muhterem sözlük yazarları! yalnız mısınız? toplum içine çıkmaktan nefret mi ediyorsunuz? yanınızdan geçen birinin size soru sormasından korkuyor musunuz? korkmuyosunuz yaa. biliyordum. ben korkuyom ulan. var ya çok kötüyüm olum. çok fena asosyalim. öyle böyle değil. yani dikkat çekeyim diye boğaz köprüsünden atlayıp öleyim, sahilde balıkçılar bulana kadar soranım olmaz. allah belamı vermiş. neyse gideyim de fatihten kalan yarım şarabı içeyim.
evet böyle bir sorun mu desem ne desem bilemediğim bir durum var. kedim öldü muhabbet kuşum öldü. deliler gibi günlerce ağladım. ama ninem öldü halam öldü çok bağlıydık birbirimize ama ağlayamadım be sözlük. içimde ağlamak var ama yaş gelmiyor. çok tuhaf lan.
yapmayı düşündüğüm eylem. sivilcenin görünüşü falan zerre umrumfa değil. çok ta sosyal bi yaşam sürmüyorum. bir aydır gösterip te vermiyor. çok pis bir ağrı, ızdıraplı bir oluşma süreci. yeminlen atacam kendimi bir yerden. gidiyorum doktora. hala azitro'dur yok imex'dir uğraştırıyor. kes çıkar işte, kapın aşındı artık. vur neşteri.
toplasan kedi ziki kadar bi iltihap var içinde. dursun orda. niye uğraşıyonuz benim güzel organizmalarım bu mikroplarla. kardeş kardeş geçinin işte. o topraklar hepinizin. ırkçılığa gerek mi var? hepiniz benim için çok değerlisiniz. böyle anlaşmazlıklarla, isyanlarla devleti meşgul ediyorsunuz. önümüzde daha çok zaman var. uzun yıllar geçireceğiz hayırlısıyla. hadi benim güzellerim. göreyim sizi.
sakarya üniversitesi esentepe kampüsüne yürüme mesafesinde olan öğrenci yurdu. new holland'ın türkiye temsilcileri tarafindan açılmıştır kendisi. zengin mekanı gibi görünse de orta sınıf geliri olanlar için oldukça idealdir. valla bi çay için derim ben. ayrıcanak daha yepyeni, taptaze beton kokuyor.
her gün bir paket sigara bitirenlerin denemesi gerekendir. sigaradan daha fazla keyif alırsınız. ne lan öyle dakka başı sigara içerek keyif mi alınır? günün en güzel anında bir sigara. oh mis.
öyledir efendim. aşk yokken özlemiyordum, yanımda olmayınca acı çekmiyordum, merak etmiyordum, her şey yolundaydı. ben kendimi hiç bu kadar kötü hissetmedim hiç. içimde böyle bi sıkıntı olmadı şu ana kadar. ne mene şeymiş şu sevgi. kusacam lan kusacam. tek ben mi böyle yaşıyorum bu durumu.
edit: hanginiz filistinde yok orda burda olan zulümleri düşünerek yatıyor acaba. ulan sanki günün saati dünyadaki zulmü sefaleti düşünüyorsunuz. politikacıymış gibi davranmayı kesin
yaklaşık iki ay önce alsancak taraflarında bi sevgili buldum. her şey normaldi. sıcağı soğuğu falan da ayırt edebiliyordu. ta ki geçen haftaya kadar. geçen hafta nefes alıp vermesinde biraz yavaşlama oldu ve sinir sisteminde değişiklikler meydana geldi. sıcaktan götümden ter geliyordu ama o bana üşüdüğünü anlatmaya çalıştı. yani anladığım kadarıyla. bu gün hiç nefes almıyor. birşeyler yanlış gidiyor gibime geliyor. allah sonumuzu hayırlı eylesin. ben böyle de kabul ederim ama onun bunu isteyeceğini sanmam.
üstün ve çok bilmiş bir tavırla şöyle konuşur: 'Ulan hep oluyo böyle şeyler. uludere de van da yas tuttuk sosyal medyada siyah kurdele paylaştık da noldu. bir aya unuttuk. ben çook gördüm böyle şeyleri. unutuyoruz bir aya kalmadan.'
çaresizliği içine işlemiştir böylelerin. içimizdeki üzüntüyü başka nasıl atabiliriz? oturup çekirdek yerken tüm olan biteni izleyerek mi. elinden geldiği kadar bir şeyler yapmadan için rahat edebilecek mi?
sokağa uyum sağlayamayan, evde bakılmaya muhtaç hayvanlara yardım eli uzatan amerikan kuruluşu. kendilerine yapılan bağışların hakkını verdikleri çok bariz. o hayvanlara yaklaşma şekilleri bu işi nasıl gönülden yaptıklarının göstergesi. umarım bizim ülkemizde de böyle şeyler olur ama önce veteriner hizmetleri geliştirilmeli. büyükbaşa tapan veterinerlerden fazlası gerekli.
şu adresten bağış yapmayla ilgili bilgi alabilirsiniz:
acımadan iyilik yapmak için çalışacak topluluk. işlerine gece yarısı araba camlarını silmekle başlamışlardır. sildikleri arabaların camlarına şöyle de birer not bırakmışlar:
'camınız iyilik faşistleri tarafından silinmiştir. iyilik dolu bir hafta sonu dileriz.'
şu an olandır. bi kaç ay önce içeri girerken 'bu işleri içerde de yaparız' diye tehditler savuran taşaklı piyonlar bu gün tamponlarını dahi çizdirmeden 'kaç birader kaç' diyerekten özgürlüklerine kavuştular. yolsuzluk bu işin kaymağı. altta ne volkanlar kaynıyor kim bilir. iyisi mi ortalığı ayağa kaldırmamak lazım diyecem ama yaralı hükümetin de akbabası bol be kardeşler. yapacak bir şey yok.
yeğenimin (16) defterinin arasında bulduğum yazı. dayısına çekmiş. ağlıyordum az daha lan. aşırı etkilendim koyayım dedim. bilmem belki kan çekiyor ondan bu kadar etkilendim. 'kömürlükten yine geldi o ses. sanırım kedi doğurdu. ah ulan her sene aynı hikaye. nerden geliyorsunuz da beni buluyorsunuz. susun biraz da uyuyayım. kaldırmayın beni bu sıcak yataktan. niye kısırlaştırmıyor veteriner şu sokak hayvanlarını. hayvanat bahçesine döndü her yer. bir dakika. niye bizler ürerken onlar tükenecek. biz değilmiyiz bu binaları buralar kafamıza göre diken. niye kıskanayım kömürlüğümü onlardan? ya da o niye kızmasın bize bu beton yığınlarından dolayı? hiç özlemiyor mu eski hayatını? çimeni ağacı... çok mu mutlu gününün yarısını çöp karıştırarak geçirmekten? çok mu lezzetli plastik sucuk kabındaki kırıntılar? üstüne oturduğumuz eski su birikintisini düşlemiyor mu, yamuk dökülen asfalt üzerinde biriken çamurlu zift kokulu suyu içerken? belki de çok mutlu değildir arabanın kaputunda ısınmaya çalışacak 4 küçük yavru doğurmaktan. bu binaları yıkıp ta eski ortamı sağlayamam ama bir kaç kişinin 'elleme bit vardır' tabusunu yıkabilirim. neyse kalkmalıyım ve kömürlüğün önüne biraz yiyecek biraz su koymalıyım. umarım anneleri terk etmemiştir.'
benimdir. birisi temmuz ayında bulduğum diğeri eylülde bulduğum olmak üzere iki kedim bilemediğimiz bir nedenle bir hafta içinde öldü. bütün ramazan beraber balkonda yattığım kedi hiç yaşamamış gibi oldu. yaşadığım yerdeki alanında uzman veterinerler sağolsun bir hafta önceden ' bu ölür bu ölür' diyerek ileri görüşlülüklerini ortaya koydular. hiçbir uygulama yapmadılar koduğum götü kalkmışları. bütün veterinerleri gezdim olmadı. küçük olan fazla can çekişmeden öldü. diğeri ile bir haftadır aynı yatakta yatıyoruz. her gün bir tık azalan mırlaması bu gün bitti. verdiğim veteriner mahsulü antibiyotikler bir boka yaramadı. ve geriye acaba bilmem şu veterinere de mi götürseydim pişmanlığı kaldı. bunu sırf içimi dökmek için yazdım. ama çok kötü haldeyim be sözlük.
kendini ezik hisseden kişidir. bir kişi bile çok yaşa demez bunlara. toplumda hiç bir değeri yoktur. eziktir ezik. işte o benim. nalet olsun kahpe dünya. lanet olsun popüler kültür.
ortalıkta dolaşan 'fak dı sistem' ci ergenlerin sık sık karşılaştıkları durumdur.
- yok bilader ben okumam. sistem için kendimi yıpratmam.
- ben çalışmam kendimi sisteme kullandırtmam.
- yok olum alışveriş malışveriş. kapitalistlere zırnık koklatmam.
- hayır olum niye ev alayım ki mis gibi mağaralar varken?
- götümü yaprakla örterim.
bir de bunların evrimleşmişleri vardır. sisteme küfür edip sistemden geçinirler. tengri sizi ıslah etsin.
rum savunma bakanı fotiu'nun doğruladığı haber. gerçek mi bilemem ama böyle şeylerin daha görülecek olması muhtemel. dünyanın en siyasi bölgesinde savaş alarmlarının zirve yaptığı bir zamanda olmayacak şey değil. umarım saçma sapan boyutlar kazanmaz.
insanlık suçudur. ideolojik hümanizmdir. benim fikrimden olan insanlara dokunmasın da istediğini yapsın demekir. sen dün doğruluğu meçhul bin tane katliama inan, bağır çağır. ama sırf kıytırık bi hükümet mısır'daki zulüm görenlerin arkasını kollamaya çalışıyor diye olanlara kılını kıpırdatma. kamuoyu oluşturmamak için elinden geleni yap. s*keyim siyasetinizi, taraflılığınızı.