahibi bir erkeğin ipini çekebilir.
Mutlu insanlar için doğru olan önermedir. Şayet mutsuz, yitik, amaçlarına ulaşamamış, engellenmiş bünye için yapılacak en iyi şey erken yatıp sorunlarından bir anlıkta olsa, en azından günün 8 saati uzaklaşabilmektir.
Evet! Yanlış duymadınız! Gurur kırmak iyi bişeydir. Nedenmi? Çünkü gururu kırılan kişi kendini bişey sanmaktan vazgeçer ve böylece imana gelme yolunda büyük bir kibrit çakmış olur. Vicdan muhasebesi yapar. Gerçekte ne olduğunu ve aslında ne kadar aciz ve zayıf olduğunu keşfeder.
yorucudur. streslidir. En makbulu kendin olmaktır. Hayatı fazla önemsememek, şu ne der bu ne der kaygısı gütmemektir. Bir ucundan tutunup yaşanmalıdır Hayat!
Adı üstünde ergendir. Fazla olgunlaşamamış ve hayatın ballı kazığından yeteri kadar yememiştir. O yüzden saf ve kırılgandır. Aşık filan olur bu! insan doğasını daha yeteri kadar keşfedememiştir çünkü. Bir çocuk kadar masum gözlerle görür herşeyi. Aldatılırsa duygusallaşır, yaşadığı olayı dramatize eder, sanki dünya başına yıkılmışcasına.. Ama büyüdükce tabikide anlayacaktır aslında kendisinden çok daha büyük acılar yaşayan insanlar olduğunu. Afrikada açlıktan ölenler, toplu kıyıma mahruz kalanlar vs. Ve en önemliside kimseye bağlanmaması gerektiğini öğrenecektir er geç!
Bu devirde herhangi bir kimseye duyulan aşk için yaşamak biraz enayilik olacağı için gittiği yol yanlış olan arkadaştır. Günümüzün metropol ve karmaşık sosyal yapısı, illegal ve teferruatlı ilişkiler, liberal ekonomi, doyuma yönelik kazanma ve mülk edinme hırsı sadakat, bağlılık, vefa ve duygu gibi vicdani kalıpları taş üstünde taş bırakmayan güçlü bir deprem gibi temelinden sarsmış ve yıkmıştır. Bu çağda insan ancak tüm insanlığa aşık olmalı, daha doğrusu sevgi duymalı ve onların daha güzel, daha ahlaklı, daha vicdanlı bir hayata kavuşmasını sağlamak için uğraşmalıdır. Yaradılanı sevmeli yaradandan ötürü ve uğraşılmalı onları güzel bi hayata çağırmak için...
Hiç izlemeyip sadece fragmanını görse iki dakkada saçmalığı anlar ve berbat ötesi diye fişler. Haklıdır da... Günümüz metropol dizilerinde olduğu gibi, bu muhteşem sözde tarihimizi ele alan ve topluma olumlu şeyler, erdem, kahramanlık ve soyluluk aşılaması beklenirken aşk, sevgi. romantizm, ihtiras, cinsellik, padişahın harem kadınlarıyla fantezileri, hürrem sultana duyduğu tutku, diğer harem kadınlarının birbirini çekememesi ve sürekli dedikodu yapıp, entrika çevirmeleri gibi günümüz pembe dizileri kıvamında işlenmeye azmettirilmiştir şanlı tarihimiz. Eee tabi zaten sizden daha fazlası beklenemezdi de! Önemli olan tarihi gerçekler değil nede olsa.. önemli olan koca karıların ilgisini hakki figürler çeker onu tespit etmek ve toplumun cehaletini kullanarak prim ve reyting yapmak.
insanları doğuştan kaynaklanan bir başka özellikle, gök cisimlerinin konumlarıyla değerlendirmekten kaçınmayan astrologlar, uygar bir toplumun gereksinimlerini yerine getirmekten uzak davranıyorlar
amerikanın los angeles kentinde yaşayan amatör gökbilimcilerden ben mayer, ikizler burcu yarışması adını verdiği 10000 dolar ödüllü bir yarışma düzenledi tam güneş tutulmasının gerçekleştiği 11 temmuz günü çekilmiş ve güneşi ardalandaki yengeç takımyıldızında görüntülemiş olan kişi fotoğrafı getirince ödülünü hemen alacaktı
heyhat!o gün gökbilimcilerin bilip herkese açıkladığı ancak astrologların bilip de bir günah gibi gizledikleri bir gerçek vardı 11 temmuz günü güneş gemini yıldızının tam önündeydi gemini ikizler takımyıldızının dördüncü en parlak yıldızıdır
diğer bir deyişle, güneş o gün, yani tam güneş tutulmasının gerçekleştiği 11 temmuz 1991 günü yengeç takımyıldızında değildi yengeç takımyıldızıyla ikizler takımyıldızı arasındaki sınırdan, ikizler takımyıldızının ortalarına doğru tam 100 (on yay derecesi) uzaktaydı! insanın usuna hemen şu soru takılıyor: mayer denen bu kişi asla kazanılamayacak olan bu yarışmayı niçin düzenledi? bu sorunun yanıtını kendisi şöyle verdi: çünkü insanların astrologlara değil gökbilime ve gökbilimcilerin gözlemlerine inanmalarını istiyorum
burç falcıları yanıltıyor
hangi gazetenin burç falı köşesini açarsanız açınız, 21 haziran 22 temmuz tarihleri arasında doğmuş olan bir kişinin güneş işaretinin yengeç olduğunu görürsünüz kısacası 11 temmuz 1991 günü güneşin yengeç takımyıldızının ortasına yakın bir yerde olmasını beklersiniz
binlerce yıl önce astrologlar horoskop öngörüleri için güneş, ay ve gezegenlerin konumlarını içeren haritalarını hazırlarken güneş gerçekten de yukarıda sözü edilen tarihler arasında yengeç takımyıldızında bulunuyordu şarabın, mumyanın, fosilin ve daha birçok şeyin eskisi iyi oluyor da horoskobun eskisi, bazı kişiler için galiba sıkıntı verici oluyor!
o tarihlerden günümüze dek geçen zaman içinde yerin dönme ekseninin belli bir doğrultu çevresinde tıpkı bir topacın kafa sallaması gibi yer değiştirmesi (presesyon devinme olayı) güneşin takımyıldızlarda bulunma süresini değiştirmiştir (şekil 1) horoskop açılımında ortaya çıkan bu olumsuz durumun ayırdında olan bilinçli astrologlar, bu tutarsızlığı örtmek amacıyla bugün yıldızlara değil astronomik işaretlere gönderi yapar!
Ülkesine göre değişir o...! Bir Türk kadını Türk erkeğinden genellikle üstün değildir. Ama bir Avrupa kadını, bir Türk erkeğinden genellikle daha üstündür.
Çok sosyal olacam diye önüne geleni eklememeli, ekleyenide kabul etmemelidir. Şöyle 3-5 samimi, sürekli sohbet ettiğin kişi olsun yeterlidir. Hem böyle yersiz endişelere girip, acaba şimdi kim sildi kim ekledi derdi olmaz. Hemde hesabını daha temiz tutmus olursun. 750 kişinin 10 dakka arayla paylaştığı videolarla bilgisayarıda pek kasmamış olursun!
Kişiyi aslında hiç bir yola vardırmayan yavşaklıklardır. Şöyleki; er kişisinin hoşlandığı, ama kendi mantığınca durumu fazla şiirselleştirip aşık olduğu, ömrünü adadığı bir kız vardır. Kıza karşı tavırlarıda bu saplantılı fikre göre şekillenir. Senelerdir izlediği bilinç altındaki eski türk filmlerinin, arabesk parçaların dışarıya yansımasıdır bu. Ve nihayet kayış kopar, ok yaydan çıkar ve hoşlandığı kız bu er kişiyi terk eder veya teklif eder reddedilir. Bu aşamadan sonra seri halde arabesk dinlemeler, içim yanıyor yokmu ulan derdime çare tripleri başlar. Bu gereksiz romantiklik kişide fiziksel ve ruhsal olarak bir çok olumsuzluğa yol açar. Sürekli stres altındaki bünyede uykusuzluklar, saç dökülmesi, psikolejik rahatsızlıklar, gerçeği değerlendirmede bozulmalar ve bunları takiben cinsel sapmalar görülür. Ama terk eden kızcağızımız ise; gayet mutludur. Terk ettiği kişinin üzülmesi, kendini yıpratması aslında zerre umrunda değildir. Gerçekci ve mantıklı bir şekilde hayatını sürdürmektedir. Kısacası, er kişi ne yaparsa kendine yapar ve zararı sadece kendine dokunur. Fazıl say sonuna kadar haklıdır bu konuda..!
Bir olay, olgu, durum veya konu hakkında düşünürsün... Tespit yapar hislenirsin... işte o an; bu fikrin her neyse paylaşmak zorundasındır. Çevrene bakarsın ve onu anlatacak kimse yoktur. Kendi kendine söylersin ve kafanın içinde biri varmış gibi uzlaşarak yada muhalefet ederek bi geribildirim oluşturursun. Döngüler böyle sürer gider! Bu sürecin uzun süreli tekrarında kendi kendinle konuşmaktan sıkılırsın ve hayali kahramanlar sana eşlik etmeye başlar.. Şanslıysan atlatırsın şansızsan beyaz önlüklülerde arkadaşın olur!
Kişisel olarak çok şükür öyle bir komşuya sahip değiliz dediğim durumdur. Gaziosmanpaşa gibi istanbul'un en varoş, dağdan daireye taşınma ihtimali çok yüksek olan insanların arasında yaşamamıza rahmen, ayrıca apartmandaki bir çok daireninde kirada olmasına rahmen henüz başımıza gelmemiştir. Sağlıklı bir ruh hali ve hayatın devamlılığını dingin bir yapıda geçirebilme umuduyla dileriz gelmezde...!